/ Pa a MEY ON : EYE © kesb ia . gösterdi. Nur © Paşayı gitmeğe tatlılıkla kandır. SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN XÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 479 “izzeddin vapurile hemen yola çıkacak- sınız. İtaatsizlik huruc alessultandır,, yl sadaret tebeddü- | Zildi. Bunu için tasmimi başka bir renk ile boyayarak tatbike koy- işti Osmanlı rm işini ve Galatada halkın telâş mümayişini Kâmil paşanın sap line e zay göstermek istedi. sırada mükemmeliyet hat paşaya benzettiler; maksadı idare dizginini külliyen Babıâliye alıp kendisini hiç hükmüne koy- mak olacağına hünkârı kandırdı- lar; infisali zeminini kuvvetle ha- li nihayet devirdiler. * Bununla e kalmadılar. Kâmil paşayı anbulda O tutmıyarak Haleb re tayin ettirdiler. Kâmil paşa valiliği 1 ekete mü- « heyyadır, Aileniz sonra celbolun- mak üzere hemen yalnızca git- meniz irade ikti dandi Dedi, — Haleb ri den istifa elidiçi Buna men azimetime ferman siğil. “ması Halebde ikamete memuriyet » demek ise buna da münkadım. An- “ cak böyle kış gününde İzzeddin “gibi küçük bir vapurla Akdeniz« de sefer etmeğ man ri ! pi > lâm efendi âcizane lakin © hurucu alessul tan mânâsını tihsal edenlerin yalnızca İzzeddin vapurile azimetim halinde yarı yolda diğer bir irade daha al , bir daha geldi. © Bu defa emdi dil gam “ hiddeti biraz geçmiş olduğ paşa hâlâ Kâmil a kamarillâsına mağa çalışıyordu. Kâmil paşayı o derece üzmüş idi ki artık du- racak hali kalmamıştı; güneş doğ- mak üzere idi. Kâmil paşa Nuri za veda ile hareme girdi. Nu- paşa da çı itti, Erte esi günü Kâmil paşanın hu- susi tabibi . meclis başmüfettişi Kotsoni efendi gelerek Kâmil pa- Paşanın bron- Doktor Zambako iie da cel- bedildi; o da ayni fikirde bulun- du. kat ikisi de Kâmil paşa- ya mensub addedildikleri cihetle verecekleri raporun itimada şa- yan görülmemesi ihtimaline meb- ni Zambako paşa aç tabibin delik muayeneye teşrikini teklif etti, O ak; sefere tahammülü olamıyacağına dair rapor yazdılar, gece de hareketi tacil için padişah tarafından gelip gidenler oldu. Bir defasında iri, yarı bir mi- ralay geldi; sormağa bile lüzum görmiyerek teklifsiz, tekellüfsüz arem dairesine paşanın yatak odasına kadar girdi, Cüretkârane: ruldu Dedi. Kâmil paşa da: — Bu babda zaten irade sadir olmuş bulunmasile meclisi vükelâ kararının hiç hükmü yoktur. Ra- hatsızlıktan iyileşip ayağa kalkın- ca gitmeğe hazırım, Cevabile miralayı da savdı. or kutmak için sözleri değiştir. miş olacağı yolunda deliller | bu- İunmak isteniyordu. Kâmil paşa konağında yol Me. zırlığı yapılıyordu. O gece gi mi olmuş ise, olmuş! Şu tiniz hakkınızda hayırlı olur Dedi. Kâmil paşa kanaat hu- sulü için Mahmud efendiyi bir harem ağası refakatile içeriye göndererek hazırlıklarını gösterdi. Mahmud efendi gittikten sonra tazyiklerin de arkası kesildi, leb, ya, Ây- dın vilâyetlerinden hangisini ter- cih edeceği Kâmil paşadan $0- ruldu. Kâmil paşa Aydını tercih etti. Aydın valiliğine tayinine irade çıktı, Muavinliğine de Sami pa- şa zade Hasan bey tayin edildi. Kâmil paşanın hatıratına göre beyin asıl memuriyeti ken- disinin hal ve hareketini mabe- yine” ve şeyh Ebülhüdaya bil- dirmek idi; Hasan beye mabeyin- den bir de hususi şifre verilmişti. Bu defa İzzeddin vapuru yerine ondan daha büyük olan İzmir va- puru tah: ndu; Kâmil p ailesinin kesreti dolayısile kendi. sine iki bi a da harcirah verildi. Kâmil paşa hakkımdaki ve şahanenin kendisini burucu al sultan töhmetile elek derecesine varmış iken Abdülha- midin bir kaç saat içinde fikrini eğiştirmesi ve zahiren lütuf ile muameleye kalkışması garib ve mânidar idi. Bunun hikmeti büyük devletler elçilerinin baş tercümanlarını ma- eyine göndererek Kâmil paşa hakkındaki muameleden dolayi taaccüb ve teessüflerini beyan ey- lemeleri olmuş idi! İnfisalinin üçüncü Ab- dülhamid saray tabiki ki bi- rini gönderdi! Bu tabib ile Kot- ni efendi müştereken bir rapor vererek rahatsızlığı ohafiflediği, yol da kısa olacağı için Kâmil pa- şanın hareket edebileceğini bil- dirdiler. O gün Kâmil paşa mai- yetine verilen yaver Çerkes Meh- ie y Zu halde - bu tahtehıfz gitmekten başka bir şey değildi - İzmir vapu- runa bindirildi; İzmire gönde- ildi. evamı var) hemen azimetiniz ferman buyu-, | Radyo 5 Mayıs Pazar İstanbul, 17,30 İnkılâb dersi- ei siteden nakil. Sinop saylavı Yusuf K: mal, 18,30 Jimnastik. Bayan Kali Tarcan, 18,50 Muhtelif plâklar, 19,30 Haberler, 19,40 Mayisiro oGoldenberg idaresinde koro heyet, 20 Ziraat Ba- nlığı namına (konferans, 20,30 piyano caz kı Ştı e Mali) © caz ve tango orkestraları ve Çadırcı ( Bükreş 364 m. 12 “Kilise komser 12, 30 Radyo si e 13,30 a Gret- zu orkestrası, eş ve sia isi- ko orkestrası, i afif musiki, 20, 20 Plâk, 21 8 > 22 Spor, 22,05 Şarkılar, 22 35 Radyo orkestra Prag, 50 Orkestra seri, s3 “pik, 20, 05 Radyoda im musikisi, 2 ri, 23,20 Plak, si yet, oDuyumlar, 23,39 band. Varşo' musikisi, Sözer b gk, 20,35 lan e 21,30 Viyana vala plâkları, 23 va ilmi , 23,15 Senfonik iler 24,05 Viyana, 507 m. 20) e izi beste: kâr dize 20,35. Şarkılar, 21 Leh halk musikisi o (Varşo 21,30 Viyana musiki popürisi, seri İN Kuartet mı ei . 22 Nopolyonun doğu- munun mü münasebetile asker ürk Durumlar 23 23, ,30 Hava rapo- ru, 23,35 Dan: 6 e Pazı 18 Fransızca ye, ). 19,30 Halin (Şrayber), 20 andolinata or- kasan 70) 30 Viyoleniet bayan im ze İzzet Nezih - Keman solo, ye Nimet Vahit e (Piyane a e 1.20 Son haberler - Borsala adyo caz ve tango emi ve e Ek Bed- riye Tüzün ya Bükreş, m. 13-15 Gündüz plâk yayımı, 18, 15 Sarvas küntüoru, 18,55 Sarılan 19,30 Plâk, 20,20 Ri sikisi, 23,25 Konser nakli. İBAHAR Yazan: Muazzez Tahsin — Feyhan, gözlerini aç sevgili, bana bak... Beni affettiğini gör- e isterim.. yük prens, Ben Suad Nedimim Feyhan, fa- kat yabancı Suad değil, seni ilk indenberi seven i rtık bütün analar bitti... li sana her şeyi anlatacağım. Beni affedeceksin ve artık ayrık mıyacağız.. Hiç, hiç ayrılmıyaca- ğız.. ölünceye kadar beraber ya- ei Feyhan, benim Fey- han Gözlerimi uğuşturuyorum.. za bir çocuğun uykuda konuşan sesi: — Artık bu rüya bitsin Alla- Çok acı çekiyorum! diyor. Fakat kulaklarımdan vücudu- ma yayılan sıcak bir ses ln yır Feyhan rüya yim ha- kikat sevgi Ni a ya- ze ve değil benim, sahici yi de anladın değil mi Mina- cığım? Bu Suad Nedim denilen hain adam bunca zamandır hem beni hem de zavallı büyük pren- si böyle didik didik yiyormuş, Aklım başıma geldiği vakit onu bu büyük günahından ötürü öyle azarladım ki.. Fakat o hiç oralarda değil... günleri unutmuş, yalnız şimdi ve yarını görüyor; — Feyhan, eskilerden yalnız bi- ribirimizi anlamak ÇİÇEĞİ) Sıra No: 64 — Doğru söylemiyorsun değil mi ri Feyhan? e lar, senin yatına al- na ettiğim eziyetler boş bir komediden ibaret olur. Yabancı Suad Nedimi kabul et- memiştin... Bunu beni sevdiğin “için ri değil mi Feyhan? Beni am heykeltraş Su- ad Nedim beyin karısı olabilecek- tin değ i mi? Niçin cevab vermi- yorsun? Yoksa Fikreti? .. Heyecanla sordum: — Fikreti mi? wet onun seni sevdiğini an Senin de onu sevdi- mıştım.. ğini sadede ne iztırablı gün- ler geçirdim bilsen! Yalnız bu işkenceler benim bütün günahımı affetirmek için yeter ! Fikreti seviyorsun, Suad Nedi- mi onun için reddettin zannede- rek senden, senin alıştığın muhit- ten ayrıldım.. eni göreceğim yerlerden uzaklaştım... Ta.. velki akşamki baloya kadar. O gece de sana yaklaşmıy: ei aske altından olsu! ev imde , Fakat sana yaklaştı- iğ İŞİ olmuşl O gece senin Fikreti sevmediğini gözümle gör- düm ve anladım. — Bunun i tah sözler söyledin? diyecektim. Fakat gözlerindeki sahici acının şaka (o götürmiyeceğini anlıyark sustum. Ve o söyledi., söyledi: — Zavallı babacığım ne kadar a ii nim evlen neceğim- anı imin i bundan sonra senin | KIZını teklif etse bir bahane bu- bir gölgen olacağım . larak görmek istemiyordum. afamın içindeki bulutlar da rın seni almağa gelirim, bir- likte Büyükdereye gideriz. Gö- vvelki neşe ve hayat dolu yaramaz mektebli kız olmuştum. Yabancı Suad Nedim için ha- ei bisküvileri'yerken: iliyor musun? dedi. Tani- madığın bir adam için yaptığın Ni bazırlıkları , kıskanıyo: nı vi İaklığı vermeğe ne lüzum vardı? Yoksa seninle evlenmek istediği halde reddettiğin bir biçareyi bu sefer kendine âşık ederek büsbü- tün bedbaht etmek mi istiyordun?, Güldüm. Suad Nedim i için atla onu düşün: l ona bugün bir senelik hainliği- nin cezasını çektirmeğe niyet et- iştim, Teli ve meraklı gözlerle ba- karak sordu: — Niçin gülüyorsun Feyhan üzüme bilhassa çk bir mâna vererek cevab verdim — Hakkın var.. Suad Ned beyin gönlünü çelmek istemiştim. Gözlerinin içi boralı denizler gibi karıştı: receksin babamı ne kadar seve- ceksin Feyhan... Biz böyle konuşurken yavaş toz gibi karanlı- ğı yayılmağa başlamıştı. ame aktı. Onun bize bakarak gülüm- sediğini görünce: — Dadı, dedim. Şu adamı gö- ruyor musun? İşte senin sevgili kızına dünyanın cefasını çektir. miş biradamdır. S me; dattı. ve Mi sana. Dadım ü kesti. vi ncuk gözleri EE e sekeri ğe geldiği gün onu sevmiş te içim- den: «Allahım, yavrumu böyle bir adama teslim et- Suad daha mı ii Suad, ağır yüzünde çocukla” n bir mâna ile ihtiyar yea ellerini öptü: — Allah senin dileğini dinle- 1... Şimdiye kadar yalnız bir kızın vardı, şimdiden sonra bir de oğlun olacak . (Arkası var), , | | -d