15 Haziran 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12

15 Haziran 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gene ız is Kurtla sümüklü Bir ilkbahar akşamı, Kurt kar. deş kestirmeden caddeye iniyordu. Sümüklüböcek”gördü, seslendi: — Nereye böyle kurt kardeş? ara gidiyorum, ya sen? — Ben de şara gidiyorum. Kurt güldü — Sümüklü kardeş. Sen şara ER arayle kuzuların oboy- nuzları biter. İe mi sanıyorsun... senden evvel varırım. Kurt sümüklüböceğe baktı, bak- tıda: — Haydi bahse girelim, dedi, Ben — Girelim. Bir öğle ziyafeti- ne. Sana da beş adım avans ve- riyorum. Kurt gülerek beş adım attı. Fa- kat sümüklüböcek kurtun kuy- ruğu ucuna yapıştı. Kurt sordu: — H mısın — ie — Mar: rim oşmağa başladı. nı bilmiyordu. Yollar , dağ- lar geçti, şarın kapısına geldi. Fakat kapı kapalıydı. bu İçeriden bekçi seslendi: — Girilmez, sabahi Sümüklüböcek yere indi, Ka- — altından süzülüp geçti, du- ara tırmandı ve oradan haykır. .: — Nerede kaldın kurt kardeş... Bir saattir seni yemeğe bekliyo- rum! yl ve dilsizler Bu sene İngilterede yapılacak olan edi ve dilsizler olimpiya- dı»na 17 millet iştirak ede- cektir. Tenis, yüzme, futbol ve bisik. let müsbakaları yapılacak ve ar. sıulusal sağır ve dilsizler sanat- kârlar sahnede görülecektir. Deniz dibinde Bugün insanların uğraştıkları ra i We ei e Ard a Dalgıçlık esaslı |. — ir fen ur. En derin denizlerde reyi akıntılara, en şiddetli e like di ayan aletler icad ediliyor. Resimde gördüğünüz d aleti dün- niz zinde tenli şeyler tutulup çıka- 15 Haziran 1935 işte böyle filizler, tomurcuklar verir ve acayib çiçeklere benzer. | Talililer 1 | re KART lee İ Talililer | 1 mayıs bilmece bankası kumbara gını kazanmıştır. 9 mayıs 1936 ta- ih) miz olun kol sa: ıştır, e BELİRE kuşun uçmağa hazırlanmasıyım 9 harfimw Yavru 9, 5, 6 ım «damarda akan» 1, 8, 3, 5' im «alış verişte geçen» 9, 2, 3'üm Mz boş arsa» 7, 5, # üm canın yoncasın 6, 8, £ üm «at raid Lei dir. ra çözenlerden şii 5 LİRA, erin ZARIF BİR KALEM, üçüncüye: 00 oku; Bilm PERDENİN ARKASINDA İZERİ; ayrıca yanım: za başka başk a armağanlar verilecektir. milyai İ asrın başlangıcında bir milyardı. Kaç kişiyiz? Yer yüzünde günde 50,000 kişi Kare Senede 18 milyon eder. 1930 da yer yüzünde 2 kişi varmış. On sekizinci ge senesinde yer yüzünde 4 , 2,150 de 6 milyar kişi bu- döle. Bugünkü şartlarla yer yüzünde 6 milyardan fazla insan barınamaz. Isimler Batı gazeteleri yaziyor, Haiti adası posta direktörlüğüne bay David Kaphokol ii nemajhanok getirilmiş. Bu ismi okumak Mena ağzı dört ka- rip açık kalmıştır. Ve gene bilir misiniz ki Galleste «Çiçekli fındıklara yakın, çukur edt - Vierje kilisesi kö- yü» denecek olan köyün ismi şu- dur: ei ebay dehwiydehardndropoll | İllandi- Giliaedesine ogoch. Buna karşılık olan Hollandada de biril vardır adı «U» dur. Tekir telefonda kidenmiş bu. Bugün: Bayılırım ke- ileti lağala konuşmalarına demek lâzım!... ir istatistik İmanya 1914-18 harbinde 13,400,000 kişiyi silâh altına aldı, bunlardan 2,036,897 si öldü. 59 kiloluk çocuk İngilterede üç yaşında 59 kilo gelen bir çocuk varmış, Bir ay- lıkken 4 kilo, üç aylıkken 8 kilo, muş. Çoc solaktır. Buni başka hiç bir gayri tabiiliği yok- tur. Bab. güleştiği zaman ile güç başa çıkılıyormuş. Kilosuna ö 98 santimdir. Çocuğu sahnede teşhir için yapılan müra- caatları ailesi reddetmiştir. Yıldırım ve ağaçlar Yıldırım çok kere ağaçlara dü- şer, Fırtınalı havalarda ağaç alt- 'arında oOdurmamak O lâzimdir. Londra Botanik enstitüsü profe- sörlerinden biri bu işi bem ve üç sene sonra şu sonuca mış: Yıldırım en çok çınar taçlar rına düşüyor. Ondan sonra sıra- sile çamlar, söğütler, serviler ge- liyor. Bu prof esör kestane ve Akgöl ene yıldırım düştüğünü görme- miştir, Fırtınalı havalarda kesta- ne ağacına veya akgölgene siğin- mak iyi olacak demektir. Kalakala yahut : Uçan kuş!. gördüğünüz acayib şey kalakaladır. ie Jeribod d. hızla nehirlerde dolaşıyor. Amerikan icadıdır. Bir adı da uçan kuştur. eyip geçmeyiniz; iki bin yolcu ve 1710 tane de otomobil alıyor içine Bu ilk nehir en Eşsiz tabanca iyi Bir gün İstanbul sokaklarında dolaşırken, yolu antikacılara düş- tü. Camekânlara bakındı. Sala- monun dükkânında bir tabanca gördü. Eski zaman tabancalarına me- raklıydı, Camekânda gördüğü ta- bancayı pek beğendi. Hemen girdi. — Şu tabanca gibi başka tabân- celarınız da var mı? Salamon abii uğuşturdu: Vardır, geliniz . Mağazanın .nihayetii tiler, tindek git- Salamon, Bir yığın küflü, bir Ea sin sen. Küflü demi- re yüz e derili mi? — Çok daha fazla di bu ta- bu tabancanın eşi yok- Kristof Kolömbun tabancasi ban tur. bu. — Alay mi ediyorsun be Kris- tof Kolomp zamanında tabanca yoktu. — Tamam, iyi söyledin. İşte ii için bu tabanca eşsizdir Ilâç Adam eczanede şişeyi evirip çevirdi; — Bu bir tek şişe ile iyi olur muyum » dersiniz?. Eczacı tereddüdsüz cevap ver- di: uhakkak. . — Nereden biliyorsunuz?, — Çünkü bir kere alan, bir da- ha gelip almıyor. Paristeki Sorbon üniversitesini te bay Sorbon «Sorbon kolleji» ismile -açtı. Bilya şampiyonu tadır. iri ii şar Kia

Bu sayıdan diğer sayfalar: