ŞAİR Şair olma bir kabahat, Wi yeni ti met çiyi tepesinden keme olduğu tırnağına kadar halde yazdıkla- süzdü, sonra ge- rını bizzat oku. niş, rahat bir dah nefes aldı: ef” — Bereket ver- gün sin o çirkinsin, dei topladı, ayi e bak- elinde bir tomar la — Kim bilir, size bakılırsa, —0.. v.ka Bay pek müşkül. — Buraya gel, dinle, görüm, tabiat güzelliği deye gülünçen, ya..cağım.. Fa. pesend değil! daha 300 kur yaptık Ahmetler hiç değilse 500 yapıyorlar... ciadır! dedi. MANİLER —— — İsminiz? .—21 Fatma, Pie MAM dini z taş yumurta ile ne Ka da olduğ Nazlı yârim gidiyor yapıyor sr Ba a olduğunuzu Gönül evim yastadır. Lei ee İLİ ala ürmele Alkış n yazdığı piyes çok b: Okuyanlarımıza müjde vere- lim, Geçe hatsız olduğunu haber verdiğimiz bayan falan iyiliğe yüz tutmuş- tur, Kocası bay Feşmekân bir dok- tor buldu. ki yanlarındaki apartımana gelen ki- ediyor, hizmetçiyi çağırıyor: — Kız piyano sesi geliyor, yok- sa kapıyı kapamadın mı — Kapadım. — İyice kapadım mı? — İyice kapadım. — Nasıl olur?. Biraz düşündükten sonra: — Haydi git sürmele! Musiki Misafirlikte. — Ne zaman buraya gelsem kı- Zin göremiyorum. — Karşımızda ies çalan bir id di r, keman dinlemeğe gi- ie Kikat aksi gibi o gitti miy- İ, bay keman çalmıyor, deb sara bir romandan alınmış bir sa çime şefkatinden mahrum bü- Yümüş ü, a vey do- Harurkep ölm t Evlenmeden evvel (altın bna dişli olduğunu neye söyle- in? tama edip bana — Ser Öyleyse Vürmasın diy düşüneyim? id A Gi 5 hk” e DA e ve ü e — Siz bir kadınlar ith debike;kaleda ne oldu? — En yaşlımızı reis is yapmak istediğimizden bir türlü olamıyor, reis is bulamıyoruz, MANİLER Hasır altı karınca ekl dört köşeli Haydı çıkalını dağa El uzattım Oturalım yaprağa Geceliği bin altın Kibrit oldur oldum ed Dağda olan sürüler Yârin gönlü olunca. Ben bu aşka di Karban olsun hep m İki doktor ağır bir hastanın ya- nından çıkar. — Ümid yok ölecek, — Ne yapalım, biz ölmiyelim de... — Ben bunu da diyemem, ben GAMER ölmiyeyim de... p> — Yüzünü gözünü ne buruştu- Pm ruyorsun? — Sorma, bir ev a yap- tarafını .— Arkanızdan sersemin biri ta- kip ediyor, izin vetinizde yanınızda — Evet, hele insan buna di yürüyeyim. <— Ha ölen e mes kına varmadan yapars rgün zarına çelenk koyuy: DÜŞÜNÜŞ GÜL Bir danslı en gün ziyafette. Nurullah Ata- İki ark çın yakasında iu e oi kocaman bir çi- SE çek gördüm. Danslı ziyafet- — Ne güzel mi gül, dedim ye düns terine. Nurullah baş- dir. ladi iz — Fatma ile Dali etmez mi- Değil... ey ge s3 eği, BRE EE ri... zan... tem. lira Sn Ma Anlamamaz- — Tam yüz ME lıktan geldim: etler cemiyeti diplomatları > dedin? Milleti a ira YE en habersiz harp ediyorlardı, şimdi de bizden habersiz ? salı yan ii ne ol i — a de Son di. Tiyatro doluydu ve o Görele sonra da dolacağı anlaşılıyordu. Ki myana oturan iki kişi perde- sonunda avuç patlatarak al ere — Çok e aşk gitti, muharrir mem- e dostum nühü! — Hele ben. çok i dostusunuz? — Hayır, taksitle elbise diken terzisiyim! Uyku Hamiinininile biri güzel bir köşkü kina Uykusuz bir gecenin sa- bahı hialakağiği mi vurdu: — Köşkü gezmi lar. — Ben kiraladım ya — Ev sahibine söyle ben satın alıyorum, uyandırmasınlar beni! — Karım aynanın karşısında durup yüzü bakar. — il mki yürüyüşüne hayran- dır. Kk karşısında durup yü- rüyüşünü seyreder, Bir Maryüs arabasına domuz dol- durmuş köye gidiyordu, Yolda ar- kadaşı Oliveye rasladı: — Bin, dedi, ha bir eksik ha bir fazla! — Bu yazda Daki ei ber kamp kuracağını zannetmi- yordum. — Geçen sene çadırı yarı yari ya ei ne yapayım. hi ği rım güzelliğine ai İ | İ