Mi Mi... BA, Radyo BAR Yazan: İskender Fahreddin ROS Birdenbire denizin içinden bir baş çıktı: “Iki ateş arasında kaldık.. Allah aşkına bizi kurtarınızl,, u sırada ateş kalenin dört çevresini sarmış Barbaros bu sesi duyunca başı- mı çevirdi ve mazgallar Yatan Sarı Hüseyini gördü. ros bu cesur in e erdikten rdi seyin ye Parça gemi ile buraya geldiğimi- zi böreği. halde, neden üze- rimize ok atmak cesaretini gös terdiniz? il başı yukarda, cevab Wöngi — Dü; > şema davran- mak va; Barlar bu A çok hid- detlenmi — Pek ala, dedi, mademki düş- mana düşmanca davranmak lâ- Zımdır. O halde seni geminin baş kasaresinde astıracağım. Ve gemide bulunan keli emir v. erdi: — Asın şu herifi boynundan... Venedikliyi sürükleyerek baş tarafa götürdüler.. Sarı Hüseyini b bir kefene sararak, yolda gider- si denize atılmak üzere top mag MİN arasına uzatıp a, Şoka) Meme zabteden Türk donanması, mü e Geek m) kalesine çevirmişti, Hüne rbaros, çok hoşlandığı Sarı Ser ölümünden o kadar 0 Mi olmuştu ki.. İlk ui ulu n gemilerin hepsine $ emri vermekten çekinme- Mişti, K. ga Halbuki bir safta bulunan bü- 5 m gemilerin birden era açması ir az daha ileride bul milere de isabet edebilirdi. Bu Vm dan daima tehlikeli görü- n ateş ai usulü de- hiz Keli e e zamanın- dan beri menedilm: ey nil ri gülle yağ Dört duvarla sarılmış olan kü- Sük Bare şehri baştan başa ateş almıştı, Kaleden atılan topların menzili kısa olduğu için, gülleler ln Yun içine düşüyordu. TI Türk gemilerindan atılan Yangın hu mbaraları ve büyük tahrip topları, şehri ve kaleyi üç $aat içinde tahrib etmişti. Bare kalesi bu meye ateş kar- b hâlâ beyaz bayrak çekmi- Ban ; 1 neferlerine kadar kan- Arna e dökmeğe yemin etmiş olsa- T ge o öyleniyor ve şehir baş- n başa > ı > (ateş kes!) emrini vermiy: Aradan bir EŞ daha geçince Wzaktan bir ses işitildi: — Kalede düşman muhariple- rinden hiç kimse kalmamış.. Bu ses, deniz üstünde yüzen vi ın arasında | baştan aksediyordu. Kaleden bir adam, surlar.n ta- mukafızlar- kalmadı- zerek gelen mamile yıkıldığını. dan sağ ol i n ğını söylüyordu. aros, gemiye sokulan ada- ma sordu — Sen kimsin? — Yerlilerden biri.. — Kalede niçin beyaz o ıyrak çekilmiyor? — Kale re si medik kimse nerde kına bize en AZ. biraz ira sokulunca, kaleden gi ve ok atılmadığını gördüler. çer mi donanmayı ida daha y: k için, düşmanın sue bir hile mi idi? Amiral gemisi bir az geride kaldı., Ön saftaki kadırgalar top men- i baştan ğını görerek arkadaki gemilere işaret verdiler « — Sokulunuz., Tehlike yok- tur.» aros bu işareti alınca, de- nizdeki adamı yukarıya çektir- > m doğru yakla» kani Mr paşa, denizden n bu Soel —— konuşu» yol Yt — Kalede ne kadar muhafız vardı? — Yüz elli., — ni elli kişi mi? 2 . Niçin şaştınız? n. bu k Wi “şimdiye kadar düşman gemisi sol — Bizi nasıl soktunuz? — Muhafızlar son nn varıncaya kadar Müthiş lerini: li çı karan hambarlrnz altında can — Ahali yari muhafızlarına yardım etmedi mi — Hayır. Bizde halk, kale mu- hafızlarının işine karışmaz. Eğer biraz insafınız varsa, ateş içinde kalan ira ölümden ve alev- den kurtarı Gemiler bile NN za man, ateş kalenin dört çevre: sarmıştı, Hiç bir na 2 kurtulmak i ğını min öl çınladı «— gesi