ME iii ; g5 b ; E k b ii TE Sahife 8 Tefrika No. 165 AKŞAM 30 Mart 1935 Radyo j Her akşam ” —— | bir Kikâye | Bir vapur kazası ! 30 Mari Cumart sapa 17,30 İnkılâp dersi; Üniver re. ... .L Bite: - e an ibn A Fahreddin | ei tatil olmuştu. ia diye oi sıkarlar, iki adım ei e 18,30 Jimnastik . Bayan coğrafya ucuz ve uzun bir | yürür! sonra: , 18,50 Muh: lı 1,3 Jlah elçisi, Barbarosu tebrik ederken: “ Bütün Avru-| seyahat kime ik Haberleri 1940 Eşret Sap ilin payı istilâ etseniz, hakkınızdır! ,, diyordu. Istanbul alkı Turgudu omuzlarında taşımıştıl istanbulda zafer şenlikleri Venediklilerle yala anlaş- cümhuri- yeti İstanbula yeni a Me Bimişti önü si apll m için, İstanbulda İspanya metinin elçisi yoktu. Diğer gr letlerin elçileri birer birer sara- ya gelerek, Preveze galibiyetin- den dolayı padişahı tebrik etmiş- lerdi. n İstanbula akılları durduracak kadar fazla ganaim- ve muzaffer olarak dönmesi, İstanbuldaki ecnebileri Okayrete düşürmüştü, Artık Akdenize Türkler hâkimdi. iklilerden alınan harb tazminatının büyük bir kısmı Ter- sanenin ıslahma ve donanmaya ayrılmıştı. Tezgâhlarda yeni ge- miler inşa ediliyor, Tersane ame- lesi geceli gündüzlü çalışıyordu. baştan başa zaferden sonra, tanbul halkı, Barbarosun nereye gideceğini, kiminle hari ece ğini anlamak istiyordu. Harpten gelir gelmez -durup inle; en- gemilerin kızakla- ra çekilerek lafatlanması ve yeni gemiler inşası- na başlanması elbette boşuna de- ğildi?. Herkes me mem v anlamak rakına düşmüştü. Barbaros, rini eğe na- ağ mütemadiyen çalışıyor- lekeli, Kanuni. Süleymani ikna etmişti; Donanma ile eyi Ri da Hind seferine çı Türklerin işgal tiği ya ketler atl devletin masa- rifi artıyordu. Yalnız vergi tar- hı suretile bu masrafları kapa” Barbaro: zengin ülkelerden yali temi nini düşünüyordu. Kanuni Süleyman, Barbarosun her düşüncesinde bir hakikat ve isabet olduğunu görüyordu. Hin- siz seferine de itiraz etmemiş- İstanbul o ii görülecek bir manzara arzediyordu. Her ta- raf cam ve taflan ey rile d onanmıştı. e E zleyof ve sırtında götürecek kadar il r gösteriyordu. a heri kes köşk sinde ve inal rda tiler tertib ediyor, düğün, sünnet cemiyetleri on beş gün devam €- diyordu. Haliçte yapılan şenlikler her gece sabahlara kadar sürüyordu. Zenginler ayirı ayrı birer kayık um. Me ei üstünde fener 8- layları tertib ediyorlar ve öz ce kayık Sarayi zl ipsultana kadar ire — linde lied ener alayını sahil boyundan takib eden halk ilerle- dikçe kalabalıklaşıyordu. Gökyüzü meşalelerin ve ha! ıkla, mehtabların ışıklarından gündüz m gibi aydınlık olmuştu. Neşe ve MA, sevinç içinde mp denizde ve karada di şenliklere saray ve riyali er- kânı da iştirak ediyordu. Kanuni Süleyman bir gece sal- tanat kayığına binerek Saray- burnundan Eyüpsultan iskelesine kadar gitmiş ve orada karaya çi- karak bir kır kahvesinde istira- hat ettikten sonra, maiyetile bir- ikte tekrar sarayına dönmüştü. Padişahın da bu suretle tezahüratına katılması İstanbul- luları büsbütün coşturuyor: Türk devletinin kurulduğu ta- rihten beri İstanbulda bu kadar büyük şenlikler yapılmamış, halk bu derece neşeli günler