t 1936 AKŞAM Sahife 9 Karda kalan tren Yazan: NECDET RÜŞTÜ Kel | Müköy aa Von beşiydi.. li üç gün yayaya me rayi ... biz MN do- ludi lan sarsıyo, pm orta Anadoluda!.... olun ekleri, ty, kamçı, ordu ne e aba, ne de yamçı!,.. aklaşıyordu!.. öyle oldu; Bir ciğ ai kareyel, örtüldü geçeceğimiz. tün ipe d 1 . bir hücum daha. urdu!... i e » bunalırken az ötede Adana, i haksız geldi soğuk ölmek bana, «Kızcağız can vermeden görmeğe gidi- yorum, «İşte burada kaldık.. Ayşem; talisiz yav- : rum!..3 vas adı kadının gözlerinden, İki zehir daml; etin bir iradeyle, sonra kalktı yerinden, — ei kurarken A; «Kar yolumu kesse de duramam ondan azak: «Bağrumdaki ateşle etiteceğii kan, Sü büy e gili ören, Bilirim be yolla. ya atıldı, Düşe kalkı vi onu ie İS Aikenkderi b va © an en korkunç bir facia a olmay ök gürültüsü gibi, dağdan duyul. uştu, Torostan bir çığ koptu beyaz bir şik si Bu çiğ ezi işti kadını bir d v gibil.. —sŞehid oldu!..» diyerek, kadına yas bağladık, Vagonlara çekildik; küçük, büyük ağla- ' Fakat, az sonra aldık daha korkunç bir haber, İki memur gelmişti makinistle bebe, U Her akşam bir hikâye | sabah gelen mektuplar ari > bir mavi zarf ü bi kadın yazısile pek göze çarpı yordu. Ali Riza, beş altı senedenberi gelen bu kadın mektubunu me- rakla açtı, okudu. Hizmetçiyi ça- ğırarak sordu: — Rüştü bey kalktı mı? Çağır bana. ü henüz uykulu gözlerile amcasının yanına koştu. Amcası bir ik en mektubu uzat- tı, tü okumağa başladı: Sergi Rızacığım, mektubu- ca çok hayret edeceğini Me Bu kadar sene sonra! Yedi mi oluyor, sekiz mi oluyor? azmağa beni n yoruldum, bik- Ç KURNAZ | Rüştü mektubu okurken Ali Rıza çi hatalar Da Kr sa bir saadet inden sonra Peran birdenbire k kendisini bıra- kıp gittiği zaman ne kadar çok iztrap çekmişti... ştü eki bitirince sakit bir sal ile amcasının yüzüne Me Ali Rıza: — Şimdi ,dedi, İstanbula gi- deceksin, Peranı alıp buraya ge- tireceksin, — Ben mi? Tanımadığım bir adın... Hem yda yalnız ba- şına el mi? — Yolculuğa mı üşeniyorsun? Yoksa güzel bir kadına refakat etmekten mi korkuyorsun? Beni dinle, biliyorsun ki bende çok ciddi bir hastalık var. Fakat kal im de çok yumuşak. Bu kadın samimi ise, mektupta yazdığı şey- ler doğru ise ona red cevabı ve- biydi. Rüştü nihayet kendisini zaptedemedi, Çarçabuk anlaştılar. O gece iki kompartimanın arasın- daki kapı açık kaldı. si Keçiörene geldikleri zaman Ali Rızayı her günkü gibi, yol yürü- mek için dışarı çıkmış buldular. ekerek ona tetkiklerinin neticesini bildirmişti: — Şüphe et” hiç hakkın yokmuş amca. ka seni sahiden seviyor, sanız seni mesud Pera: iyük bir saadet eseri se el seee ii yemek yiyemiyor, muttasıl: — Ah rüya görüyorum sanki! beraber yaşar- edebilir. Yalnız, samimi olup | diyordu. olmadığını anlamak isterim. Sen onu alıp buraya e e disile konuşursı lıklar yaparsın rem hakiki hissiyatını anlarsın, li Riza mânalı mânalı Rüştü- d vahim hastalığa tutulduktan ra amcasına bu kadar muhab- beti olduğunu görerek yanında raber oturmaya gelmiş olan ye- geninin kendi Mi çıkmıya- cağına emindi. Rüştü n çantasını emme İs tanbula indi. vay üştü ile Peran Ankara trenin- de he Yanyana iki komparti- manda birinci mevki