Sahife 6 13 Temmüz 1934 NELER OLUYOR? Italyada çocuklar için mahkeme ve hapishaneler «Corrier Della Sera» gazetesi Meclisi vükelâ içtimam- karar verilmişti İtalyadaki çocuklar, daha doğru- su sini rüşte vâsıl olmamış olan- lar için hususi mahkemeler tesis edilecektir. Çocukların yaptıkları kabahatleri, cürümleri, cinayetle. yi ve hukuki mürafaaları bu mah- kemeler görecekti | Mecliri vökelâda ittihaz edilen karara göre, bu mahkemelere ço- euklarin cürümlerine vakıf olan yazıyor: da mühim mütehassıs hâkimler tayin oluna- caktır. Italya kanunlarına nazaran on sekiz yaşında olmıyanlar. sinmi Tüşte vâsıl olmuş © addedilmezler. Her merkezde, yani her istinaf mahkemesinin bulunduğu" yerler. de çocuklar için hususi bir mah- keme tesis edilecektir. Mahkeme- lerin reisleri, hâkimleri ve müd- deiumumileri müstakil olacaktır, yani başka bir mahkemede vazife görmiyecektir. Sinni rüşte vâsıl olmıyan suçlu- lara ve mahkümlara mahsus ha- pishaneler inşa edilmektedir. Bu- ralarda sanal öğretilecektir. Mah- küm çocuk hapishaneden çıktığı zaman bir sanat sahibi olacak ve bu gibilere hususi müesseseler ta- rafından lâzım gelen yardımlar yapılacaktır. “Japon dampingi Japonyada sınai istihsalât ve ihracat hakkında muhtelif cere- yanlar ve fikirlet vardır. Osaka Mainiehi» gazetesi neşrettiği şa- yanı dikkat bir makalede, fazla istihsallerin nasıl müphem bir korku tevlit ettiğini ve pek bula- pık olan istikbalin piyasa üzerin- de nasıl tesirler yaptığını kayde- derek fazla istihsalin sebeplerini ettir. şu noktalarda miştir: temerküz. 1 — Para piyasasındaki di ihracatı teşvik etmiştir. 2 — İthalâtın yerini tutan yerli fabrikalar çoğalmıştır. 3 — Dehili mübayaalar dola. yisile askeri ve muaveneti içtima- masrafları fazlalaşmıştır. İs- tihsalât, memleketin istihlâkinden ve ihracatından daha süratle ço- Zalmıştır. Anormal sinai faaliyet «zahiren refah temin eder, Fakat Japonyanın bugünkü vaziyetinde halkın satın alma, kudreti artmış değildir. Buna rağmen istihsali yoğalımak için plânlar yapılmak tadır. Bu işin sonu ne olacak? Münek- kitler; müstahsillerin ne gibi kar- tellere sığındıklarını ve bilâhare bunların bir fayda temin etmiye- <eğini anlıyarak her ne bahasına olursa olsun ihracatı çoğaltmak gayretine düştüklerini anlatiyor ve Japonyanın içtimai damping siyasetini takip ettiği iddiasının doğru olduğunu ve bunun, Japon- yanın arzusu ile olmayıp dünya- nın iktisadi vaziyetinin cebrile ol- duğunu yazıyorlar. Japonyanın harici ticaret mani- alarını aşmak kudreti henüz had- di gayesine vâsıl olmamiştır. Ja- pon fabrikatörleri, Japon çifçi. lerinin, amelesinin ufak ticaret ve sanayi erbabının ve maaşlı me- murların fakru zaruret seviye sinden açlık seviyesirie yuvarlama. cağı ana kadar edebilirler, Memlekette işlerine devam alâkâyla kutlulamağa karar ver- Zarada Gazi günü Zaralılar, Gazinin kasabalarına ayak bastığı 28 haziranı tesit ettiler Zara (Husu- si) — 28 hazi- sanı Zaralılar içten gelen bir sevinç parlak atla esit eti ler. Bugün Za yalıların Gazi günü olarak ka- bul ettik gündür. 15. yıl vel Bü; kurtarıcı, Erzu- rum kongresini açmak için, Si vasta uykusuz geçirdikleri yo- rucu bir geceden sonra 28 hazi- ran sabahı Zaramızdan geçmi erdi. Tarihimizin dönüm noktasını teşkil eden anları, 28 haziranda çok yakından yaşıyan kasaba halkı, bugünü daima arlan bir Bütün binalar daha geceden | bayraklar, tefne dalları ve en bi imüzyn resimlerile donatı Hz. nin geçtikleri yo noktalarına güzel aklar kurulmuştu. Erkenden bü- tün halk yüzleri sevinç hatları ta- şıdığı halde sokaklara döküldü. Köylerden yüzlerce atlı vatan- daşımız davullar çalarak, milli | Kaymakam Nami bey hitabesini Iradederken oyunlar oynıyarak, ellerinde bay- raklarla geldiler, şehirliler tara- fından karşılandılar. Merasime tam saat başlandı. İstiklâl marşı dikten sonra, kürsüye çıkan kay- makam Nami bey, bu büyük gü- nün mana ve mefhumunu ve: dokuzda dinlen- bir surette anlattı. İkinci olarak maarif memuru Turan bey mu- tuk söyledi, Bundan sonra geçit resmine başlanıldı. ilk olarak kuvayi milliye ki- yafetine girmiş bir vatandaş ta- rafından taşınan en büyüğümü Zün büstü alkışlar ar: Bunu Gazi otomebi Üçüncü olarak, çephane yükl kağnının ve bir cephane'sandi- sırtında ta- canı en yüksek derecesine çi karttı, herkes bu tabloyu alkişl yordu. Bunlar- dan sonra asker, mektepliler, bir örnek temiz for- malarile Kızıldağ gençler ” spor “takımı ve bütün esnaf te- şekkülleri ve atlı köylüler geçtiler. Esnaflar ken- di mesleklerini gösterir kamyonlar ve arabalar hazırlamışlardı. Kasapların ara- basındaki kınalı koyun resmi ge- çit esmasmda kurban olarak ke- sildi. Akşam dörtte, günün şerefine memleket parkının açılma resmi yapıldı, ve şerbetler ikram edil- dikten sonra sekize kadar süren gardenparti başladı. 8,5 ta elek- trikle tenvir edilen parkın Şazlık sahnesinde gençler birliği tara- fından «dstiklâl» piyesi muvaffa- Kiyetle temsil edildi. Bu suretle Zaralılar şimdiye kadar yaşama: dıkları bir gün ve bir gece yaşı yarak derin bir hazzi içinde memnun, evlerine ler. Bir cinayet Kafasını kestikten sonra cesedi kuyuya atmışl Turgutlunun Ahmetli nahiyesi ne bağlı Derici köyünden Meh- met'çavuş elli gün evvel orta dan kaybolmuş ve bu hal kö ler arasında merakı mucip oldu ğu gibi jandarmaya da alsetmi tir. Turgutlu jandarma kumanda- nı Saim bey tarafından yapılan tahkikat üzerine bu esrarengiz ta- gayyüp / hadisesi aydınlanmı Mehmet çavuşun ayni köyden ğer Mehmet tarafından öldürüle- rek köyden bir kilometre mesa- fedeki kuyuya atıldığı anlaşılmış” tir. Mehmet çavuşun cesedi ku- yudan çıkarıldığı zaman boynu- nun katil tarafından koyun ke- ser gibi kesilmiş olduğu görül müştür. Cinayetin sebebi meçhuldü Fakat Mehmet çavuşun parasına tamaan öldürüldüğü zanmedil- mektedir. Katil yakalanmıştır. Akhisarın Işık köy havalisine yağan dolu Akhisar 12 (Hususi) — Işık köy bavalisine yağan şiddetli dolu mahsulâta epeyce zarar vermiştir. Iktisat vekâletinden gelen bir emir Üzerine ziraat fen memuru Cevat bey, mahallinde müsta silin vaziyetini tetkik etmiştir. Bu havalinin ekin ve tütünlerinin bo- anlaşılmı ihsalden mütevellit zararları daima fakir sınıfın üzerine yük- liyebilir, Mahkemelerin tatili Kâzalarda ceza hâkimleri tatil yapacaklardır Mahkemelerde yaz yaz tatili her sene olduğu gibi bu sene de 20 temmuzdan itibaren başlıyacak- tır. Adliye vekâletinden vilâyat üddeiumumiliklerine gönderilen tamimde bu sene adliye yaz tatili 1asebetile iki hâkimli ka- zalar mahkemelerinde hukuk hâ- .kimlerinin nöbetçi kalacağı, ceza hâkimlerinin tatil yapacağı bildi- rilmiştir. Askerlik veya başka yerde bulunan hâkimlere, yaz ta- tilinin sonunda adliye vekâletince mezuniyet verilecektir. Balıkesir inhisarlar muhasibi mesul Balıkesir 8 ( Hususi ) — Epiy ından beri Balıkesir inhisarlar lüriyet muhasibi mesullü- bir gayret ile baş ğünü yorulmaz başaran Şevki bey umum müdür- lük müfettişliğine tayin edilmiştir. Kendisine yeni vazifesinde muvaf- fakıyetler temenni edi Akhisarlı Rifat pehlivan Fransaya gidiyor Akbilsar 12 (Hususi ) — Meş- bur pehlivanlarımızdan Akbisarlı Rifat pehlivan Fransada Fleşdor ismindeki cambazbane tarafından altı ay müddetle güreşmek üzere menajeri M. Pol Odor vastasile angaje edilmiştir. Rifat pehlivan sirkte bazı ala- turka güreş usullerini gösterecek ve bazı fransız peblivanlarile müsabakaya girecektir. Bu hafta Fransaya hareket etmesi mubte- meldir, Ünyede temsil Gençler Mete piyesini büyük muvaftakiyetle temsil ettiler Ünye (Humusi) — (Hlayatıpor) klübü musiki ve temsil şubeleri ta- rafından Mete piyesi temsil edil- miştir. Bu temsil, gençleri