geçirme- mişti, kadar am eden Bu şenlikler arasındı O halkı çamurun başka bir hâdise daha esim reisin esaretten kurtulu- # Venedik sularından muzaffer onanmasi B 8 m Şi g a 5 g Ş m tai kurtulduğunu Turgud gemiden çıkarken, ka- Taya ayak basamamış, sara; dar halkın omuzları üstünde iü mişti, 'urgud reisin esaretten luşunu duyan İstanbul halkı şim- di iki vim kahramanı birden kutluluyord Barbaros, Yel reise bir kaç gün evinde istirahat etmesini tav- siye etmişti. Fakat, zavallı Tur- gud evinde bir dakika bile gözü- nü kırpmamış, rahat edememiş- ti. arms önüne her saat topla- n binlerce n kafilesi: Ee ra reisin yüzünü göre- ceğiz... Diye bağrışıyor ve Turgud iki- de birde pencereden başını uza- tarak, sokakta toplanan ve bağrı- şan halkı selâmlıyordu. reis yedi yıl, bacağına zincir vurularak yaşamıştı. Diz- leri tutmuyordu. Ayakta duramı- yacak kadar mecalsizdi. Saray dan gelen hekimler her gün Tur- gud reisi saatlerce uğuşturuyor- lar, tedavi ediyorlardı, urgudun esaretten kurtuluşu, istanbuldaki ecnebi elçilerini de hayrete düşürmüştü. Venediklilerin - her ne bahası- na olursa olsun Turgudu Türk- lere iade edecekleri Si kimsenin Rl geçmez ık Türk ME başın- İri büyük kahraman buluna- bei Barbaros, Turgud. Ecnebiler biribirlerile buluştuk- | ları zaman — Yarın Turgud ayağa karsa, ilk işi öç almak tizere Ak- denize ç k olacaktır. Endişesile ünal u! lçisi u tebrike gittiği gün, kedili “diğer se firlerin yanında şu sözleri söyle- işti: mi : — Bütün Avrupayı istilâ etse- hakkınızdır! Sizi arkadan vur. niz, mağa çalışan (düşmanlarınızı, göğüslerinden Pe e dınız! Perişan ettiniz! sonra Akdenizin pimli GE lerin elinde bulunacaktır. rinin biraz da parası 1, günlerde İstanbula son sistem bir şilep gelmişti. Şilepte her şey e- lektrikle idare ediliyordu. Vapu- run dört tane şık, lüks kamarası da vardı. Gayet ucuz m ücretle la panyaya Vapur tepetenha idi. Koca şilep- te tek yolcu olarak K Mürettebat ta azdı. şişirdiği başını ancak bu suretle dinleye- biliyordu. Vapur Barselon limanına gek Ib kikaten çok güzel bir kadındı. İspanyol dim ie ie Tarı, kapkarı hakkak öeniikeliei baml gi geldiler. Bu sırada kaptan göze gi aşağıya inmişti. rın yanımı yaklaştı. Genc kadınla Kadriyi tanıştırdı, Kaptan — Geminin bütün yolcusunu ikiniz teşkil ediyorsunuz Kadrinin tahmini OLE çık- 1 kaya gidiyordu. Cebelüttarığı geç tikten sonra artık koca Bahrimu- hitin ortasında ateşli İspanyol du- lu ile genc âlim yapayalnız kal- mışlardı. Genc bilgi adamı şim- diye kadar kitablarını hiç mal etmemişti. Zaten bu seyahate de tetkikat için zig ei genc kadına kendisin için kızıyor, diğer a pre onun- geçen günlerden doyulmaz bir zevk alıyordu. n çalışmasına çok mâni oluyordu. Ucsuz bucaksız denizin ortasında geçen günler onları ” çok yaklaştırmış- tı, Yalnız ralarında derin na lem Güvertede uzun iskemlelerine ya“ rı ri ie ne Sa hattı üstüva geceleri geçirmişlerdi. Bi- riklerile o pl samimi idi- ler ki, Rozita bazan Kadrinin ka- miarasına dalıyor: abahtan beri ortalıkta gö- miyon ör Can sıkıntısmdan 'patlıyacağım... Kitab. Kitab. Kitab... Nedir bu artık?. der. Kadriyi