ama dav- danı buna razı olm. — Ben, onlar gibi yapamıyaca- ğım. Şu zavallı suçsuz halkı ateş- lerin o bir kısmını ten Dedi. Gemi kıçtan karaya yanaştırdı ve sa- hile va ra yerlileri Eyi lere di (Arkası vi BÜYÜK POLİS ROMANI m mmm Büyük formada 182 sahife Fiyeti: 40 kuruş AKŞAM KITAPHANESİ Si ikinin küme pe perşembe iaabul: 18 Almanca ders, 18/30 dans musikisi plâk ile, 19,30 haberler, oni DEE rkestrası, n haberler - eml zı, aye Bek, 22 stüdyo tango kestrası, Varşova (1345 m.) 18 zadyo sili, 18,50 50 sözler, 19,15 e mu“ sikisi plâk, sözler, 20 koro ki ler, 20,30 sözsüz şarkılar, 21,05 hafif orkestra musikisi, 21,45 haberle, ire, 22 Popüler senfonik orkestra, 22,45 koferans, reklâm, 24,05 dans. (550 ii 18,35 plâk, penta at, Flut , 20.40 ri Tİ Sabesler dans musikisi, 23 erler, 23,30 Münihten spor bahisleri. 1 Şubat cuma Varşova * kğ E— — 18,15 Sehu- bertten kus sözler, 19,15 plâk, 19,45 GN “20 Düo konser, 20,20Aktüalite, 30 konser, 20; sözler, 21,15 LEE er, 23,30 şi irler, 23,40 rel e Hak eler 24, 05 aa plâkları, | dan: Leipzig Tü 0 Japon şarkıları ve m Manila 18, 50 eko- nomik progra amle neşriyatı, 19,20 operet ki, 20,40 sözler, 21 abaya 211 23, ” hi 24, hafif musiki 22 Skeç, işer pa 23.35 şen musiki leme al Fal ( > 8 35 İstvan Bertha Orkestra, 19,55 sözler, 20,30 #arkıla, 21,15 spor haberleri, 21.30 stüdyo ei 23 haberler, çin gene orkestrası, mak haberler. Belgrad: (437 m.) — 19,45 iie e 30 Ünal neşriyat, Zİ kil 23 haberler, 23,20 seki or. rası, Roma - Napoli - Bari: 18,10 karışık b edi göni ri 21,45 şarkılı orkestra mi N halk znusikisi, e son haberler, : (523 m. ) —19 gençlere, Her akşam bir hikâye Adnan aynanın önünde sim $i- yah kaytan bıyıklarını uzun uzun yağladı. Sonra d çek sinden bıyık kalıbını çıkardı Br yık kalıbını kulaklarının arkasın- yıkları sabaha ka dı mı?. Oooh.. Eertesi günü ke- kâ... Adnan Yirminci asrın bütün yordu. Bir yerde okuduğu ei yıksız erkek tu: e ben- zer.» sözünü kendisi prensip ak kabul Sie Biyikla larını i zamanın modasına göre kes- miş, kâh Alman imparatoru Vil helme benzemiş, kâh Adolf Men- juya, kâh Ronald Kolmana, kâh Jon Cil . Her halde üst du- dağı hiç bike kalmamıştı. Bu ye bıyıklarını her zaman- kinden büyük bir itina ile kalıba e başka bir se- bebi vardı, Yarın Pirayeye gide- tussuz Simçi cekti, Adnan genç kadının hayali- ni gözlerinin önüne gtirince ken- di kendine — Mu tbaka kara sevda deni şey budur!, diyordu. yin > ra sevdası da hakikaten kara sev- da idi. Kömür gibi kap kara, ko- caman gözler. Sim siyah parlak saçlar. İnce, ipince kaşlar, uç- Jarı yukarı doğru kıvrık kızıl du- Sonra o ne vücuddur, o bel! Perdiği yoktu. O akşam yine bı- yıkları pür tuvalet giyindi. Kuşan- dı. Pirayeyi her zamankinden da- taralından çıkarılan kitaplar ŞU YERLERDE SATILIR: Istanbulda m KİTAPHANESİ nkara caddesi No. 121 Beyoğlunda HAŞET, Fransız Ki Evinde 'Tünâlb; TAKSİM KÜTÜPHANES /ANESİ caddesi No. 43 (Taksim) KEMAL, Kitap Köşkü Köprü rü Kadıköy iskelesi, Kadıköyde NET, NET, Kırtasiye Altıyol No. | ye Üsküdarda SACİT ve İLHAMI kardeşler Vapur iskelesi Büyükadada Niko, Tütüncü Erin İskele | Tetanbul'dan başka yerlerde ve eee, manda Mep Kitaplarımız her yerde üzerindeki fiyete satılır, 0 30 ek 20 İtalyan eserlerinden | Pa neşeli buldu. Kapıdan içeri 20.4 konferans, 1 vx girmez genç kadının güzel, Bebee 2 TS rio enli 22/03 m orkestral r, o 23 haberler, Pi € bi 23,30 dans, v gece konseri, öp eye e Bel (87) 2 ii — Bonjur!. dedi. Etrafında Zi bakla. 