30 Mart 1935 — Terefime, iktibas hakkı mahfuzdur — AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM Tefrika No. 458 Said paşa sadaret vadile bir kere daha saraya davet 1314 ramazanında bir gece gi- diş müdürü hacı Mahmud efendi Said paşanın konağına geldi. Mevcad gailelerin define çalış- mak üzere sadareti deruhte ede- ininde atının kabul edile- ceğine, ların ve mute- arizlerin ilkaatına itibar olunmu- yacağına dair irade ile teminat ta verdi. Said paşa reddetmedi. Bir haf- ta sonra başkâtib Tahsiri bey gel- “di: Ö'da padişah namma: — Sadarete tayin olunursanız et eder misiniz? Su- elini iraddetti. Said alane ve meşru ramazan Taihdsehselie Ayasofya camiind. rada bi Mahmud efendi tarafından sara- ya iftara davet edildi. erde Yunanistanla ih- tilâf sikdi ti Teravih na- mazından sonra Said paşa huzura kabul edildi. Yunan meselesin- den bahsedildi; sadaret teklifi unutulmuş, göründü. nra çerkes Mehmed — Ne var? çekerek - efendimizi bugün biraz memişler. Hi Hele iğ geldiğinizi haber vere- “Hacı Man efendi Said pa- şadan Kin — Sakın m şeyi ben- den alir olmayınız! İbtarında bulunmağı unutma- diye haber gönderdi. O da geldi. Said paşa — Bir iradeleri çık- madı? Hacı Mahmud efendi — Sizi görecekler, görecekler. Huzurda başkâtib ve m var! Dedikten sonra Başkâtib iyi iha değil mi? id paşa bu edi Diyerek gitti, dönüşte; şa sıkılmasın, kendi. sini eğlendir!) buyuruldu. Sözi- le Ahmed Vefik paşaya dair uzun bir bahis açtı. Bir defa Ahmed Vefik paşa o Rumelihisarındaki bahçesinde büyük çamlar yetiştir- diğinden bunları alıp Yıldız bah- çesine götürmek için sarayın bah- çıvan başısını arattığını, Abdül hamidin de kendisile bahçıvan başıyı gönderdiğini, Ahmed Me: fik paşanın bahçesinde çamlar yerine birer, ikişer karış boyunda iki, efendi o gi kayi Me kaan iin için sarayda vükelâ rulduğunu da haber erir ve: — Efendimiz belki sizi meclis- ten sonra görecekler, Dedi. Said paşa karşıda vükelâ odasının pen- çerelerini gösterdi: Vükelâ odasında mumlar Demek ki meclis dağıl- sönmüş. gitti, gene geldi. bütçesini tezyif yolunda yazılmış ir varaka getirerek Said paşaya la nüshaları bu gece 80- Le liz Zaptiye nazırı bu nüshayı mabeyine göndermiş. Si paşa — Ne vakit? Mahmud efendi — Şimidi. | Şimdi Bu şey arabın işidir, de- ğil mi — Sun paşa — LER) kim ud efendi — İzzet, İzzet! Siz ne ee Efendimiz soruyorlar. Said paşa — Kimin işi olduğu- nu ben ne bileyim? Mahm: efendi şevketmeab efendimiz (bu gece bir felâket ber göndeririz. Efendimizin ya- nındadırlar, Merak etmesinler! de riz) cevabını verdim Said pi 35 -iKabaağa lüzum yoktur. Hacı Mahmud efendi — Efen- dimizin hakkınızda niyetleri ha- yırlıdır. Geçenlerde söyledim ya. Sizi sadarete getirecekler, akkımda 2 bümü diğe eu teşekkür ede- rim. Fakat Bi » Bu- nu kaç defa size de söyledim: Lâ. kin dikkat ediyorum ki hal, es- ki hal! Evvelce de İzzet bey vası- tasile birkaç defa sadaret teklif olundu. Hattâ o vesile ile birçok e bep İzzet beyin entrikaları denildi. Hattâ bir gelişinizde (efendimiz ben İzzet beyâ kendi- sine sadaret teklifinde bulunsun ) demiştini. edildi Geçen gece siz evime gelip sada- ret teklif etmediniz mi? Sonra başkâtib bu teklifi tekrarlamadı mı? Bunları da İzzet bey mi yaptı? Dedim ya! Hal, eski hal! Ev- velâ sadaret teklifi; sonra saray- da ikamet teklifi! Mahmud efen- di! Şevketmeab efendimize ar- ayeten huzurla- Buyur- zettiniz ki beni in rına kabul buyursunlar. mazlarsa başkâtibi, o da olamaz- göndersin- hazır bulunmanızı arzu ediyorlarsa siz de bulunursunuz. Bundan söyli- yeceğim şeyleri siz anlımazsınız gibi bir şey hatıra gelmesin. Di- ğer bir zatın hazır bulunması si- zin için de iyi olur! sa ona muadil birini ler! mükâlemede sizin de Said paşanın bu sözleri üzeri- ne hacı Mahmud efendi gitti ya- m saat sonra tekrar geldi. — Efendimiz sizi görecekler. Bekleyiniz! dedi. “Devamı var) ; Faik Sabri Duran'ın m KİTAPHA NESİ rafından çıkarılan şu yeni erime okudunuz mu? İSTANBULDAN LONDRAYA Şileple bir yolculük (Resimli 270 sahife) 75 Kuruş HAYVANLAR ÂLEMİ Çok lüzumlu ve faydalş (Resimli 240 sahife) 150 Kuruş NEREDEN GELİYORUZ vi