Sahife 4 AKŞAM 18 Ağustos 1934“ sa Muh. — Bunu size Yakup bey gön- derdi.. Satvet Lütfi bey derin bir hay- Yetle pusulaya göz gezdirdi ve şu satırları okudu: «Karderim, - Poliste seni tazyik edip bir sey söy- etmişlerse burada inkâr etl Benim ifac de verdiğim gibi seninle hiç bir mesele hakkında konuşmuş değilim. Yakupz Satvet Lütfi bey bu hayırlı ih- tardan çok mütehassis olmuştu! Memnuniyetinden gözleri yaşard.. O, bu karşısında nefer Mehmedin yaptığı fedakârlık ve hizmeti mukabelesiz bırakmak is- temedi ve elini cebine soktu. Ken- 'di yanında, nefer için, ancak bir lira ayırabilecek kadar para var- dı. Lirayı Şamlı Mehmede uzattı. Neferin gözleri içinde istiğnayı ifade eden bir mana okundu. Şamlı Mehmet hafifçe tebessüm. ederek ceketinin © düğmelerini çözdü ve iç cebinde bulunan yüz Tiralık bir kâğıt paranın ucunu mağrur bir tavırla göstererek de- dikiz — Bunu bana Yakup bey, bu kâğıdı getirmek için, vere Satvet Lütfi bey şaşırmıştı. Şüphe yok ki bu hareket, Yakup Cemil beyin ahlâki salâbetine, O, kendi feci ve tehlikeli mevkii- ni düşünmeksizin, Satvet Lütfi bey gibi siyasi bir hasmının ate- 4€ atılmaması için onun imdadına yetişmek gibi yüksek bir insanlık mümunesi gösteriyordu! Bütün hayatı kanlı maceralarla bezenmiş, makul ve gayri makul bahanelerle ölüm mübarezelerine girişmeği çok basit bir iş telâkki etmiş bu eski İttihat ve Terakki fedaisi, şimdi bu hareketile en ince, en mütekâmil bir insanın irişebileceği bir fazilet şahikasına çıkmış bulunuyordu! Yakup Cemil bey, gönderdiği Pusulanın Satvet Lütfi beyin el ne geçeceğinden tamamile emin olmak için Şamlı neferi gizlice kardeşi Seyit Mehmet beye gön- dermiş, sebebini izah etmiyerek mefere yüz lira vermesini karde- gine emretmiş ve neferin bu para- Yı aldığını bizzat gördükten son- Ta, bitişik odadaki Satvet Lütfi beye bu pusulayı göndermişti Yakup Cemil bey, netice itiba- rile, kendisine taallük etmiyen ba- sit bir hizmet için çok yüksek bir ücret vermekte tereddüt etme- — Yakup Cemil beyin bu alicenap hareketi, insan ruhundaki tezat ları tebarüz ettiren, haşin, asabi gl bir şahsiyetin bazı hadise- ler karşısında ne kadar asil bir se- maahat gösterdiğini, ne kadar has- $as olduğunu isbat eden çok canlı bir misaldi! sss Yakup Cemil beyin (Taklibi hükümet teşebbüsleri) etrafında daha evvel malümatları olan Ta- Jât beyle arkadaşlarının hareket lerini şiddetle tenkit eden Enver paşa bir an evvel işin neticelenme- i dört gözle bekliyordu. Diğer ftan tahkik heyeti ratle bitirmeğe gayret ediyordu. Mevkuflar içinde hadisenin en ağır mesuliyetli maznunu Yakup Cemil bey, yapmağı tasmim ettiği her cürmü açıkçasına İtiraf ettiği için maznunun müstantik huzu- İttihat ve Terakki tarihinde esrar perdesi "Yakup Gemil niçin ve nasıl öldürüldü | a rez — 18 Ağustos 1934 M.R Siyasi bir hasmı olduğu halde Yakup Cemil beyin asli bir rundaki ifadeleri bu mesuliyeti tamamile tezahür ettirecek mahi- yette idi, “ Binaenaleyh bu mevzu etrafın- da tahkikata devam edilmesi, Ya- kup Cemil beyin cürmünü mey- dana çıkarmak için değil, diğer maznun ve mevkufların alâka ve vaziyetlerini tebarüz ettirmeğe, hususile Talât beyle arkadaşları- nin ısrarla iddia ettiklerine göre (talibi hükümet teşebbüsü) ter- tibatını hazırlıyarak Yakup Cemil beyi tahrik edip etmediğini tesbit etmek üzere Sabancalı Hakkı be- yin hadisedeki alâka ve rollerini tamamile anlamak ve bu i olup olmadığını bulmal icap ediyordu... Yakup Gemilin kabine listesi yeti tekrar Yakup Cemil beyi is- Hintak etmeğe lüzum gördü. Yakup Cemil bey tahkik heyeti karşısına gelir gelmez müstantik Vehbi beyin sual sormasına mey- dan vermeden dedi ki: — Geçen defa teşkil ettirmeğe teşebbüs edeceğim kabineler hak: kında tam bir malümat vereme- miştim. Hakikaten her nezarete getirmek lâzım. İş- te size tam Jisteleri veriyorum. Dedi ve cebinden bir kâğıt çi- karıp verdi. Müstantik Vehbi bey *İ bu listelerdeki isimleri şu suretle birer birer okumağa başladı: iste: Sadrıazam, baş- kumandan vekili ve harbiye na- Zırı: Cemal paça, Şeyhülislâm: Bir ittihatçı ho- ca (*). Hariciye nazırı: Fethi bey. Bahriye nazırı: Bahriye erkâni harp reisi Rauf bey (sabık baş- vekil). Da kı bey. Adliye nazıri ve şürayi devlet reisi: Divanı harp reisi Nafiz bey. Nafın nazırı: Yenişehirli Ali Haydar bey (Meserret oteli içti- manda bulunan). Ticaret ve ziraat ve orman, ma- adin nazırı; Hüsrev Sami bey. Meclisi hassı vükelâya memur: Mümtaz ve Yakup Cemil beyler. (Devamı var) Sofya sefiri ye nazırı: Sabancalı Hak- 191 Yakup Cemil beyin sarıklılardan hiç, tanıdığı ve ahbabı olmadığı için şeyhülislâm mamzedini © tesbit eleme işti Odun kömür meselesi (Bap tarafı 1 inci sahifede) Bura piyasasındağ odunun çekisi Yüz elli kuruştur. Buna İstanbula nakil ücreti altmış beş kuruş ko- yarsanız İstanbula iki maloluyor demektir. Bu odunun çekisi perakende olarak | 260- 270 kuruşa satılabilir. Bundan fazlası depocuların yapmakta ok dukları ibtikârdan başka bir şey değildir. Bunun aksini idin eden- lere, her zaman İstanbula iki yüz n beş kuruşa odun teslim edece- izi alenen söylemekten çekin- meyiz, Memlekette odun, kömür kıttir diye endişe edecek vaziyet yok- tur. İstanbul belediyesi isterse bü- nun önüne pekâlâ geçebilir ve hal- ka ucuz odun temin eder. Kömüre gelince burada fiatler doksan paradan yüz on paraya kadardır. Buradan kömür alan kayıkçıların * emeğini de ilâve edersek en iyi kömür üç buçuk kuruşa kayıklardan ber zaman alınabi iz on beşe or. Bundan fazlaya kö- mür satılıyorsa bu kayıkçıların ve küçük esnafın iktikârdır. ki bunun önüne geçmek pekâlâ mümkündür. Size canlı misal olarak buradan bir kaç resim gönderiyorum. Gö- rüyorsunuz ki burada dağlar gibi odun istifleri vardır. İğneadada böyle olduğu gibi Anadolu sahi- linde, Körfezde, Çanakkalede