21 Eylül 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

21 Eylül 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM i “2g 35 - bu yolda tertibat alındı. Harp techizatınca Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ IRTEM > -— Terceme, iktibas bakkı mahfuzdur — Tefrika No. 558 Ateş taliminin neticesi: Osmaniyenin 18 topundan 16 sı muattal kaldı! Harbin ilânından evvel bir de- hiz muharebesi plânı hazırlanma- mıştı. Donanma Ça: tertip edildi. evvel bir ateş talimi yapmak lâ- zımdı. Bunun için Çanakkaleden çıkıl- dı, Kumkale önünde Aziziye e durdu. Makinesinde olan ârıza tamir edilerek m nmaya iltihak hası ada önünde donanma; edebildi, Ateş talimi yapıldı.. Bir de küçük manevra yapmak istenildi. Bunun âkibeti pek feci oldu. Donanmaya iltihak etmiş olan Os nin 8 undan 16 sı mate! ir Hamidi yedeki ları kızaklarının hiç biri sağlam kalmamıştı; Armstrong topları- kullanılmasından bile kor- kulmuştu; Aziziyenin bir topu- nun kapağı çatlamış, Armstrong- İarı tahribata uğramıştı . Elhasıl bu üç büyük gemi top- ça ilk tecrübede birer harabeye dönmüştü! “Orhaniyenin topları da hayli bozulmuştu. Bu gemilerin hiç biri 8 milden ziyade yol alamamıştı; Hamidiye- nin sürati beş, altı mili geçmemişti. Yalnız (Pelenki Derya) on iki buçuk mil alıyordu. Donanma bu hal ile gene (Nara) burnuna av- det etti. (Necmi yeme gc MER nevrada hiç biri yerlerini tuta- mamışlardı. Makineler birdenbi- e stoper Avdette edi Mesudiye bile az daha sahile dü- şüverecekti. 'u netice üzerine donanma ku- Rami paşa, mandanı aşa, Hoffe paşa ile İsim sahemsilemi Hayli do harbe sevki imkân bir fayda irisi eğen, sağlam- ca gemilerle Boğazda ancak mü- slafan tertibatı alımabileceğine dair tanzim olunan bir mazbafa pa- dişahs ve bir sureti bahriye ne- zaretine takdim edildi. Fakat uzun sürecek tam niden gemiler satın İm gibi teşebbüs- lere vakit kalmadı. sanın 17 - 18 inci gecesi Yu- nanistana harp ilân edildiği do- nanmaya tebliğ olundu, lerindeki nevakısı mevcut vasıta- ikmal ve tamir edilmek za- ruri oldu. sonra donanma ku- memut ikinci günü geri çekildi. İstifa da kabul olunmadı, Ethem paşanın karadaki mu- waffakıyetleri üzerine donanma- nın bir faaliyet gösterememesi bdülhamidi o sinirlendiriyordu. Padişah hususi kâtip Mehmed Kâ- mil bey vasıtasile R Paşaya donanmanın hali hazırile hareket ederek bahren de bir ga- libiyet kazanması ârzusunda bu- Hasan Ra- ami unduğunu tebliğ etti, mi paşa: Donanmada harp edecek bi tek gemi yoktur. Zırhlılar, torpi- do istimbotları hep harap bir hal- dedir ve müsellâh değillerdir. Bu gemiler O Boğazın müsaid noktalarına tevzi edilerek birer yüzer istihkâm haline sokulmak in mler isitin ei mekten başka çare Diye hülâsa edilebilecek bir ce- vap verdi Tersanede yaptırılan Krup mer- mileri mezaretin emrile Aziziye zırhlısında denendi. asar DA pılmiış olması yüzünden karı ml e Sezar yar öllel, zan altında su gösteriyordu. Bu da Tersane havuzunda lâvhalar değiştirilirken perçin ameliyatının fena yapılmasından ileri ii ve Çanakkalede tamiri mümkü olamadığı için İstanbula a rildi. Süvarisi yüzbaşı Mehmed Emin efendi Tersane zindanına atıldı! Vur abalıya! ... ü i büyük gemi olan lime nin direk kıs- mı çürüd görüldü! Diğer bir gün (Azi eye) nin puslasında mik- natis hassasının olmuş bu- lunduğu anlaşıldı. Bir nişan taliminde (Hıfzırrah- man) rvetinin otuz senelik bir topunun bakırları parçalandı- ğı, makinesinde de harekete mâni ârızalar olduğu için Nara lima- nında mümkün mertebe tamiri- ne mecburiyet hasıl oldu. Bu ge- mideki tüfek fişeklerinin de bo- luğu tecrübe ile anlı 1, Orhaniye firkateyni yaptığı ünferid bir ateş taliminde gü- verte ve batarya PEYyEi sina ki büyük top artık ateş edemiyı cek surette ârızaya uğradı. Maki, nesi de yirmi günde tamir edile- bilecek hale geldi; sürati ancak 5 - 6 mil olduğu, tornistan alma- dığı anlaşıldı. Bu hall bildirildikçe topların ima- linden rp istimalinde dikkat olunmama: bu neticeyi vw mekte e ral yazıyordu. Şüphesiz ki imalde de ,istimal- dede büyük kusurlar vardı. Bu hakikatın şahidleri meydanda olan donanma ile içindekiler ve Ter- sane ile içindekilerdi! (Arkası var)| atılmasından Aöl bir mesuliyet kabul edemiyeceğini bir raporla bildirdi. Gemilerde her gün sane fenalık lık yüzünden bir, eyi sa- at bile muntazam seyredebileni (Tayyar) torpido istimbotu ka- Taksim Bahçesi karşısında kiralık konforlu APARTIMAN ire, Topçu caddesi No. 2, namal. müracaat, Tefrika No. 36 Arkadaş Karısı pinizin siren keseceğiz. 