emmuz O ARŞAM Danimarka mektupları Danimarkada yaz ve plâj eğlenceleri başladı Danimarkalılar güzel plâjlarını , bir kat daha güzelleştirmişlerdir bütün güzelleştirmişlerdir. Bu mektubumla Danimarkanın kumsallarından ve oradaki ha- yan bir şey de bisikletlerdir. Tek- mil şehir yollarında ve soşelerde bisikletler için ayrılmış yerler vardır. va gelince bu yollarda pija- maları, veya mayoları ile, havlu- arını sar konuşma bağla- ir sürü genç ve güzel kızlar görürsünüz. Bura halkı ekseriya ok sarışındır. Hepsi sporla wücud- larını işlemişlerdir. Plâjlarda kumsalların ortasın- da ufak ufak, sepetten yapılmış dükkâncıklar vardır. Burada se- rinletici şeyler ve kahvaltı yeri- ek şeyler satılır. Onun kşama yemek ve içmek telâşına düşmeden kumlar üzerinde ve «sular içinde oynamak, eğlenmek kabildir, Fakat bununla iktifaya o mec- bur değileiniz Kumsalı Ortasında güzel ların güzel salonları da istedi- iniz gibi eğlenmeniz ve etrafı- Mizı seyretmeniz için hazırlan- la Önünüzdeki 0 e ikindiden sonra piyi lar, baş- Orada er asim de dolaşanlar çoktu Sig ala, kum- sal da bir yere va a. N © yazik ki bu şehir ve bütün Da- mimarka bizde pek az tanınmış- br. Bu az tanınış, belki de Dani- Markanın bize çok uzak, ve lisa- ya i olması yüzüri- İzaklığa diyeceğim yok, fakat dil a o kadar sanık nınin — yabanci dendir. dığı gibi korkunç değil. rm rasgeleceğiniz insanların çoğu İn. gilizce ve Almanca konuşur, Hiç değilse anlar, İngilizce ve Almanca bilenler için, Danimarka dili, gayet ko- dili okuyabilirsiniz. Yerliler o ka- dar güzel ve tatlı konuşuyorlar ki insanım çabukça öğrenme he- vesini artırıyorlar, Nüfusu bir milyona yaklaşan, (Danimarkalıların dediği gibi) Köbenhavn şehri Idir. Kopenhag limanına TR en (Deniz perisi) Oo heykeli var. Güzel yetişmiş ia 17 > şında bir kızın tam yüklükteki heykelinden ibaret ola bu deniz perisi, bütün sevdiğim bir güzelliğidir. Hey- kel, şehrin kenarında, Yat klü- bün biraz ilerisinde, sahildedir. Büyük ve vi kayaları üst üs- eykel onun üze- . ke boyunda olduğu için, si bir havada, onu belli belirsiz görür- sahiden, bir kızın orada uğunu sanırsınız. kızcağız . denizden çık- mış, havlusunu yere koyarak üzerine oturmuş bir deniz peri- sidir. Gözleri limanın girecek yerine dikilmiş oradan, hiç gelmi- yen birini bekler. Denizcilerin ka- rıları ve kızlarının ruhları, bek- leme ve ümidleri bu heykelde toplanmış ve canlandırılmıştır. Ben, güneşli ve puslu havalar- da, sisli ve yağmurlu havalarda, ılık ve soğuk günlerde, ire ve buz tutmuş sularda bu deniz perisini gördüm. Onun Yü da uzun uzun oturdum ve seyret- tim, O, hep gözleri limana dikili, sünüz, ümidini kaybetmiyen, beklemek uzadıkça daha çok beklemek kuv- vetini duyan gemici kadınlarının timasli, Kopenhağa gelirseniz, gidin onu görün. Heykeltraş ona Danimar- kalı genç kızların vücud güzelli- ğini, ruh y üksekliğini, sevgi ka- biliyetini vermiştir. NELER OLUYOR? Altın damarı Üzerinde kurulan bir şehir B park yapılırken toprağın altında an altın damari bulunmuştur. Bu- un üzerine tetkikata girişilmiş ve ra bir altın madeni üzerinde yepılmiş olduğu meydana çıkmış- tır. Şimdi Salisbury şehri halki altın dininin bulmak için evle- birçok kişiler, bahçelerinde altin damarları bulmuşlardır. Kesik parmak Pariste madam Dirky namında, engin ve 'e yetmişlik bir kadın, her sene villâsına çekilir » ve yaz mev- simini or; n nu görmüş ve derhal feryadı bas- tırmıştır. Kadının feryadını duyan kom- şular, derhal dairesine koşmuşlar bayılmış ol. iler, Goya kendisini ayıltmış- la Tabii polise de haber ve- yi Polelr derhal apartı- uncuklar takım aletler bulmuşlardır. Polisin kanaatine göre meçhul hırsız, pencerenin kepenkini aç- Havada Geçen hafta Fransada ilk defa olarak havada bir nikâh kıyılmış- tır, Nikâh merasimi, Toussüs-le- Noble hava karargâhı üzerinde yapılmıştır. Paris Sillnd M. Bekerel, bir genç kızla nişanlan- mış, fakat nikâhlarının tayyarede İmasında ısrar etmiştir. Genç papası da bir otomobile bindikleri gibi va ussus-le-Noble tayyare karargâhı. na koşmuşlardır. Ka beyaz renkli ve iki motörlü büyük bir tayyare yes ni evlilerin emrine hazır bulunu- yordu. Genç evliler, zim bel raber, derhal tayyare; atlamış- lar ve hayalanmşlardır Tayyare yi > ve dini m kıymıştır, li kâh, havada kıyıldıktan sonra tayyare yere inmiştir. Genç evliler, ayni tayyare ile balayı seyahatle. rine çıkmışlardır. Iç çamaşırile münakaşal Geçen hafta, İngiliz Avam ka- tur, O gün hav: kamarasındaki encümenlerden bi- ri güneşe baken bir odada top- gü lanmıştı. Saylavlar ter içinde kal. mışlardı, Çıplaklık ahlâkı bozar mı, bozmaz mı? Çıplak danseden bir artist Paris ceza mahkemesinde muhakeme ediliyor Geçen hafta Pariste Seine ceza i aklık das Suçlu Şikago lerinden bayan Joan War ner ME o. bir erikalı- dır. Dava ik doğurma- paz Gi savaş açan birlik- yenii Mis Joan Warnere is- nad edilen © suç Şanjelizede bir sahnede çırıl çıplak bir halde dans etmesidir, Suçlu kadın, tamamile çiril sıplak bir halde dans ettiği iddi- asını reddetmiştir. Müteakiben ilk şahid olarak çocuk doğurma- yanlara karşı savaş biriliği baş- kanı M. Boveret dinlenmiş o da demiştir ki: — Mis Joan Warner sahneye çıktığı zaman geniş tüllerle tülmüştü, Fakat sahnede ilerle. çe tüller yavaş yavaş 3iy- bir halde kaldı. İşte gördüklerim budur. Bundan sonra tayyareci Del. motte ikinci şahid olarak dinlen- di. Bu şahid, suçlu Mis lehinde beyanatta bulundu. üncü şahid M. Fransis Kassö reisin sorgusuna şu cevabı vardı: — la sahnede dans ederken görme! yy ne yapmağa geldi- niz? Bunun üzerine şahid, İspanya- da, Fransadakinden daha açık bir surette dans edildiğini ve bu eti antropoloji hir tetkik etmiş olan Felemenkli b bilginin çıplak danslarda Ge umumiyeyi bozacak hiç bir hal görmediğini söyledi. Ressam Maurice de Vlaminek: — Ben Mis Warneri çıplak ola- rak dans ederken görmedim. işte bir artist sıfatile söz söyliye- ceğim dedi — Fakat bu işte, dansın artis- tik yönemi mevzuu bahs değil ki. n o kanaatteyim ki, bir kadının çıplaklığı hayata bir şiirdir. Dünya kurulalıdan bu- güne kadar vaziyet budur. Müddeiumumi sordu: — Sl çıplaklık size dokunmu- or m — Başk — Ben sizin ile ayni fikirde değilim. unun üzerine Mis Joan War- neri gire İri a olarak dinlendi ve d zün çırıl çıplak olduğunu sanmış- dır. Şahidlerin A ei bittik- umumi sö; nu» söyledi ve kendisinin cezalan- dırılmasını istedi, Dansöz Mis Warner nun avukatı Henry Torres büyük bir talâkatle çıplaklığın ahlâka dokunur bir tarafı olmadığını ile- ri sürdü ve Amerikalı; dansözün beraetini istedi. Mahkeme, mese- leyi inceden inceye tetkik etmek için kararını iki hafta sonraya bis raktı, AKŞAM İlân tarifesi Sahife Ka 1 Santim 400 2 > 250 3 > 200 > gi İç sahifelerde > Son ilân sabifelerinde & yer Gazetemizde ilânlar için müracaat yeri: ilâncılık kollektif şirketi Ankara caddesi, Kahraman zade han. Tel, 20094-20095 neşredilecek ira: i 1908 de Ecnebi Sermayedarlığına Karşı ilk Kalkınmalar Türkiyede işci tarihine bir bakış, 908 grevleri nasıl başladı, nasıl bastırıldı. Emperyalizm ve sendika hareketleri. Yazan: Hüseyin Avni Fiyeti 20 kuruştur Satıldığı 'yer: AKŞAM NEŞRİYATI En son olarak söz alan suçlu- Bunun üzerine o saylavlardan Fransiş Fremantle arkadaşlarına: — Soyunsak fena olmaz demiş ve bu sözü söyler söylemez soyun- mağa başlamıştır. Arkadaşları da onu teklid etmişler ve az zama! n sonra encümendeki o saylavlar, | yalnız iç çamaşırlarile kalmışlar- 1r, ri çin-el çantasıns daki li Sa akla iktie fa etm