21,1 N org konseri, | dolaşan delikanlılarla gülerek ko- şarkılı kuartet e Kene Z Taberi, | muşmağa dans etmeğe | başladı 23,25 spor, 23,40 musikili m | Adnan bir köşeye sinmiş onları arasi” 24 ig GB diği seyrediyordu. Dans gü- me Gila aa zel kıvrıntılarla oynsyan Piraye- 2 Du 20 zı m z nin vücuduna bakı; sağa da günle, haberler 2.1,10 m bale bu kadın için neler yapabile- 22 a usikili skeç, 23 haberle, 23,30 neleri g anız ceğini (o düşünüyordu. Bir yp AEŞAN hk i etti. Pirayenin ii KİTAPHANESİ )|| (eta bulundağı bütün genler bıyıksızdı. Hepsinin üst dudakla- rında küçük bir gölge bile yoktu. ze kadının yanına miri tı. Bi- © — Galiba siz bıyıktan hoşlan- mıyorsunuz? İni al Piraye yüzü se . da hi hiç löğianzlik mı? Nedir ö üst dudak gibi çehrenin en güzel ye- rinde lüzumsuz bir sürü kıl. Son- Ta yemek ll bıyıklar içinde, su içerler, bıyıklar içinde... Pilâv yerken e bıyığın üstüne bir pirinç düşer.. Gül dalına bülbül imi gibi... Bıyık mı? Nefret ederim. Piraye bıyıktan nefretini an-. ida Adnan tenkten renge gi- ni er İşi in kapatıyordu. Pira; iğ Benim biri bir erkeği sev- mişti, Pirayenin uğru! gibi sevdiği, ciğer o paresi, kıy- | ği bıyıklarını li Bıyık ve kadın Ertesi gün hemen berbere koş- tu. Elektrikli idam sandalyesine oturur gibi berberin koltuğuna kendisini attı, Kıymetli bıyıcık- larına evlâdından ayrılacak bir babanın gözile bakıyordu. Nihe- yet bütün Mieetini dilinde top- layarak berbere — Köpürt “a u bıyıklar. ni verdi. Sa- bunla.. Kes... ciayı görmemek için gözlerini kapadı. Yalnız üst dudağının üzerinde bir gezind hissediyordu. Köle sonra berber: —Oldu efendim., , diyince göz- lerini açtı. Ne görsün?, Baki ka- bbede bir hoş sada imiş, ne bıyık kalmış, ne bir şey... disini bu halde görünce kim bilir ne kadar şaşıracak, kim bilir ne kadar beğeni . Bu büyük fedakârlığı karşısında belki Piraye ona im Ni çekinm: e bayağı bü dın bugün yine cıvıl cıvıldı. Dar iş tuvaleti içinde harikulâde kudretli bir hey- ın- elinden çıkmış gibi güzel vücudu keltraşi idi. Genç adam küçük, beya: muşak eli bu sefer hcl da daklarile öptü. Sonra bü kadının yüzüne baktı, Ansa. f şey! Piraye yine nki soğuk tavrı ile ar- Eh aşkolsun vallahi . . Adnan içinden: l — Görmedi... dedi.. Bıyıkları- mı kestiğim! görmedi.. Yoksa gör“ se böyle mi hareket ederdi? Adnan ne yapacağını şaşırıp kak mişti, Nihayet Pirayenin yanına yak- tı, — ün bende bir Se ik görmüyor musunuz Piraye şöyle bir baktı: vi — Bilmem ki.. 1 Pudralı, kremli yeni lanmış bıyıksız yüzünü genç ka- dının gözlerine biraz daha yak- laştırdı: — Hele şöyle bir alıcı gözile bakın... Bende bir fevkalâdelik yok mu? — Galiba yüzünüzü yıkamış“ siniZ.. ei pırıl yanıyor.. efendim.. O bir iye haldeki eğilir. Here 7 dımdır m yeni bıyıklarımı kestir« Kıymetli bıyıkla- rak ediyordu. Piraye büyük bir hayretle sordu: ç y sizin eskiden bıyıkları: nız var mıidi?.. Yaanaa!! (Bir yıldız)