belli ba; ikincisi olmasına rağmen piyeste- ki sahneleri çok güzel canlandır- mışlardır Temsilde askeri, mülki bu. sene temsillerin bütün memurlar, muallimler, eşraf halk hazır bulunmuşlardır. Temsili temaşa edenler klübü ve heyeti temsiliyeyi yürekten takdirlerle anmışlardır. Piyesin sonuna doğru Türkün büyük kurtarıcısı Ulu Gazimizin büyük resimleri sahnede yüksele- rek güneş gibi doğarken 500 ü mültecaviz seyirci yaşa ve bravo sadalarile coşkun ve heyecanlı te- zahürlerde bulunmuşlardır. Denizlide hir cinayet Denizlide Yorganyandı mahal: lesinden Mehmet, — aralarında mevcut husumet dolayısile Zeytin köyünde kireç ocaklarına giderek Ahmet onbaşı oğlu Mehmet Aliye hlicum etmiş ve tabanca ile beş kurşun sıkarak zavallıyı öldür. müştür. Katil yakalanmıştır. Lapseki sahil sıhhiye idaresi ilga edildi Lapseki sahil sıhhiye idaresi 5 temmuz 1934 tarihinden itibar ren ilga edilmiştir. ESKİ BİR IRFAN MÜESSESESİ Galatasaray hatıraları Galatasaray lisesi eski mezun- larının bir günlük toplantı ve eğ- lentilerini okudum. O, fazilet ve fedakârlik kaynağında altı sene yaşamış ve okumuş bir fert itiba: rile o toplantının eski. talebelik şetaretini yaşatan eğlencelerini okurken yüreğimin içi sızladı. V: Zife icabı olarak vatanın uzak bir köşesinde bulunduğum yata iştirak edememek bahtsrzlı- ğını ne kadar da acı acı duydum. Namı ve kıymeti hiç te eksilmi yen ve vatana olgun ve hür evlât yetiştiren o koca irfan yuva: sı hakkında ben de bazı hatıralar rımı yazacağım: Mektebin dördüncü sınıfında idik, türkçe tahrir muallimimiz merhum Tevfik Fikret idi. Fikre- tin hocalığı sınıf mevcudunun bir. çoğunu şair yapmıştı. 1032 Mah- mut Nedim (genç yaşında ölmüş- tür), mektep içinde en çok seviş- tiğimiz bu arkadaşım, bu cana ya- kın narin, nahif ve çok ince ruhlu genç, şairlerin ileri geleni idi. Biz, leyli idik o nehari idi. Sabah- ları gelir gelmez gece hazırlamış olduğu şiiri bana verir, hep bir- likte büyük bahçenin o ihtiyar akasyaları altında okurduk. Bun- Solun berrak, deniz sat, Uruk müstağrakı hamret Diye başlıyan yarı mevzun, ya- yı aksak vezinli bir şiirini hiç unut” mam, Fikreti takliden yazılmış bir müseddest.. Ben arabide, fariside ve binme vice sarf ve nahivde herkesten zi- yade malümatlı (1) idim. Bu hu- susta çok taassubum vardı. Bir ufacık hataya tahammül edemez- dim. Nedimin şiirlerini evvelâ, bu taassubumla yoklardım, bazı yer. lerine itiraz ederdim. O kızardı. «E, derdi, imdi bir sağır kef için "unu bozalım mı?» Sonra da (yı Zik değil mi, diye bir yalvarışı yardı ki... Zavallı Nedim! Sen © yaşta, toprağa mı gömülecektin. Ben o vakit manzum ve mev zun yazamazdım, fakat kitabet vazifelerine çok dikkat ederdim ve şuradan buradan bilhassa Ce- mabın ve Fikretin Servetifünunda intişar eden mensur ve manzum yazılarından ne kadar yeni çeşit kelimeler çalmak mümkün ise hiç kusur etmezdim. Onlari kendi ya- rattığım cümleler arasına sokarak aklımca zati malümat süsünü ve rirdim. Bir gün Fikret merhum bir va- zife vermişti, Vilâyetlecden birin- de, o zamanki merasime göre, şa- tafatlı bir tevzii mükâfat resmi ve orada vilâyet valisi irat edilmiş bir nutuk tasvir edi- tarafından ertesi derse hazırlanmış olacaktı. Fikre- tin bütün meftunları, çala kalem seferber haline girmiştik. Fransız- ca derslerde, teneffüslerde, hattâ, affedersiniz, helâlarda bile cüm- leler, terkipler hazırlardık... Ben vazifemi bitirdim, Nedime gös- terdim, o çok beğendi, fakat ben onunkini okuyunca iflâs. ettiğimi ve bir hiçten başka bir şey olma- dığımı anladım, bununla beraber, ben «Nedim kadar yazamazsam da benim kadar yazamıyanlar da çok!» diyerek kendi kendime teselli veriyordum. Ertesi ders oldu. Fiteatr şeklinde idi. Ben dai bütün müddet tahsilimde ön sıra- larda oturmağı, hattâ ön sıraların (Devamı 9 uncu sahifede)