di ii e “delile YO > > SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ “Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 502 Osman paşanın çektiği sıkıntılar, gön- derdiği mektuplardan bazı parçalar Osman paşa İstanbulda dost- larına gönderdiği mektuplarda üzüntülerinden pek az bahsedi- yor, bunları anlatmağa İstanbu- la dönüşüne bırakıyordu. bu yazılarından anla- günü gününe 1 se“ yahatname üç yüz sahifeyi bul- uştu. Kn nadir eşya kolleksiyo- nu ve bu seyahatnameler Ertuğ- paye lay olasi, dukça herkes korkuyor; bir şey aj Bu omektu da Çinlinin evi tarif edilmiş te Çin zırhlısi ve askeri anlatılma- mış; kahve tarif olunmuş ta ka- le yazılmamış! Tesadüf ettiğimiz bunca gemilerle teati 3 le yok! Böyle malüma' İL REİRİN mea kaşlarda, ye Bunlar ve si elde bulunsaydı gemide neler cereyan ettiği hakkında munta- zam ve sahih malümat almak ka- bil olacaktı. Ancak Osman paşanın mektup- larındaki bazı cümleler çektiği sıkıntılar hakkında fikir verebi- lecek mahiyettedir. Misal ol mak üzere mektuplardan mealen şu fıkraları alıyoruz : Sorduğunuz maddelere cevap vermek için değersiz şeylerle TAR iğ erler, oni eder; ka m unları ta e Ma garip şeyler öğrenmiş olacaksız.) (Ziyafetlerden bıkıldı, usanık dı. Ben zaten abur, cubur her şe- yi yiyecek sağlam mideli bir adam değilim; Bunlar hiç hoşuma gitmiyor. Saray teşrifatçılarından bir mihmandarım var. ereye gitsem peşim sıra geldiğini gör- dükçe: — Aman efendim, zahmet et- meyiniz! Gibi sözlerime: efendim! İmparatorun DUR. elemeli evabını veriyor. Her yere sa- y arabalarile götürülüyorum. Artık bihakkin . bizarım bunda: ere bilemiyorum. Pek sı- kılıyorum.) (Ahali zatiyem li sahi- feler doluracak gibi: ka dar ne kaşlar döküldüğünü öğreneceksini Sırrını Ri çaçmıyaı gün seneye varan e es nasında çekilen mihnet ve me- şekkatlerin hiç ee of deme- lü, kit o anlıyacaksınız. yeni hayat bulmuş gibi kardes ku- cağına atılacağım dakikayı takdis eceğim! (inşallah bu gece sizleri rü. yada görür, boynunuza sarılırım) al ok Ertuğrul mektubunu yazanı ii madılıma taaccüp etme yin. Sor- rez fikirlerini uyandırmağa muvaffak olamadığıma delâlet ediyor. Buna müteessifim.) (Bir aydır avdet için emir ve para bekliyorum. (Tahmin ve tasvibime göre ey- lâl nihayetinde Japonyanın son es Hongkonga hareket ed im. Baş rüzgârlarına kar- şı arr prova ettik. Ne ka- dar gayret olunsa faydasız ola- cağı anlaşıldı. İnşallah poyrazın önüne düşersek sıkıntı görmeyiz.) Allahın müşkül haller arasında kalbime ferah vermeğe pek yaradı (Kurban bayramını tebrik edi- bir şey yaz rim. me büyük felâket içinde ri ğ yri mide sebili bile tebrik ede- sem az hikmeti! Geçen kur- ban bayramını Süveyşte nasıl ge- girdiğimizi bilememişti nenin ramazan ami Honkongdan Nagazakiye seya- -hatimizde fırtınalar arasında geç- mişti. Bu kurban bayramı da ko- lera iğ otuz üç günlük karani müddetimize tesadüf etti. mel bugünlerde ettik- leri yardımlar unutulur şeylerden