3 Nisan 1935 Tefrika No. 169 ARBAROS Yazan: İskender Fahreddin Hamza, Kızıllemanın kulağına eğildi: “Bugün bu işe nihayet verelim, yavrum! Herkes buraya çöp çatmağa geliyor), “Ya benim ol.. Ya boynumu ılelma, ibrahim paşanın kı- mn geldiğind en memnun de Zildi. Elmas ağa etrafa bakınır- ken, Hamza ile Kızılelmayı baş başa e rk olursa, Altındal adan zle ne kadar Ör Bönlalsi Bereket versin vi İbrahim pa- $anın kızı ne Hamzayı nede Kı- zılelmayı akli açik Bu sırada, halk arasında dola- şan âşık Mehmed, Altındalın Bale gelmişti. ik Mehmed iki telli saz ça- İiyor ve hazin sesile maniler söy- lüyord i Emi ağa: Âşık! Söyle ali, Kiri hanımın niyetine ne Diyerek cafe baktı, yüzüne büyücüler (o peşinde Pına dayayarak okumağa başla- mişti: «Evvel bahar yaz ayları doğunca, Akar boz bulanık rai dereleri Sen de beneileyin ya oldun? Göz göz oldu si mreleriğ Altındal gülümsedi. lmas ağa: —A Diye miras; âşık Meh- med koşmalarındam “bir parça daha okudu: *Oturmuş hocalar ismini yaza Söylemen ağyara, değmesin nazar, Komsular duyarsa, isimi boz; Nazlı yarim acap duyar mı Di Altındal içini çekiyordu. ağaya: ik sim İstemem.. üçük imal dedi - İçimden geliyor.. Bırakın da size bir ee > söyliyeyim, Niyet tutun! alım isabet edecek mi Altındalın sinirleri oynamıştı. Fakat, âşık Mehmedin israrı karşısında sustu. şik tekrar sazını “e aldı: Ala gözlerini sevdiğim Niçin benden böyle ee © izlere gelince naz üstüne A hiz Fri rain m kk rilen, BöYlN İLE Olma Eğer Her zaman > öfkelenirsin!> Harem ağası bir kaç para uza“ tarak; si) Al şu bahşişi de çekil ar- Diye bağırdı.. Âşık Mehmed kalktı. Yürümeğe başladı. Hamza seslendi: — Aşık... Âşık Mehmed... Bu- Taya gel! Âşık m ina bakındı.. Zayı görd Ham: — Geliy: iyorum aslanım..! m ağacın dibine doğru dü. be ği Altındal, hem Ham. ı h de Kı lekeyi Se sümüyi biribirlerinden saklana- ; eh hale değillerdi. Epey Kızılelmayı görün- — Bak, Elmascığım, Kare Ak- doğan yi bir kahraman kocası olduğ çabucak iğsi da elin herifile burada gönül eğlen- dirmeğe gelmiş. Diyerek oturduğu za hop hop zıplamağa başlamı: ağa atana) ii söyleniyordu: — Efendimiz duy n.. İki- sini de ipe keli Almallak, tındal harem ağasına sordu: . — Akdoğan ölmüş diyorlar, doğru mu? — Ben inanmıyorum. Bu Ham- za reisin — fırıldağı olsa gerek. — Kızılelma, di. gözü mü var demek iniyor — Dur baka CİNE) âşık Mehmed onlara ne cevahirler oyumurtla- acak! — Dinliyelim... ali Mehmed sazina dayan- aksi yüzüne (o bakarak uyor: edim allı gelin, e gelin, Suya gider sağ elinde elin, Yedi aydır ii Merdama düşeli,” gül bana, ya boynumu kes gelin!» aman, alkid yüzüne “kirk yıl uğraşsam, içimi bu kadar açıp odökemezdim, Kızıl an se Bak.. Taliimiz ki or, Allah bizi birleştirece! lee yok.. mene ek etmedi ik. ibirim! Neden, kimden akl nn Âşık Mehmed: Bu da hik hanımın olsun... Âşık Mehmed sazını toplar- ken, Hamza yavaşca Kızılelma- nın kulağına eğildi: — üni bu işe nihayet vere- lim, vwrum! Herkes buraya çöp salmaya geliyor. Artık, âşık lediği gibi, ya benim ol, ya eli kes.. Öldür beni! (Arkasi var) AKŞAM Radyo 3 Nisan va Yamoya, 1345 m. 18,15 Klâsik kon- iv şarkılar, 19,15 Şen skeç, 20, 03 * Makel 20,35 Ae orkes irası konseri, 20,50 Aktöslite, 21 Ope- ra mele 21 15 Vilnadan İN 22 eri, 22 Leh şarkıları, 23 Melina 25 15 Hafif ik - 15 Gündüz plâk orkestrası, | 19,| in, (radyo ayip, 20, 20 or pla 21, 03. Ro en mu. 22,05 Salon orkest 382 m. » Mi 20 Şen er konser, 21, 15 Ulusal ii 21,45 rkestra konseri, 2 'erdinin ta- nınmış eserlerinden gizler, r, 24,20 Dan: lr Belgrad, 4 20 Plâk - reklâm- lar, iü 30 Ulan yayım, 21 ii nadan nakil, İyo orkestrası, va rk ile şarkılar, 23,20 ie susikisi, 550 m. 20,10 Piyano Er seri, peşte orkestrası, Son yn 0 Budaş — sa einen 1,05 ME er- 'rag, 470 m. 18,30 Plâk, 18,50 Plâk, 1933 Plâk, 20 Mi ini 20,25 Klâ- sik ler. ai e Söz e Fi'harmo- nik konser, 23,1 musikisi. : a Bar 05 Kuar. tet a eri - plâk - sözler, Di Bir ope- ra veya tn nakil, Son duyum. lar. Viyana, 50 . 19,50 Duyumlar, 20.15 Ulusal yayım, 20.20 Aktüalite, 20,35 Asker ya 21,35 Sabahtan akşama kadar Viyana hayatı, 22,45 Yeni Türk m aynen la o kuyunuz), 24,20 Di rnusikisi 4 Nisan Perşembe 1345 m.) — 16,45 Popüler konser, 19 Plâk, 19,30 ei 19,45 plâk, pi 50 aktüalite, ZI musikili ya- yım, sözler, 22,30 Triyo piyano Ye 225 15 hafif musiki, 23,35 eski (364 m.) — 13 15 Gün B salon ME Offenba- di ann» adlı opera “Bükreş Mm nakil.) Leipzig: (382 m.) — 19, ren zi 10 «Venin man hat» ox kı 20 radyo ein Auto eç, 22 dans musikisi, 24,10 Sez 3 7 m) — 19:30 plâk 19,45 reklâmlar - sözler, 20,30 ulusal ayım, 21,30 Griegin eserlerinden ve bandi eee Öze ünden sahneler, 23,20 kahvehane kon: Budap: 550 sz — 0 plâk konseri, 19, 35 gürler, 20,30 Be şte ope rasından Verdinâ > ram, 23,50 Prag: (470 m.) — piyano konseri, ( > Bü genler 1933 lik. 20,10 plâk, 20,30 kuar. piyano kon- pl 1 zall orkeninkei, 23123 Sean mel ai Roma , Napoli - Bari: 18,05 şarkılı Konser, - plâk. - mai 21. 43 senfo- nik konser, 24 «o Yi Gez iye Gi öyat- ro bahisleri, , 21,35 radyo or. eş 7240 Sika omer 2320 Sehabe konseri, 24,30 Çarli Ga .Mürü risı Çine ilkmekteb esirgeme kurumu az z 3 > iğ ye Aydın 1 (Hususi) — Çine m esirgeme kurumu Çinede himaye ettiği ai ve kimsesiz m ermiştir. Müsa po ae müsamere Vi dınlı birçok taya ve bay bulun: gezi e rol Mi kları menfaatine bir uştur. Verilen temsilde Çinenin "Temsilde büyük e » Resmimiz Aydın balkeri mensublarile Çine mual > “a yin e MlükAy | SEE 71 Ağ e PE e e A Sahife 9 Her akşam bir hikâye yan Naciye, gişeye sokuldu, bir koltuk bileti alarak iytre salonuna doğru giden akıntın: içine (o karıştı, (Haftada bir defa Şehir tiyatrosuna gel meyi âdet edinmişti. Yerine oturunca yanındakileri göz ucile süzmeğe başladı. Bazı ocalarda süslü, zarif bayanlar e çarpıyordu. Telefon şirke- tinde senelerdenberi çalışan ba- yan Naciye şimdi kendisini o yo- rucu meşguliyetten uzakta, biraz ruhu keyif ve zevk tadacak va- ziyette bulmaktan pek memnun- du. On beş aşşa 2 — yaz kış, işine devi lıştığı halde va benii Bali Terakki edememişti. Tali kendisine zaten ül İşte yerleriniz, 26, 30 un- cu numaralı koltuklar... Şurada, hanımefendinin önünde... ya, laciye yeni gelenlere ie ik lecek bir şey görmediği için prog- ramı karıştırmağa başladı, O akşam: «Niçin?» isimli ter- cüme bir eser oynanacaktı. o kızın? Naciye