24 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

24 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

IPA Kaza 24 Kânunusani 1937 Istanbullular nüfus başına günde AKŞAM 4 çöp kibrit yakıyorlar Sigaranızı yakıp attığınız kibrit çöpü- nün nasıl yapıldığını biliyor musunuz? Türkiyede hergün 50,000,000 çöp kibrit yapılıyor, şimdiye ” Kibr!$ fabrikasındaki faaliyetten üç intiba Küçük bir kutunun kenarına şöyle bir. sürtüp alevlendirdiğiniz, sigaranı- Xi yaktıktan sanra kaldırıp attığınız bir kibritçiğin nasl yapıldığını hiç merak ettiniz mi?.. Bi kibrit çöpünün neler geçtiğini, kibrit olabil- Mek için ne uzun maceralar geçirdi- Gini ben de sizin gibi Büyükderedeki aya gitmeden evvel bilmiyor- lum. Kapıdan içeri girdik. Dağlar gibi yı- Üllmış çöpler, makinelere oluk oluk Biden kibrit kutuları arasından geçi- Yorüz. Yanımda yürüyen Kibrit inhi- Sarı umum müdür muavini: — Türkiyede kibrit yakılmıyan tek bir yer vardır: Kibrit fabrikası... Bü- Mun için buradan itibaren maalesef Siğara içemiyeceğiz. diyor. Kibrit inhisarı umum müdür mua- Vinine soruyorum: — Acaba günde ne kadar harcediyoruz? — Biz aşağı yukarı, Avrupa millet lerine nazaran en az kibrit harteden İnsanlarız. Memlekette"bir günde sarf- €dilen kibrit nüfus başıma 1,36 çöptür. Yani günde bir buçuk kibrit bile harc- | etmiyoruz. Türkiyede en çok kibrit | #ârfedilen yer İstanbuldur. İstanbulda Bünde sarfedilen kibrit nüfus başına | $-4 buçuk çöptür. Şehirlerde en çek | Kibrit sarfeden sınıf ameledir. İstan- | buldan sorra en fazla kibrit yakan ş€- hir İzmirdir. Maamafih günde nüfus | başına 4 kibrit sarfedilmesine rağmen bul.da Avrupa: şehirlerine naza- Yan'çok az kibrit harceder, Meselâ Al- Manyada,Fransada nüfus başına gün- die 8-10 kibrit düşer: Yaza nazaran kı $in kibrit sarfiyatı çok azalır. Çünkü Kibrit en fazla sigara yakmakta Kulla- milır. Kışın ise birçok evlerde man- | Sal olduğu için herkes siyarasım ateş- | ten yakar. Sonra kahvelerdeki küçük | *ateşlik; lerde kibrit sarfiyatını epi | Azaltır. Bunun için kibrit sarfetme Mevsimi daha ziyade yazdır. Marma- İh Son senelerde kibrit sarfiyatı faz- Yalaşmıştır. Eskisine nazaran daha İazla kibrit yakıyoruz. Bu fazlalaş- Manın sebeplerinden biri de son za- Manlarda tütün sarfiyatının da faz- aşmasıdır. GÜNDE NE KADAR KİBRİT YAPILYOR? ie Fabrika ne kadar kibrit yapı 1) iz iğ kibrit kadar memlekette 27,500,000,000 kibrit yaptık — Bu fabrika Türkiyede günde 1,000,000 kutu kibrit - yapar. Yani Türkiyede her gün 50,000,000 çöp kibrit yapılıyor. Memleketimizin ihti- yayacından fazla kibrit yapıyoruz. Çünkü dalma elimizde altı aylık kibrit stoku bulundurmak mecburiye tindeyiz. Altı aylık kibritimiz dalma hazırdır. Fabrika müdürü bana gayet ente- resan bir istatistikten bahsetti: — Bizim memlekette 1 şubat 932 tarihinden itibaren kibrit yapılması- na başlanılmıştır. 