13 Temmuz 1934 Fevkalâde bir gün Avrupanın en meşhur müdafii de geliyor ingiliz profesyon. Bugün spor tarihimizde eşine tesadüf etmediğimiz bir gündür. © Fenerbahçe stadında Yügoslay- yadan gelen Futbol takim Fe O” merlilere karşı oynıyacak. Ayni saatlerde Taksim stadında da Balkanlardan gelen ( Dekatlen şampiyonlarının bizimkilerde mü- sabakaları yapılacak. Ayrıca, Galatasaray - Beşiktaş çilt maçı oynanacak... Şu saydığımız müsabakalar, âyri ayrı birer cumayı doldura- © cik kadar kıymetli spor hareket © leridir. Hepsinin birden bugüne © tesadüf ettirilmesi dolayısile se- Yirciler ikiye taksim olarak ne- ticede kliplerin zarar görmesi ihtimali hasıl olacaktır. Şu har rekete bu zaviyeden bakınca ca- nımız sıkılıyor. «Keşki hepsi bi den bir cumaya gelmeseydin di yoruz. Anyi işi canlılık noktasından telkik edilince seviniyoruz. Rekabet şeklinde başlanan bu tecrübelerin © küplere “zarara 'malolmamasını ve gelecek cu © malarda da böyle bir kaç mühim maçın birden yapılmasını tömen- ni ederiz. “Bugüni yapılacak Yugoslav ta- kımile Fenerbahçe maçı, evvelki hafta haber verdiğimiz «büyük maçlar haftasının» bir başlangı- erdir. Sari lâcivertliler bugün Yu- goslav takimile çarpıştıktan son- ma gelecek hafta da kuvvetli bir Viyana takımile boy ölçüşecek: dir. Viyana takımından sonra getirilecek takımın ismi üstün şimdilik tereddüt edilmekte- lerini bils yıldırmış olan Avusturya milit takımının göz bebeği artisi Mutbolcu Sesta dir. Fakat üçüncü cumaya da ge- ne güzide bir ecnebi takımını ay- ni Fener stadında seyretmemiz. ihtimali çoktur. Dün şehrimize gelen Yugoslav #akımının kuvvetini buğün saha- da ölçeceğiz. Pazar günkü inti kam maçında da bugünkü netice- ye göre, Fener kadrosunun Viya- nalılara hazırlanan bir yeni şek- Ni tecrübe edilecektir. Önümüzdeki haftaya Viyana- dan gelecek Avusturya takımının bir müdafii Sesta ismindeki ar- tist futbolcüdür, Harikalar takı- ami unvanmı kazanmış olan Avus- #arya milli takımının müdafan te- meli addolunan bu oyuncuyu İn- giliz profesyonelleri bile geç mekle ve onun müdafaa ettiği kaleye gol sokmakta. güçlük çek- mmiştiler. Futbolculukta bu kadar nam vermiş olan Sesta ayni za- manda Viyananın en sevilen şar- kıcılarından biridir. Kendisi mü- him bir ücretle radyo istasyonla- rında şarkı söylemiştir. Binlerce liraya satın alınan İn- giliz muhacimlerinin karşısında müşkülât çektikleri en meşhur bir müdafie karşı oynamak fırsatını el de eden Fener akıncılarının bu- günkü © oyunları önümüzdeki hafta için bize bir Fikir vermiş olacaktır. ... Taksimdeki atletizm müsaba: kalarına gelince; Balkanlarda sincilikler alan Dekatloncular karşısında bizimkilerin sürat ve yarı mukavemet koşularında mu- vaffak olmaları, onların da kon Beynelmilel tenis Ingiliz Avustralyalıyı — yendi Londrada Wimbledon - kortlar yinda yapılan teniz maçlari bü- yük bir rağbet ve alâka ile devam etmektedir. Havaların pek sıcak gitmesine rağmen ber gün bin lerce seyirci, Fransız, İngiliz, Amerikan ve Avustralya şampi- yonlarmın karşılaşmalarını takip etmektedirler. . Bu seneki Wimbledon müsa- bakalarının çok nazari dikkate çarpan bir tarafı da, muhtelif milletlere mensup kadın şampi- yonların da erkekleri takliden kısa pantalonlarla maç yapmala- rdır, Amerikan © şampiyonlarından Shields ile Wood beş sett emağ- lp olmuşlardır. Bir hafta evvelki çarpışmala, da da Fransız şampiyonları te- ker teker sukut ettikleri için