ge iii 7 bi kli A e YER Sahife 4 > | AKŞAM 4 Ağustos 1934 Tetrika No. 268 4 Ağustos 1934 | ” m Ti. Pireden Napoliye.. Itfihat ve Terakki | ..... ...... re ela sa, 5 # Zan iz ki Atinanın bir çekini Sağl si ii e tarihinde esrar perdesi | iökameemi.. değil Beyoğlanın rma hi bi lonunda bir öğl: dö Yakup Comil niçim ve nasıl öldürüldü || ziyar" veriyorum! Didar ke MM P Muharriri: M.R. ediyordu! rkes memnundu te iştirak etmekte olan konserva- * meva iü esen mr Li bu gibi işlerde şah- zati fikirlerle hareket et- ii caiz ve kabil değildir. : Hüsrev bey serbes bırakıla- sağını ümit ederken. üsrev Sami bey bundan son- ra sözlerine şu suretle devam et- ti: — Vaziyet bu merkezde iken, sevkedilmekliğim rafından ez ve kati- yen tahakkuk e bir cürüm varsa, o cürümle sym nim müşar ketim ve alâkam olduğunun iddia edilmesi, ll muhteremeleri- nin aflarına rağmen arzedeyim ki bu İnel tamamile siyasi mua- rızlarımızın bir husumet ve iftira- miz tenkitkâr tavır ve hareket, bittabi hoş görülmüyor, hüsnü te- lâkki edilmiyordu. haşır bes için e menfi va- tihat ve hadi hilindeki İLİNE ferahlık vermiyen bu ağır havayı dağıtmak lâzımdı: Binaenaleyh böyle bir fırsat bekliyorlardı. Şim- di, bu meseleye benim ve bazı ar- kadaşlarımın karıştırılması, o hu- sumetin filiyat sahasına intikal et- tirilmesi için beklenen bu fırsatın tecellisi başka bir şey değil- dir. Biz de bl maksatla buraya, huzuru âlilerinize sürükleniyoruz.. Şu takdirde benim (sulhu mün- Terit) ve (taklibi hükümet) teşeb- vabının ikmal kil edildiğine ve ver- diği cevaplarla heyeti tahkikiye- yi ikna ettiğinden emindi. Fakat Hüsrev Sami bey, sözlerini bitire- ceğine yakın, tahkik heyeti oda- sındaki telefonun zili çaldı — endim, şimdi bitiyor, emredersiniz.. Hüs- Diye cevaplar veriyordu.. olduğunu anlamıştı. ye: — İstintakınız bitti, buyuru- 7 çıkınız! i. Hüsrev Sami bey sözden artık serbest olduğunu zannettiği halde, tahkik heyetinin odasının kapısındaki bir sirri çavuşu, kendisini istintak odası nın karşısındaki boş- bir Mr apıya da süngülü bir nö- betçi dikildi. Hüsrev Sami bey, hiç tahmin etmediği bu muamele üzerine şa- Divanı harp reisi “dei dosya şırmış, kalmıştı a o, şimdi ihtilâttan menediliyo ile nereye gidiyor ? “Halbuki in ami bey, ver- diği izahattan a, hadise ile BİRA Eiilebğöm dair tahkik heyetince de kanaat geldiğine emin İlki rdu. Buna rağmen, kendisinin tevkif edilmesine ma- kul bir mana veremedi, Şimdi o, derin bir surette inkisara uğramış bulunuyordu!.. Hüsrev Sami bey, tal emil beyi ibeikilmik için elin. den geldiği kadar gayret sarfet- miş, pek karanlık, pek tehlikeli mevkide gördüğü arkadaşını mü- dafaa etmek için elinden geldiği kadar uğraşmış, söz open ade- ta (takibi hükümet znunu) arkadaşına avukatlık iğ fakat kendisini tebriye etmek için uzun uzadıya tafsilât vermek lüzumu- nu görmemişti. Çünkü Hüsrev Sa- mi beyin kendine taallik eden noktalar etrafında tahkik heye- tine verdiği izahat, bir maznunun şahsını müdafaasından ziyade, alelâde surette bir meselenin tav- için söylenen sözlerden iba- retti. Hüsrev Sami bey, esen me nedilince vaziyeti düş etm. şgulken, öl odanın (Bekirağa bölüğü) ile ne- zaret binası arasındaki meydanlı; i dışarısını görüyordu. divanı harp reisi Nafiz beyin, kol- tuğunun al ear kocaman bir dos- zaret binasına doğru ü, E E3 vw Sami bey, kendi istinta- | sonra tahkik heyetinin iç- mse) edilmediğini anlamış, bu itibarla Nafiz beyin böyle elinde bir dos- ya ile nezarete gittiğini pek ma- nidar bulmu: Hüsrev be ii dosyanin kendi ifadesine taallük eden kısımlari ihtiva ettiğine ve Enver paşaya gösterilmek üzere alelâcele giti; rüldüğüne kati surette kanaat g tirmişti, Hüsrev Sami bey tereddütlü anlar geçirdikten sonra.. ilhakika Hüsrev Sami bey, bu imi ine aldanmış değildi. Kemal beyin Yakup Cemil — iin gizlice ziya- Petinden sonra Eve? paşa, “yi kat daki ehemmiyet vermiş, tah- kik heyeti huzuruna çıkan maz- nunlardan her birinin ifadelerini birer birer okuyup tetkik eyleme- ğe başlamıştı. Enver paşa, tahkikatın neticesi- ne göre, Kadini kati kararı vermek