sırlarını anlatır simli 164 sahife) 40 Kuruş ARZIN MERKEZİNE SEYAHAT Fe (Resimli 84 sahife) 25 Kuruş Faik Sabri Duran'ın çok beğenilecek yeni eseri YERYUZU GÖKYUZU Basılıyor AKŞAM KİTAPHA NESİ | ya mesud oluyor. | Geç ü | burğ er eğ tablosu kar- " şısında çocuk gil | Posta ittihadına dahil o ecnebi ma e üm alta aylığı İ 09 aylığı 10 Mi ii. Adres tebdili için yirmi bindi kuruşluk pul göndermek lâzım: hiççe 28 — bill H8 kşam Yatsı 185 e Babidli civarı Acımusluk Sok. İBAHAR Yazan: Muazzez Tahsin Feyhandan Minayı Paris, Mart 1931 musun Mina? Bu büyük da ben,yabancı memlekette ara- dığım dostu, büyük artistte aradi. ğım kilavuz ve mürşidi bulacak- tu m. Yazık ki bende yaptığı ilk te- sir, emniyete lâyık olmıyan çap- bir adam tesiri oldu... B » 9 nim yalnız ve herkesten, hatti senden bile uzakta geçirmek iste- diğim bazı günlerim olur bilir- sin, İstanbulda ve senin iel can- an bir dostumun inde. en — olursa İ. La rda bana uzak üenilikilie arasın- pe sıyrılıp kendi kendime yaşa- mak en er vakitlerim elbette ki daha sık o İşte bir ört böyle bir dev- re geçiriyorum. :' Her gü zamanları mektebin karşısında, Sen nehri- e Luvr müzesi asiri geçiriyorum. Burada yalnız, eski selin! rın zamanın soldurduğu fakat ebediyetin bile unutturamıyacağı ölmez eserlerini saatlerce seyrede Vensini Rafael veya Davidin ve isimleri. ni birer birer yazmak istesem bi yeni sanatkârların bir eseri kar- şısında kendimden geçerek atlerce kalıyorum. sas um o saatlerde benden ka- a beraber iztirab çekiyor ve ün Davidin «Lüksem- ağlamıyayım mı? Halbuki bu Demi büyük in en güzel eseri de değildir. Ancak (Oben u Oo renklere bakarken (o Davidin (o Lüksem- burg ok larını göre- rek duyduğu acıyı onunla birlik- te yaşıyordum. Saatlerce bakmağa doyamadı- ğım eserlerden biri de on doku- zuncu asır resamlamdan Döla Kruanın ««İstanbulun ehli salib orduları tarafından alınması» isim- Ni tal ur, Bu tabloda kadın ve çocu leri, ihtiyarların ietleiler, ağ yanların göz yaşları görülmez, du- yulur. Fakat ben, ne bir merdiven taşı üstünde u; gibi yatan ölü kadına, ne ihtiyar büyük ba- ba ile torununa ve ne de muh- teşem askere bakıyordum. Gözlerim ancak dirükili ma- Yi göğüne, nihayetsiz denizine ve koyu toprağına dalarak kendi emleketimi görüyordum. Sevgi- Hi İstanbul! Nereye gitsem, nere- olsam o bende yaşıyacak Luvr başka bunca kiymetli eserleri dururken EA Sahife 7. GİÇEĞİ| Sıra No:28 u gibi arka arkaya ressam isim- ğini döküyorum. Ben sadece sana, kendi duğum şeyleri yazmaktan başka bir şey yapmı- yorum. İşte bugün gene müzeye mek için Sen nehri üze erindeki köprüden geçiyorken büyük prens- le yüz yüze geldim Geç X azn dan bir iki defa Katyanın veya Dollinin > beyin davetinde, bir defa da Ko- medi Fransezde zerin işi her defasında gayet a; kibar bir tavırla ileri tı, D Öğleden sonra Bu baş, başa gölüğüneyi bozma- mak için bezi el Çigiai kolumdan MA sürem Fey- n, merak ettim. Hastalı- ğımı bildiğin halde ui ne vefasız- lık! — Katyacığım, benim vahşi gün- lerimdi bugünl Hep kendi kendime yaşadım.. gezdim.. ça- lıştım. — Nerelerde dolaştın? — Biraz her yerde fakt asıl Luvr müzesinde — Bir haftadan beri mi? — Evet ve daha bir hafta, bel ki de bir ay böyle olacak — Bir tablo mu kopye ediyor- ? — Şimdilik mii edeceğim raşıyorum, Biz konuşurken yi ük prens ayağa kalkmıştı. ai doğ- ru yürüdü: — Bugün artık çalışamayız zan- nediyorum, fazla yoruldunuz. Si- zi yalnız bırakayım mı? Katya sakil sesile cevab verdi: — Hayır, hiç yorgun değilim... Bilâkis siz beher ve konuşurken ben dinleni: Sonra ez ie döndü: — Feyhi büyük benim başımı alçile yapıyor. günlerde gözleri hasta mânayi devam ederi vii o kendi kendine çalı- 2 Öğün kadar artisti seyretme- ğe doyarnadım Mina! Yeşil koyu gözlerinde ateş ve aşkla elinde- ki hamuru öyle yoğuruyor, yor, yontuyor ve düzeltiyordu ki ona bakarken büt im diz üstü gelip sandım. Kalya yeme yüzü ve sol özleri alçı eler De ve nefes alı- i kesi- sanat a önünde eğiliyor incelmiş bu beyaz i. im ki bu sanatkâr, orada getirdiği mukaddes s cana pençeleşti, ıtma ile can rum, ne de sana bir müze katalo- (Arkası yar) defa Emin 4 i M