| çikktiririni ER Sp çikkikile © siritçiirik âk ç kerit i BD“ ş i Mi kei kk İzni xikt Etitikeizi & 3 4 MİniZ # 23 Kânunusani 1937 AKŞAM Bir radyo mütehassısı anlatıyor Radyoda işittiğiniz top, fırtına seslerini nasıl yapıyorlar?.. Radyoda neler parazit yapar: Dişçi makineleri, su motörleri, bilhassa telefön asansörler, Bir vakitler dans merakı. bir za“ manlar gramofon merakı... Şimdi de bu yılların en büyük merakı: Radyo... Radyo salgını dünyanın her tari fında olduğu gibi bizde bir çok evle rin kapısını çalıyor.. radyo meraklı- ları bir araya geldiler mi? Artık ma- kineler hakkında, radyo istasyonları hekkında ne bahisler, ne bahisler... Hele bu yakınlarda radyolardan güm- Fük resminin indirilmesi, ber evin bir radyo sahibi olması mevzuu bahsol- duktan sonra... Her gün düğmesini çevirip bir çok iğiniz. radyonuzun »tlerini öğrenmek İster büvük bir radyo mü tehassrının söylediklerini dinleyiniz: — İstanbulda ilk defa radyo neşri- Yatı başladığı zaman bütün memle- Kelte tamam 10 radyo makinesi var- dı. Bunlardan biri de radyo müdürü bey Hayrettinindi. O zaman şehirde Tedyo istasyonu yoktu. Konser veri cek artistler bes elti otomobile doldu- Yulur, İstanbuldan ta Osmaniye tel- sizine götürülür orada konserler ve- Tirlerdi. Neden sonra şehirde bir stüd- Yo kuruldu. Ve artistler, radyoda Peşriyat yapacaklır ta Osmaniyeye gitmekten kurtuldular, RADYODA İSİTTİĞİNİZ ACAİB BESLER... Radyoda bir temsil verilirken mese- Mâ bir tabanca patlatılması icab eder.. Tadyo mikrofonu karşısında bir ta- banca patlatsanız dinleyiciler katiy- Yen bunun bir tabanca sesi olduğunu anlıyamazlar, Mikrofon başında paf- lotalan tabanca, silâh sesi vermez, hiç Ümid etmediğiniz gürültüler yapar. Meselâ bir tabanca sesi vermeniz İçin tabanca patlatmak değil, tram- betih kenarına oldukça hızla vurma- miz lâzımdır Kezalik dinleylellere rüzgâr, fırt Pa, yağmur, şimşek, gök gürültüsü, tayyare motörü sesi işittirebilmek için mikrofonun * önünde akla gelmedik aenib gürültüler yapmak lâzımdır. Her büvük radyo istasyonunda bu Sesleri çıkazmak için bir takım maki- meler vardır. Bizim istasyonda ise bunlar bir tar kım kaba kâğıtlar, patiskalar, bezli kâğıtlar yırtarak, tahtalara, kapılara Yumruk atılarak temin edilir. Bunun için İstanbul radyosunda böyle gürültülü bir piyes seyretmek gok eğlenesildir... RADYODA NELER PARAZİT YAPARLAR? Bir çoklarının radyodan yegâne şi- Mâyetleri parazit meselesidir. Hattâ Makinelerinde parazit sesi işitilmesin diye bir çok müfrit radyo meraklıları İtamvay caddelerinde oturmazlar.. Ea olsa bile parazit yaparlar. lefon'ar fazla miktarda narazit ya- Per, elektrikli ziller parözit için bire- birdir, Apartımanda suyunuz kesildiği za- EN man eğer aşağıdaki depodan motör- le su verilmeğe başlanırsa radyo ma- kinenizde parazit çoğalır.. İSTANBULDAN AMERİKAYI DİN. LEMEK KABİL DEĞİL Mİ? Bir çok radyo meraklıları sorarlar: 5 Niçin bizim makinelerle Ameri- ka istasyonlarını (dinliyemiyoruz? Halbuki İstanbuldan pek çok Ameri- kan istasyonlarını pekâlâ dinlemek kabildir, Ancak bunun vaktini bilmiyoruz. İ Amerikayı dinlemek için en müsaid saat sabaha karşı, sabahleyin ve ak- şam üstü saat beşten sonradır. Sonra bir çok Amerika istasyonları- nı dinleriz de bunların hangi İstas- yonlar olduğunu anlamayız. Bir çok Amerikan istasyonlarını İn- giliz istasyonlarile karışlırırız. ELEKTRİKLİ HAVALARDA RADYO MAKİNELERİ Bir çokları elektrikli şimşekli ha- valarda: — Aman yıldırımı çeker... diye rad- yo makinelerini derhal kapatırlar. Bu lüzumsuz bir telâştır. Şimşekli, elektrikli havalar için en muvafık tedbir radyo antenlerinin «toprak tel» ile toprağa gömülnesidir. İstanbul radyosunun sesinin az işitildiği şikâyet edilip durulur, Bu doğrudur, Çünkü İstanbul istasyo- nunun bulunduğu <tulü mevc» üze- rinde gayot kuwetli Avrupa istas- yonları vardır. En son yapılan etulü meye Taksimb kongresinde her isfâsyon için bir BULMACAMIZ SOLDAN SAGA: 1 — Kokulu üzüm (6) Ayı yuvası (2) 2 — Kırmızı (2) Nikâh (4) 3 — Toprak çanak (5) Seyelân etme (4) 4 — Yama (2) Aşifte (5) 5 — Kıskaçlı böcek (5) Ekmek (3) () 2 — Ya kadar (8) Kayak (5) 3 — Darb cedveli (6) 4 — Bir serpuş (6) 5 — Kaynak (5) 6 — Nida (2) Kokulu ot (4) 7 — Memba (6) Ça — aynen (2) 8 —İnandırmak (4) Beraber (3) 9— Antrenman (5) Şehir (4) 10 — Beyaz (2) Kuşak (9) Düğmesini çevirip bir çok istasyonları dinlediğiniz radyonuzun bazı hususi- yetlerini öğrenmek ister misiniz?.. | tulü meve verilmiştir. Çünkü nihayet «tulü mevc» ler de mahduddur. Hal buki İstanbula bir tulü meve verilmiş değildir. İstanbulun münhasıran ken- disine verilen bir etulü meves i yok- | tur. Bunun için bize muayyen bir tu- Tü mevc verilmesini ve bu tulü mev- cin üstünde başka bir istasyon kurul- maması hakkını temin etmeliyiz. Bir çokları merak eder: Mısır istas- yonu kuvvetsiz bir istasyon olduğu | | | İ halde çok fazla kuvvetli işitilir. Bu- nun da sebebi şudur: Sesler denizi, ha iyi işililir. Bir radyo istasyonu ile eğer aranızda deniz varsa sesler da- / ha iyi gelir. Radyo istasyonlarının çalışması için gayet garib ihtiyaçları vardır. Bir istasyonun iyi işlemesi için akla gel- medik şeyler lâzımdır. Meselâ bir i$- tasyon elektrik kadar, belki ondan fazla su harceder.. Elektrik şirketi tesisatını tetkik eden heyet İ Noksan olduğu anlaşılan elektrik şir keti İstanbul şebekesi tesisatı üzerin- de tedkikat yapmak Üzere Nafıa vekâ- letince şehrimize gönderilen heyete Merkez rihtim hanında bir büro tahsis edilmiştir. Mühendislerden mürekkep heyete Nafta teftiş heyeti reisi Şefik reislik etmektedir. Mühendisler hergün tesisatın bir kısmını gözden geçirmek suretile noksanları en kısa zamanda tesbit edeceklerdir. 4 Soldan sağa: I- Boncuk - Tan 7 - Ona! - Nuh «Ta 3- Rakı - Lako 4 - Ari - Güneşi 5 -Zat- Ab6- An Ria 7- Taganni8- Yazan: Ahmed Refik VENEDİKLİ BAFFA “Safiye Sultan,, Sahife 7 Tefrika No: 90 Yemişçi işi anladı, fakat inadında ısrar etti. Arz gününü bekledi Mimar telâşta idi: — Sabah dahi yaklaştı. Hal nice olur? dedi. Herkes tolâşa düştü; — Meded! Yeniçeri ağasına tenbih olunsun. Hasan paşaya adam var- sun! Diye çırpındılar, adam yolladılar. Fakat oraya haber gidip cevap gelin- ciye kadar da sabah oldu. Lala Mehmed paşa ile Peçevi İbra- him efendi uzaktan bakıyorlardı: Orası, âdeta hazırlanımş bir mezar- Tıktı. Ne pusuya yatan, nede alay bağlıyan vardı. Piyade ve süvari kar- makarışıktı. Yalnız, beş on kisi düş man taburuna gitmiş, bir iki esir alp getirmisti. Arkada köprü kurmaya fevknlâde çalışılıyordu. Fakat yetiştirip bitiril- mesi kabil olamadı. Öğleye doğruydu. Düşman askeri birden yürüdü. Macar atlıları Türk atlılarile kıyasıya çarpıştılar. Piyade ler de sığındıkları sipsrlerde havli dayandılar. Fakat kendilerine beri yakadan imdad gelmesinin imkân ve ihtimali