ve b meselenin nasıl bal ve intaç edileceğine dair hü verebilmek için tahkikatın seyrini kin etmeğe siddi le lüzum hissediyordu.. (Devami var) Şikâyeti gösterecek hiç bir hare- i e yoktu. Yemek devam ettiği letçe Türk uzika yalnız elen sez atik zi üzerindeyiz. Kir ve vi dolu bir Vapurumuzun — yaptığı pp üzerinde parlıyor.. i Hepimiz şezlonğlara uzanmiş İtalyan denizlerine doğru akıp giden suları seyrediyoruz. itara ve keman ileri in ği pir bizimle meşgul... Kahkaha şe haline inkılâp etmiş ci ekli 150 genciz. Herkes bize gıpta ile ŞE al ELE yorlar sanki.. n Âtina sefiri ile ayni akla siiyoruz. Em re aynen şöyle söylüy: — Ne neşeli, ne kibar insanlar. Belli ki mesut bir vatanın çocuk- ları bunlar.. Hakil Mr Kk sefiri çek doğru li sut bir vata- nın mesul im Hür, denizler kalir hür bir milletin parçasıyız... Neşe, kahkaha, ha- yat, Berk ğlen #ylie şimdi > im hakkımız!.. Yabancı bir mide, yabancı ii deniz üzerin- de daha iyi hissediyoruz. # Sr t “Ayni vapurda 30 kişiden mü- rekke; heyet te gidiyor. Bunların şefleri bizimle temasa gelerek bir gece eğlenc 6 si tertip edilmesini teklif gittiler. ok parlak bir gece idi. Yıldı lar semada pırıl si eN ilik — Neşeniz bizi kıskandırdı, Si- >. zin aranızda bu gece bir geçirerek gençleşmek, g Napoli ve erin uzaktan görünüşü bayramımız — refine bu bir balo veriyor. Vaj aa aşağı Türk ve m bayrakla- rile donatılmış. Geminin e inip çıkıyor.. ri durmadan gönderdiği davetnamenin ilk iki satırını naklediyorum: «Teofil iin süvarisi bu gece ye tesadüf e Türkiye milli Bağrali Geni bir balo tertip etmiştir. Bu şerefli eğlenceye si- zin ER iştirak buyurmanızı rica eder.. 2 saat on... Vapurun birin- ci sınıf Vi ve ei > trikler m 'parlıyo: öm yerleştiler. E Ortaya da üç bene Kaanlar e kanapede andan; ikinc ie Fransanın Dn sefiri ve diğerinde de tesa- düfen bizimle seyahat eden me- busumuz Necip Ali bey bulunu- yordu. > Merasime tam onda başlandı. Galatasaray çe evvelâ mun- tazam bir marseyyezi, sonra ei in söylediler. Ondan Necip Ali bey türkçe bir Zak irat ederek Türk Seyfeddin beyler tarafından Dis, yano ve viyolonsel ile bir konser . verildi, a klâsik parçaları müteakip” z sonra Sr sefiri kalkarak bir ağ aş itine son 10 na bir misal ea etmekte oldu- ğunu tebarü irere rek sözlerini aynen şöyle çi * — Eğer bir ei olursa ne ne Türkler, ne de Fransiz- lar mesuldür. aa Türkiye!.' an Fransa.. Bütün vapurun e eha çınlas — Yaşasın Türkiye, yaşasın” Fransa!.. Napoli tl güneş doğu-: — ia dim iz hakkak şeyi! inin a muz ği Ml gd ve musiki memleketine doğru koşup duru-, yor... Esat Mahmut | binli ihya etmek bi bsi ağ yıldızların altında ken sile söyliyelim, ölelim, eğlenelim ber e Kabul...» sesleri. Evvelâ bop birden Amerika marşını söylediler.. Alkışla dik, Ondan sonra biz istiklâl marşını okuduk.. r bu sefer bir alkış tufanı kopardı. Yavaş, yavaş bü- tün vapur halkı etrafımızda top- lanıyordu. Onler söylediler, biz söyledik, onlar okudular, biz oku- duk, onlar çaldılar, biz çaldı öylece neşe, kahkaha içinde saatler geçti... Herkes gülüyor, oynuyor, eğleniyordu. Nihayet gece yarısı oldu. «Teo- il yenin» kampanaları ağır ağır çalarak yatmi anı geldi- ğini haber veriyordu. Amerikalı- ların reisi ortaya çıktı. bütün kuvvetile haykırdı: — Yaşasın m e Kemalistle yaşasın iz - Amerikan ia fırlıyan sesler rüz- gâr gibi dakikalarca uğuldadı., ' orra - borra!.. Wi ..a ” 23 temmuz gecesi... mari e ay ME parlıyor.. Vapur doğru koşup du- yor. Her tarafta bir hazırlık.. Te eofil 2 süvarisi yemi Bafrada güzel bir spor günü ai amal rraışini en misafirlerine verdiği ziyafet 8 Geni Ky ile Sam: İn fabrikası takımları Baha 28 2 Kasabamı a spor faaliye! kaza- ları dıracal dar ileridedir. Spor kulüplerimiz civar spor teşekküllerile sık sık temaslar yapmaktadır. Bafra Gençlerbirliği Samsun tütün fabri! İN or kulü übünü bir futbol maçı yapmak üremi a davet lerce inin huzurunda hakem Ziya beyi iu ettiği emsaline nadir tesadüf edi- lir icini bir havâ içinde cereyan ii ve Gençlerbirliği bire karşı üç sayı ile T.F.S. takımını yenmişi ime ii dı b i e A