tekler müsabakasının final ma- çini Avustralyalı Crawfordla İn- giliz Perry oynamıştır. Avustralyalı Crawford son ma- çi oynamak hakkını Amerikalı Shieldei yenerek kazanmıştır. İki şampiyonun müsabakası çok gü- zel ve pek heyecanlı olmuştur. Oyunun son setinde Avustralyalı ile Amerikalı bir an ayni puvan- larda bulunmuşlardır. Nihai top oynanırken çizgi ha- kemlerinin fena kararlarile Ame rikalı mağlüp addolunmuştur. Halbuki © İngiliz şampiyonu Perey ile diğer Amerikalı Woo- 'dun karşılaşması ayni derecede şiddetli olmamıştır. İngiliz ma- çim başından sonuna kadar hö- kim oynamıştır. Çiftler müsabakasında; Lott - mis Palfrey çifti, mis Har. Craw- addolunan Avestralyalı fordu İngiliz şampiyonu Perry son maçta yenerek ondan da ür” #ün olduğunu isbat etmiştir. Bir boks maçı Nev York 12 (A.A.) — Bok- sör Peter Hayes, boksör Kid Cho- çolateı üçüncü ravntta iki defa yere yuvarlıyarak. kolayca müştür. Üçüncü, 'ravnttan sonra Kid Chocolate, tamamen sersem olmuş- Au ve altıncı ravnt müstesna, mi temadiyen iplerin üzerine yordu. Mütehassıslar Kid Choco- late artık yenilmiş olduğu kana- atini izhar etmişlerdir. Cim Londos Bir aralık serbest güreş dünya şampiyonluğunu | kaybeden Yu: Banlı Cim Londor, şampiyon Cim Brovning ile yaptığı serbestte 1 saat 10 dakika 8 saniyede galip gelerek gene dünya şampiyonluğu ünvanını almıştır. kurları ve mukavemet koşularım kazanmaları © pek muhtemeldir. Gelen şampiyonlar atletizmin bir kaç işinde birden kuvvetli olmak üzere çalıştıkları için koşuları ihtisas yapanlar karşısında tabia- tile pek avantajları olmaz. Maamafih Balkanların en 3€- dik atletlerini göstermek ve ta- sıtmak ailetizm propagandasına yardimi olan bir seydi. “Akşam, ın edebi tefrikası: 30 Her Kalde mühim bir para işi üzerinde konuşuluyordu. Suat Rahmi son haftalar için- de çok yoruluyordu. Anadolu içinde yeni yeni çıkan firmalar | doğrudan doğruya şirketle temas etmek için İstanbula adamlar gönderiyorlardı. Bunlarla temas etmesi için direktör kendisini memur etmişti. istanbulda yıllardanberi yerle- sip Anadolu ile iş yapan toplanci- ar bazan fabrikaları bile aldata- yak giriştikleri malı yükeek Fiat- ilerle satıyorlardı. Museviler, Er- meniler ve Rumlar tarafından ida- re edilen bu ticaret evleri şirkete diş geçiremedikleri için onlardan gok zarar gören Anadolu tüccarı limitet şirketle doğrudan doğruya anlaşmayı tercih ediyoralrdı. Ne garip, ne akla gelmez hile- ler yapılıyordu. Yüz metre hesap edilen topları hususi şartname ya- İ ıp doksana indirip eki ölçü üze- İ rinden satanlar, balyalardan top alarak ayrıca perakende satış ya- panlar, çeşitleri stok edip piyasa- nın dar zamanında ortaya çıka- Fanlar velhasıl her şekilde çirkin fakat her suretle para kazandıran İ bileler görülüyordu. Büyük harp İ yalmız sile bağlarını zedelememiş, | yalnız cemiyet ahlâkını bozmak- | la kalmamıştı. | Ticaret âleminde de çok garip bileler, fesatlar, ahlâksızlıklar be- Tirmişti. Bu emniyetsizlik karşılıklı iti- madı bozmuş ve en maruf mücsse- seleri itibardan düşürmüştü Oyun için Anadolu tüccarı doğ- rudan doğruya şirketle muamele yapmayı tercih ediyorlardı. Bu ticaret evleri hakkında ma- lümat almak, kredi tayin etmek ve siparişlerini kabul etmek vazifesi de Suat Rahmiye yüklendiği için başını kaşıyacak vakti kalmıyor. Bazı günler ye- meğe bile çıkamıyordu. O gün bir kaç nokta hakkında direktörle görüşmek icap etmi. Fakat veznedar Hamayak