16 Temmuz 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

16 Temmuz 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Temmuz 1934 Sahife 7 Bataklı damın kızı Bu güzel filmin mevzuunun ik'nci kısmını anlatıyoruz İŞehir. tiyatromı artirleri tarafından. Dura civarında Çalı köyünde çevir mekte olan Bateklı damın kızı filminin birinci kısmını cumartesi müshamızda anlatmıştık. Bu kasını hülüs ediyoru Aysel iaminde bir kazı Satılımışzade minde bir genç kandırıyor. Kiz hamile kaliyor. Satılmişzade kızı sokakta bi rakıyor. Kiz dava ediyor, Mahkemede Sarık. zade yemin edeceği srada Aysel “Çocuğumun kabasının yalan yere ye min etmesini istemem, davamdan vaz seçiyorum diyor. Herkes kıza hakir nazarla bakıyor Kiz sokakta kaliyor. Köyden Ali kıza acığor, sarmanlıkta yatması için babası pin esasını aliyor. "Nlikim sevdiği” şehi Bir mişanlıs vardır; Gülsüm. Gülen Bataklı damın kızının. Alinin evinde olduğunu haber alınca; «Dünyada bu eve gelin git mem. Ya ben, ya e...» diyor. Aysel Alinin sondetini bozmamak. için ora” dan kaçıyor. Gülsüm nişanlısı ile barışıyor. Artık evleneceklerdir. Alini kadaşları: ir kaç gün sonra dünya evi" ne gireceksin.. Gel son bir bekâr- lık gecesi yapalım., diyorlar. O gece kasabaya iniyorlar. Ali kendisini bilmiyecek © derecede içiyor. Arkadaşları da körkütük sarhoş oluyorlar. Bu sırada arala- rında bir kavga çıkıyor. Ali sarhoş olarak köye geliyor. Ertesi gün köyde gazetede şü müthiş havadisi okuyor: «Dün gece kasabada bir cinar Jet olmüştur. Ali ve arkadaşları bir yerde içerlerken aralarında kavga çıkmış bunlardan biri öl. dürülmüştür. Katilin kim olduğu belli değildir. Cinayet bir sustalı çakı ile yapılmıştır. Cinayet esna- sında çakinın ucu kırılmış ve yâ yanın içinde kalmıştır. Bu kırık çakı ucu zabıtanın elinde mühüm. bir delildir», > Bataklı damın ku Ali gayri ihtiyari elini cebine götürüyor. Sustalı çakısını çıkarı" yor. Bir de bakıyor: Ucu kırık. üthiş hakikati anlıyor: dürmüştür. Çakıyı kaldırıp soka ğa atıyor. Fakat Alinin babasi oğlunun çakısını attığını Onun ucunun kırık olduğunu an- layınca zavallı ihtiyar fena hal de şaşırıyor. Oğlu katildi Aki babasina her şeyi itiraf ediyor: — Nasıl bu işi yaptığımı biç bilmiyorum!. diyor. Baba oğul doğru Gülsümün evine gidiyor. | ler. Gülsümle babasına her şe- yi söylüyorlar. Ali olardan te- selli beklerken kızla babası: —A... Bu şerait altnda dün- yada düğün olmaz. Yazık düğün için de bu kadar masraf etmiştik. Her şey bozulsun!... diyorlar. Aki artık saadetini kaybetmiş- tir. Üstelik almnda bir de katil damgası yardır. Dağa kaçıyor. Dağdan dağa dolaşırken bir gün Bataklı danim kızına rasgeliyor. Aysel — Sen burada ne ariyorsun?, diyor. — Şehirde herkes bana fena kız diyorlar. Kendimi dağa attım. Ya sen... Ali olani biteni, ucu kırık çaki meselesini, nişanlısının kendisini biraktığıni anlatınca Bataklı da- mu kizi: - Katiyen, diyor, sen katil ola" mazsın... Ben sizin evde hizmet ederken senin çakının ucunu kr mıştım. Galiba bir şey doğruyor- dum, Sonra söylemeği unuttum. Senin çakın cinayetten çok evvel kırılmıştır. Ali fevkalâde seviniyor. Batak- lı damın kızı bir taraftan da şe- birli kıza koşuyor: — O katil değildir. Çakmin ucunu ben kırdım. Ali sizi çok seviyor. Ona gidin. «Seninle evle- neceğim» deyiniz. diyor, Fakat filminden Iki sahne zengin bir ikinci nişanlı da- ha peylemiştir. Neticede Alinin katil olmadığı anlaşılıyor. Hakiki katil meyda. na çıkıyor. Bu sitâdâ Ali ile Ay- sel dağda geçirdikleri müşterek günlerde zaten biribirlerini sev- meğe başlamışlardır. Bataklı da- mın kızı Ali ile evleniyor. Filimde Aysel rolünde Cahide, Gülsüm rolünde Feriha Tevfik hanımlar, Ali rolünde Talât, Satıl- mışzade rolünde Mahmut, Gülsü- mün babasi rolünde Behzat Hâ- ki, Alinin babası rolünde Sait beyler oynamaktadırlar. Filmin musikisi Cemal Reşit Bey tarafından yapılmaktadır. Ce- köyüne e gelmiştir. Sinema haberleri Amerikanın Pensylvania hür kümeti, Marlene Dietrichin, Emil Yanings ile birlikte çevirdiği «Mavi melek filminin gösteril. mesine müsaade etmemişti. Ara- dan dört sene geçtikten sonra gimdi bu filmin gösterilmesine müsaade edilmiştir. * Kıbrıs hüküm; sizliğa teşvik ettiğinden X Yapılan bir istatistiğe göre mayıs ayinda o Macaristanda 1 Macar, 8 Alman, 17 Amerikan, 1 İngiliz, 1 Çek filmi gösterilmiştir. » Berlinde «Evin saadeti» is. minde bir filim çevirilecektir. Baş rolü Magda Sehi caktır, Gustav Froelich te genç adamın romanı» isminde kir filim çevirecektir. k Amerikaya bir çok Alman sahne vazileri gitmiştir. Bunların arasında Erik Charell, Erich Pam- mer, Joe May ve Hans Schvart Fox şirketi, Paramount - Pabst he- | sabına filim yapacaklardır. » Pabstın filminin adı «Harp ölân edildi» dir. Bu filim sulhperve- ranedir, mal Reşit bey bunun için Çali | M. ve madam Curie «otuz beş sene evvel bir temmuz aymda mü- him bir keşif ile bütün dünyanın Bu kasını uyandırmışlardı. karı kocanın bugün hayatta değillerdir. Pierre Curie, Alsasta mütevazi bir aile hayatı geçiren bir mahalle | hekiminin oğlu idi, Pari zek fen fakültesinde yaptıktan som ise gele gok meşgul ol. duğu billürların evsafı” üzerine hazırladığı tezi jüri önünde bü- yük bir küvvetle müdafaa etmi ve parlak istikbaline herkesi inan- dırarak fakültenin fizik lâboratu- vatında çalışmaya koyulmuştur. ilk zamanlarında çok fakir, vesa- itsiz, adeta mahrumiyet içinde bu- lunan bu lâboratuvada genç ve ateşin zekâlı Pierre Curienin. yanı dikket keşifleri biribirini ta- kip etmiş hiç bir mad- di menfaat mukabili olmi | yan bu saf ve samimi hayat bir taraftan Curieyi mesaisinde teşvik, diğer taraftan etrafın ona itimadını celp ve takviye etmiştir. Curie yavaş yavaş şöhreti bu- Tunca yalnız Parisin değil, bütün dünyanın nazarı dikkatini celbe- den bir genç âlim vasfmı almış, fakat onun karakterindeki basit lâyişsiz yaşamak tezahürü, onu bi nişan, refah ve saadet vadeden teklifleri redde sevket- miştir. Picrre Curie 1894 te Pariste fizik tahsil eden Varşovalı mat- mazel Skladouska ile evlenmiş, bii ile fen sahasında da çok iyi anlaşan iki genç gene fakülte lâ- boratuvarında mesaiye devam et- mişlerdir. Madam Curie 1867 de Varşovada doğmuştu. Yani koca- sından sekiz yaş küçüktü, Curie- 'nin ilk keşif ve nazariyeleri haruri mevcelerin evsafı, billürlar mıknatısiyet meseleleri üzerindedir. Karı koca beraber çalışmaya başladıkları zaman Pariste | bir çok ecsamın terkibi hassalarının muhtelif mücerrepler. tarafından taharri edilmekte olduğu devre- ir. İnsan zekâsının, tabi selerini ve cisimleri terkip iti