bu- nu pek âlâ hatırlıyordu: Mürüv- e Eve i Mürüvvet. — Baba, saat kaç? Önünde oturanlardan soruyordu. Mi Saatimi kaybettim, iliyore öenilii yaşlı adam ile ya- nındaki genc arasında geçen bu muhavereyi Naciye dalgın bir sesle dinliyordu. Yaşlı adamın eği Le omuzlarına bak- tı. Bu ve bu isimlere bir çehre mi istedi, Hafifçe iğil di. Fakat bir elektrik cereyanına tutulmuş gibi, birdenbire çekil- di. O idi! ömer idi! Dünyada yegâne sevmiş olduğu erkek! Kıvırcık si çocuk üvvet olmak icabediyordu. Ka- ! Bayan Naciyenin çantasi bu sırada dalgınlıkla elinden kaydı, yere düştü. Naciye hızla eğildi, ğı aylıkidi. Şirkette munzam mesai için geç vakte kadar çalış- tıktan sonra çıkınca eve gitme- den bir yerde yemek yemiş, tiyat- EOIN gelmiş ti. alkışlar iL ğu için, Naciye onu takib üzere yerinden kalktı, Keniisisin oğlu olabilecek X > yakın- dan görmek istiyo; Dışarıda, del m S5 Naciyenin tanımadığı birile hararetli hara- retli konüşuyordu: — Kuzum amca... — Kabil değil! aci! rına daha ziyade yaklaştı, Zaten kalabalıktan her- Kırma beni. larda Bayan Naciye | kesin biribirine sokulmaması, si- A — değildi. söyledim sana, ba- biz yağı dir saat alacağıni. Doğduğu gün... Hediye edeceğim, — Bunu evvel düşüne idin! Delikanlı amcasından bir şey . paramıyacağını anlayınca, can yök ile uzaklaştı. Bayan Na- boyalı tırnakları elinde- ki, çantayı yırtacak gibi sıkıyor- du. Çantayı Delikanlıya doğru koştu. i — İşte istediğiniz para.., 5 — Rica ederim, ben 4 babanızın çok eski bir ahbabıyım. Ona sa- at alınız, güzel bir saat alınız! — Naciye tiyatrodan hemen çıktı. Dışarıda şoförler soğuk ara- rın içinde uyukluyerlardı. He- yecanlı bir halde eve geldi. sex Delikanlı, tiyatro bittikten son- ra, babasından ve anasından ay- nlarak bir kahveye girdi. Orada hemen telefona saldırdı. — misin, , uyuma» dın ya? Biliyeru: misafirlerin olacaktı bu gece. Para buldum, şekerim. İstediğin seksen lira ce- bimde, alabilirsin, Parayı nerede mi bul- um? İnanılmıyacak bir şey. Ben ci yumuşatmak için uğra- şırken, deli bir kadın üzerime saldırdı, bu parayı verdi bana. Merak etme, güzel değil. ihtiyarlamış bir karı, Sonra bir kahkaha! Artık Bayan Naciye eski koltuğuna yordu! merin kurşuni gözleri... 2 dudakları, geniş ak nı... Naciye sanki Ömerle ko m kadar müteessir idi. Ne- şesinden avaz avaz bağırmak is- tiyordu. Delikanlını kasından dirilir gibi gelen sesi hâlâ kulaklarında aklişonliğ Dışarıda ince bir yağmur çise- liyordu: Naciye, yerinde duramadığı için, ayağa Kalktı. Odası şimdi ona güzelleşmiş, değişmiş, | laşmış gibi Teb Şarkı söy- lemek, gülmek, dans etmek isti- yordu. Mürüvvet aralarına sokulduğu ve kendi. aşklarını parçaladığı sıra- ere almak istediği he- diyeyi şimdi < ona marş Aksa- yın sakin bir liyordu. Bahçe duvarının dibinde içek açan bir badem ağacı vardı." — Allah verse de benim. ala- cağım gibi güzel bir saat alsal diyordu. Naciye ii hatırlıyorduz Ömer ona af taleb etmek için gel- mi yüzüne bakmamış, evden çıkıp git- mişti. Şimd i bu hediye aralarında bir affın, bir barışmanın imizalan- sön- Börü *Karanlık odanın içinde bir ses işitildi: — Şimdi mesudum! d Hikâyeci Artık beğendiğin» şeyi * i