Balkan şampiyonasına Dürik - İyi çalıştırılmış ve klüpçülük hisleri bir yana bırakılarak yapılacak bir takım Balkan futbol şampiyonasında bize iyi bir ça > Bu seneki Balkan şampiyonasının en Bundan evvelki yazmızda Balkan futbol şampiyonasına pek az bir zâa- man kaldığımı, büyüklerimizin büyük fedakârlıklardan çekinmiyerek mem- leketimizde yapılmasını kabul ettikle- Ti bu şampiyonada diğer devletlere kar. Şı çok fena bir vaziyete düşmemek için çalışmarmz lâzım geldiğini kaydettik. Halbuki futbol federasyonu bugüne ka- dar harekete geçmemiştir. Antrenörler boşuboşuna avuç dolusu para almakta ve hiç bir iş görmemektedirler. Kabahat kimde? Antrenörlere iş gös- terilmiş de çalışmamışlar mıdır? Bu- na da hayır diyeceğiz, yaptıkları iş şu: Bütün klüp murahhaslarını bir ara» ya toplamak ve onlara kendi klüpleri- mİ çalıştırmak için antrenörler yetişti- rileceğine dair birkaç sözden !baret. Bu 4 tabii masa başında söylendiği gibi kaldı. Kabiliyeti tatbkiyesi olmıyan bu iş için ne klüpler adam gönderdi. Ne de federasyon buraya deyam edebilecek adam buldu. Hatırlıyoruz. Başantrenör klüp mu- rahhaslarmın davet edildiği bu içtin- da: — Ben çalışacağım, disiplin isterim. Dediğim şekilde hareket edilecek olur- a bir sene zarfında "Türk futbolünde Bu sözlerden sonra bugüne kadar ye- di sekiz ay geçti, ne oldu tabildir ki, Bir hakem kursu açtılar. Ne yaptılar. Hep bildiğimiz hakemler değil mi? Or- taya yeni olarak bir Nihad çıktı. Şurası muhakkaktır ki, Nihad o hakem kur- suna devam etmemiş ve doğrudan doğ- ruya ortaya hakem çıkmış olsaydı, ge- ne hiç bir fark olmazdı. Antrenörü ara- sıra görüyoruz, maçlarda bir köşeye çe- kiliyor, elinde bir küçük defter yalnız trenörde yoldadır. Onun da bir gün gel- diğini duyacağız. Bunlar ne yapacak- lar? Tam maaşla tekaüd edilmiş me- murlar gibi oluracaklar, Modada keyif çatacaklar, duracaklar... Bunları içimiz yandığı için yazıyo- halde iken biz paralarımızı yok yere sarfediyoruz. Eğer bu paranın sarfedil- mesi lâzımsa harcanacak yer mi yok? Fakir klüplerimize yardım yapılsa fe- derasyon herhalde daha yerinde hare- ket etmiş olur. Bunları yazıyoruz, fakat biliyoruz ki, gene dinlemiyecekler biliyoruz ki biz de teşkilât seneler var ki böyle geldi böyle gidiyor ve böyle gidecek.... Görülecek iş yok değil çoktur. Önü- ne vermelidir. Lig maçları iki hafta son- Ta neticeleniyor. Mİlli küme maçlarına kadar bir bir buçuk aylık boş bir devre tirecek? Bu seçim işinde en doğru yol şudur: Bu işlerde yoğurulmuş ve futbol den anlar bir kişiye bu işi vermek bu fe açabilir. Balkan şampiyonasına gir- mesi kuvvetli bir ihtimal dahiline gi- ren Yugoslavlar hiç şüphe yok k:, bu beş millet içinde şampiyonanın en kuv- vetli namzedleridir. Az bir zama:. calış- tarılmış ve pek iyi diyemiyeceğim!. bir takımla karşılarmda oldukça iyi bir de- rece aldık. Berabere kaldık hattâ yene- bilirdik. İşte böyle çalışılırsa takan ça- lıştırılırsa klüpçülük hislerile hareket edilmiyerek iyi bir takım yapılır.a tek- rar ediyoruz iyi bir derece alabiliri. Yazımızı bitirirken şunu kaydedelim eğer bu şampiyonada fena bir netice ile karşılaşırsak bütün mesuliyet basta bulunanlarındır. *»* üçüncü kır koşusu Ateletizm heyetinden: 1 - 24/1/937 pazar günü Veliefendi koşu yerinde yapılacak olan üçüncü kır koşusu için aşağıda isimleri yazılı hakemle- rin Müsabaka sabahı saat 850'de Bakırköye işleyen otobüs istasşonun- da bulunmaları rica olunur. 