7 arla hizmetçiler ie ho- murtular: ma buraya sahip ke- > yahu... SES şey görülme- şeydir ölmeli bindi, Mehmed Ali- ettiğ adamı buldu. ını söyled Üner oto- da fazla bir otomobil imiş — Haydi Mehmed Ali Mehmed Ali bahçeye gisi son- ra bir şey unutmuş gibi tekrar | geri döndü. İçeri girdi.. Salih pe- şini bırakmadı: — Nereye gidiyorsun Tutmak sr si F aka Mehmed Ali enlere fırladı, Karısı- nın odası sm durdu. Kapı MRK Başını ğa dayadı, Salih vi hali görünce anahtarlar arasın- © odanın anahtarını arayıp o Açtı, ve uzaklaştı. Mehmed Ali girdi, Oda kapkaranlıktı. Perdeleri örtülüydü. Mehmed Ali, uyandı- ğı zi yı böyle yarı ka- ranlık bulur ve ve yarı karanlıkta ha; a uyuyan tmayı seyrederdi. Karyola önünde bir mabed gi- bi duruyordu. laştı, diz A tü, çöktüğü yer bir mabedin mil bı mıydı yoksa mezar mı? kal, ken, yatak örtüsünün ucunu öptü. Seviyordu, iztırap çekiyor- du ve artık kimseye lânet ede- miyordu. Bu odadıın bir hatıra diye bir şey alıp gitmek istiyor, fakat bir türlü el uzatamıyordu. Burası hayatının lâhdiydi. Çık- bir kere daha dön- acı ona geçmiş saadetini hatırla- Gemilerin toplarında, makine- Konya tönbekileri m Bir törleki tarlası hı (Akşam) — Hadim - Tönbeki ürünü geçen yıllara yem gi ekilen ereketli al ber olmuştur. İnhisarlar idaresi Bi kontrol, ipa iyi ölilmesi yolla- üzere bu yıl ki bölgesine bir de eksper > erin mürakabes altında Sa eder nlardan kırılan tön! yı n k mıştır. Ekicilere ayrıca ri taratın ambalâj gereçi iş verilmektedir. urutulmasına başlanm tacaktı. Merdivenleri indi, bahçeye çık- tı, yolu yürüdü, kendini otomobi- le attı. , Girtlağındaki hıçkırıkla- Artık her şey bitmişti. Otomobil uzaklaşıyordu. Çiflik, ev, kurduğu saadet yuvası uzak- ta, çok uzaklarda kalıyordu. Artık kendini tutamadı, boğa- zında düğümlenen hıçkırığı çöz- dü, ağlamağa başladı, Salih elini Mehmed Alinin omu- nra boynuna sa- Mehmed Ali çekilmiyor, oldu- ğu gibi durı aj Yanakların- süzülüyordu. Sa- lih Bese Ye öptü. Bütün yol, tek kelime konuşma- dılar. Mehmed Ali kendini top- ladı. Fakat içinden yanıyordu: «Dün bu vakit Fatma ile berdim... Tren durdu. Vapur yanaştı. Rıhtımdan Akayın büyük gemisi- bera- Yazan: Selâmi Kayacan / er ne bindiler. Halatlar çözüldü. İs“ | Ikinci kısım kele alındı. Düdük acı acığttü... | Ikisi Gemi açıldı. | Tekrar uşağı çağırdı: Mehmed Ali bir kere daha için | — Otomobili hazırlasınlar... | için söylendi: Siz de hesaplarınızı görünüz, «Her şey bitti!...» SEE A Gece çabuk geldi. Her saate serial tekrar edi- yordu: «Bugün 23 m » Ve yelkuvan, başka ri günün de | kikalarını gösterince önünde da | bir açılıyordu. : di ve bir saat kadar her şeyi unuttular. N Yemekten sonra kayalıklara in- diler. Gece ay dağda Kayalarda Denizin kudretine payan yok- tur, halbuki âciz bir köle gibi | sağ kumluklarda, Md”. i bağrına bastıran beşeri- deniz de elemlerimizi, toplıyan, yet gibi, | kaygularımızı, acılarımızı bağrın? | bastırır, okşar, sever Deniz köpürür, coşar, haykırır, | isyan eder; şeriyet gibi... İnsan, deniz e | narında iztirap çeken insan, be- şerden üstün bir mahlüktur. Idatm ihanet et- ilkat kâfiydi. Kendisinin yanın- | da bulunmasından fayda yoktu. Her gün, bir ane buluyor, ar- kadaşından saatlerce uzak kalır ordu. Mehmed Ali, kayalıklara, ini- yor, orada oturuyordu. Saatler- ce deniz kenarında kalıyordu. De- nizin her an değişen görümüne dalıyor. Akşam, e battıktan sonra gözleri yaşarıyordu. O saatlerde Salih yanındaydı. Gün kararınca, beraber olmak- tan teselli buluyorlardı, Acı ha tıralar siliniyor, hiç değilse bir lardı. Ertesi sabah Mehmed Ali gene kayalıklarına gidiyordu. Deniz iztırabı teskin ettikten Mehmed Alinin beyni bir ba ra, şamı ( işlemeğe başladı. Birden bire aklına geldi: «Acaba Salih Fatmayı seviyor mu?» N 9 ö 1 Gece oluncaya kadar düşündü. | Ertesi gün başka bir şey dü" şündü: «Acaba Fatma Salihi seviyo” | mu?» irkildi. Aklı başka şeyler? kaydı: (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: