İİ A ii e enn Sahife & 22 Temmuz 1934 Mahrukat il Gedilpaanda Cami 12 pumarada oturan Ali bey yazıyor: Belediye ikti müdürü beyin gaze #elerde çıkan beyanatına göre İstan- bulda pahallık ye thtükür yokmuş. Be. İediye ktisi müdürü bey tarafından oraya atılan bm iddia, manlesef vaz Yeke uymuyor. Mineli mahrakat şir. Geçen sene 230-240 kuruşa alınan odur nun çeki, bu sene, 200-400 kuruş ür. Genş geçen sene bu mevsimde kö mürün okkasini 2 kurusa alırken, sim- di ayni mevsimde kilomumu 5 alıyoruz. Okka ile kile küsur gramlık bir fark varmıs, bunun ne ehemmiyeti olabilir? Bey ve efendi Jâkapları Yeniköyde | C. imz suyla deniyor bi Bendeniz basta, viyer. hat men sal bir kadınım. Köşemde. Akşam gez Zeteni yeyâne eğlencemdir. Dört bep gün evvel muhterem Akşamda bir sat tarafından sorulanup bir mal vardı. (Bes, yahut efendi) ne demeküir? Bir Hâkap madır?. Akşam da sade sila ve ecek bir cevap vermedi. Mümade ederseniz ben size devap vereyim: Bu ünvanlar türkçedir. Bey demek pek demektir. Eki Türklerde. küvvet ber şeyden yüksekti. Geno de öyledir. Pek demek kuvvetli demekür. Mak yn takdir ve iltifata Ahmet pek, Meh met pek derleremis ve şimdi mubaffei olarak > bey deniyor. > Efendi önvamı ne münnek, ne de müzekkerdir. Na” Zik, sahavetkâr demektir. Haniya elen dice müamele eri, yahni efendice ver. di deler. Anın için beyefendi dendiği ibi hanımefendi de denir. Şimdi mü #andenizle hanımı izah edeyim. Hamm ömemen bir ünvanı senle. Mesel “Ahmet han, Mehmet ban gil Müze esi hanımdır. (Akşam: Bundan bir hafta evvel okuyucumuzun sualine ver- dizimiz cevap, bey, efendi, ağa gibi mösyö kelimesinin muadili muhtelif ünvanların kullanılma- 81 doğru olmıyacağına ve bir gün cumhuriyet hükümetinin de bun- ları birleştireceğine mütedairdi. rıki cevabı, ilk kariimizin suali. ne cevap olmamakla beraber neşrediyoruz.) Pis, çamurlu, karanlık sokak Feriköyünde / büyük Yeni sokakta eluran Ahmet Turhan bey yazıyor Sokağımız oldukça büyük, kala Fakat elektrik Tâmbaz karanlıktır. Senelerden. beri kaldırımları tamir. edilmediğinden kömebek yuvasına benzer. Yağmurlu havada yarıbele kadar gamurlura ba. esi vardır amma her zuk ve çatlak olduğundan sokağı göle den ve garmura garkediyor. Saat 20 sonra” buradan Çünkü yanbele ka ikap eder. Bu yeti İliği da pa cak günlerde ciyafa yayılan koku yüzün. den evlerimizde pencerelerimizi açan myoniz. Bütün sokak halkı hastalandı Beyoğlu belediyesinin nazarı dikkatinizi gekmenizi icn ederim. Fena ekmekler (Çenelköyüride oturan bir. okuyucu. Köyümüzde çıkan ve balka satılan ekmeklerin cinsi bozuktur. Ekmeklerin tenginden. bunların imalinde kulanılan wnların, belediyece tesbit edilen geç niye uygun olmadığı anlıyor. Bu ka bi değilmiş gibi, ekmeklerin alt tarafları da, koyu bir toz tabakasle doludur. Bu. yun yeşâne sebebi, ekmeğin pişirildiği fırın hiç süpürülmemei > ve yahat noksan bir suretle süpürülmesdir. Bu toz toprağı yememek, midelermizi ve bağıraklarmız harap etmemek için ek eklerin al abakaların kesip akmaz ğa mecbir kalıyoruz. Belediyenin naz Kar dikkatini çekmenizi çek #ca ede, m İİ ık HAYVANLAR ALEMI Büyük kıtada 280 cabife - 350 resim 4 renkli Java - B çetin harici tablo Bu meraklı, eğlenceli kitabı okudunuz muf, Piyes Taşra için posta Heryerde 150 kuruştur, | Gcreki alınmaz, “Tevzi ve satış merkeri yalnız AKŞAM KITAPHANE 1Z1, Ankara caddesi, İstanbul Para yerine posta pulu da Okuyucu mektuplai | danlığınm tesisi vilâyet Diyarıbe kir (Hususi) — Uzun müddet sü- ren bol yağmur. lar yüzünden bu seneki — zeriyat geçen senekine nisbetle çok faz- ladır. Son ve ilk- bahar zeriyat miktarı © mer. kez ve mük hakatta 11,880 ton buğday ve 4480 ton arpa- dır. Fakat son yağan. sürekli yağmurlar üze- rine ekinlerin bir kısmı yan miş ve bazı yer. pas hastalığı baş gör . Bu arızalardan salim olan mümbit yerlerde buğdaylar. dan bire on ile on beş ve arpalar- dan bire yirmi, yirmi beş ve hattâ otuz nisbetinde hasılat alınacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Ekinler yoldan geçen yolcular görülmiyecek derecede boy atmış- lardır. Buğday ve arpa tarlaları. nın biçilmesine başlanmış ise de yeni mahsul henüz pazara gelme- miştir. Hali hazırda buğdayın ki- losu 3,80 ve arpanınki de 2,80 ku- yerinden muamele görmek- tedi Meyva ve fıstıkçılık: Vilâyetin meyvacılık ve fıstıkçılık işlerine büyük ehemmiyet veren ve a; zamanda ağaç koruma cemiyeti reisliğini de yapan ziraat müdürü Halil bey büyük bir faaliyetle ça- lışmaktadır. v Faiz beyin yüksek yar- dımile idarei hususiye tahsisatm- dan olmak üzere merkez ve Sil. van kazalarında berir fidanlık te- sis edilmiş ve bu sene de meyva- ılık hususuna pek müsait görülen (Çermik kazasında biz umumisince kabul edilmiştir. genin tastikinden sonra ziraat da- Dolu Konyanın bir köyünde mühim zararlara sebep oldu Konyada çıkan Babalık gaze- tesi yazıyor: Kadınhanın Zengen köyüne geçen pazartesi günü saat 17 sularında yumurta boyunda dolu yağmağa başlamış ve bir sa- at devam etmiştir. Dolunun, köyün 388 dönüm ar- pa ve 1082 dönüm buğdayını bir kök bile bırakmadan mahvettiği öğrenilmiştir. Köy halkı, yardım için kayma- kamlığa müracaat etmişlerdir. In- sanca zayiat olmamıştır. 27 haneden ibaret olan bu köy halkı her an için yardıma auh- taç bir haldedir. Cumhuriyet hü- kümetimizin şefik himaye ve yar- 'dımını beklemektedir. beyi iresi Çermikte de faaliyet sahası- na geçecektir. Bu sene merkez ve Silvan fidanlıklarında elma, ar- yaut, kayısı, şeftali, kiraz, tut, ay- va, nar, incir, gaziantep ve çam fıtığı, ceviz, badem, akasya, ka- Taağaç ve saire gibi meyvalı ve meyvasız ağaçlardan yüz bini mü- tecaviz fidan yetiştirilmiş ve bun- lardan yirmi bini mütecaviz fidan ve dört bin adet çilek fidesi halka. meccanen dağıtılmıştır. Bununla beraber Diyarbekir ve mülhakatında mevcut meyva cins- lerinin evsafı güzel nevilerle ıslah ve çoğaldılmak üzere Ankarı Kastamomu, Malatya, ve Elâziz vi- lâyetlerinden üç bin adet elma, armut, kayisi, şeftali ve kiraz ka- lemleri getirilmiş, bunların bir kis- mı meraklı bahçe sahiplerine mec- canen verilmiş, diğer bir kısmı da aşı mütehassısile ziraat fen me- murunun mezareti altında islaha muhtaç meyva ağaçlarına tatbik edilmiştir. Vilâyet dahilinde had- siz hesapsiz derecede yabani sakız. ağaçları vardır. Ziraat dairesi bunlardan aşi ka. bul edebilecek olanlarını aşı tehassısına tetkik ettirmiş ve bun- ların Gaziantep fıstık aşısile isla- hı için geniş mikyasta faaliyete Yeşil fıstık Bu sene Birecik havalisinde mahsul çok iyi Birecik 16 (Hususi) — Birecik ve havalisinde, yeşil fıstık mahsu- lü biç bir yıl bu derece bol olm yaştır. Bu mahsul için en tehli- keli addedilen nisan ve mayis ay» larında - iki üç köy hariç - ha: ların müsait geçişi fıstık sahiple- rinin yüzünü güldürmüştür. Rekolte; Halfeti nahiyesile, bik. bassa Fırat nehri boyundaki Çarı dak, Tueş, Anyran adlı köylerde külliyetli miktardadır. Henüz ağaç üzerinde bulunan bu mahsulün kilosu - tabimin su- le - 24 kuruşa satılmakta Bu bolluğa rağmen fintin di memesi, Gaziantep, Nizip ve has valisindeki yeşil fıstıkların azli ğnmdan olasi gerektir. FK a tatbik edilen Gazlantep fıstık tuttuktan sonra ziraat müdürü Halil ve fen memuru Müsti tarafından kontrol ediliyor Diyarıbekirde meyvacılık Diyarıbekir yakında ikinci bir Malatya olacaktır geçmiştir. Bu sene aşı müte- bı 1 marifeti- le Gariantepten seçme © suretile getirtilen beş bin adet fıstık aşı kalemi merkez ve Çermik ka- zaları dahilinde- ki sakız ağaçlar na aşılandırık- mış ve müsbet neticeler (o elde edilmişti. Bir i kaç © seneden beri bu islah ameliyesine te- şebbüs edilmiş ESKİ BIR İRFAN MÜUESSESESİ Galatasaray hatıraları Eg Bir gün müdür Abdürrahman bey merhumun odasına gitmek icap etmişti. Dışarı çıkmak için izin İstiyecektim. Feyzi efendiyi karşısına almiş, Sadi ve Hafız Şirazi hakkında derin bir hasbi- hale “dalmışlardı. Feyzi efendi Hafızın bazı beyitlerini okuyor- du, Abdürrahman bey vect için de ve uzun siyah tesbihini çeke- rek dinliyordu. İçeri girdim, mü- dür beyin hemen uzanıveren eli- ni öptüm ve beş on dakika ayak- ta bekledim. Biraz fasıla | verdiler, Âbdür- rahmen bey: «Ne o Molla?» de- di, derdimi anlattım ve izinimi aldım. O mektepteki fikir ve tahsil hürriyetine ve o mektepteki düşünceli ve geniş malü: muallimlere - o zamanı dü rek söylüyorum - başka yerde na- dir değil, hiç tesadüf edilmezdi. Şeref Yalnız Abdürrahman bey zaman ve muhiti hocamızdı. Derste güldürücü hi kâyeleri ne kadar mebzul idise, olduğundan evvel: | bilhassa Osmanlı larihi derslerin- ce aşılanmış olan sakız ağaçların- da meyva gözlerinin teşekkül et- meğe başladığını gören alâkadar köylülerin hevesi bir kat daha art- maştır. Gelecek sene Çermikte fis- tık mahsulünün alınacağı tahmin edilmektedir. Vilâyetin ziraat faaliyeti böyle devam ettikçe üç sene sonra Diya- ribekir vilâyeti meyvacılık it rile Malatya ve fıstıkçılık husu- sunda Gaziantep derecesinde yer tutacağına ve belki de ihracat iz. İki senedenberi tek- irine çalışılan çilekler dahi İstan: bula has olan