efendi benüz içeride idi. Suat Rahmi onun çıkmasını beklerken dahili telefon çaldı. Mister Grevs onu çağırıyordu. İçeri girdiği zaman veznedar derecelerini — Siz de kalınız da beraber gö- rüşelim, Bu meseleye aklım erme- di, diyordu. Grevs iş zamanlarındaki çok ciddi tavrını almıştı. Ve kesik, kısa cümlelerle attı: — Hükümet yeni bir kanun çi- karmış. Kendi memurlarından ol- duğu gibi hususi şirketlerde çalı- $an memurlardan da kazanç ver. gisi olarak yüzde on kesilecekmiş. Vezmedar efendi diyor ki: Her ay hesap vermeğe mecburuz. Fakat şirket memurlarının maaşı bir yekün tutuyor. Buna benim direktör sıfatile aldığım aylık ta dahil, Şimdi bir beyanname ve- rerek maaş alanların isimleri aldıkları maaşın miktarını haline bildirecekmişiz. Bu kanu- Da göre listeyi muhasebeciler ha- zırlıyacak, direktörler ve yahut müessese sahipleri de imza ede ceklermiş. Şimdi veznedar efendi diyor ki: Biz hakiki vaziyetimizi bildi- rirsek her ay bir çok para verece- ğiz. Bundan memurlar da zarar edecekler, şirket te. Çünkü kesi. PATRON Bürhan Cahit len miktari ya maaş sal recek, yahut şirket kapatacak. Kendisi buna bir formül bulmuş. Ben anlıyamadım. ayak Torkumyanı — Siz anlatınız. Bir kaç kelime ile Onun teklifi şu idi > — Şirket vereceği beyanna' mede maaşların hakiki miktari- nı bildirmiyecek. Bilhassa gefle rin çok dolgun olan aylıklarını az bir miktari indirecek ve di vektör bu listeyi imza edecekti. Hamayak bunu çekine çekine anlatırken (Grevs) Suat Rahmi- nin yüzüne bakıyordu. nlattı. Veznedar susunca sordu! — Böyle bir şey olur mu? Suat Rahmi burnundan solu- yordu, Greve bu sualile onat — Türkiyede hâlâ böyle işler olabiliyor mu? Demek istiyordu. Delikanlının kemikli çenesi iki defa oynadı, Gözleri vezn dara dikilmişti, Sakin görün meğe çalıştığı görülüyordu. Fakat kendine hâkim olama- dı. Aleş saçan gözlerini vezne dara dikerek top gibi patladı: — Türk hükümetinin kanum- larından kaçanlar bu toprakla alâkası olmıyan , ahlâksızlardı Ve bir ingiliz şirketi ve onun ş€- refli bildiğim patronu böyle yüz kızartıcı bir yalan irtikâp etmek: ten uzaktır. Türk hükümetinin bir çok memurları bunu belki de nafakalarından keserek verecek. lerdir ve seve seve verecekler dir. Çünkü bu toprakta yaşıyor, burada kazanıyor, burada geçi" niyorlar. Siz Manchesterde bulunsanız ve bi Britanya hükümeti böyle bir kanun çıkarsa ondan kaçar mısınız? Grevs kıpkırmızı oldu. Gözlü- ünün altında bir çift mavi göz donuklaştı. Dişlerinin arasından Mermi gibi bir kelime fırladı: — Asla! — O hahle. Grevs başmı veznedara çevi di. Taş gibi sert ve soğuk birti vırlaz — Besele anlaşıldı, dedi teyi hazırlayınız. ve Suat beye gösteriniz. İmza için o bana ge türsin. ” Veznedar Hamayak Torkum. yan başından kaynar su dökül- kızardı. Haşlanmış ista- döndü ve sallana sallana koza kalktı. Odadan çıktı, Kapı çekilince mister Greve hiç bir hadise geçmemiş gibi Suat Rahmiye döndü: : — Bu adamları iyi tanıdım, de- di. Sizden başkalarının hoşuna gitmek için her şeyi göze alıyor lar. Suat Rahmi heyecanlı Ta kolejde okuduğu zaman lardanberi onları pek iyi tanıyan delikanlı şimdi İstanbulun miüta- reke yıllarını, milli mücadele sah- nelerini hatırlıyordu. Bir gün Sa- matya istasyonunda bilet alırken onlardan biri arkasından gelip onu şiddetle ilmiş ve bu saygisiz- ğı kâfi gelmemiş gibi — Hâlâ öne geçmeğe çalışi- yorsunuz ha. Geçti © günler ar kl Diye bağırmişti. (Arkasi var),