m e mmnnli 22 Temmuz 1934 'AKŞAMDAN AKŞAMA Futbol köyündeki sahasında Vi- ir takımla Fenerliler ara- #ındaki futbol maçını. seyrettim. Maçın tafsilâtm yazacak değilim. Eşref Şefik bu işi hem radyo ile, saniyesi saniyesine mükemmel su- rette yaptı, hem de, ertesi gün Akşam'da yazdı. Radyoda Eşrefi inliyenler, tıpkı maçı seyrediyor gibi heyecan duymuşlar. Bu yeniliği ilk olarak tatbik et- tiğinden dolayı Fener klübünü takdir etmek âzimdir. Feneri, Kadıköyünde vücuda getirdiği © güzel spor sahasından dolayı da tebrik etmek isteriz. Spor faaliyet- lerinde büyük muvaffakıyetler el- (de etmiş, ve Zeki gibi bir futbolcu yetiştirmiş olan bu genç ve çalış- kan sporcularımızın tam man. medeni ve modern bir spor kli Sü yapmak hususundaki gayretle- Fini teşvik etmek Iâzimdir. | Geçen hafta Yugoslavlarla ya- pılan maçı da seyretmiştik. Fener- lilerin iki haftadır çok güzel oy- nadıklarna şüphe yok. Hattâ üstadı bile aratmadıkları oluyor. Fakat bu iki maçı da seyrettik- ten sonra düşündük: En mükemmel şekilde futbol oynamaktan maksat nedir? Fut- bol, nihayet bir spor olduğuna gö- Te, her spor gibi, bunun gayesi de insan bedeninin inkişaf ve tekem- mülü değil midir? Halbuki son iki maçta dikkat ettik; Gerek Yugoslav, gerek Vi- yana takımlarındaki oyuncuların hepsi beden itibarile mükemmel insanlardı. Boyları, bosları yerin- de, iri yarı, yaltiz - topa vurduk- ları için - baldırları değil, beden Hulâsa, insanlar... bizim çocuklar, ekseriyetle ufak tefek, çel boysuz... Bu vaziyet bile iki t kım arasında müsavatsızlık yara- yor. Bunun sebebi nedi Fena bir spor terbiyesi bedene ve akla hizmet etmek umumi ve tedrici olmalıdır. Fut- bolcu, bedeni mümarese görmüş atletlerden ayrılır. Halbuki bizde, genç çocuklar hemen futbole baş- İiyorlar, kazrulup kalıyorlar. spordan Bunun önünü almalıyız. Futbol eya sair hususi adaleye muhtaç sert sporlara girmeden evvel, gençlerimiz, bedeni inkişaf etti. ren umumi sporlara heves etmeli, ondan sonra şu veya bu şubeye ayrılmalıdırlar. Aksi takdirde hiç bir zaman futbolu Avrupalılar ka- dar iyi oynıyamayız. Daima mağ. lâp oluruz. Bundan başka nesli- imiz harap olur. Spordan bekledi. imiz de Türk ırkının ufak tefek, ? gelimsiz olması değildir. Akşamcı A m ie AKŞAM geceli gün. çalışmaktadır. Fabril mühim bir kısmını Ame rika siparişlerine yetiştirmekte dir. Şimdiye kadar Amerikaya pılan nümune satışlarından neticeler elde edilmiştir. İnhisarlar idaresi likörleri halis meyvadan yapıldığı için çok be- öenilmiştir. Bilhassa çilek, vişne rikası son günlerde di gibi likörlerin Amerika piyasa- sında daha geniş bir talep göre“ ceği ümit edilmektedir. Likör fabrikasında | konyak imaline de ehemmiyet verilmekte dir. Yeni yapılan konyaklar, bir iki sene sonra piyasaya çıkarıla- caktır. Fındık fiatlerinde durgunluk Fındık fiatlerindeki durgunluk devam etmektedir. Geçen hafta fiatler bu durgunluğun tesirile 2 kuruş düşmüştü, Fiatler 35 kuruş üzerinde durmuştur. Almanyadan. ber sene olduğu gibi, geniş talep- | ler yoktur. Kurşun hırsızı Polis tarafından iş başında yakalandı Sabıkalı kurşun hırsızlarından Aksaraylı Salâhaddin dün gece yarısı sokaklar tenhalaştığı bir m- rada Sirkecide Erzurum hanma sokulmuş ve hanın büyük pence- relerindeki parmaklıkları sökme- ye başlamıştır. O sırada yoldan geçen devriye- ler gürültüyü duymuşlar ve hanın duvarına tırmanmış bir adamın demirleri kestiğini gö vaşça sokulup kendisi da yakalamışlardır. Azılı hartız. pencerelerin parmaklıklarını Izmir - Ankara ve İzmir- Istanbul telefonları İzmir - Ankara, İzmir - Istanbul otomatik telefon muhaberesi için yapılmakta olan tesisata bir tevak- kuf devresinden sonra ebmmiyet ve sliratle tekrar başlanmıştır. Telefon direkleri mubteli metlerden biribirine doğru dikil- mektedir. “Alâkadarların »rdikleri malâ- telefonu teşrinievvel ortalarında işlemeğe başlıyacaktır. | Diye hanım Temin: ŞEHİR HABERLERİ Likörlerimiz Amerikadan çok sipariş geldi Alacak meselesi Şilede bir korucu öldü- rüldü, katil tutuldu Şilede alacak yüzünden bir ci- ayet olmuştur. Şilede korucu Şükrü ile Hayri isminde birisi ötedenberi bir ala- cak davasından sık sik kavga edi- yorlarmış, Aradan uzun bir zaman geç- mesine rağmen bu iki kavgaci geçenlerde gene karşılaşmışlar ve. kavgaya tutuşmuşlardır. Bu defa bunlardan Hayri, korucu Şükrüyü muhtelif yerlerinden yaz ralıyarak öldürmüştür. Vakayı mütakip Hayri mahalli zabıtasi tarafından ykalanarak muhake- me edilmek üzere mahfuzen İs- tanbula © gönderilmiştir. Evrak ağır ceza mahkemesine verilmiş- vir, Diplomasız ebelik yapan bir kadın yakalandı Kadıköy civarında oturan Hüs- bir kadının ölede beride diplomasız ve rubr- satnamesiz olarak ebelik ve dok- torluk yaptığı haber alınmış tahkikat neticesinde cürmü tespit edilerek kendisi yakalanmıştır. Hüsniye hanım evrakile birlikte mahkemeye verilmiştir. Uygunsuz kadınlar Son zamanlarda bazı gazinolarda bir takım uygunsuz kadınların toplandıkları ve geceleri bir çok münasebetsiz vakalara sebebiyet verdikleri nazarı dikkati celbet- tiğinden bilömum polis merkez. leri kendi mıntakaları dahilindeki bu gibi yerlerde sik sık araştır. ma yapmıya başlamışlardır. Iki ekmekçi tekini ağır surette yaraladı imrük civarında Hasan ve Ali isimlerinde iki kişi öte- denberi mahalle aralarında ek- | mek satmak yüzünden sik sık kavga ediyorlarmış. Dün Hasan | o civarda bir mahallede gene ek- mek satarken Ali karşısına çık- mış ve o mahallede yalnız kendisi ekmek satacağını söyliyerek Ha- sanı kovmak istemiştir. Hasan bu ihtara aldırış etmi- yerek gene ekmek satmaya de- vam etmek isteyince bu iki, ya- kip arasında kavga | başlamıştır. Sokak ribirleriı bunlardan Hasan yanında faşıdı- Zi ekmek bıçağile Aliyi başından ve karnından tehl ralamıştır. Vakaya yetişen polisler Aliyi baygın bir halde hastaneye kal dırmışlar, Hasan da elinde biçak: la kaçarken yakalanmıştır. ikeli surette ya | Ecnebi işçiler Bu sabahtan itibaren kontrol başlıyor Küçük sanatların Türk tebaa- sına tahsisi hakkındaki kanunun tayin ettiği birinci mühlet dün bilmiştir. Her nahiyede kanuna tinde olan ecnebi işçilerin listele- Ti çıkarılmış ve vilâyete gönderil- Vilâyet, listeler üzerine bü- tün ecnebi işçilere birer tezkere göndermiş ve işlerini terkede- cekleri tarihi bildirmiştir. Bu sabahtan itibaren her nahi- yede zabıta umumi bir kontrol ya- Pacaktır. İşini terketmek üzere Yilâyetin tezkeresini alan ecnebi işçilerin isimleri malüm olduğun- dan polis bugünden itibaren ların işlerini terkedip etme: birer birer teftiş edecek, tebliğa- ta rağmen hâlâ işini muhafaza etmekte ısrar edenlerin işlerine devam etmeleri zabita