yoktu. Köprü henüz bitme- mişti, O gün, ikindiye kadar çarpıstılar. Çoğu döğüşe -döğüşe şehid oldular. Bir kısmı da kendilerini Tunaya ata- rak boğuldular. Bir çoğunu da kayık- Jar yetiştirip kurtardılar, çanları olamadı. Nihayet düşmanla çarpısa çarpışa şehid oldu. Zavallının dediği çıktı. Gazelinde bile başma gelecek felâketi kendi anlatmıştı: Hezaran cevşeni pulüd ile kat kat zırh giysen Kişi def eylemez kavsi kazadan atılan diri Bu muharebede Deli Hasanın as- kerierinden de altı yedi bin kişi telef oldu. Bu sefer, düşman cesaretlenerek karsı yakaya geçti. Fakat neye tığra- dığını bilemedi. Deli Hasan paşanın askerleri düşmandan lâyıkile öclerini aldılar, Budinin erzak ve zahiresini temin ettiler. Kış yaklaşıydi'du. Rumeli beylerbe- yisi Murad paşa Budinde, Bosna bey- lerbeyisi Deli Hssan paşa Essekde kaldı. Lala Mehmed paşa da Belgrada Saray kendi zevkinde ve eğlence- sinde idi. Yemişçi Hasan pasanın ar- tık hiç bir şeyden pervası yoktu, Ser- hadde değerli bir serdar bırakmış, Anadolu isyanını bir dereceye kadar yatıştırmıştı. Şimdi İstemedikleri adamları birer birer devirmeğe çalı- ağa, kızlar ağası Abdürrezzak ağa, ve daha bir çok kişiler... Bunların hepsi de bir araya geldi- kr. Sarayda Yemişçinin en ziyade dayandığı Venedikli Baffa idi, Yemiş- çiden evvelâ bu kadını soğutmak lâ- «Veziri mezbu- run zulmü vaki midir?» Diye sordu. Yemişçi, bunu da haber aldı. Müf- vini sual etti. Şeyhislâm efendi yalan Ta - Amac 9 - Tam - Rabian 10 - Yabanı| söyledi: -Ta. Yukardan aşağı 1 - Borazan 2- Ona- ran - Tay 3- Mahıt - Tama 5- Un - Gar - | gara 6 - Kulüb - Aman 7 - Han- Nabi 8- | Ketenci 9 « Ateş Lâ - At10 - Ma -Ta Ama, Yemişçi son derece kızdı, O gün- den itibaren müftiye de açıktan açığa adavet bağladı. Meşihatten yürütü- lecek silsilelerin hiç birini yapmadı. Fakat kendisine yaptı, Venedikli Baffaya derhal haberler uçuruldu. İftirayı sade Yemişçi mi €der? «Veziri mezbur valide sultanı ihrac ve teb'id edip agrazımı icra etmek te- darikindedir. Ve bu husus için cümle yeniçeri ile ittifak ve ittihad edip hat- tâ bir gece Ayasofya canlbinin kapı- sım açtırıp taşra çıkıp harici surda yeniçerilere mali madfur süvrelerini bezl ve taksim etmeğe muahede ediş- tiler» Bunü yazan, yeniçeri ağası Kasım ağa idi. Venedikli Baffa te'âşa düstü, Şey- hislâma, Raziye karının oğluna, hep- sine sordu. Kimi şahidlik, kimi tezki- yecilik ettiler, Baffa da, oğlu da, artık Yemişçinin ihanetine kani oldular. Fakat Ayso sultan? O ne yapacaktı? Ona nasil olsa, gene bir koca bulurtardı? Güz ce Mahmud paşa ne güne duruyordu? Şahidler o derece iler! vardılar ki: — Hattâ mührü vezareti taleb et- seniz, vermekten imtina etmesi mu- karrerdir, dediler. Üçüncü Mehmed bu itiraların hepsine inandı. Bir gün, veziri azam Yemisci Ha- sen paşa Davutpaşada padişahla gö- rTüşmek ve ona duyduklarını anlat- ınak istedi. Kızlar ağası Abdürrezrk ağa mâni oldu. Yemişçi ne yapacağı- nı şaşırdı: «Arzolunacak nice umuru mühim- me vardır.» Diye üçüncü Mehmede tezkere yol- ladı. Abdürrezzak ağa tezkereyi, ister istemez, takdim etti. Eını biliyordu. O daha atik davrandı. İçeriye bir tezkere yolladı. «Gayet acele ilâm edilecek mühim röce ahval vardır, Eğer tehir olunur- Kasım ağayı içeri çağırdılar. Kasım ağa Yemişçi hakkında öyle sözler söyledi ki, ana oğul telâş için- Üçüncü Mehmed, Kasım ağanın sözlerine o kadlar inandı ki, hiddetin- a ki i ğ