de odun ve kömür çoktur. Bu sene odun kömür azdır diyecek yerde ihtikâr vardır demek daha doğ- rudura. Bu mektubu ve aldığımiz resim- lerden bir kaçını neşrediyoruz. Bu mesele hakkında tahkikat mak belediyeye düşen bir va- zifedir. Etrafta odun bol ise, ve mevsim başındanberi iddia edildiği gibi, tüccar sırf fiatlerin yükselmesi için mal getirmiyor. sa buna karşı halkın menfaatini koruyacak tedbirler almak lâzım. dır. Ağustos sonunda inşaat bitiyor Milli iktisat ve tasarruf cemi- yeti tarafından Ankarada yaptı- rılmakta olan sergi evinin inşaatı ağustos nihayetinde bitecektir. Bu bina Türkiyenin ilk sergi evi Cumhuriyetin on birinci yıldö- rü mesut gününde bu bina bir milli sanayi sergisi ile açılacaktır. Milli iktisat ve tasarruf cemi- yetinin bu eserini yerli mallarımız. #liyecektir. Büyük ve kü gük erbabı sanayimizin büyük bu ilk ser- gi evinde kendi mallarını d rusu Türkün sınai azmini, kudretini göstermeleri lâzımdır. Sanayi erbabımız sağ- üzel mallarile bu ser- termelidirler. Düğün merasimi Antakya eştalından Giyelokzua Hacı Etem bey kerimesi Güzide banım e, ile, sadri esek merhum Mustafa Nail paşa, hafi, cemiyeti zenvmlya reisi marbum Ali Riza beyin terumu ye gemrükler müntesibininden o Âmir beyin o mal dumu, Rekor ilânat ve meştiyat ke mandit çirkell müdürü ve “Terkiye reklâm acenteliği sahiy'erimden İsme Hakkı beyin düğünleri Kaiköyönde Süroyya salonlarında maruf ehibba ve dostları arasında era kılınmıştır. Tara föyne senetler tersenmi ederiz, Buzlar üzerinde 60 gün Çelyuskin vapurunun heyecanlı sergüzeşti Vapura yol açmak için dinamlt koymak Üzere buzlar üzerinde çuki Çeyluskinin ön tarafını saran buzları eritmek için de aynı ted- bire baş vurduk, Bu tedbir se sinde gemimizi hareket ettirmeğe muvaffak oldu. Bir kaç mil yol Çeyluskin yeniden fımızı saran buzları yaramıyor. 23 eylül — Etrafı istikşaf etme- ğe gönderdiğimiz adamlar, bi: sevindirecek bir haber getirdiler. iki mil uzakta buz parçaları hi reket halindedir. Bu haber üze ne profesör Şmit dedi — Eğer vaziyet bu şekilde ise, Bering boğazını tutabileceğiz. Fakat gemimizi hareket ettirmek için yolumuzu tıkayan sabit buz parçasını bu buz akıntısına sü- rüklemek lâzım, Her halde ken- dimize bir geçit açmalıyız. 24 eylül — Yolumuzu kapayan sabit buz parçasını parçalamak in buz tabakasının altma bir infilâk maddesi koymağa karar verdik. Hepimiz elimizde kazma kürek buz tabakası üzerinde de- rin çukurlar açmağa koyulduk. Çok derin bir delik açtık, sonra içine 30 kilo ammonal koyduk. Sonra bu patlayıcı maddeyi bir fitil ile ateşledik. Ortalıkta kulak zarlarını patlatacak şiddette müt- hiş bir tarraka duyduk. Buz par- çaları yerlerinden sarsılır gibi ol- dular. Hepimiz neticeyi heyecan- ln bekliyorduk. Fakat neticede gördük ki buzlar parçalanmamış, gemimiz de yerinde hareketsiz du- ruyor, 27 eylül — Kaptanın kamara- sında, vaziyeti ve alınacak ted- birleri görüşmek için toplandık. Evvelâ profesör Şmit söz alarak dedi k — Vaziyeti size kısaca anlata- Buzları parçalamak ve ken- bir geçit açmak için yaptı- ğumız bütün teşebbüsler, boşuna itti, Buzları harekete getirmek fırtınanın kopmasını bekliyo- ruz, Bütün arkadaşların ağında şu sual dolaşıyor: Kışı burada mt | yorlardı. geçireceğiz? Kışm meşakkat ve zahmetlerine dayanabilir miyiz? Hepiniz bilirsiniz ki Çelyuskinde bize lâzım olan şeyler bol, bol mevcuttur. Bir sene yiyecek ve içeceğimiz var, Bundan başka Vrangele götürmekte bulunduğu" muz üç senelik erzak ve zahire vardır ki, bu da bizim için bir ga- yanti teşkil eder. Her şeyimiz mü- /kemmeldir. Bütün arkadaşlar sıh- hattedir. Binaenaleyh kışı bu ha- valide geçirmek ihtimali - şayet tahakkuk ederse - kimseyi kor. kutmamalıdır. 28 — Dünkü içlimada, Çek yuskini saran buz tabakalarının | maları duyulm: r açılıyor bazu kuvvetile temizletti kararlaştırıldı. Bundan başka Ammonal patlayıcı maddesinin iktisat ve tasarruf ile kullanılma" sı da emredildi. Buzları açmak ameliyesine gemide bulunan dok- san kişinin hepsi iştirak edecek- ler. Geminin ön ve arka tarafla- rını kaplıyan buzları ayni zaman-' da temizlemeğe baş tün gece gemide, herkes çalıştı. Marangozlar, çıkaracağımız buz ları uzaklara götürüp atmak içini büyük kızaklar yaptılar. Yüzen buz parçaları da makinisiler ta- rafından tellerden yapılan kuv- vetli ağlar vasıtasile toplattırıl caktır. Buzları temizleme ameli- yesi yemek için verilecek kısa bir fasıla ile beraber tam on saat sü- recek. Gemide gece nöbetleri muvakkaten kaldırılmıştır. Ge- miye şimdilik yalnız iki kişi ba- kacak. Çukçukların ziyareti 30 eylül — Rüzgâr saniyede sekiz metre süratle esiyor, vapu- run içinde bir hay huy hüküm sürüyor. Ambar memuru, buzları kırmağa çalışacak adamlara kalın yünlü eldivenler, çizmeler das Zi. Tam sekizde 90 kişi vapurdan buzların üstüne çıktık, Heyeti s9- feriye reisi profesör Şmit te bi- zimle beraber, elinde kazma, kü- rek çalışıyor, Kutup havalisinde mesleğin hiç bir rolü ve ehemmi- yeti yok. Asıl ehemmiyeti haiz olan ve rol oyniyan şeyler, gürbüz ve sağlam bir bünye ve kuvvetli kollardır. Paydos edeceğimize yakım bir zamanda, uzaktan köpek havlar miz kulak kabarttık. pek havlamaları daha vazih du- yuluyordu. Derken buz tepelerinin arkasin- dan hayaletler gibi Çukçukların kızakları göründü. Bunlar, on beş kilometre uzaktaki sahilden geli-. Ziyaretçiler bize dediler ki — Bir haftadanberi uzaktan geminizi görüyoruz. Bacasından mütemadiyen duman ii halde, hareketsiz yerinde durma- s1 merakımızı kamçıladı. Hem si- zi görmek, hem de sizinle bera” ber bir çay içmek için buraya gel dik. : Çukçuklar için mesafenin hiç bir ehemmiyeti yek, kış mevsi- minde köpekler tarafından çeki- len kızaklarla 400, hattâ 600 ki- lometrelik yerlere ziyarete gidi! yorlar, — Mabadi var —