“ sun, Sahife 8 AKŞAM 31 Mart 1935 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 459 Abdülhamid, Said paşadan sadakatla 5 hizmet edeceğine dair teahhütname istiyor ir çeyrek sonra Said paşa Ab- pakayayc huzuruna götürüldü. git e vükelânın, elçile- rin kabul di salondan dai- rei hümayuna gidilecek kapının önünde iki metrearzında bir yer vardır. Abdülhamid Said paşayı bura- da ez etti, Bu yerde bir kana- de şezlongdan başka mo- bilye e Abdülhamid Said paşaya sor- akşam sikli, Nişan: rilmiş. ba size y mi yapana r? diye len iğ ü geçen gün rzederim ki sada- m an zatı şahanelerinin teveccüh ve emniyetleridir. Bundan sonra er N eski sadrazamı arasında sö; Said (paşanın İngiltere selen git mesine > etti. Abdülhamid — Vakıa hayat 0 kadar entrikâlar olduk” tan sonra bunu yapmada mazur idiniz. Lâkin Mahmud efendi ol ihtiyar adamlardır, Benden başkasından bir şey beklemezler. B birini görüp o şeyleri dirmeli idiniz! Said paşa — Mahmud efendi- -ye, İsmet beye gelmek zatı şaha- nelerinin o marzilerine muvafik olacağını bilir miydim? Farzolun- sun ki bunu keşfetmiş olayım. Bir kabahatim yok iken bu zatlara gidip te beni kurtarınız diyecek- mişim! Bu zilleti nasıl ihtiyar ederdim! (Bunu da kabul lâzım- dır) diyeydim bir ay içinde bel “ki on beş defa sarayı hümayun- larına çağırıldım. Ahmed Aziz je vesatatile “ip iradei se- eleriniz üzerin. kadar isti- 9 m afis bulundum, Garaz erbabı- nın ilkaatı eseri olmalı nasıl dum? Aksi halde kendi .ayağım- “la entrikaların tuzağına tutulmaz mıydım? Bunun takdirini zatı şa- Kn takdirine havale ede- Bu bahis daha ziyade uzama- 1314 şevvalinin dördünde baş- kâtib Tahsin bey Said paşanın konağına geldi. göral iki | defa hacı Mahmud efendi, iki de- fa da e esra edilen be- yanatını gene yad ederek nf o Grete tayini tasmim edilmi sile «maksadı âli veçhile od i bana bil” ) ? eerm ye Mineellekln size ket olun. bir ariza yazması irade olunduğunu söy- ledi. Said Ramazanda me- muriyet için tevali eden iradeler üzerine iki ariza yazmıştım, Üçün- cüsüne “mahal var m Tahsin bey — Çok söz çok mö- ir. bie evle de dntiiila Bdh pini ahi için vaki olacak halisane ma- Tuzatım müsaadeye mazhar olmak elzemdir. “Tahsin ; ertesi günü erime geldi pi asitin sair ğu, sada- ia tayini mukarrer bulunduğu hakkında padişah namına kısa bir tebliğden sonra Said paşa; şu sözleri söyled — Bugün sea (Halil Ri- mış; onu verdi. bıâliye şu'yolda bir hattı hüma- * yunun gelmesine maslahaten lü- zum vardır. Bunun isdarına mü saade buyrulmasını hâkipayi haneye arzediniz.) dedi. tim, (Buna neden lüzum görük müş? Bir de müsvedde sadraza- mın yazısile değil. Böyle mühim maddeler a ifşa olunmuş?) “kendisi: imak irade buy- Idu. adrazam (eva- ilde dahi Babiâliye resen böyle hatlar geldiği vakidir, müsved- deyi başkasına yazdırışım yazım w o e Fakat yazan 'emimdir) ce- 'österilmesi ve bu babtaki reyi- nizin bildirilmesi irade olundu. Said paşa müsveddeyi mütalaa .etti, Halil Rifat un memur- ların mafevkindeki tabakayi bıra- istediğini anladı. Meselenin esa- sını muhakemeye girişmiyerek süal dairesinde bir cevab vermi ol üzere mk ileri, için tL a e ği vaki ii oluk alir hak- si eski Takvimi vakayi nüsha- larına müracaatla vazih malümat alınabilir!) sudan bir kaç söz Yel yazdı. di, Said paşanın evine geldi. Ha- lin müşkilâtından bahsettikten sonra şu sözleri ilâve eyledi: — eab efendimiz bu- yuruyorlar ki devletlerden birile miti etmeğikce müşkilât bitmi- yecek, Bu sise de ya tere, ya Rusya olmak lâzım gelir. İngiltere ile deitek olunsa bize ne yardımı olabilir? Kuvveti dona! yasi ibarettir, Rusya ile itfa etsek Bahriahmer ( vera Rusya ile birleşmesi olamaz. Hususan hilâfet te buna manidir. Ümidim kendisindedir. (Yani Sa- id,paşa) kendisini sadarete ge- tireyim, fakat bana bir kâğıd ver- melidir. Bu kâğıdı istediğim için hatırına bir şey een esin östermem. olarak (Delâili ei amın rel de saklıyacağım, Said paşa — Verilmesi irade buyurulan kâğıd ne yolda ? Kâmil efendi — Devlete sada- le hizmet edeceğinizi #a: aid paşa — te sadık bu- lunmak cümlemiz için 'mecburi- dir. Hususa ki > devletin baka- sı Türklerin hayı adır. Bendeniz ise bi teş malüm bir Türk “ailesin. süb olduğum (1) Türk del nin bu il «çok kimselerden daha ziyade