.SARAY ve 'BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ | | | “Yazan: SULEYMAN KÂNI iRTEM — Tercüme, iktibas haklı mahfuzdur — Tefrika No. 437 Said paşa, sefaretten evine dönünce Altıncı sadaretinden. infisalin- den sonra bir jandarma binbaşı- iser, iki saray tüfekçi- si, Peş. ei üç ke- ser vel is memuru, Bey- ila aa bir komiser, Tophane müşiriyetinden iki ka- nun, Nişantaşı karakoluna men- sub bir nizamiye mülâzımı, Said şayı tarassuda memur bulu- Mi Sai her sokağa çıktıkça her E dörder adam bulun- mak üzere iki araba ile takib ar, Memduh paşa li sudur) risalesinde yazıyor (Nafıa nazırı Mahmud Celâ- leddin paşa Said paşanın İngiliz sefaretine ilticası meselesinde ba- sonra hünkâr Said paşayı kucaklasa bile sadarete ge- tiremez! Fikrini ileriye sürmüştü; ben de şu mütalâayı yürütmüştüm: — Zannınızda Yalşık hissedi- rum. Said anın ârın dilhahını tebcilen evine avdet ey- İemesi emre itaat ve sadakat ma- nalarile tefsir olunacaktır. Kadimden yi hakkındaki te- veccühü düşünün, İki tarafın te- mayülü ve EZİLİR ndaki itilâf ile zamanın icabı onu gene sa- darete isal edeceğini gösterir. Sa- id paşa beş defa sadarete gek miş, hünkârdan nice atifetlere yununa girilmiş olması da bin geliyor. Said pa- şa mücerred hayatını i sı Öyle yapm: a miat” in işin smen bir esa; ağlandığını bildiriyor, Said rn gün konağına gelmiş, Şimdi tarassud bitecek mi? hayır! bitmiyece söylediği üzere Abdülhamid Said paşayı iki defa daha sadaret ma- kamına getirdi. 'akat bu arada Said te bir çok defalar gidiş rü hacı ahmud efendi ve sele in baş- kâtibi Tahsin paşa vasıtlarile İn- giltere sefarethanesine azimeti es- babı hakkında suallere maruz kaldı. Bu suallerin arkasını kes- mek için Said paşa: (Sefarete müracaatım hakiki rür ederse yahut ona benzer hal- ler vaki olacak olursa gene bizza- ruve yapılacak şey öyle bir şey elur. Yolunda tehdidle karışık bir cevab verdi. Fakat bu cevab Ab- dülhamidin Said paşaya karşı ha- tti, durdu. Zi yeniden dinle! Bir sultan Hamid mabeyin iii Kâzım beyi çağırır; nezdine göndereceği bir zata ne söylemesi icab ettiğini v Bu esnada masanın üstünde yazılı bir kâğıd Sa yokin lu; e zım m gizi bu ayrılamaz. Bir taraftan hünkârın vr ee e iyi dinliyor ve anlıyormuş vu Evet efen- dimizl özünü masanın ve kâğıdm cazibesinden kurtaramaz. Nihayet Ki halin farkına varır ve Piyes meseleyi yeni baştan anlat dan üç holi den efte: hakani- intac ettirilebildiği bu dairelerle alâkası olanlarca unutulmaz vakı- alardandır. İstanbulda Fındıklı semti hal- kı 2 işlerin m binnisbe kolayı ıkmanın yolunu bul- EA ei Fındıkhda üç kişi vardı ki bu dairelerdeki memurları iyiden iyi- ye yıldırmışlardı. u kişi için İncir köylü Ha- san paşa: ğ Fındıklıda var üç kişi: Biri erkek, biri dişi; er ne simi ne dişil ali başları Kavaf Hafsa hanım idi; erkek 120 yaşında ölen Tatarağası denilen zat idi; üçüncüsü de eski bir harem ağası idi. Hafsa için Vakitli, vakitsiz çalınmıyac. apı, gö- rülemiyecek büyük memur yok idi. hanım ar hangi işi ellerine al SN başarmamalarına kimse im- tasavvur etmezdi. Hele üçü zl seli e! Fatih zamanında yapılmış Na- lerine verilin. dan kıl çekilir gibi hallediliver. mişti! Evkaf defretrihakani me- murları bunların ellerinden sene- lerce az elâman dememiş, az ya- ka silkmemiş idiler! Gezerim! azam Said paşa Manas- tırlı şair Faik beyi takdir ederdi. sıkı bir tarassut altına alındı Faik bey de paşa hakkında bü- yük hürmet beslerdi. Bir gün Faik bey kendisini zi- yarete gelir. aid paşa — Bilmem tahattur eder misiniz. Bundan iki sene ev- © sizi > hamamında ve Namık Kemal bey e birlikte görmüştüm. Deyince bak bey gencliğinin o uçarı devrine aid bu tesadüfe e olarak Balak bahsolunacak erak ve ki Fakat Said p — Aranızda şiirden bahsedi- yordunuz. Ben yanınızdan ge- çerken siz bir beyit söylemişti- niz. Ben şimdi o beyitin İn ikinci mısraını hatırlıyoru! Ağardı üzüntü içinde ka- paşa devam eder nşi siyahım, ii arar eri) a t ilk mısraını bir ili bu- ayarı Acaba nedir? Faik beyi teskin eder. e endim o beyit şair Seni- hindir; ilk mısraı da şudur: Belirdi tan yeri, ben şam' be Arar, erimi Diyerek Said paşanın Bahar sındaki kuvvete karşı takdirini beyan eyler. Sadaret teklitleri Memleketin her tarafında er- meni komitelerinin yi son dereceyi bulmakta id ağustosunda Kadı için- de çıkan ermeni ihtilâli, hüküme- ti şaşırtmıştı. Ermenilerin devletin paytah- tında böyle bir harekete cüretle- ri sultan Hamidin ermenilere kar- şı beslediği kin ve husumeti ar- ıştı.. Fi sele bu hissiyat il e ir halde değildi. Abdülhamid i Ka bir şeyler yap- mak, yahut y: m görünmek icab ediyordu. Sultan Hamidin her sıkıştık. g gul için baş vurduğu biri Bi benek ve sadrazamı Said Rl sadarete getirmeli mi iç Yoksa getirmeden kendi- sine iş mi gördürmeli idi? (Devamı var) İBAHAR Yazan: Muazzez Tahsin — Git te kediyi dışarıda yap bir tepsiye koy kraliçenin ayaklarının dibine at! Biçare ai büyük bir derd- den kurtu Bir ara dalar maösyö Du- ran isminde tüysüz bir genc ya- nıma geldi: — Kraliçe hazretlerinin köle- u adam sırna- şık hallerile di gece arkam» Onu başımdan bu salondaki çi- ve kendi- —— Kraliçe çekleri solmuş buluyor sine. lâyık görmüyor. Derhal gidip taze çiçek getiriniz. Hep beya ş her- kes kahkaha ile gölüyordu. Onun da imdadına Dolli yetişti de oto- mobilini verdi; yoksa adamcağız gecenin bu saatinde sokaklarda donacaktı. ç Sabaha karşı, yorgunluğumu- zun neşemizi yeneceği bir sira- da matmazel Kürdan güzel bir sürpriz yaparak gene bizi can- landırdı. Başım ağrıyor diyerek bir ara istirahat etmek için çekilmişti. Eelinde mükemmel bir karikatür albümile geldi. Bu kızın böyle şeylere cidden büyük bir ye var, Mevzuları gibi resim tarzı da ince ve mânalı, Üç dört çizgi ile bir adam resmediyor ve ben- zetiyor da. Herkese anime göre bir şey- ler bulmuş... Meselâ Katya h leksiyi bir papasın önünde ökmüş olarak resmetmiş, sl verdiği kâğıd, çocuklar için ya- ılan resimli yazısız hikâyeler gi- olsun. Sırnaşık genc giderken > Bu mevzuu seçtiği için hiddeti- me rağmen kahkaha ile gülmek- riyo- ım hoşuna gi- rum Mina, decek mi. Görüyorsun ya bu gecenin hi- kâyesini yazmakla bitiremiyece- ğim. Bunun için artık bırakıyo- rum. Zaten uykusuzluktan göz- ekilmiş gibi ya- Sen de bana böyle uzun mektublar yaz can kardeşim. Nihayetsiz sevgi ile kucaklar ve öperim. : #.e Feyhandan Minaya Paris, Şubat 1931 Minacığım, Mektubunu aldım. Sana bik talihe mektir. Sağlam sinirler müthiş a im teniinahıdir. Binaenaleyh sinirleri komanda etmek ve insanın kendi epi istediği hedefe yi rütebil- cadelesinde ik en İyi « Sevi -Knolt- De kuvvetlendiriniz, ağ e ve mukavvi tesiri her işte görülür. Hiç bir zararı yoktur şıklık vermez. 40 ve 20 komprimeyl havi tüp» derde ezünelerde reçete he satıt. Knoli, A-G.,, kimyevi maddeler a igin siRhin ÇİÇEĞİ Sıra No: 26 hassa nasıl çalıştığımden bah- setmemi istiyorsun, ki natımın dışında kalan hayatım s€- ni alâkadar etmiyor mu fena kız? Yoksa asıl” ülkü unutm eğilim. Bunu nasıl düşünebildin karde- i en ki beni da en gencliğimi dört duvar arasına gö- meyim? Zaten sen de mektubunda bu- nu kasdediyor değilsin değil mi? Çalışmak başka, vazifesini yap- tıktan sonra eğlenmek ve gezmek te başka, Göreceksin deren heyet, lığından pişman olmak memnun kalacaktır. beni buraya gön- intihab ve fedakâr- değil, Hocamız resimlerimi beğeni- k teşvik Paris civarında da; ediyor. sana Si yaz. e Kain hi- eğim arsın n Minam!11! er ne aelabİğre İk bana bir pa- pas gibi Geçen hafta karlar altında ka- lan Fontenblo ormanına bir ge zinti yaptık. yi nefis yerdi gör“ n Minacığı vaaz etsin! lila Li e ko- laylıkla gidilen orman u- için kar altındaki öğüklerim Sonbaharda a çınar yaprak- ları gibi pi parça yağan kar altında mükeieşei bir kar topu döğüşüne giriştim, ulağını getir de sana bir şey söyliyeyim Mina. H ben benim ne kadar iemansıZ kaldığımı görsen sen de benim gibi bana acırdın. Sıska matmazel “ Kürdan bile m beni den fazla antrene... Fakat inadımı bilirsin, onlara mutlaka Ykisezeğii! Bü küçük başlangıçtan sonra sana utanılacak bir itirafta bu- lunacağımı anladın değil mi? Kar topu oynarken müvazenemi kay- bettim ve beceriksiz bir çocuk gir bi düştüm. ayağımla sol kolum epice incindi. Kalkmak ii a kamadım. Müthiş iztirabım vardı. h be kati bir kararla yaklaştı: (Arkası var), dj ö ii İNİ İtici İİİ