Tefrika No. 53 CENGİZİ İSKENDER TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR N OĞLU| FAHREDDİN. ——— Oktay, bir gece, misafirlerinin şarab kadehlerine değerli inciler koydurmuştu. Prenses Turakina, vezirin kadehinde köle vererek Kinli general bir gece rüyasin- 1; ın ünlü man olacakları şüphesizdi. Fakat, Ten-Şe düşüncelerini açığa vu- ramıyardu Yalnız, Ankini gördü- ğü zaman — Mi müslüman olmasına çalış! il zerek, rüslümanlığın kendi- si için bir kurtuluş ve saadet yo- lu olacağını söylemişti. Ankin, han müslüman olursa, kendisinin de Turakinadan sonra ikinci karısı olacağını umuyordu. Bir gece Oktay sarhoşken, An- kine: — Bugün az kaldi müslüman © Tacaktım. Eğer müslüman olursam, seninle Mz ig günlük düğün dernek yapa Demişti, Oktay bir mik bilgininin kendisine yaptığı dini telkinleri zay 'k müslüma: lıktan vaz eski Kia hanının lime iin kabal edeceğini sa- nıyori va Hanin sarayında bir ziyafet gecesi Bu sırada prenses Turakinanın tr. Oktayın a eskisi sibi, meydan > bulmuyordu. ars ilde kardeşi, Ok- kle Çin yi enli ü çıkan inciyi, beş satın almıştı ! rap kadehlerinin içine birer tane koy!. dedi. elanii bakanı se sandık inci- p kadehlerinin içine koya- ii davetlilere ağıt. bu incile- rin her biri nohud tanesinden kü- çük değildi.. ve Fars beyinin gön- derdiği incilerden çok değerliydi. Mersa herkesin kadehinin i ie den bir büyük inci çıktığ rünce şaşırdı. ruj kokulu eski şarap bulmak, inci ve zümrüd bulmaktan daha güçtü. Mersa, davetlilere dağıtılan incile- rin, EN ğe çok daha değerli ol u görünce, kendi kendine eli; — Keşki Oktaya iki vazo o dolu- su inci getireceğime, di getirseydim. Gerçek, Fars linde. çok güzel ve meş şaraplar vardı. “Mersa o ge ce hana iki küp şarap takdim et- miş pia pik ne kadar mak- bule geçec O gece siz kadehinden çi- inci tanesi, başkalarının in- cisinden sese büyük ve değerliy- di. Turakin; a iha kide bu ka- dar değerli biri inci bulunduğunu bilseydim, ondan ister ve göğsüme takardım, dedi, e vezir gülerek: atarım., i ve elindeki i inciyi prense- se uzattı Turakinanın dizilerle sayısız in- cisi vardı.. fakat, o bu kadar gü- zel bir inciye ilk defa Mm Ne istersin, Çutsay? Diye sordu: Çutsay: — Beş Çinli köle isterim... Dedi. Oktayın karısı, vezire beş Çinli köle verdi ve elindeki inciyi aldı. alış verisi uzaktan akina kocasının köleye bir bezini satın Dedi. Oktay inciyi görünce göz- lerini açarak: — kadar değer- Hi bir inci bulunduğunu bilseydim, in göğsüne önceden takaı ma Kiri ti, am ardeşi Mersa ww ri bir ziyafet veri- iyor: Bu ziyafete bütün Moğol zabit- leri ve Karakurumda oturan bir- şok zenginler davet edilmişti. Mersanın adamları kalabalığı rdi ayaklarının dibini Bu vazolar ağzına kadar çok değeel, çi dolu idi. Fars e in kardeşi, hanın huzurunda k: — Parslıların şu küçük armağa- nını kabul ediniz!, Dedi ve geriye çekildi. akşam Oktay davetlilere şa- rap ikram ediyordu. Moğol hanı, Fars beyinin hedi- yesini kabul etti.. ve hazine baka- nını yanına çağırarak — Hazinemden bir sandık inci getir ve bütün misafirlerimin şa- dım! dedi. Ve Turakin — Beş Klepe la aldım.. Sözüne cev: erdi: — Ben aya olsaydım, o inciyi de etmi Karakurumdaki e bütün Çinli köleleri satardım!... O gece prenses Ankin de hanın yanındaki kadınlar arasında otu- ruyordu. e aktan Ankini gördü ve Okta; — Cari; ee arasında gök- di Bİ » r misafirlerin yim birer cariye ayırmak vı ii günü o cariyeyi misafire bağışlamak adetti. Okta; e Haag cariyeyi beğendiniz?. çe ordu. rsa, boynu bükük duran An- iile gösterdi: — Şu ince gül fidanını... önek var) li ll 3 73 yaşında, 60 santim boyunda, 6 kilo ağırlığında! Bulgaristandan Tekirda- ğına gelen bir yaradılış garibesi 3 yapalaki Natl, 2 yaşında bir çocuğun yan ei Akel kaç ay da; ğa ir ) işi Üç yaşında olduğu ale altı ba iie da ve 60 santim boyund Romaniida tiyatro kum- panyası Naili ga almak iste- mişse de ailesi ili. Nail sigara içiyor, fakat sandalyeye mıyor. Bu anormal çocuk şimdi Tekirdağının İnecik nahi- yesine bağlı Nusrat Fakih kö- yünde oturmakt Nailin Senli icn dokuz ire di ünülür ve bu şe göz ri yaşındaki Nailin dünya sg rekortmeni sayılabileceğine şüphe edilemez. Şark demiryollarında taş nakliye ücreti indirildi Şark demiryollarında taş nak- liye ücreti kilometre başına bir ton için 3 kuruş 12 paradan iki kuruşa indirilmiştir. Bu tenzilâtla göçmenlere meh- sus binaların masrafını azaltm. hedef tutulmuştur, Radyo 7 pe Pazar ktanbuk 0 Plâk neşriyati, 1830 sm a 19,30 Çocuk hikâyeler, a Gühmll, 20 Her akşam | bir hikâye Bir gün, gazetelerin birinde bir ilân gördük: Kibar bir Alman aile- si eski ve modern bütün ev eşyala- rını yoldan me e kadar biraz göçe- be halinde mlm Evden eve, öm an bk e kayn ken eşya tik. Bunlar m 7 ede Ne vakit kendimizin bir yuvamiz olursa o vakit güzel, Dİ a ya tedarik ederiz diy tük. Şimdi küçük bir evimiz İN Artık bunu döşemeye sıra gelmiş- ti, Bir Alman ailesinin Avrupadan getirmiş olacağı eski ve modern salon ve yatak odası takımları, ye- mek odası takımı kaçırılmamak icap eden bir fırsattı ece bizim evde ep bu eşya meselesi konuşuldu. Kızım modern ciya i Tene methedip dur! Ertesi günü, m a edi. İen adrese gitmeğe karar verdik. Soğuk bir şubat günü idi. Ben ke- lepir eşya satın almayı hiç sev- mem, İhtiyaç içinde kalmış bir ailenin içi yana yana sattığı bir salon takımı alıp da onu keyifle memleketi terkedecekleri için eş- yaları satıyorlardır diyordum. Yolda yürürken, kibar bir ecne- bi ailenin bütün eşyalarını satma- ga mecbur olması bana o kadar dokundu ki az kalsın geri döne- cektim. Fakat modern kızım be- nim bu mülâhazalarımla alay edi- or, beni mutlaka gidip görmek için zorluyordu. Kapıyı çaldık. İçeri girince, bi- zi kim karşıladığına dikkat etme- den, soğuk bir apartımana girdi- ğimizi hissettim. Kapıyı genç bir kadın açmıştı, Zarif bir surette — yinmişti, Fakat modası biraz miş bir esvaptı, Halinde kibarlık ve zerafet göze çarpıyordu. zun, âdeta mahcup bir tavur ile izi karşılamıştı. Halinde bana çarpan nokta yü- zünün