2 — Adıl Giray, İbrahim Hoyı, Hü- samedin, Cezmi Şahingiray, Haydar Aşan, Nuri Vural, Talât, Recep, Cehti Rahingiray. Yüzbaşı Nüri, e meğil Sait, Şoförler içki içmiyecekler Son günlerde bazı şoförlerin sarhoş olacak derecede içki içtiklerine tesadüf edilmiştir. Belediye, bu vaziyet karşı- ! sında şubelere şiddetli tebtiğler yapmış-' tır. Belediye zabıta memurları şoförle- ri sıkı surette kontrol edeceklerdir. Bi-! hassa akşamları çalışırken içki içmiş ; bir halde bulunan bir şoföre ras geli- | Dostluk ık kupası Dört klübün futbol ta- “ kımları arasında bu kupa için bir turnua mı yapılacak ? Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasa- ray ve Güneş klüplerinin, bundası bir sy kadar evvel, ecnebi takım- larla temaslar organize etmek, biribirlerinden oyuncu almamak ve saire gibi noktalar üzerinde bir döstluk anlaşması imzaladıkları nı haber vermiştik. Bu anlaşma icabı olarak dört klübün murah- haslarından mürekkep bir komi- te arasıra içtima ederek dört klü- bü alâkadar eden müşterek mese- leleri müzakere ve tanzim etmek- tedir. Bu komite evvelki akşam gene toplanmış ve öğrendiğimize göre bazı mühim kararlar da vermiş- tir. Komiti ilk iş olarak, muhtelif milletlere mensup on kadar cc- nebi klüpten gelen teklif mektup- larını gözden geçirmiş, bunlardan yalnız bir Avusturya ve bir Yugos- lavya klübünün tekliflerini tedki- dan bir kısmını ecnebi takımlarla yaptıkları temaslerla kapattıkla- rım, halbuki son kânun ayında ge- tirdikleri iki ecnebi takımdan ha- vaların bozuk gitmesi dolayısile hiç bir istifade temin edemedikle- rini düşünerek bunu telâfi etmek Üzere şubat ayı içinde dört klüp arasında evvelce düşünülmüş olan «dostluk kupası» için bir turnua a ap görüşmüş- ye Klüp idare heyetleri- nin de mütaleası alınmak kaydile, ve galipler karşılaşacaklardır. Ya- hudda ikinci gün mağtüpların, ü- TİYATRO KONUŞMALARI Her kitepisde Sulanlr, Fiati: 50 kurutur. 23 Künunusani 1937 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ yüzü) Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. | Tefrika No. 818 Avusturya ve Rusya birer sivil ajan, her devlet jandarma tensik zabitleri tayin etti 3 — Memlekette bir sükünet müşa- hede edilince muhtelif ırklara men- sup olanların daha muntazam grup- lar halinde bulunmalarını temin için hükümetten kaza ve nahiyelerin ida- Tİ hududlarının tadili istenebilecektir. 4 — İdari ve adil teşkilâtta huristi- yanlar dahi istihdam olunacak, ma- half idarelerin salâhiyetlerine vüsat verilecektir. 5 — İhtilâl esnasındaki cürümler hakkında tetkikatta bulunmak üze- re başlı merkezlerde Avusturya ve Rusya konsoloslarının da iştirakile yarısı müslüman, yarısı hıristiyan szadan mürekkep komisyonlar teş kil oluşacaktır. 6 — İhtilâl esnasında zarara uğra mış hıristiyanlera tazminat verilscek evleri yanmış olanler bir sene vergi- den muaf tutulacaktır. 77 — İlâve sınıflarının efradı terhis olunacak; başıbozuklar kullanılmıya- caktır. Hanrlanan programla Makedonya mwlahatı meselesi «en ziyade ilgili iki devletim inhisarından çıkmış bulu- nuyordu. Bundan ne Rusya, ne ds Avustur- ya memnun değildi. Hassaten Avus- turya için Selâniğe alt emellerinde engeller vücude geldiği aşikârdı. Fa- kat bütün Avrupa karşısında yapa- cak bir şey yoktu. Bu tensikat ve 1- lahat programı Avusturya ve Rusya Bunun üzerine Babığli ile sefaret- ler arasında notalar, projeler ve kontr projeler ile sıkı bir siyasi savaş başladı. Viyana programım itirazsız kabul öden Abdülhamid Murzsteg progra- mında hükümranlık haklarına tec vüz gördü. İngiltere, Fransa, İtalya bu progra- mı müdafanda «Makedonya işlerinde en ziyade ilgiliz iki devlete müzaheret ediyorlardı. Rusya ve Avusturya gönül hoşlu- gile girmedikleri bir yola sapmış bu- Iunuyorfardı. Artık geri dönemezler- di. 'Babfli yapılabilecek şeyleri zaten yapmakta olduğunu ve yapacağını, kontrolün Tüzumsuzluğunu ileri sü- rüyordu. İki sefaret ısrar ettiler. Nihayet Makedonyaya bir hıristi- yan umumi vali tayini cihetine gidi- İeceği tehdidinde bulundular. Bunu en ziyade iltizam eden İngilizlerdi. Hıristiyan valiyi Bulgarların da arzu etmekte olduklarına şüphe yoktu. Şarki Rumeliye de iptida bir hıris- tiyan vali tayin olunmamış mıydı? Bu umumi valilik için evvelce Girid- den kaçan Yeroviç paşanın, Karadağ Prerisinin ikinci oğlu Mirkonun isim- leri bile ağızlarda dolaşıyordu. Bu tehdid karşısında Abdülhamid Murzsteg programını «esas itibarile> kabul eylemeği zaruri gördü; ancak bir mesele haline girdi. Abdülhamid Degiorgise mtişir rütbesini vermiyor. du, Ferikliğe devletler razı olmuyordu. Nihayet ikisi ortası bulundu. Birinci feriklik ihdas olundu. Deglorgis pifi Osmanlı kıyafetile fes giymeği kabul etti, Fakat devletler tarafndan y& nına terfik edilen misyon reisleri ket” di mili kıyafetlerini muhafaza eyle diler. Ecnebi tensik zabitleri de Türk Jandarma zabitlerinin kıyafetini sk dılar. Yalnız İtalyonlar, İngitizler f6$ giydikleri halde Avusturyalılar, Rut lar, Pransızlar oAstragandan süvafi kalpağını kabul ettiler. Bu zabitlef de jandarmanın kumandasına karış mıyacaktılar. Jandarma tensiketni bu suretle ellerine alan devletler Ma- kedonyayı aralarında tensik böleel& rine taksim ettiler. Bu taksim keyf” | yetinde uzlaşma yolunda cereyan eden uzun müzakereler esnasında Avusturya Kosova vilâyetini kendisi” ne tahsis ettirmek için sarfetmedik gayrst bırakmadı. Üsküp sancağındâ jandarma tensikini derühde etti. Bu da tabii maksatsız değildi. Her tensik dairesi bir nüfuz bölgesi ols” caktı, Avusturya baska bir büvük devl& tin Bosnaya yaklaşmasını istemiyor” du. İtalya da Adriyatik denizine &i yakın olan Manastır sarcağile Gör“ ceyi kendisine ayırttı. Selânik sancağı Ruslara, Serez san” cağı Fransızlara, Drama sancağı İn“ gilizlere tevdi o'undu. İşte avlaren süren münakasa'ardani sonra Murzsteg programı padişahın hükümranlık haklarına açıktan #8 mas eden noktalarda pek cüzi tadil'er We Makedonya idaresi hakkında O* manli devletile Avrupanın büyük devletleri bir mukavele, âdeta bir kontrato, çeldine böyle girdi! Mur steg programının kabulü Makedony&” de diğer Osmanlı vilâyetlerinden a5 ri olarak tesis edilecek bir idare sis teminin fili mukaddemesi oldu. Bundan sonra Avrupa yavaş yava$ Maksdonya İdaresinin her şubesine el koymağa çalışacak, böylece Make donyanın müşterek işgali fillen v€ Avrupalılar için sarsıntısız ve tehli- kesiz emri vaki haline gelecekti, Islahat perdesi bunu dünyanın gözünden saklıyabilse (bile bir sera” bir arkasından koşanlar gözlerini a€ tıkları vakit iş, işten geçmiş buluna cak, Makedonyada bir (Avrupa Kon dominyumunu) tecessüs etmiş göre ceklerdi. Her bölgede Deglorgis paşanın mü" avini sıfatile bulunacak ecnebi misyon reisleri Deglorgis paşaya ancak jan“ darmaya sit teknik işlerde bağlı idiler. Siyasi işlerde ya konsoloslarile yahut sefaretlerile muhabere edeceklerdi. D* giorgise gönderdikleri raporların suret” lerini de sefaretlerine takdim edecek serdi. Bunlardan her biri bulunduklari yerlerde memleketlerine nafi: olabile- cek her Letkiki ihinel etmiyecekti. Yalnız Almanlar bu teşkilâta gir- memiş İdiler. Yalnız gönderdikleri bir binbaşı Selânikte açılan jandarma mektebine müdür olmustu. Fakat Al- manlar Avusturyayı kendilerine piş dar bilmiyorlar mıydı? Böyle bir idir re altında üç «Rumeli vilâyatı şaha- nesinin» iki sene içinde büsbütün başka bir şekli alacağı tabil idi. j Murssteg programı Viyana progra” minin hükümlerini tekviye ve tevsi bitlerin nezareti altında memleketin asayişini temin olacaktı. Bulgar komi» telerinin istedikleri ise bunun taban- tebana zıddı idi. Bu yeni teşkilâta girmiş Bulgarlar komitece emilii de- Bulyarlar müsellâh köy bekçileri te” kilâtına pek ziyade bağlandılar. (Arkası var)