uma kei Sahife 6 AKŞAM Boğaziçi sizlere ömür :3 “Kömür tozu bir kere havalandı mı? gökte ne ay kalır, ne de yıldızlar!.,, yiv delikanlı sokağın köşesine gelince cebinden aynasını çıkarmış, bir de bakmış, ne görsün?.. Kuruçeşmenin en eski rinden olan üm dile sıra sıra kömür öne — Siz Kuruçeşmenin eski mi ni bilir ahir. İ ley gidi günler hey... Bir zamanlar Gi en Sezii yerlerinden biri vutköyle Kuruçeşme idi. — Kuruş ruçeşme arasi.. . Ne mehtap âlem- leri olmazdı ği mür tozundan yı rebilirsen gör.. havalanmaz mi), Gökte ne ay ka- ar, ne yıldız, ne de mizda sporcu bir Kl meli vardı. Gülümsedi: — Kuruçeşmeliler, dedi, bugün Galatasaray - Fener gi m Ar- unlar: — illâ kömür depoları kalkma- sın. Kuruçeşm. Kuruç radar... Kö dırdı... diyorlar. İkinci kısım Kuruç halkı.. Memurlar, muallimler, buradaki K girdik. il zamanki mevzu b Depolar meselesi. polar da olma- ölürüz.. arın karşısında Sol olsa ben de öyle öze « Amma bizim evler bombo: iie Bana döndü: — Bakın size bir hikâye anlata- yım... Adamcağızın biri Kuruçeş- murlu.. Bir ayakkabı boyacısı gö- | bir renk : ii ii bii — ei boyal.. diye ayakla- rını boya kutusunun üzerine ko- ar. Boya epey sürer. Nişanlı bey ri tuvaletinden memnun nişan- ısının evinin s. yaklaşır. Köşe ie aynasını çıkarıp ba- efendim vay.. Bu ay- “kar.. medi dei delikanlısı da kim?.. am kendi kendisini âdeta an gömlekle nişan evine gidilir miz — İstanbula si yönüleği satın Bikmiletan: beşli çare yok/.xÇö> cuk bir akilli esl İs- tanbula koşmuş. Bir gömlek al- hamama girmiş. Ora- mış., Gene Sai rana i saatten iki buçuk saat sonra gelebildiği için bir surat, a kavga.. Müstak- bel kaynana ile nişanlısı gırtlağa imar” Küçük bey o kadar zahmetle geldiği reza evin- den süklüm büklüm kaç Görüyorsunuz ya. tie tozu” nun Kuruçeşmede oynadığı rolü.. «Depocu» lar biri atıldı: — Nişanlı delikanlının alnının yazısı öyle imiş.. Kısmetinde ola- n ka: Ee Ki Eğer kismet olaydın âlâ o kızcağız- leni irdi., Kömür tozunun ka- e ne? me çıktık. Depo aleyhtarlarından biri yanımda ri rkadaki tahta vi göst Hepsi kararmıştı.. Güzel rın ağaçları, ER, bile esmer İmiştı., Kuruçeşme ve meşhur kömür depoları lile- | rür. Gezici bir boyaci... | ir en güzel yeri kara- ledi. .d a anlattı. Kuruçeşme halki- meye müracaat etmişler... Bazıları da ie kömür tozun- dan kiracı emi in lee lar avası açmışlar.. Bea le çeri lar: Bu davacılardan biri de Kuru- çeşmenin yerlilerinden Salih Mü- . Bu zat ta dava etmiş. Evine bir ehli vukuf gönderilmesine ka- . Salih Münir: — m daki tamamile ri ci seli kd Vi mek içi duva gi Fifa Mia : yalım, Evi mali Ea ri de kapalı dursun.. hafta sonra açıp badanalı elm bir mİ Ne halde?. vw sahibi üşenmemiş.. Evinin mm bembeyaz badanala- kara... Vukuf heyeti parmaklarile > ra tozlar kaplamış duvarlara r atmışlar,. Hattâ lerinden bii de kara tozun üzerine par- mağile: «İşbu evin sahibi tazminat al- mağı hak etmiştir» cümlesini ya- zıp imzasını da altına atmış.. Ev sahibi de bunun üstüne taz- minatını almış, Bugün Kuruçeşmede 21 kömür deposu var. O Hikmet Feridun ILK MEKTEP KITAPLARINI Kitaphanesinde Bulabilirsiniz 121, Ankara caddesi Şerif Muhiddinin bir konser 8 Kânunuevvel 1934 Şerif Muhiddin konseri! .Son konserde çalınan parçalar, artistin gösterdiği büyük sanat kudreti - ka süren bu v icraatı, lâyık | olduğu derecede alkışlamış ve sa- dar müteaddit defalar sahne- ye çıkarma; ecbur ederek | «Bravo» sedalarile tiyatroyu çın- kur ve müsterih bir tavırla sanat sahnesinde göründü ve sürekli bir alkışla karşılandı. Programın ee numarasında (Mozart) ın e flüte) ünden bir (Thöme) i üzerine Bethov: nin yedi variyasiyonu vardı. Musiki itibarile çok kıymetli olan bu eserin üslüb itibarile > rinliği, icra sanatında çok ku vetli ve hakiki e salâhiyet sa- hibi olmayı icap ea ar mız bu ilk hamlede sazının hâki- mi olduğunu, programı RM kiyetle başaracağını anlatmış ol- du ve sürekli alkışlar arasında sahneden çekildi. siklet merkezini (Piyetro Locatelli) nin (Re ma- Tir. Hattâ arşe ve sol el gg nazarı itibara alınırsa, heyeti umu- miyesini mükemmelen icra ön bilmek için; (virtuose) luğun yük- sek bir derecesini ihraz etmiş bu- lunmak lâzımdır. Sanatkârımız sahne; çıktığı zaman, sürekli bir kini Mi sonra ortalığı derin bir süküt kapladı. o — ie bulunmuş olan rin man müşkül Bn Büluğum bilen musiki üstatları, o anda nası çarpıntısı sk #iklerini âdeta hisseder gibi ol yordum! Artık arşe harekete geldi ve anatkâr bir seviyede idi. Aşağılı, yukarılı keş inci tanesi gi- bi diziliyordu. rakâr- ların en mümi ii bei arı ANL rının sesine Göte ) ve (velow- t6) yi yani A itle- Timelerile tarif ettikleri letafeti verebilmektir ki, Serif Muhiddin bunun ne demek olduğunu her- kese anlatmıştır, Sonatın adagio kısmı müstesna bir güzellikle terennüm m Gitarislerin ve bir kısım gi selistlerin ekseriya e tikleri lüzumsuz rma. Şerif Muhiddin kati bir surette içtinab etmiş ve en muteber siki tretelerinin anil Er mamı tamamına yeri getirmiş- tir. Sonatın üçüncü ve y olduğunu kiki m zevk alan münev- er e iri sınıf halk, e mari if da Şe- yük bir li tiyatro İelonum eli” utla kri üze“ doldurmuştu, Konser programı | re besteledi ört eser vardı. hem çok yüklü, hem de icrası pe ki ettiği şey, Şe- cidden müşkül sanat eserlerile | rif Muhiddinin çalacağı ut, şim- dolu olduğu için, konsere gelmiş | diye kadar işitile işitle LA ta- olan musiki üstatlarının yüzlerin- | dı vermiş olan m. un le heye e tereddüt eserleri | gurlardan ve hallaç mezi görülüyordu. e mü- | çıkan sesler gibi bir ses mi idi. teşbihle söyliyelim; Şerif | Yoksa sanatkâr bu çalgıda da çok Muhiddin âdeta dağlar devire- | güzel ve nefis nağmeler yapmak cek ve musikide müşkülât namı- | mümkün olduğunu mu göstere- na varsa surla savaşıb du- kti? Se? Nihayet sanatkârımız va- Messle ii) mlm iğ halkımız kırk deki- tilmiye başi bütün işle bir r şeyi ydi. Gi db lar, akor — aliş yerinde gi e terennüm edilecek parçanın here gösterdikten sonra, nefis bir ili bir selsebil gibi akmağa başlamış ve Amerikalı eklerinin «Şerif Paganinisidir» dak sebeb ve hikmet anlaşılmıştır. in n (tire) ve (puse) leri ta- mızraba tatbik UŞ, ege) lar (glisando) lar meto- dik şekillere ifrağ m b 1 Dn birinci numa len (Etude) şiddetli ke z e bra nihayet bulduktan nra (Ferahfeza) samaiye geçik VEE » Garbin (re mineur) dediği ma- Mey bir takım başka eserler çalmağa mecbur olmuştur. Diğer numaraları teşkil eden (Capriccio) ve Koşan Çocuk şaya- nı hayret Si ir sürat ve meharetle çalınmış r tâbir muci- bince hikesin iğ ağzında kalmıştır, Dördüncü kısımda (J. $. Bach), tiği (adagio) ei am nin (Menuet) in. i (Sesar Gui) nin e ei üçüncü numaraları teşkil ediyor» . unların da nasıl birer mükem- ki çalındığını tekrara lü- zum görmüyorum. Üstat Şerif Mu- | ai bun- mütemadi- hiddin nasıl çalmak ları iş ve yen alkışlanmıştı son numara » (Davit Popper) in meşhur (Tarantelle) i idi. Kış mevsimlerinde k hissi — ay ile on kat arttı, Bi t Godofsi kinin ekiz se rtık he; tekrar edebiliriz; Şerif Muhiddin bir artisitir! Ali Rifat Çağatay