932 den bu seneye vani 937 ye kadar Türkiyede 550,000,000 kutu, yani 27,500,000,000 çöp kibrit, yapılmıştır. ERKEK, KADIN AMELE ARASNDA REKABET Fabrika amelesinin çoğu kadın... Ana kız, iki kız kardeş, karı koca çâ- hşanlar pekçok.. Daha ziyade kadın- lar kutu yapma işinde, erkekler -kib- rit yapma ve bunları kutulara istif işinde: çalışıyorlar. « - “ Her gün: fabrikada ne kadar kibrit yapılırsa, ona göre kutu yapılıyor. Erkek amele İle kadın amele arasın- da daima fazla çalışma maçı varmış... Bazan kadınlar dişlerini sıkıp fazla kutu çıkarıyorlarmış. Erkekler yap- tıkları kibritle bu fazla kutuları. dok duramıyorlarmış. O zaman kadınlar memnun... Bazan da erkekler o dere-| ce çalışıyorlarmış ki kadınlar yapılan kibritlere kutu yetiştiremiyorlarmış.. o zaman erkek amele, kadınlar ta- rafma: — Haydi canım.. elinizi biraz ça- buk tutunuz.. diye sesleniyorlarmış... Geçenlerde erkeklere fena kızan ka- dım amele o kadar fazla kutu çıkar- mışlar ki erkekler bunları doldura- mamışlar, akşam pâydosu çalınca iç- lerinden #Eyvahlâr olsun, kadınlara mağlüp olduk.; diye gözleri yaşaran- lar olmuş BİR EVLENME MACERASI Fakat buna mukabil, fabrikada ta- | nışıp evlenen birçok çiftler de yok de- gil... Hele fabrika müdürü enteresan bir şey anlattı, bayıldım: —Genç bir erkek amele bir mektup | yazmış. «Bu: kibrit kotusü eğer yaşlı k. A bir erkeğin eline geçerse dünya ve ahi- ret babam olsun, eğer yaşlı bir kadı- nın eline geçerse dünya ve ahiret an- nem olsun. Eğer benim yaşımda evli bir bayanın eline geçerse dünya ve ahiret hemşirem olsun. Eğer benim yaşımda evlenmek istiyeri genç bir bayanın eline geçerse beni ustabaşım Hayriden sorsun.» Mektubu kibrit. kutusunun içine koymuş. Kutu döne dolaşs Fatihte, Çarşambada bir genç kızın eline geç- miş.. gelip Hayri ustadan sormuşlar.. ve bu genç kızla genç amele bu kibrit kutusu yüzünden nişanlandılar, «ASRİ ZAMANLAR» FİLİMİ İnsan buradaki faaliyete baktıkça Şarlonun en son gösterilen «Asri zar manlar> filimini hatırlıyor; Şarlonun orada fabrikadaki haytını gözünüzün önüne getiriniz.. Şarlonun bütün ha- hatını . bir tek vidayı çevirmesi gibi burada her amele kibrit işinin tek bir tarafını yapıyor. Meselâ kutunun iç tarafının köşele- rini, bir amelenin de bütün vazifesi kutuları tersine çevirmek... Sonra kib- | rit kutularının parçalarını makine- | nin bir tarafından bir oluktan içeri #ıyorlar, öteki taraftan kutu yapılmış, üstüne etiketleri yapıştırılmış, her şeyi tamam olarak çıkıyor. Bir çokları kibritlerin eksik çıktığın- dan ve yanmadıklarından şikâyet eder- derler. Fabrikayı gezerken dört göğ- le 'bu işe dikkat ettim; Kutulara oto- matik makineler kibritleri dolduruyor. Fabrika buişe o derece ehemmiyet vermiş ki Kutusunda eksik kibrit çık- - mıyan makinede çalışan ameleye mü- - kâfat veriliyor. Meselâ 6 ay kutusun- da eksik kibrit çıkmıyan ameleye bir kat elbise yaptırılıyor. Kutuların | yüzde seksen beşinde 50 çöp çıkıyor- muş. Yani normalmiş. Yüzde seksen fazla.. bazılarında 36 kibrite. kadar düşüyormuş, buna mukabil bazılarm- da da 64 kibrite kadar çıkıyormuş. YANMAYAN KİBRİTLER İ Yanmayan kibritlere gelinde... Her 15 dakikada bir her makineden birer (Devamı 9 nen sahifede) Hikmet Poridun Es Sahife ? VENEDİKLİ BAFFA “Safiye Sultan,, Yazan: Ahmed Refik Terika No: 91 Yemişçi kendisini kurtuldum zannediyordu . Fakat bir gün Ayşe sultanın yanından çekip çıkardılar, o dakikada işini bitirdiler 'Tam o sirada kapıcıbaşılardan Türk) çesi miriye Kabzolunduktan: sonra Ahmed ağa geldi. Paşa namazı biti- rir bitirmez eline mendile sarılı bir kâğıd verdi: — Hattı