yataklı bilet almışlardı. Şimdi Peranın kompar- tımanında oturuyorlardı güzel bacaklarını rette ayak ayak Rüştünün yüzüne bakıyor ve soru- yordu — Keçiörende çok kalacak mi- sınız? Ne iyi arkadaşlık ederiz. k Al geçti- ı tırnaklı el- leri ik masanın e lâtif ne A dolaşıyordu. ! ii krar kompartimana geldi- Yatmağa ve uyumağa hiç ni- peyda ge e farketmiyor gi- Ali Rıza müstehzi bir tebes- sümle bakıyordu. Bir aralık genc kadın, a tazelenen e esim uyduğu yük ve İetepele bele Ali Rıza bunu söyledikten son- ra bir de kahkaha salıverdi. Peran a akis köpürdü, BE rinden fırlad. sizin a my? dire haykırdı. raya hasta ol belki lap bazı edersin diye geldiğimi söyledi ha! aha münasebetsiz şeyler de söy- ledi demek! i Rıza ye rinden kalktı. Pe- ran ile Rüştünün yüzlerine muh- kirane bir mâna ile baktıktan. sora: — Artık siz aranızda anlaşınız! diyerek odadan çıktı. Rüştü Peranın yüzüne hay- kırıyordu: Aptal! Senin ağzını aradı, He- hiç bir: men aldandın. çıksınlar ipe ikâyeci Ne oturup ölümü bekliyeyim Pad caat ediyorum. Çünkü beni anla- hiyg ik olup, mi » «Felâket bir ai gibi ve mış olan yegâne adam 5 çi e kapı, vize soğuy bi du de gene sen anlayabilir- a ai m sin, bu tatsız ânasız can- bürünmüştü | mea, sr, Biçen tehikekiiz peşine yapacak dan beni sen kurtarabilirsin. Sa- Si tokat vardır yüzümüze kasırga, | Bebekleri ufalan deli Mİ baktı, | Kin, rahat ve temiz bir hayata “pliyamadan kara biz kürekleri, Kuş uçmaz, kervan .. kaça çimde derin bir ihtiyaç var. | kaçtık vagonlara yüz geri!. nereye?.. | Senin yanında, Keçiörende geçi İp "demi e ölüm. k da canlandı, | Öldürücü ül diğim bir kaç haftalık mesud ha- M Di eğri, fakat içimiz yandı: Trene savarayor tipi kuş e karı, K yalimde bir cennet zevki! adan azkta, örnülecektil ; İt uruyacak, ölecekti, gitdi O zaman ben ri anla Yüzünü birer, | Yapılacak iş yoktu. oturduk yerimize, | DI Me e ee Ni b ilik üşünerek baş l di günlerimi. ar lüks şimdi beni iye Mag, bir adamı dalde, iş çekti, ze: | bütün bu şeyler o zaman tiner, diliy li Ey nm e yg ha yanii mün önünde aldatıcı bir he i günlerce yoruk | il. beni sarhoş ediyorlardı. Seni Oğuktan öleyim, yeter ki o ısınal..» muştu, e bir'ölüm sükütü kaplamıştı, «| “O'ne2 Büzülmüşlerdi . hepsi“ bir yana birdenbire terk ettiğim zaman “anavar tipi, bune insafsız kıştı!.. yorgan, k ıztırap çektiğini biliyroum. —3— Uykuya dalmışlardı ses yok, benizler sol. | O zamanlar beni ne kadar çok ne saat geçti.. bir vw. işittim, : | severdin! Ben de severdim, inan alamam kalabalığa gittim, Evet!.. Bütün yolcular vagonlarda don- | buna, fakat farkında değilmi- r köylü kadm, söner a ii muştul.. im. Bunu ancak bugün anlıyo- n ri Acaba çok geç mi kal dü Bir çifçi 5 İl ün a A Mil a. ei İlmin; sen el vr e Bütün kalbimle temenni ediyorum İN aş: ela n2.ai | Baz e ellöneti u seen. yazdan bu |), KÜ böyle olmasın. Sana şu satır- i be We İları yazarken bir hayal sukutu- i Gülerim köyde ben kar tuttumu, Ki na uğramaktan o kadar korku- Krm ışıldar çıkınca diz boyuna, | Sabahleyin, uyandım, yatağımda doğrul. | yorum ki... Şimdi İstanbuldayım. 