rağ kadarım. Bunun için ona sadik kalacağım şüphe götürmez, Lâ- kin zatı 2 öyle bir-ariza mi abul et- mek mi olur; bunu ibtiyar edemem.. Sadarete getirilsem bi- le ileri 1 iyi idare için lâzım olan teshilât yerine tasibata uğriyaca- ğım tecrübelerimle ağ a — de bu esnada Giridde O lı hükümetine nihayet ykiik mukarrer olduğu işitiliyor. Memriyete getirilmem tasavvu- ayı neye bu suretle ifade etmenizi rica ederim (Devami var) İBAHAR "azan: MuazzezTahsin Krm me İsa ba- şım omuzlarımın üzeinde ser- siki yede ya Ah Mina- <ığım! Bu mukaddes #manın be- ni de benliğimden aytacağı za- man hiç mi gelmiyecel? Hiç mi ruhumun mayi w hiçli. ime ağlı; İçim alt üst sil kardeşis. Ru- duygusunu si anın ucunda bu alamı kıskandım, in carnda bu kudsi seti yakan Katyaj da kıskandı hunun küdenden al dülkü zel çiçeklerden, sulardan, renker- d ir gün bahsede&- Gelelim bugüne... Büyük prens beni görünce say gı ile şapkasını çikardı ve yak almağa mı A, — Hava çıktınız > hanım? sine a5 yiyorum Söylesem mi? söylemesem mi? gibisinden e baktı. En s0- nunda söyledi: — Dün Kai yesini al mak için bir tablo seçmekte ol- duğunuzu söylemiştiniz. ii mi- siniz müzeyi beraber gezelim Tecrübeli bir kkü size yar- dımı olur sanırım, Çok dürüst bir hali ve sesi var- dı. Hiç — Acemi den sıkılmazsanız geliniz! Halbuki ben o kadar da acemi değilim Mina... Bu adamın yanın- da kendimi öyle gördüğüme kız- b vermedi ve büyük silanileie girdik, Güzel tabloların yerlerini ka vir bile bulacak kadar bu lere alışmış bir adam bul Her ya hikâyesini, yiscorasın . biliyor ve 'kolaylıkla, iki üç ke- lime ile hülâsa ediyor: — Poussinin şu tablosuna ba- kınız! On yedinci asırdan kal- ma bir ejder ve hepimizin bildi- ğimiz basit hikâyeyi tasvir ediyor: Diyoj: avu- cile su içtiğini görünce elindeki maşrapayı tteaunun bu karanlık sile mel melik tablosu da gü- zel — İşte size iz peyzajist ki yal- nız vu suları ve göğü res- etmek senelerce bir köy- den Pe koşmuş ve çalışmış- Corot yalnız bir de- gil, renkleri konuşturan bir şa- irdir. — Milletin «dua» sina ne der- siniz? Birçok milyonerin bunu el- de etmek için çırpınmalarına değ- mez pe şu daha ri Vinci- nin alak Titienin şu köy leri, Rubensin şu alâimi yali tablosundaki dinlendirici .sükünet! Hayır efendim, Luvr müze- , midir. tablolar Bunların işinden bir tanesini | ÇİÇEĞİ seçmek klar mü az ha- metine, şu kaynağa, suların şu testiden döl ökülüşüne! seniz Corotnun bir pey- zajını rn ediniz! Geliniz on- lara bir daha bakalım. Meselâ şu “«İtalya hatırası» isimli peyzaj me güzel! İşte bu- na ağaçlara, denize siz de bu ak veriniz! Müze kapanacak olmasaydı biz belki daha saatlerce bir salon- dan ötekisine geçerek orada ka- lacaktık. Dışarıya çıktığımız vakit iki- mizin de eski ârlarla ya- be gibi omuzlarımız çök- lal Tuileries (o bahçesi- nin gölgeli ağaçlarından birinin dibinde tahta bir erir otur- ördüğü! elli rin heyecanile ilmi. © da konuşmadı. Yalnız ayrılmadan evvel eli- Mİ taam. e fakat — an hanım, sizde yüksek ve ince bir sanat kabiliyeti gö- rüyorum. “İzin verirseniz bir gün de Lüksemburg müzesini ve Ver- say sara; beral gezelim Lüksemburgdaki eserler daha ye- Versayda da güzel tarihi görürüz. Bana imiz bendeki sanatkâ- ra hitab ediyordu. Yüzüne bak- ım ve m düşüncemi edim: — Ben oraları Miçe defalar id söy- yü olduğumu anladım. Bu- nu için, Luvru, Lüksemburgu, sanat eserleri- ni szinle bir defa.değil, on defa gi e memnun olacağım. Si- ri çüzel şeyleri çok görmüş ve şeyler yaratmış ol süzlinizin yanında benim, bü- tün yördüğü varise içine henüzsindiremiyen acemi ve hay- ran elisi çok istifade ede- ceğine sminim, , Ben söylerken 9 gözlerimin içine bikiyordu. a li iyii gibi ve Bu adardan sana uzun yazdı- Zıma için #kıldı Minacığım, işte pi iye evvel mzikeli bir iri, Hera gittik, Herkesin kendisine göğe zi kıyafet seç- mesi rica edi Mis eksantrik bir fikirle ni Amerikalı kıya- fetine girmişi. Matmazel Kür- dan Markiz 15 Pompodürü tak- lid ederek o zamandan kalma bir elbise giyd, başına bir peru- ka taktı. Katya nefis bir Rus saraylısi kıyafeti içinde Bir içim su idi, - ne oldum bilir misin? Mü- mel bir Anadolu köylüsü... rm telli bir şalvar, ince bez bol blüzumu sıkan gene kır mızı kadifeden dir bir çepken. dürtü a ge