hümayundur, dedi, Yemişçi, tezkereyi açtı. Mührü hü- mayunun İstenildiğini anladı. Yanın. dakileri dışarıya savdı. Mührü teslim etti. Artık hiç durmadı, O saat, Sütlü- cede sultanın bahçesine doğru yola çıktı, Fakat kendini tutamadı, Ocak ağalarına derhal haber yolladı. Ye- mişçi, Venedikli Baffanın ve Ayşe sul- tanın şefaatile yakasını kurtarabilir- di, Ocak ağalarına haber yollaması, hiç ummadığı halde, felâketine sebep oldu. Ocak ağaları birden ayaklandılar. Yeniçerileri topladılar. Yemişçi, bü- tün bu bâdiseye sebep, yeniçeri ağası olduğunu haber vermişti. Gece yarı- sı yeniçeriler odalardan Ağakapısına geldiler, Kasım ağayı yakaladılar, Bir eve hapsettiler. Evin kapısını kilitle- diler. Oradan kalktılar. Korkunç bir kalabalıkla şeyhislâm efendiye ve Ka- zaskerlere gittiler. Bağıra bağıra an- Jattılar; —Vezaret mührünü padişahtan Ha- san paşaya derhal teslim ettirmeğe gidersiz. Yok derseniz, hanelerinizi yakar, ve çok kimselerin kanımı dö- keriz! dediler, Hattâ bu menlde kâğıtlar yazarak saraya da gönderdiler, O gece, saraydan hiç bir cevap çık- madı. Ertesi güne bırakıldı, Ana oğul, yeniçeri ağası Kasım ağaya hak ver- diler. Yeniçeriler hiç üşenmediler. Gece yarısı ulema kapısından kalktılar, tekrar Ağakapısına geldiler. Kasım ağayı aradılar, Kasım ağa evin'sokak kapısını koparıp çoktan kaçmıştı! Saraydan da, sadatet kaymakamı çok- tan tayin edilmişti: Cerrah Mehmed paşa... Hattâ yeniçeri ağası da, yeni- çeri ağalığı da Yemişçiden mührü alıp getiren Türk Ahmed ağaya verilmiş- ti. Kasım ağa vezir olmuştu. Ve haf- ta sonuna kadar da divan olmıyacak- tı. Yeniçerilerin bu işlerden haberle- ri yoktu. Sabah oldu. Yöniçeriler divan ol- madan saraya giremezlerdi, Onlar bu- na da ehemmiyet vermediler. Saray avlusuna doldular: — Giru elbette mührü şerif Hasan pasâya verilmek gerektir! Diye haremağalarını sıkıştırmaya başladılar, Halbuki o gün Yemişçinin bütün düşmanları saraya davet edil mislerdi. Hepsi de içeride toplanmış- Yardı. Yeniçerilerin bu gâleyanim isitin- ce, şeyhis'âmla yeniçeri ağası Türk Ahmed 'ağa divana geldiler. Yeniçeri- lere nasihat ettiler. Tatlıhkla vatış- nrmaya çalıştılar. Pırtına birden. | bire sükünet buldu. Bu s*fer; — Bizim vezaretle ne alâkamız var- âır? Padisah kimi isterse, istihdam eyliye, dediler, Savusup odalarına gittiler. Yemişçi, artık kendisini kurtuldum zannediyordu. Aradan on gün geçti. Bir gün, on on beş tavaşı ile Bostancı bası ansızın Süllücedeki Handan ağa bahçesini bastılar. Yemişçiyi Ayşe sul- tanın yatağından çekin çıkardılar, Ve O dakikada işini bitirdiler, Sun'ullah efendinin damadı Gani- zade efendi, Yemişçinin katline der- haltarih düsürdü: Hasanın azli hasen katli dahi müstabsen Düşse tarihi nola katli Yemişçi ahsen va BAFFANIN SON YILLARI O günden - itibaren Kasım paşaya beşinden sonrası ise ya eksikmiş, ya | gün doğdu. Fakat Kasım paşanın da, mevki hırs itibarile, Yemişçiden geri kalır yeri yoktu. Araları ne kadar ivi idi. Paşanın enaziz dostu o idi. Fakat aralarının bozulmasına Hafiz Ahmed paşa mese'usi sebep oldu. Ha- fız Ahmed paşa Anadolu “serdarlığın- dan azledilerek İstanbula çağrıldı. On bes bin florisi yani doktiz Yüz bin tk kendi Yedikulede hapsedildi. Daha nesi var, nesi yok, hepsi satılacak