0 — ve . © e dum, | Fakat beni İstanbula bağlayan Si, leğil.. büyük kız Mİ Bu ne iş?l.. Sevdiğimi yanı in hiç bir mecburiyet yo Beni ie dön “m niğde vk beni bu bastıran | acaba unuttun mu? Mağ, eri mi 2 2 N e nin eski sevgilin olmak isterdim. aa yapışmış. kemiklerine eti, | Evimde yaşıyordum.. meğerse bu rüya- Cevabını sabırsızlıkla anilari Ni. 'ecekmiş, görünmüş iskeleti!.. muş. 'eran» LR e ikİR Ni İ — Nut. sen benimle beraber gelmiyor musun?. İskender Fahreddin dal siz neden buraya Pa Mademki Cizeliler Fi- a çin ediyorlar.. siz de on- sına karışabilirdiniz!, Nem nazırı hâlâ eski alm devam edi- N . var, Nut? Keşki bu- ha; e e e Anakodan mı?, We o yas Size i üzerine iki büyük or- K öeleceklerm yan yerden a çöp N ti, m tabut şeklinde çiz- : ©. sonra Mikerinosa dön- di şefe Biniş. ie led Mikerinos ik in ağzından bu iki ke- ii. Tefrika No. R limeyi işitince: — O halde hangimiz tahta otu- bağ Diye sordu. Elefan deldi yerde cevap ver- iş — Sen mısır tahtında uzun za- man saltanat süreceksin! Fakat, kız kardeşin senden önce hüküm- dar olacak. Mikerinos yumruklarını sıkarak bağırdı: — Nara tahta oturmağa mı gidi- yor?. Ball t Mr gitsin, Mısırlılar senin yaşadığını öğreninceye kadar burada kalır- sın!. Ri dillerini ini söyleniyordu: akkın var, Âsa! Prenses Nara gibi güzel bir kız meydanda dururken, yerliler benim gibi bir hortlağa mı boyun eğecekler?7!. Nut Mikerinostan ayrılmak is- temedi.. Si ni verdi: en burada kalaca- ğım. Saltanat hırsı güzel prensesin gözlerini o kadar çabuk bürümüş- tüki. ei emri veda- laşmayı bile ui Rahot'la v yi atladı- lar, Kulübenin önünden uzaklaştı” ar. Elefanın prensese dd öğüd- ler iy gitmişti. Mikeri saba karloşim mili tahtı- na Diye düşünüyordu. İhtiyar bilgin: — Dinmeniz ledi fakat bu sik bahleyi a pes lr yıldızı sibi, — Ondan sonra e — Mısır tahtına sen çıkacaksın.. ve yirmi yıldan fazla saltanat sü- receksin! İşte Mısırlılar ancak bu yirmi yıl içinde refah ve saadet yü- zü görecekler.. asırlardanberi çek» tikleri zulüm ve işkenceleri unu- tacaklar.. hürriyete kavuşacaklar, Bu sırada Nut lâfa karıştı.. pren- sin yanına sokularak: otun canı benim elim- e dedi, isterseniz onu şimdi öldüreyim, Prenset a öldüre sre Ci Barel ina alıkoy- Elefan el sini A LADE Nutun ağ- zını kapa: — Sus... Da saltanat tahtına oturmaktan hiç bir kuvvet mene- , demi: Parmağı! ile Nilin üstündeki ha- fif Sn gösterdi: k.. kayığını bile (Nil ma- ei Meli ediyor. Arkasından atacağın okun cellâda isabet ede- ceğinden emin misin?. ikerinos: ırak, Âsa! dedi. Bir kerre denesin.. belki isabet eder. Bu he- rifin ölümü bizim için çok fayda- lı olacak. Nut oka sarıldı.. l ği sihirbaz Nutun elini tut- — Atacağın ok, Naraya isabet ederse ne yaparsın Mikerinos ir çekerek Nutun omuzuna dayan — Elefanın Vi dinlemeğe mecburuz, dedi, iyi veya fena ola- cak işleri o bizden — bilir, in burada aylardan! oruy: dur. Âsayı kırmak Gidek var. sın kız kardeşim Mısır tahtına beni den önce otursun. Prenses Narayı gi gözden İmei kadar sahil- den ayrılmadılar. Firavunun kızı (Cize)ye a Ehramlar nazırını kimse dinle- miyordu. Bütün Mısırlılar ayaklanmıştı. Ehramlardan kaçan sürgünler küme küme şehirlere akın ediyor- u. (Arkası var) rkes: Prenses (Nara)nın hükümdar i olmasını isteriz... e —