Je tahlil ederek basite irca etmek sevki, çok eskidenberi her ilim | sahasında keni göslermiş- tir. En evvel feylesofların müfek- ini işgal eden bu mevzu ya- yavaş riyaziye, fizik üleması- | nın meşgalesi olmuştur. Epicure | ye Dömocritein çok evvel zeval Fi mümtet ve mudil görünen | Badiseleri biribirine benzer, gayri kabili inkisam ecza haline irca et- mek şeklindeki izahları, bilhassa atomun evsafınin daha iyi malüm. olmasi o zamanın fizik ülemasıni ecsamda madde ve kudretin inki- sam kabul etmiyecek eczasıni ve ve hadi Aero ekspre: neşretti bava seferlerinde yeni tip tayyareler kullanma; tayyareler, Italyan hava mareşalı Balbonun Italya— Amerika bi seferinde kullandığı 66 Sausy tipindeki büyük tayyarelerdir iz bu yeni tip tayyareler, ve 24 yolcu almaktadır. Tayyareler bütün konforu haizdir. Radium ve madam (Curie) Curie ailesi keşiflerile insaniyete büyük hizmet etmişlerdir enerjiyi aramak yoluna | sevket- mişti. İşte bu'tarz mesaidir ki bi- ribiri arkasına yeni cisi yeni kudretler olmuştur. Curielerin çalıştıkları rontgenin yehi keşfolunduğu bir zamandır. Herkes Vormpurgta profesör Rontgenin yeni bulduğu bu şunın ovsafını mülaleaya ko- yulmuş ve bilhassa ecsamdaki (floresans ve Fosforessans) ile rontgen şunatmın zuhuru arasin. daki münasebetler araştırılmıştı. İşte bu ve mösyü ve madam Gurlenin karsı- sına ccsamda yeni bir hassayı devre müteakip mesai, (Radyo aktivite) yi ve gayet me- todik bir taharri neticesi de (radi- um) ci çıkarmıştır. Onun diyeceğiz ki radyonun keşi hiç bir zaman bir tesadüf değil, ilmi, metodik bir araştırmanın ta- ir neticesidir. Radyomun keşfi bütün dünya ilim âleminde, yeni bir devir açan muazzam bir hadise halinde kar- şılanmış, fakat Curleleri katiyen şımartmammıştır! Pierre Curie bu cismin istihsali, evsafının daha iyi mütaleası için mütemadiyen daha mükemmel bir lâboratuvar kurmaya çalışmış, kendisine yapı lan bütün teklifleri bu uğura sev- ketmiştir. Curie sırasile kolejde ve üni- versitede hoca olmuş ve 1906 da. bir otobüs kazası neticesi, Pariste vefat etmiştir. Vefatında kürsüsü madam Curieye verilmiş, o da ve- fatıma kadar gerek kürsüsünde, gerek Curie mücssesesinde mesa- isine devam etmi; Radyom, şimdi tababet na intikal etmiş bulunuyor. Bir gok hastalıklarda müthiş bir kud- Tet olarak kullanılan bu cismin inşiaatı, bilhassa (kanser) e karfi mühim bir silâhtır. Bugün her hangi bir kanser vakası kar 'da elimizde üç mücssir vasıta var- dır: Bıçak, rontgen, radyom!, Va- kasına göre bunlardan birini inti- hap eden hekim, elbet onu insani- yete bulup verenlere karşı daimi bir hürmet besliyecektir. 1923 te radyonun keşfinin yir- mi beşinci senesi münasebetile Pa: riste yapılan merasimde cumhur reisi madam Curicye minnetarlığını bildirmişti On gündehberi madam Curieyi de kaybetmiş bulunuyoruz. Pari- sin ilim mahallesindeki Curie mü essesesinde ilerilemiş olan yaşına rağmen mesaisine devam eden bu kadının ölümile radyom kâşifle- yünden ikisi de göçmüş bulunuyor. Mösyö ve madam Curie gibi bütün insaniyete hizmet edenlere yalnız Franan değil, bütün dünya ilim âlemi minmektardır. Operatör Kâzım İsmail Fransanın Italyan tayyare şirketi Istanbul « Atina - Brendizi Bu başlamıştır. Resmini saata 230 mil süratle

Bu sayıdan diğer sayfalar: