Sahife 9 mn 21 Nisan 1935 AKŞAM Tefrika No. 187 , i B A R O S | gelem en | Karın olamam İ HASAN İskender Fahreddin Mübeccel ona bir gün evvel Yazan: Kale içinde Nisli bir muharib, okunu, yanındaki İspanyol askerine çevirdi: Çünkü bizim düşmanımız, “Seni gebertiyorum.. Türkler değil, sizsiniz! ,, Şövalyeyi öldüren gülle nasıl düştü? İhtiyar kadın, bahçeye düşen bir gülle ile şövalyenin yaralan- di görünce bağırmağa başla- kl sesini ve güllenin u- Sal duyanlar bahçeye üşüş- müşler. iel yere ş ıyan gül le evin yan duvarı Si hayret etmemek kabil değil ie saplandığı yüksek du- straftaki eşine: e göcelekei büsbütün telâşa düşürmüştü — e ikinci bir gülle da- ha mı düştü ek ei kadınlardan bazıları - Tü irkler galiba m burada “olduğunu sezdiler iye söyleniyorlardı. İhtiyar kadın bile bu söz üzeri- ne şüpheye düşmüştü, O güne ka- dar evine ve evinin büyük bahçe- sine bir kıvılcım bile düşm ken, şövalyenin gelmesile kosko- bir güllenin gelişi elbette hayır alâmeti değildi Şö vw a) üstünde ba- Biriyor; KM Ölüyorum... Be- ni kurtarınz!, İhtiyar kadin, kalede döğüşen iki oğlunu g özünün önüne > etire- Tek #övalyenin yanına koş Don A Sövdesi toprağa gömülmüş, kol- ları omuzlarından ayrılmış.. yer- de yatıyordu. İhtiyar kadın şövalyeyi bu hal- € görünce korkudan baygınlıklar önü olduğu yerde yıkılıp Etraftaki komşular korkudan | bahç Çeye gelemiyorlardı. | den herkesin kulak hi ve bodkliniki “düşüne n ka- | " dınlar pencerelerde titreşip duru- | rdı. Yorla, ye çelen bir ses daha oyük- se| İdi; eme tora haber gönderi- niz Fransızlarla uyuşsu mn! nin öl düğünü haber erdi ve ear söylediği sözleri tekrarladı. Zavallı kadıncağız zaten evin- > kaleye, şövalyenin son sözü- ü haber vermek için kosmuş- W. Sanki şövalye bunu söyleme! e imparator derhal Fransızlarla Uyuşacak ve Türkler de çarçabuk A alemi ülle korkusundan akal ielir kaybedenler git- <e artan acı bir şaşkınlık için- de bücalaniaktan kendilerini ala- Miyorlardı. Ka uhafızı yerinden kımıl. dayacak bir halde değildi. Şöval- Yenin ölümünü omuz silkerek kar- e eli ve mazgalların arasında ö” olaşmağa b başlad iri Şövalye Alfonsun ölüm isede iste büyük heyecan uyandırm! alk sokaklara dökülmüştü, ii a ahallele lerden biri: düşen büyük bir güllenin o kadar kala- balık arasında gövalyeyi bulması ve sadece: onu hakika- ten merak edilecek bir mesele i- di. Yerliler bunu bir tesadüf eseri Mi ari bile yolundan tinerl bir sihirbazdır!. Diyorlardı. Şövalyenin yarı pe yüzüne evlerine ını kapayıp Kristostan im- dad bekliyorlardı. Nisliler ye vu bir sihir- baz olarak telâkki etmeğe başla- ei Arka a ii kadar sayılırdı. Yerlilerde ve kadınlar- da başlıyan bu korku kale müda- filerini de sarmağa başlamıştı. İspanyollarla yerli omüdafiler arasında çok garib ve gülünç ko- nuşmalar geçiyordu: Barbarosu biz çok iyi tanı- rız, O ei bizimle otuz yıl çarpışmış ve bize bir karış yer ayal. Üstelik Cezayir kıyı- İspany larını yol mezarlığına çe- i ind azıyız. halde bizim başımızı ne- den ateşe saldınız? Burada yıllardanberi a ve kavgasız yaşıyorduk. Siz geldi- niz.. yurdumuz ateşten, felâket. ten kurtulmadı! Me — rak ! Barbaros insanı -şeytanların "bile. bilmedi- ğ yerlere saklasanız- bulur, ya- kalar ve sancak direklerine ba- lik asar gibi asar, A m. yangın e Dez devam e- derlerse, kalede barınmamiz güç olacak. — Başımıza ateş yağmağa mazğali ğa baş- yen ların “arasında du- ayız, — e mıyız? göre göre öleeğik de- gili. yare, Şehire çekiliriz. kaçmak demezler Vr — Hayır.. ölümden korunmak derler. Biz n için İspanyadan il buraya ölmeğe gelmedik ya!... arlkenin askerleri çok ya- mandır, derlerdi. Sahiden çok ya- man insanlarmı ii ederiz.. fakat, ölmeyiz. — Bu nedemek?! < ani ölümle karulaşcya ali İmei zla çarpışı: eğ görünce, sırtımızı çevirip kaçarız. ya Cezayir- den kaçmamış olsaydı. şimdi İspanyol ordusunda bir tek nefer kalmıyacaktı Nisli delikanlının e Birdenbire tüken- mişti. onan- 2 - 8 çe! — » © z bj 5 p r RK mam! | karın olamam, demişti, Suad şim- r odasında ira ile almış olduğu pi- yanonun başına oturmuş, yaz- mağa çalıştığı bir operanın bazı parçalarını çalıyordu. Mübecce- e teklifini emeli md sağ endisi via sevdiği akrep di k übeccele zengin bir hayat akat belki mi sonra büyük bir bestekâr olarak şöhret bula- caktı, Fakat şimdi? Böyle ol- makla beraber, Mübeccel ne kay- bederdi? Tercüme edilecek ma- kaleler, makinede yazılacak lâ- yihalar bulup ta bin zahmetle ge- kılâbı içinde kendilerine güler yüz- lü bir hayat açılmaz mıydi? Suad çaldığı parçayı bitirip te “ a 8 : 5 e & p e w z 5 3 iv 8 5 B e aşkın bu kadar çabuk solmasına hayretler ediyordu. Kapıyı vurdu, genc kızın oda- i. Müb e beresini > > demi Ke ie eğ sl, yazı ini örtüsünü hay Delikanliyi görünce, gül — Bonjur, Suad. mjur, o icar men Rengini & Biraz çuk görüyoru! 7 saa da. Ağalnöilasilizi ar bari, İşin mi var? Bir şey yazacaksın? — İş nerede! yazacağım. Suad derin bir şefkatle genc kıza bakıyor, onu kolları arasın- da sıkmak, kalbindeki hararet- ten ona da bir parça vermek ar- zusunu duyuyordu. — Bana bak, Mübeccel.. Senim teklifimi. reddettin.. Genc kız yeğ bir el lâ- kırdısını kesti — Rica gin Suad, ısrar et- me. İnan bana, seni pek çok se- viyorum. Fakat senin karın ola- mam, Sen bir ii Suad bu mah- zun ve Mei ali Mübec, cel devam edi u: — Şüp n bir artistsin. Şimdiye kadar muvaffak olam dın. Kol ehemiyeti var? Elbette bi uvaffak olacaksın. Fa- vi rik olmak için, serbes alısın, Lüzumsuz ağırlıklar- mi işi an melisin e Sen heee talikial Ag lacağıma madığın için bana eş iste- Birkaç mektub . Dün... miyorsun! NR i ni reddede- yenmede i redde rim, eve almam işti. Anne- mir sözü yerine gelsin diye seni gebertiyorum. Çünkü, bizim ha- kiki düşmanımız Türkler değil, sizsiniz!, (Arkasi var) au ir, Genc kızın yüzünde