zorla kitabının önünden kaldırır, er çıkarı Sıcak, mehtablı hattı üstüva ge- celeri güre, denizin üstün- Yarın erken kalkacaksınız... De- ğil mi?,. Güneş doğmadan am- ma... Bu cümlelerden sonra tekrar rai konuşmağa dalarlar, Rozi — Be sıgara daha verir misi- sıgarayı iliştirir, bir diye çene çala . Bir gece gene böyle üç kere yelekler tan sonra Rozita; d tmadan ev vel b ka kilinyzn anil Genc ei aşk; kalb, kadın iş- ateşine Ms bir türlü ona içini döke- ta o gece Kadrinin kamazaımdan âdeta hiddetli çık- yer gece illaki Rozi- ta: m kamarame gelin de size am önlü edeyim... Rozitanın kamarası çok;şıkti. Fakat gece çok sıcak. kl tta üstü vanın en sıcak gecesini oyaşıyor- lardı... Rozi — Sıcak: zonu andıran gayet kısa, dekol- te ir yine ile kaldı. tam İspanyoldu. Sıcak Zırdığından dem vuruyordu, Hal buki coğrafya âlimi ona bamba: ka eği ii Ya rm bilmem n bilmem kaç mil ak yağli oturmuyordu. Şimdiye kadar ada hiç tetkik edilmemiş, buraya hiç bir vapur uğramamıştı, Rozitanın gözleri parladı, İspanyol kanının çılgınlığı ile: — Ah... dedi... Neolur... di bir frtna kopan. imiz bir Ta bu airane adaya çi zanla sevgilisi gibi... O ada aşk için ne mükemmel bir yer ola- cak Şim- Vapur bat- tahta parçası- nın üzeri t... dedi... Bir © fırtına . O adaya çıksak... Bus tepesine çıkıp ne de deniz hayvanat hakkıda ne iyi nk yp Gene âlim o gece ka ğ n hep e a- dayı miydin. Hakikaten buraya çıksalardı ne güzel olur- du, Adayı tetkik eder, büyük bir eser hazırlar, Belki de dünya ilim hayatında meşhur bir sima olur- du. Belki değil muhakkak... Sanki üstüne basmışlardı, Müt- hiş bir fırtına bir kaç saat sonra peak genc insanları aşka ça- | Demir caz, 2 - Bor- salar, 21,30 Stütyo iyii 2 Stüt- yo caz ve Tango orkesi m iv sa epi e 0 Y. m A ser, 2 Söz 23, 30 Vümadan kil, 24, sikisi, ipzig, 3. a 19 Yeni rai v 30 a 21,10 Büyük sel 23. ği 8,30 zband, 19,40 Sözler, 20, 0 Popüler e ha- ie 22,10 Opera orkestrası, 23,35 Trio konser, 24,15 EE > pia 16,5 Di ee 18,35 ui 19. S5 Pik 0,10 Karışık program, 21,15 Kuartet a, El 30 Opcret popüleri, 15 Plâk, 2 ET musik$ » kon: 1 Mart Pazar İsta çi 18 Dans musikisi, Ba 18, 30 Jimn; ayan Azade, 18,50 Muhtelif plâklar, 19,30 Haberlet, 19,40 a deri ii yber, 20 Şehir tiyatrosun- AKŞAM | İlân tarifesi Sahife Kuruş 1 Santim 400 2 > 250 3 > 200 4-5 100 İç sahifelerdi 60 Sin siki salirlirikdö a) 9 di —— iâncilık “kailekli” şirketi Ankara caddesi, Kahraman zade han. Tel, 2 20094-20095 ze bir sandal indirdiler, eminin ihtiyar ahçısı, Rozita bir de Kadri sandala kuruldu lar. Kadri çantasını, defterlerini, almıştı. dasının tam önüne atmıştı. Kad- ri bei diyordu... üyük bir ilim eseri ğın içinde parlıyan gözlerile gene adamın ta göz bebeklerinin içine bakıyordu... Tamam iki sene sonra kazaze- deleri hali adada bulup kurtardı- lar. Rozita ile Kadri adanın en tepesinde pek şairane bir kulübe yapmışlardı. Hep sazdan... Kad- ri adaya ilk çıktıkları gün Mid te — Her e ilim li mas .. Hepsi yürl dolu... Hem nı > büyük bir şöhret kazana- ii ara kolkola em Sanda- Vapura çıktı mi olarak çıkmıştı. Şimdi şair o- larak dönüyordu.