marife- tile menedilecektir. Hangi işçinin ecnebi olduğu zabıtaca malüm olduğundan za- bıta kontrol hususunda müşkülâ- ta uğramıyacaktır. Odun fiati Mektepler için geçen seneden ucuz odun alındı lke odun almak üzere açılan münakasa bit- miştir. Beş bin küsür çekiyi mute- ahbit şu fiatlere vermeği taahhüt etmiştir: İstanbul semti mektep- leri için çekisi 229, Beyoğlu sem- ti için 223, Üsküdar tarafındaki mektepler için 226, Adalar için de 229 kuruş. Odunun yarısı meşe, yarısı da gürgen olarak verile- eek, nakliye, istif, kesim masrafı müteahhide ait olacaktır. Geçen sene biraz geç olmak- la beraber, vilâyet, mektepler odunun çekisini vasati olarak 260 ale etmeğe mecbur ol. auştu. Bu sene odun fiatleri geçen se- meye nazaran daha pahalı olduğu halde mektepler için odunun bu fiate ihale edilmesi hayreti cek betmektedir. Piyasada daha şimdiden odu- nun çekisi 300 kuruşu tecavüz et. tiği halde azami 229 kuruştan bir müteahhidin odun vermeği kabul etmesindeki sebebi tetkik ettik. Evvelâ verilecek odun tamamile meşe değildir. Sonra da bu mü- #eahhit, oduncular arasında ye pılan tröstün haricinde kalmıştır. Sahife 3 EEE Kitap, ipekli kumaş, elbise mallar sergisinde «Ak- şara3 in paviyonunda oturuyor. dum. Biraz ilerideki paviyonlarda bir genç kadını, bir genç kızı da- kikalarca karşısına dikecek en ipekli goraplar, en güzel kokulu lâvan- talar, en güzel kokulu pudralar, rujlar, sonra daha ilerideki pavi yonlarda elmaslar, altınlar, inci İlr, bilezikler, yüzükler, küpeler, ele Bu güzel eşyayı teşhir eden pa- viyonların önünden | geçerken içimden: — Bunların yanında bir kitap ve gazete paviyonu kim bilir ne kadar tenha kalır Paviyonun önü lan söyliyeyim gözlerime inana- #aadım. İçerisi genç hanımlarla dolup. Boşalıyordu. Geliyorlar, teşhir edi- len kitapları uzun uzun tetkik edi- yorlar, yapraklarını çeviriyorlar, hifelerini karıştırıyorlar, fiatle- rini soruyorlan — Bu roman serisinden daha başka çıkmadı mı?, Diye malümat alıyorlar. Demek ki renk renk ipekli ku- maşlar, ipekli çoraplar, en güzel kokulu lâvantalar, en güzel koku- lu pudralar, rujlar, elmaslar, ak tinlar, inciler, bilezikler, yüzükler, küpeler, iğnelerin yanında bir genç kadın gözünü kitap ta meş gul edebiliyormuş! Bir genç kadın gözünün önün- de kitabın ipekli kumaşlar, elmas- rekabet etmesi, doğrusu pek hoşuma gitti. Memleket maarifi namına mem- nun oldum. O Hikmeş Feridun Üniversitede lisan dersle: Geçen sene üniversitede lisan bilmiyen talebe için mecburi kurslar açılmıştı. Fakat kurslar faaliyete geç başladığı için talebe den bir çoğu pek az devam ede- bil ve az semere elde edil üzdeki kış itibaren ecnebi dili derslerine bir kat daha ehemmiyet verilecek ve tlerinin bir araj gelmemesi için bir program yapılacaktır. Prag, Barselona ticaret mümessilleri Şehrimizde bulunan Prag, Bar. selona ticaret mümessilleri Türko- fis şubesindeki tetkiklerini bitir. mişlerdir. Yakında vazifelerine gideceklerdi Amca beye göre!.. — İktibas ve tercüme hakkı mahfizder — yay Lİ lı — Alt, yildir, Galatasaray lisesinde aşılan yerli mallar sergisini... Bir tihan yerine benzetiyorum Amca bey, > Meselâ bir kunduracı Böz nuru, alın teri döktükten sonra. bir yl e Gelip burada imtihan oluyorle.. A, B. — Ayni zamanda halkı da imtihan ediy, — Nedeni A Bi — eYerli mala rağbet ten.