değildir.) (Çok şükür! Uğradığımız be- lâların hepsi az, çok ce tesir eyliyeceğini bilemem, Al lah korusun.) (Bulaşık yerlere gitmememiz nıza teşekkür ederim. Ancak ge- mimizin süratine ve sair halleri- bunlardan birine laka ki Hongkongü tut- mak ihtimalden uzaktır.) (Bir de burada uzun müd. kalmaktan husule gelen dedikodu ve dahili müşkülât insana (ne olursa e) dedirtecek derece. yi bulmuştur.) (Şu vi go ki bu geminin kıç arasında bu- lunmak şerefi bu lde başka kime nasip olmuş olaydı bu da- kikaya kadar geçen hallere kar- şı her şeyi göze alır, ya kaçar ya- hut xdi sabır ve tahammül eyledimse an sonra da gene ö yolda hareketi saadet ve selâmete er- meğe vesile görüyorum. e. ümidimi kesmiyorum. sebat ile avdeti onun innfesili bekliyorum.) (Herkesin gemide vazifesi güya ve havadis (yazmak, dışarıda gezmek! Ben ise bunla- ra vakit bulamıyorum. Her liman- dan Me iki satır bir ği yazabil- mek canıma minnetti. Allah is- terse pide kadar bu yolda de- vam ederim, rm gözlerin- den öper, mülâkata mazhariyeti- mi isa dilerim.) iz bugün on üç aya a k tattık. retirilemiye- 4 : S EEE > ; K müyesser ederse bunu da tatmış luruz. (Böyle bir zamanda ârım- daki perişanlığın derecesini tas- vir buyurursunuz.) (Fikateyn olm Sperm de- eme er i hak et den âri 3 bir nâçiz sökkee bildiğim halde bu cü- reti veren evvelâ kuvvetli azmim ve hülüsu niyetim, sonsuz gay- retim, n inayeti- ne tevekkülüm olm vey Bu ana kadar Allah beni lütfundan mah- iş“ da olmıyacağım. buraya isal eden Allahtan ümidimi kes- miyorum.) Osman Emin paşa! İs- tanbuldan ne kadar fahr ve mübahat ile çıkmıştı; dönüşün- de er ne feci bir âkibet bekliyordi 33 sna tam hayattan kâm alacak bir çağda, si luaigssa deydi! Vatanıma kavuşunca san ve çerez şöhreti ne pi va arta- caktı! Fakat bütün bu parlak ümid- lerin, hayallerin sönüp gitmesi ok sürmiyecekti... dığı emir üzerine Ertuğrul 1890 senesi eylülünün on beşinde öğle vakti gü bir hava ile Yo- kohamadan İstanbula mütevecci- hen Kobeye hareket etti, (Devamı var) İlelağrul tadiçme hakir Koi ka ap- tanlığından mütekaid bir zattan aldığım bir mektupta deniliyor ki: (Ertuğrul Japonyaya git Haliçte tamir ve teçl in ellerle | Gen gerek Tersane divanhanesinde, © gerek Tol katli kahvesi re zabiler arasın» Tefrika No. 38 15 Haziran 1935 ALLAHA ISMARLADIK! Yazan: Vrangel ordusunun Rusyadan alıp İstanbul kaldırımlarına dök- sız neferlerine şarap sunuyor bu akşam!... 1920 İstanbulu eğleniyor... Uzakta beyaz bir kotra demir- li... Burnun: kırmı ir ışık var... Meçhul bir sandalın kotraya yaklaştığını görüyoruz.. kürek- ler denizin > küçük küçük dalgacıklar yaparak ilerliyor.. sems sandalla rin yüzle et iyi aydınlatıyor: Üç gezintiyi düşündün böyle kotrası olan samimi dostla- rın vardı da bizi şimdiye kadar en biraz denizde dolaştırma- dın! — Arkadaşım daha henüz yeni aldı da bu kotrayı ondan!... Kadın, yanındaki genç kıza bakarak: — Mis Beti! Deniz bu gece ne kadar güzel değil mi diyor? — Harika! mein rüya gö- m bu akşam!.. Denizde değil ya mii ma bir efsane diyarında dolaşıyo- nki!, Erkek gittikçe fazlalaşan bir hızla kürekleri denize vuruyor.. sular çatlıyor, kıvrılıyor, dağili- Gi yor idiyorlar... Erkek ağır ağır kafan kaldırıyor. öz“ ri yorgun ve renksiz... İngiliz onun yerinde olsaydım sizi bırak- katiyen!... Genç bir Türk zabitinin gemisi ize açıl- ne de olsa biraz tehlikeli de- gil mi Kız. lr dudakları gibi a — hekilibek; mi görüyorsu- iz bey siz!.. Ben kork- « işte düşmanla başba- Haydi bakalım ea miz daha cesuruz, göreceğiz li Kayık < ilerli. Ekin bırakın amma İzzet ea hakikaten dediğiniz doğ- ... Bu gece babamdan izin ala- bilmek i için ne çektiğimi bili- rim!... ilkönce «üşürsün» diye ele sonra «seni deniz tu- » diye dev. ki latamayıncaya nihayet «ben ka- ESAD MAHMUD KARAKURD rışmam» dedi ve kesti. » Yalnığ saat on ikiden dettim.. eğer ni İstanbulda olsaydı muhakkak br beyi beni!... Neyse dün ak" am Çekmeceye gitti!... mek babanıza bir Fa vi yapacağınızı da söyl “m bii niçin söylemiyeyim!.. bi kotra demedim, kayıkla koyda dolaşacağız dedim. —Belki merak eder diye düşü- nüyorum da.. — Niçin kik etsin Sandal o sırada ile yan | na gelmiş yeli Beyaz, yeni temiz bir kotra... Güverte de birkaç insan m öles.. İzzet sin ağır, —Merdiveni uz: Kolları Sa ri çıplak ir genç geldi... Esmer yüzü en bim ik, aris göz“ leri vardı, Merdiveni indirdi. İzzet çevik bir hareketle fırlayı verdi hemen yukariya. — Mis Beti, elinizi v verin, yar dım edeyim size!... Yava: basamaklara basıp çıkın!. Kız elini İzzetin e 1 içk ne biraktı. Zabit kızın bilekleri ni yakaladı, yul zekti onu aşça şü bit esmer gence dönerek şu emri verdi hemen:* — Sandalı bağlayın arkaya!... Kotranm kıç tarafına doğrü yürüdüler.. kamaranın kapısı ar“ ka güverteye açılıyordu. Kıçta, en arkada es en Onun önünde ortası çam bi ve üç hasır koltuk , Koltuklara otur” dular. İzzet ayakt r â rdu. Hasan merdiveni kitin esmel gençti. Dimdik duruyordu. Zabi- tin karşısında! Hazırız Yüzlü — Makineyi muayene ettiniz mi? —Evet!.. — İyi çalışıyor mu? — Şimdilik fena değil sözel ım! — Pek âla!.. rını Bir dakika geçmedi. Yelkenle* rin arkasında üç gölge peyda ok du. e yüzbaşının önünde di kildile: — İsmin? - . Çağır arkadaşla” — Sen nerede askerlik ettin? de Yavuzda yüzbe (Devam var), emrolünmüuştu. nf Ani alacak yer Ml an 304 ileri kai es irinciden © dördüncüye kadar ınması tensip edilmişti. r de Şürayı bahriye azasından bir mali hariçten iltimas ettirerek gemi- ye girebilmişti. Gemide fotoğraf memu- i mütekaid tul binbaşılığından #4 ei Er Aldığım Kusust malümata göre bal tiye mekiabilden Mi sinif. mezunlar rının tâmamen gemiye alındığını . Bu mektupta bu poktuda dekişiklik si Sek ole istifade ed. 1k muhabere: e am Sadıkzade esi bay Mest na çavuşa: Er sm kazasından sağ keke olduğunuzu haber aldım. — Gemi şınızdan geçenlere dair tafsilât me niz pek memnun ve müteşekkir kalırt s.K.£ rın y Musti dr