itib; asında büyük bir rağbet ir çok bahçel | de çileklik ihdas edilmektedir. Ekinlere ve bağlara musallat olan yaban domuzlarina karşı rek avları muvaffakıyetle yapıl maktadır. İki üç aydanberi Çer- mik, Osmaniye ve merkez kazala- ri dahilinde devam etmekte olan (domuz mücadelesi | neticesinde şimdiye kadar 174 adet domuz öl dürülmüştür. Bir kaç aydanberi Fnseti devam eden tarla fareleri müca- 'delesi de muvaffakıyetle netice lenmiş ve ekinler hasardan kurta- rılmıştar. Cellât gölü Asıl kurutma işine 29 ağustosta başlanacak İzmir civarında in Cellât gö- lünün kurutulmasına çalışılmak tadır. Asıl kurutma ameliyatına 29 ağustosta başlanacaktır. Tepeköyünde bulunmakta olan 'dört kanal açma makinesi bugün- lerde Kuşadasına sevkedilecek ve ik ameliye Kuşadasinda Küçük Menderes mansabından başlıya- caktir, Bu ameliyat tedricen yu karıya doğru ilerliyecek, güzer- göh üzerindeki Küçük göller ku- Futulacak ve nihayet açılar yeni Baccradan Cellât gölünün sulari denize akıtılacaktir. Bundan sonra da, Tirenin Ha- hüseyin köprüsüne Kadar Men- deresi yeni mecrasi açılma! başlanacaktır. ile © de o nisbette ihtiyatlı hareket ederdi. Hiç unutmam, hususi im- tihanların birinde süje olarak Ya- yuz Sultan Selimi vermişti. Ça- bucak yazdık ve verdik. Ertesi ders imtihan numaralarını gay- Ti resmi olarak okudu. Aferinle- rinden cesaret alarak (Yavuz Sultan Selimin bir sürü masum- ları boğazlattırması. bir cinayet değil midir) diye soracak oldum. Yüzü kıpkırmızı oldu, bana sert sert baktı (olur yerine münase- betsiz herif) diye adamakillı çı- kışta, Son ders paydotunda © kendi odacısı geldi ve beni alıp müdür beyini odasına götürdü, korkudan dizlerim: titriyordu. İçeri gi 'Hiddetli * hiddetli gene yüzüme baktı: «633, dedi, cinayet oldu. ğunu bildiğin bir şeyi bana sor- maktaki maksadın nedir? Seni bu mektebe yerleştiren zat sana biraz zamanenin pe olduğunu anlatmadı mı... Anlatmıyor mu? Bir daha böyle şeyler sorma ki- tap önündedir, ne varsa orada yazılıdır ve onlar da kâfidir Ak lezvouzem?. Bu «defol» demek olan son tabı üzerine eline vardım öptüm. ve özür dileyerek çıkıp gittim. Abdürrahman bey merhum bu azarlarile hem beni zamanın İca- meğe davet ediyor, hem de sorulan şeyin katillikten ve canilikten başka bir şey ok madığını tasdik etmiş oluyordu. Beni mektebe yerleştiren zat hem akrabam, * hem velim olani eski sadaret tercümanı ve şimdi inhisarlarda bulunan Hayreddin beydi. Mektebi mülkiyede ve er- Kâni harp mektebinde tereümei resmiye muallimliği | yapmıştır, bir seri tarihi eserleri vardır. £ eimek lâzım gelir ki Fransız hocaları arasında, Türk mayallimler kadar hürmet telkin etmiş hocamiz yoktu, En değerli- leri fizik ve kimya muallimi ve fakat son numara patavatsızlar- dan olan M. Sere idi, en centilmen: leri de fransızca kitabet hocamiz. Lekomblez idi. En tatlı takri olani tarih muallimi M, Şarve idi. Bu zatın ifadeli kalemiyesi de pek sade ve pek sevimli idi, Ne güzel sfastarih ile. ederdi eva 8 Ml im Kr Kİ Game aa ğer