Bu müsadere işlerini görmek te def- terdarın vazifesi idi, Fakat Kasım ps- şa ki, o zaman yeniçeri ağası İdi Üçüncü Mehmede kendini sevdirdiği için, Hafız Ahmed paşanın saraya l1â- yık eşyasını alıp getirmesi, lâyık olmı- yanlarını da satması kendisine emre- Gildi, Yemişçi Hasın paşa da divan tarafından orta deflerderi alelüsul yanına kati. Kasım ağa Bazı eşyayı kapatmak istedi. Eşyaların fiatinde ihtilâf çıktı, Kasım ağa, saraya güvendiği için, defterdarın" itirazımız dayanamadı: — Padişah Bu hizmeti bana sipariş buyurmuş İkensen bu maslahata ne- den karin oldum? dedi, Defterdar kızdı: — Seni kapıcılar kethüdalığından bu makama onsekiz günde ulaştıran Paşa beni bu maslahata memur eyle- di. Hususâ ki Bu makule maslahat defterdarlara mahsus idiği kanunna- melerde tasrih edilmiştir. Ağaların alâkası yoktur, dedi. Kasım ağa birdenbire parladı: — İnşallah yakında senin ve seni gönderenin esvabını dahi satmak ba- na nasib olacaktır, dedi, Orta defterdarı bu sözleri aynen, ve hattâ fazlasile, Yemişçiye anlatı Yemişçi fena İaide hiddetlendi. Kasım öğa vezirin yanına geldiği zaman, Hasan paşa kendini şiddetle azarladı, o da bildiğini söyledi. — İnşallah ben de seni Yanya san- cağına muhtac edeyim, dedi, Fakat Kasım ağanın sılası, Yemiş- çinin kinine galebe çaldı, Kasım ağa Yemişçiyi devirdi, ve sarayın en göz“ deleri sırasına geçti. Şimdi her şey onun elinde idi. Sabık yeniçeri ağası vezir olduktan sonra, gözümü Cerrah Mehmed paşr- run yerine dikti. Cerrah Mehmed paşa? bütün veziffeiiı en ihtiyarı idi. Has talıklı idi, Arz günlerinden başka günlerde divana varacak hali yoktu Hattâ sarayında ikindi divanına bile çıkamazdı. Nişancı Hamza paşayı di- vana çıkarı”, halkm şikâyetlerini ona dinletir, ver kendisine inha ettirirdi. Kasım paşa, müftü Ebülmeyamin Mustafa efendiyi bir gün kasrı hüma- yuna davet ettirdi. Fakat evvelce ken- disine talimat ta verdi. Müftü efendi üçüncü Mehmedle ah- yal ve vaziyetten bahsederlerken, sözü Cerrah Mehnbed paşaya intikal ettir- di: — Cerrah Mehmed paşa, padişahı- min emektarı ve bütün vezirlerin ih- tiyandır. Lâkin marazı sebebile eskisi gibi hizmetine kadi: değildir. Divana cıkmağa takati yoktur. Hattâ Hamza paşayı istihdam ediyor. Filhakika ni- ce etsin? Vücudünü mü düşünsün, yoksa saltanât 'şlevini mi? Ama dev- let! aliye büyük devlettir. Vekâlet ve niyabetle idars olunemaz, Cerraf pa- bendelerine teknütlük inayet bu- yurulup, Kasım paşa kaymakam kı- Yınsa, umüru ölem nizam bulurdu, dedi. Üçüncü Mehmed, müftü efendinin bu sözlerine kandı. O gece Cerrah Mehmed paşa tekald edildi. Kasım paşa İstanbul Kaymakamı oldu. Fakat . veziri. azam henüz. tayin câllmemişti.. Mühür, hazinei .âmirede duruyordu. Mısır muhafızı Malkoç Jâkabile meş- hur Yavuz Ali paşaya haber gönderil- di. Mısırdan çağrıldı. İstanbula yakla- şır yaklaşmaz mührü şerif Kıllı Dil sizle veziri asama gönderildi. Bu me sele de böylece halledildi, Şimdi, Macaristan ve Anadolu me- selelerinden başka, bir de İran hâdi- sesi baş gösterdi. İran hükümdarı şah | Abbas, Ferhad paşa sulhunün acısını çıkarmak için ötedenberi fırsat göz- Yüvordu. Bu müsileha mücibince, "Tebriz, Gence, Revan bizde kalmıştı. b e kğ mamaya emar vara Ç

Bu sayıdan diğer sayfalar: