e 4 " Ş © buyüzden pe ; gazetelere birer vi gön- Fakat bu g türüp bıraktı. (1) E Orient gazetesi sarf Abdülha de taşra gi eylemek istemiş ola: de bu yolda bir teklife maruz ai o omuştımı: © 1905 senesinde m © jandarma ten: A AKŞAM Saray ve Babıâlinin iç yüzü Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 657 Gazetelere bağlanan tahsisat ve Abdülhamidin Avrupa gazete- lerine sare ler müdür ve m nişanlar, atiye- ler ile taltif emi bir çok şan- taj hareketlerine meydan açmış, kçok paralar deme .rılmıştır. Yapılan &talti pü ale > müddet imei çer v mini gene rae ne lerdi. Böylece verilmiş hakka sü- » küt» boşa giderdi. 1891 de Temps gâzetesinin de böyle para aldığı şayi olmuştu. Gazetesi (ne vasıtasız, ne bir va- i hükümetile, lunmadığını) beyan ile'bu şayi: ip eylemesini i aki uhabirine emretti. Muhabir de — İstanbulda fransızca eşrolunan iç Çünkü müsa ve etmedi “biri bunu eğe sanı ne z © © Bunun üzerine muhabir tekzipna- meleri Babıâliye ve mabeyine gö- bdüll Avrupa gazeteci- lerini kendisine celb için nişan- lar ibzalinden geri kalmazdı, 1901 rirler vasıtasile cevaplar yazdırır ve bazı noktaları tashih ettirirdi. hesabına gazete çı- kartmağı münasip bulmuştu, Evvelâ Viyanada tesis lanan » Corespondance Abdülhamide pek pahal ya mal oldu. yidisin Pariste çıkardığı ami- oç . Nikolayidis nihayet Fransadan “çışıkarılmış, neşriyatına , Brüksel- « öde devam eylemiştir. lr dme km e gazete bdülhamid lere ik bu age geriye son senele- azetelerine de 9; vak caktır k ir Rus binbaşisı ile re A mamağık ep Men duh paşa emurin muavini Hicabi y yenme e gazete çıkar- (1) Souhesmes: au pays des osman- 8, (2) Feseh: Cenitantinöğle aux der- "ülhamit, © ors joürs d” ve evesinden vaz geçersem İs- tanbulda kaymakamlık maaşına (1750 kuruş) muadil bir memu- riyet verileceği haberini gönder- di. Ben gazete çıkarmak fikrin- de ısrar kinci e neza- retinde kayma- kam) sök zik bar tesiri- ni göremeyince bir gün dairesin- de Kemal beye çattım. Haksızl ve kanuna muhalif hareli etti- ğinden bahsettim. Yanında Sabah gazetesi sahibi «utufetlüy Mihran efendi oturuyordu. Kemal bey si- yasi gazete çıkarmak için hiç ol mazsa siyasi bir gazetede muhar- rirlik etmiş olmak lâzım geleceği- ni söyledi. Ben de kanunda böyle bir şart olmadığı cevabını verdik- ten sonra: — İşte Mihran efendi hiç bir gazetede muharrirlik etmemiş ol- senedenberi Mihran efendi işini bilir adam- , Evvelki a at müdürü ve sansür Hıfzı öyündeki köşkünü sira yardım et- İs Ş © p Z a # tez 3 — şimdiki matbuat müdürü ile de arası pek iyi idi. nim bu sözlerime Kemal bey fena tutuldu. Bana şu kestirme ce- vabı verdi: — O başka iş! Size kanunsuz da üye müsaade edemeyiz! üzerine ben de mabeyin ek çektiğim bir telgraf- namede Kemal beyden şikâyetle- rimi şiddetlendirdim, Bir kaç gün sonra öizlyi in baş- kâtibi Tahsin paşanın memur etti- ği mabeyin kâtiplerinden bir bey beni buldu. Gazete imtiyazı alacak olanla- rın padişaha Me pa lâzimeden olduğu iyelik edersem imtiyazın in verileceğini ve Uz nim için gazete imtiyazı İs- temekten vaz geçerek gene eskisi gibi ri mesleğine rü- m etmek z: u! iye » sev vakit geçirmi- k beni Edirne vilâyeti dahi- linde (Darıdere) kaymakamlığı valisi - Hasan Fehmi paşa lâtife olarak bana: — Dereye ne kadar darı dük- tün? vi sağma) dahiliye tarlasına hiç iyerek memuriyet e. ii güçlükle inan- mıştı. Ahmed Rasim bey de (muhar- |" rir bu ya) eserinde bir gazete im- tiyazı yeri ine kendisine nasıl ikin- nişanı verilmiş e nu anlatıyor: Rasim bey 1907 senesi di bir akşam Rumelihisarında bir ostuna misafir olur, Erte esi sabah sederler. Abdi#hamid ekmeğin okkası 40 paraya satılmasını istiyordu; irk iler ise idare etmediğ iğini yor! dedim. garib bir teklif ileri bird şehi ne şiddetli k bir irade gitti. Rasim bey — Neye yarar? vi paşa — Ne demek istiyor- u senenin ipti- aaa Babıâliye kaç yüz irade gelmiştir? Hangi biri icra e — EO A mey- danda.. Açar, ispat ed Vapur Beşiktaşa oyanaşınca Mukbil paşa Yıldıza gideceğini Fr. si sabah gazete- ye gelir gelmez Şinasi zade Hik- t bey: — Seni M... paşa aradı. Haberini verir Rasim bey bir gün evvelki muhavereyi anlatır, Hikmet bey İe ise ni jurnal etmiştir. Gafil avlanma! İki arkadaş bu hasbihalde a M... paşa gelir, Rasim beyi bi: Tafa çekerek: — ie korkma! Dün dedikle- azdım. Senin sadakat ve u- We de ilâve ederek hün- kâra yolladım. İhtimal, bugün se- ni mabeyine on ge Jurnal şifre kâtibi Asım beye havale edilmiş. Bildiğini söyle. O gün Rasim bey öğleden son- ra matbaadan çıkarken gençten birisile karşılaşır. Bu adam mabe- yinden geldiğini, me Faik beyin ertesi sabah kend bekteki yalısında “beliyeceğini söyler, (Arkası var) Müsabakarmıza ait karikatürlerin Bu ünya gazetelerin- de tanınmış, dal mizahi tiplerdir. unlar gayri muayyen günlerde neşredilmektedir. Müsabaka tirk! mek isteyenler, 15 karikatürün neşri) an ea sonra, Yü nların . arasin müuzluğu) - cevaplar için 15 tükten sonra, kabul müddeti ilân ar Bu müsabaka için ayrıca kupon Gelen sm birer birer bakıl- dıktan k beğeniler kari- eli rey ai ik ve sıra ile kişiye şu hediyeler verilecektir: 1 kişiye Jira > ii 10 ar ,, 3-4 Ser, sal 4ery, 10 e 3er, » er» ii Bel iş Müsabakası karikatürlerinden No. 7 IBir İsveç gazetesinden) 19 Mart 1936 ei Meşhur polis hafiyesi ELLİS PARKERİN HATIRALARI Amerikanın en kuvvetli adamını nasıl doğramışlar' am dım, Bu üç ez ben kendim dim. mele alamıyanla- rini vaktile topla- mış olduğum dört şahıstan üçü idi. Perkins istasyo- letleri olmadığın dan bedelini rip benden aldı- lar. (Bunlardan ve eksik olan gri elbiseli sarhoştu. Hunterin vaktile ieciliamiliği işçi lerden birinin de almanca en ile we evvelce öğren- miştim. Haydu tlara ait malümat mü- kemmeldi. Yalnız m ait ma- lümat noksandı. asıl k: tilin de bunun eleği ihtirçali kuvvetli idi. Bu adamı tahkik et- m lüzumunu duydum. Öğrendiğim malümat ile mü- cehhez olarak maktulün zevcesi- nin yanına tekrar gittim. Sordum: — Kocanızın kullandığı işçiler- den hangileri Almanca konuşu- rdu. yor Cevaben dedi ki — Bunlard. isi yahut üçü almanca konuşuyordu. Bunlardan yar e kefe di ve v zi Diğer biri Oto Kohlhav cüsü James Young idi. b ne olduğunu bilmi- yorum. Madam Hunterden ayrıldık- tan sonra Secaucus polis müdürü- ne telgraf çektim ve rma ikında tahkik tedim. Maahaza DE mili nün benim için değerli olacak e öle sleceğini hiç ümid etmiyordum. Çünkü sile sahibi evli bir adam ancak tehevvür ve hiddetle bir ci- nayet yapar. Yoksa bir ye ka- tılıp haydutluk ve hırsızlık yapa- maz. Ke ndim de doğruca Nevyorka gittim ve polis müdüriyeti umu- miyesi na kaptan Titus ile görüş- tüm ames Young ile Otto Koh- Ihauser Seemike malümat araş tırmasını istedim. Kaptan Titus rin zabıta- sının fevkalâde şahsiyetlerinden biridir. Zhni âdeta bir fotograf galerisidir. Nevyorkta ne kad hırsız varsa adile sani ile tanır. er birinin siması zihnine nakşol- muştur. Otto Kohlhauseri hatırlamadı. şıyan bu herifin bir sabıkası oldu» Refakatimi arzu pie görünüyorlardı ğunu öyledi, eşkâlini ağızdan ta- rif dei gibi fotografını da çe ka lu, olanına tetabık ediyordu. se Kaptan Titus adamlarını James Youngu bulmağa memur etti. vi rifi çabuk erir Çünkü c bi para olduğundan yag hat erir si ıyormuş. Bun- dan başka memurlar iki arkadaşı- nı da her ihtimale tuş” lardır. Bunlardan biri Otto Keller ve diğeri Karl Braundur. Herif- leri iyice süzdüm. Tam aradığı- mız şahıslar olduğuna kanaat ha- n boynu üzerinde kon- düktör Dennisonun tarif ettiği ü- zeri kıllı ben vardı. Otto Keller sarışın, şişman yüzlü, küçük bu- runlu ve siyah elbiseli bir gençti. Çetenin yalnız dördüncü azası aralarında yoktu, Ertesi günü kondüktör Denni- son ile yüzleştirdim. Riverside Gri gördükleri dört şahıstan üçü olduğunu kati olarak teşhis ettiler, Amerikadaki kırk sekiz e met arasında iadei mücrimin m metinden teslim alarak Jerseye getirdim. Fakat tekrar büyük müşkülât karşısında keli, a biri itiraf ın cina yet gecesi ni dk lardan birini kati edemiyordu. m i smamak için ifadelerinde çok ihtiyatlı ni orlardı. Bu zorluk içinde sgm | muavinim ir gün — Bu heriflerle ind ne yapa- caksınız? — Hâdisenin gayri tabii görü- nen teferruatı üzerind in akabinde nasıl kaçtıkları hatırınızda mr dır? Dedim. Young ve Braun ve dördün- 'ü bi rşahıs Otto Keller tarlaların üzerin en kaçtı, a iii iile bu- (Arkası var) j