ve larının 4 boyalı olması idi. Ne ka Gördüğümüz eşya fena değildi. İçlerinde gerçekten eski olanlar, epoğue diyebileceğimiz parçalar azdı. Fakat hakiki antika - olmi- yanları gayet iyi taklid pi lerdi. Küçük bir salon, cidden n Li ve ani Soya İle dky modern bir ei ittihbadına dahil ol; le hemikieii” Seneliği 3600, altı aylığı 1900, öç lığı 1000 kuruştur. Adres tebdi ili için yirmi. baş kuruşluk pul çime lâzımdır, Rebitlâhir 8 — ea 63 8 İmeik Güneş Öğle İkindi Akşam Yatı KE. 634 852488 835 12 201 Va. 218 436 1219 1619 19,44 2145 salon takımı karşısında hayran kal- mıştı. Bu salonda bir aile barı vardı, Üzerine türlü türlü kadehler ve kokteyl takımları konulmuş- tu, — Bunları ne yapacaksın yav- rum? dedim. Bizim eve kokteyl irmediğini bilirsi Salonları dolaş Li sonra, ya- odasına sıra geldi. İçeride bir şgenç adam vardı. Uzun si ha- fif hasta yüzlü, Kadın Arzu ettiğiniz eşyanın fiati- ni kocam size söyler, dedi. Delikanlı, gözlerini kaldırma- dan, bize bakmadan, sanki ken- disini göstermemek ister gibi, mah- cup ve müteessir bir sesle bir rak- kam söyledi. tak odamızı Avrupada bir Satılık eşya artistin ea resimlere göre yap tırmıştık. İstediğim fiatin r beş misline mal olmustu bize, de- li di Ben teessürümden bir şey söyle. miyordum. A ağzımdan ğ mânasız bir söz çıktı j — Bu fiatte hepsi dahil mi? agi dim, — ee lâmbalar, yatak örtü- sü, hepsi, hepsi, © Zikmimden m düşünyordume E t, hepsi, b şa ii ümidlerle beraber, li Zavallı gençler. İçimin derinden sızladığını hissediyordi “ Kendilerine mühim bir vaid de. bile bulunmak cesaretini bulama- dan, çıktık. Mahvolmuş bir saade-. um, kendimi âdeta ılık bir bahi aparımanda içim o kadar sıkılmış- rtik'bu iğ eşyayı satır. kat döşenecek bir salon kalmıştı. Onun için de beklemekten başka i çare yoktu. süne Yo ei geçti. Gazetede | şu ilânı orkudum «Acele «ie inle olduğuğ andaki bütün eski Adres bizim gittiğimiz adres idi Fakat bu sefer ilânda para ihtiya- cından açık açık BAP il Zavallılar demek altı aydır a; ihtiyaç ve zaruret içinde Şırpımıp pir Göz önüne soluk çehreli Kr hasta hayali gel di Zavallı kadın kimbilir içindeki a- <ıyı belli etmemek için ne azap! çekiyordu. Bu genç karı koca kim- bilir ne kadar bedbaht idiler. On- ların eşyasını satın almak bir fır. sattan istifade ederek ucuz mal al. mak olmıyacaktı, âdeta bir hayır ğ e olacaktı. O: dine karar ve: yı bana bir genç kadın aç- yerim zarif, sade bir vap. Fakat dudaklar ve tırnaki — ne mr A Lik için de e Bü bin eli yalar değişmişti, m gördü: ğüm o zarif solan takımı yerinde şimdi Arap tarzında bir şark si lonu vardı. , Benim böyle mütereddid, old yerde durduğumu gören ın: m Rica ederim, buyurunuz, di- ye israr ediyordu. Fakat geri be e düm. ş İçimde kendilerine karsı bu ka» ar derin bir teessür v a Tu Bütün dü aile ve hastalık levhası ge! aldatmak, onların merhamet ta mak için tertip edilmiş bir di Bu hilekârlıklarını yüzlerine kar şı Ma e istiyordum. Fakat $ Paran yanl gelmişim! de eli bir fa i Hikâyeci