elemli bir ifade okundu. Sarardı: — Beni anlamıyorsun, Suad. Haksızlık. ediyorsun. Ben senin m. ü se saadetini çalmış den nay . Na- nin istikbalini, ksk Sizi burum. İyi file yere bana azab Birdenbire arkasını döndü. İh- a aye yaşlarını saklamı istiyor: Su Mz e dışında sicim gibi dökülen yağ rek, sessiz, linç 1. irkaç gün geçti. Mübecceli nadiren görüyordu. Genc kız ken- disinden kaçıyordu. Görüş ri zaman bile lâkayt davranıyor- verme. uru seyrede- KREMİ Dünyada mevcud kremlerin en nefisi, en sıhhisidir. Nazik cildli kadınların ha- yat arkadaşıdır. İh- tiyarları 5 gençleşti- rir ye gencleri gü- zelleştirir. İnsana €- bedi bir taravet ve- ren Hasan kremini unutmayınız. Kutu- su 50, tüb halinde 20. Hasan Deposu: Ankara, İstanbul, eyoğlu. kinesinin | sesini hiç d yor- du. Bi; a Mübeccelin üstü başı daha l uğunu farketti. ba? Mübecceli muahaze öne ii kadılar GALEMSeBEEİ p yda Nil numara yapıyordu! Bu, bardağ taşıran bir damla oldu. lale li areketi Suadın aşkile müthiş istihza etti. Suad haykir- mak istedi. Vi kendini tuttu. Yanındaki dostu u kız fani mis MR Elie mi radan dört sene geçti. Suad dali operayı bitirmişti, «Mete» yeni Türk musikisinin ilk şahe- seri olarak sahnede büyük bir İNE kişakıyekle oynanmış, Su adın şöhretini yükseklere aksi kadın: ş nız sanatile meşgul olarak yeni ir eser iel çalışıyordu. bu ihtiyar kâhya ka- dın iz tereddüdle Suadın ya- nıma sokuldu, yutkundu, söze baş- ladı: — Affedersiniz, dedi. Size bir şey söylemek istiyorum. Biraz mü- ebetciz amma... Fakat bu; benim ihtiyarlığıa. bağışlarsınız. Suad Arya dinliyordu. Ka- dın pe oi bir kadın sevdi- i i? dale içim çok fena oluyor. O kadar gü- zel ki.. Eker akşam görüyor musunuz bu genc gren — Ew Belki bu akşam da gelmiştir. el evet, bakınız he- dir 2 Posta ittibadına dahil olmay: ecnebi memleketler # donen 600, mia aylı 1 ylığı 1 uruşt tur, için yirmi beş Karş ie rl Tâzımaır. Moharrem 2 Ruzukası 1m 165. ağar, 23 Nisan Çocuk Haftasının ilk günüdür. Yavrularınızın bayramı için hazırlanınız. arsanın helin çel uad kadını görmüş, dışarı fır- lamıştı, Yanına yal ssrzü şüphe- si kalmadı: Mübeccel! — Mübeccel! Sen: burada mr sın? Genc kadın tatlı, mahzun bir tebessümle güldü. ae eş yaş- ları parlıyordu, Sonra biraz ök- sizl raya her zaman gelirsem nasıl olsa ii defasında seni gö- rı eceğimi ü: ediyordum, Suad! — Bar sehin gelmeni bekliyor- dum, el ne kadar © diya bilsen! Beni Emi riski ka- bil değil ihtimal vermiyordum. Se- ni o kadar sevmiş olan, hâlâ se- ven birini ın, Bir çe- yorum. için geliyorsun. Bilsen şimli ne kadar e Ky Bı- rak, sözümü kesi « Hiç bir se- yin ehemmiyeti sök Ne yapsan sen benim için gene eski Mübec- celsin! Söyle, beni hâlâ seviyor musun? Ge kadın besielekni ellerini — Senin karın olamam! dedi. Birisine nişanlandığından bah- sediyordu. Fakat Suad bu lâflara inanma- dı, onu kollarının arasına aldı a çi iü 4 di