AKŞAM 6 Eylül 1934 Tetrika No. 1 — * Ben on doluzunu dolduracağım. sirada, Leylâ benden on yaş bü yüktü. Leylâ evin en samimi bir dos- tu idi, Haftada iki kere, cumar tesi ve çarşamba günleri, bize ye- meğe gelirdi. O günler annemin kabul günleri idi. Şişlinin en ka- Mabalık, onun için en can sıl bir salonu, babam yazın da çifçi İik merakile türlü türlü garip ş€y- ere kalktığı zeman, Leylâ bir ay çifliğe gelir, bizde misafir ka- ardı. Babam artık bugün modası geç- miş bir sınıf insanlardandır. Eski Yamanlarda zarafeti, kibarlığı herkes onlardan taklit ederler» di. Babam hayatı müşkül ve ka- Fışık bir kale sokmak için zihnin pek yormuş addedilemezdi. Ha- yal onun önünde kolay ve güzel bir sahife halinde açılıp durmuş tu. Kadınlar, eğlenceler, ziyafet ler: İşte onun maddi ve manevi ufukları bu kelimelerin hudutları arasına sıkışmış sayılırdı. Gayet güzel adamdı. Fakat son derece hereni. Hemen bütün hanımların dostu idi, Fakat hepsi- ne de hiyanet etmiş olduğu için, kadından bir çok düşmanı ole- cağına ihtimal verilebilirdi. Hal buki iş bunun tamamen aksi idi. Babamın benden başka çocuğu olmamıştı. Bari bir kız kardeşim olsaydı onunla şakalaçır, oynardım, Canım bu kadar sıkılmazdı. Fa- kat babam beni bu zevkten mah- Yum etmişti. Onun için biricik ev- Iât olarak kaldım. Daha doğrusu, bizim aile içinde biricik idim. Başka ahbap aileler içindeki ço- cukların babalarını sorup araş tırmak terbiyeye muğayir oldu- ğunu bana öğretmişlerdi Fakat bir takım dedikoducular babalarından ziyade babama ben- riyen bazı çocuklardan bahseder- lerdi. Bu dedikodulara inanma- makla beraber, size haber vere- yim ki, söylenen küçük kardeşle- rimden birinin ismi Lütfi idi. Bu oğlan daha küçük yaşında bütün fenalıkları kendinde toplamış gi- biydi. O da çarşamba ve cumar- tesi günleri bize gelirdi, evi alt- üst ederdi. Annem onu terbiye edeceğim diye yorulur dururdu. Fakat biz bu haşarıyı bırakalım da Leylâya gelelim. Size her şeyden evvel şunu ri- en edeceğim: yınız, Ayna kadar parlak, bir kır- Jangıç kadar oynak, Leylâya deli i âşık idim. Fakat deli gibi de- mek bir şey ifade etmez. On do- kuz yaşında bir insan kendisin. den on yaş büyük bir kadına nasıl işık, olabilirse ben de öyle öşik- tim, Şimdi Leylâyi size © tarihteki gibi tarif etmeğe çalışacağım. Rengi harikulâde beyaz bir dındı. Saçları siyah, çehre nı her şey yapmağa sevkedebi kadar cazip. Bir salona gi ği zamân sair kadınların hepsi sönük kalıyordu. Sanki hafif mum- “lar varken büyük bir elektrik lâm- 7 basi yakılmış gibi, Uzun boylu ve İ oolgundu. Çehresinin ifadesinde Şöyle tehlikeli, öyle endişe verici bir şey vardı ki bir damla kan ybedene artık nefer alamıya- şsak zannolunurdu. Saçlarını al ından iki siyah lüle he in İLK KADIN Yazan: Muallâ Hâmit de gördüğüm en temiz, en mü- kemmel bir çehreye en mükem- mel bir çerçeve teşkil ediyorlar- dı. Kamelyayi andıran rengile, daima etrafı çürük duran gözle rile beraber halinde spora alışık bazi eenebi kadınlarının çevikliği vardı. Elleri rikulâde İdi, Bunlar ineanın gözünün önün- 'den gitmezdi. Uzun, tuzak kuran, hiyanet eden bir el. Parlak ve şeffaf bir beyazlık bazan mavi akisler yapardı. Onun yüzüne asıl hı veren şey İnce ve siyah düz kaşlarının arası çok açık ok ması idi. İnanılmıyacak kadar | uzun, sık, müdevver iki sıra siyah kirpik yorgun ve yakıcı göz- lerine ancak şark kadınlarında görülebilen bir haşmet veriyor- lardı. On dokuz yaşında boyum ta- ii haddin fevkinde olmakla be- raber kendisinden ancak bir kaç parmak uzundum. Fakat onun yanına yaklaşıp ta z fazla nefes alan göğsü ka- bararak benim göğsüme dokuna- cak gibi olduğu zaman, öyle bir sersemlik, öyle bir rahatsızlık his- sediyordum İsi Leylâ beni böyle sararmış görünce, ağzında izle raplı bir kahkaha çizilirdi. Bu kahkaha hâlâ gözlerimin önünde. Hâlâ titriyorum, hâlâ acısını içim- de duyuyorum. Bir gün, yazın en sıcak bir gü- nünde. Mevsimi geçirmek için Büyükadaya Yatklübe gitmiştik. Yemek vakti yaklaşmış olduğu için bizimkiler hep otele dön- omüşlerdi. Ben, vakit geçmiş ol. makla beraber, aşağıda, kenarında güneş banyosu yapı yordum. Ezici bir sicak vardı. hilde kimse kalmamıştı. Güneş her şeyi sanki parçalamış, bir kı: vılcım titremesi haline sokmuştu. Bütün dünya, parlak bir nurdan ibaret gibi, pırıldıyordu. İki saat kürek çekmiştim. Son- Ta, açıkta kendimi denize atmış- tım. Şimdi güneşten esmerleşmiş vücudum, öğle zamanının alevleri deniz altında, yakıcı kumun üzerinde boylu boyuna yordum. Kollarımı kavuşturarak alnimi güneşten muhafaza ediyordum. Leylâ da güneş banyosu Yatı uzanmıştı. Bir aralık, uzun ve ıslak bir .cudun benim yanımda durduğu- | nu hissettim, gözlerimi açtım. Leylâ denizden çıkmıştı. Vücu- 'dundan sular damlıyordu. Hiz- metçisi bornozu açmış, koşuyor- du. Fakat güzel kadın: | — Hayır, Marika, dedi. (Bu genç hizmetçinin adı Marika ol- duğunu pekâlâ hatırlıyorum, Ki Zil saçları da vardı). Sizin yemek vaktiniz geldi. Neden beni bura: bekledin? Haydi, koy, git, Beni birak. Ben tekrar deni ğim. Yalnız başıma gi; Marika gitti. Bez ayakkabılari- gın yumuşak kumda derin izler bıraktığını gördüm, * Leylânın vücudundaki deniz su- ları benim omuzuma damlıyordu. Her kımıldayışında arkama sular siçriyordu, yanıma uzanmı Çıplak boğnu, çıplak kolu âde- ta ağzıma dayanıyordu. Istanbul 5 Eylai 1994 ( Akşam kapanış fiatleri) Esham ve Tahvllât at, dahli 04 —| IgE Hamiline 10) Kuponsuz 1088 | » Mesele 100 iatkrazı— 87,—| 1 C Merkez Ünitürk 1 #800) Bankası 6085 > O 9780) Ansdoluhiece 2690) > OR Si6o) Telefon " Mümessil 1. 45)60) Terkos 18 » ON 4760) Çimene 125 > ME —İ itikat değin 160) Iş Banka 10) şk > 6 (Çek fiatleri) Paris 19,06) Golya Londra Prağ Nev York & Tun Madrit Dre Belgrat a Deil Cenevre, TERE Brüksel 8,8863 Boray | 787075 Amsterdam 1,1746. Meskeva | 10,84,60) Beyoğlunda kiralık apartıman İstiklâl caddesinde Şık sinema karşısında 156 No.lı İstiklâl apartmanında bir daire kir lıktır. Görmek ii kapıcıya alamak için Bahçekapıda Taş Han 29 No, Umüm Em lâk Acentesine müracaat. Teşekkür Harbiye mektebinin 100 üncü yılını çiçekten bir çelenk arma- Zanla kutlulamak inceliğinde bu- lunan merhum ferik Osman Nuri paşa Hz. lerinin refikaları Saadet hanımefendiye Hr. Mp. Kılığı derin sayğılar besler ve mektebin manevi ulu şahsiyeti onamına teşekkürlerini arzeyler. Tepebaşı belediye bahçürinde Bu akşam sant 1820902 kadar Sehir bandesü saat 21 -P4 e kadar Caz, Musik, Dans, Zeybek oyunu, Lükiu. Hayat, Karagoz, Hazım bey tarafından dübuliye 5 kr. Meşrubat 25 Kurup irtihal Mütekaidini askeriyeden mer- bum kaymakam Hüseyin beyin bafidesi, yüzbaşı Mehmet beyin kerimesi | İzmir | tücearlarından “Abdüllâtif beyin refikası Melâbat hanım henüz pek genç yaşında ve pek kisa bir zamanı müteakip yapılan bir et beni ameliyatından mütevellit kanser hastalığından kurtulamıyarak irtihal etmiştir. Bu elim felâketle arkada bırak tığı yavrusuna ömür ve kederdide valdesine beyanı taziyet ederiz. Yarinki Iki satış Lütfen ilânat sahifelerimize bir göz atınız. Orada sekiz adet müzayede ile salış vardır. Han- gilerine gitmeli? Bu sekiz satış tan dördü müessesemiz tarafından yapıldığına nazaran size atideki ji tavsiye edersek bulunmadı” ğımıza hükmedebilirsiniz. Taksim meydanında Şehit Muhtar cadde- sinde Şık apartımanındaki satış güzel mobilyalarla nefis halılar meraklıları için cidden bir fır tır. Muhteşem bir yemek odası Kerman, Tebriz, lar, bir çok mobilyalar ve müstesa bir kıymete pek gok madide geyler. Güzel gümüş takımları, nefis biblolar ve en güzel ve mübrem mobilyalar o meraklıları İstediklerini pel bulacaklardır, Fazla malümat için Beyoğlunda No. 74 A Babikiyan ye H. Kapamacıyana müracaat T. 41021 YENİ NEŞRİYAT Kadro çıktı Kadronan 32 inci Ağustos sayısı zengin münderecatla çıktı, Kari- lerimize tavsiye ederiz. (Baş tarahı 1 inci sahifede) tarafında inşa edilecektir. Cadde parkın Park için ilk tesisat başlamıştır. Çarşamba parkı Fatih belediye bahçesinden daha büyük olacak- tar. Buranın büyüklüğü Sultanah- met parklarına yakın olacaktır. Diğer taraftan son zamanlarda parasız ve eğlencesini masrafsız yapan halk Gülhane parkına son derece rağbet göstermeğe başla- aşır. Tahmini bir hesaba göre cuma günleri Gülhane parkını 45,000 kişiyi bulan bir kalabalık ziyaret etmektedir. Hergün parkı gezen- lerin miktarı ise 4000 kişiden faz- ladır.. © Yapılan bir tetkike göre eski- den Gülhane parkına en ziyade Aşıklar gelmekte idi. Son zaman- larda parka gelen âşıklar oldukça azalmıştır. Bunun yerine her akşam ü parkı orta halli aileler, esnaf, ki çük memurlar doldurmaktadır. Aşıkların Beyoğluna akın ettik leri tahmin olunmaktadır. ortasından geçecektir. Gülhane parkında en ziyade na- zarı dilkati celbeden şey bu gü: zel bahçede fevkalâde büyük bir ina gösterildiği halde tamamile beyaz çiçek yetişmemesidir. Bah: gede tamamile beyaz çiçek yetiş- memektedir. Bunun sebebini bu işlere uzun müddet emek veren değerli bir bahçeci şöyle izah et. mektedir: — Gülhane parkında beyaz çi- çek olmaması sittir. Vapurlar, bi ın sebebi gayet ba- ilhassa Kadıköy ve Haydarpaşa vapurları * bahçe, çok yakınından geçmektedirler. Kuvvetli poyraz rüzgârı daima es- tiği için vapurları dumanı bah çeyi kaplamaktadır. Bu dumamı kurumu bütün çiçeklerin renkleri: ni esmerleştirmektedir. Bilhassa son zamanlarda vapurlar bahçe- ye daha ziyade yakın geçmeğe Fiyeti « Her Türkün elinde bulunması lâzım bir kitâp İSTİKLÂL SAVAŞI NASIL OLDU Yazan: M. ŞEVEİ gs Yeni çıktı Gazi Hazretlerinin güzel bir kumanda resmini taşıyan zarif, renkli bir kapak içinde resimli ve haritalı 14 büyük forma Fiyeti: 80 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ 121, Ankara caddi Yeni parklar yapılacak başladıklarından çiçekler daha gok esmerleşmişlerdir. Diğer taraftan gelen kurumlar toprağın nebati kuvvetini de çok azaltmaktadır. Gene yapılan bir tetkike naza- Tan halk Gülhane parkında en 2i yade denize bakan yukarı seddi tercih etmektedir. Âşıklar ise par- kın arka tenha yollarında, ağaç- lar arasında gezmeği çok sevmek- tedirler. Aile halinde gelenler aşağıda orman kısmında oturmaktadırlar, Havuzun kenarı da çok rağbet görmektedir. Yeni inşa e Çarşamba parkında da parkında olduğu gibi büyük bir havuz yapılacaktır. Gülhane parkında çocuk bah- gesine büyükler, küfeciler, hamal- lar pek büyük bir rağbet «I» gös- termektedirler. Bahçeler müdüri- yeti bu çocuk bahçesinin ki lere mahsus bir yer olduğunu ken- dilerine anlatmak için pek sıkıntı çekmektedir. Yeni Çarşamba parkında bir küçük çocuk bahçesi yapılması tasavvur edilmektedir. Diğer taraftan bahçeler müdü- viyeti Şişliden İstinyeye kadar i ağaçları her zaman yeni lemek mecburiyetinde kalmakta- dır. Çünkü hergün buradan birçok ağaçlar sökülmektedir. Bahçeler müdürü Reşat bey bu bavaliye kendi parasile hususi korucular tayin etmiştir. Bahçeler umum müdü Re bey bu işi kendisi için derin zevk haline sokmuştur. Reşat bey İstanbul bahçelerini i bah- çelerin teftişine hasretmiştir. Reşot bey İstanbul bahçelerini i her ay kendi kesesinden aldığı maaştan daha mühim bir Para sarfetmektedir. Bahçeler umum müdürü bu işi #irf bir zevk meselesi olarak gör- mektedir. BU PERDENİN ARKASINDA BÜYÜK POLİS ROMANI Bugün çıktı Büyük formada 182 sahij 40 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ 1 istanbul