26 Haziran 1934 AKŞAM GUNUN H Kömürlerimize yeni mahreçler Avusturyadan da bazı müracaatlar vuku buldu Zonguldak kömürleri Akdeniz. piyasasından başka merkezi Av- Tupa memleketlerinde de müşteri bulmak istidatlarını göstermekten dir. Alınan son bir habere göre Avustur büyük sınai mües- #eseler Türkiyeden kömür almak için teşebbüsata girişmişlerdir. — Geçen sene Peştede bir kaç fabrika Zonguldak havzasından. mühim miktarda kömür almıştı. Fakat bu satışlar devamlı bir ş0- alamamıştı. Zonguldak kömürlerinin gerek Avusturyada ve gerek Macaris- tanda daha gehiş ve devamlı müş- teri bulması için neler yapmalı. Tiz? Bu hususta hatıra gelen en mühim fikir, Zonguldak ve Tuna arasındaki nakliye işlerini artı maktır. Zonguldak ve Tuna mü- masebetlerinin artışı yalnız mür ticareti iin faydalı olmıya- caktır. Başta Romanya, Avuatur- ya, Macaristan, Çekoslovakya, hattâ Almanya Anadoluya en kı- sa zamanda ve daha ucuz ihra- cat yapabilecektir. © Alâkadar memleketler bilhase 3a merkezi Avrupa memleketle- rinde ticari müesseseler, öteden beri bir fikir halinde kalan bu yolu faal bir hale getirmelidirler. Fransada iki tren çarpışlı Hevilles 25 (A.A) — Paris civarında dış mahalle trenlerinden biri Honilles istasyonu civarında, göce yarısı, bir yolcu trenile bir marşandiz o treni | çarpışmıştır. Makinist ölmüş, üçü ağır olmak üzere kırk hişi kadar yaralan: aşır. Tütün satışı Karadeniz sahilinde satılmamış pek az tütün kaldı Trabzon 23 23 (Elmas) —Sonon beş gün içinde İnhisarlar idaresi tarafından 3300 kilo, tüccar tara- fından 22 bin 200 kilo tütün alın- miştir. Bu mıntakada zürraın elinde pek az tütün kalmıştır. Fintler 15 kuruşla 40 kuruş arasındadır. İnhisarlar idaresi Polathanenin “sahil köylerindeki iyi tütünlerden fazla miktarda satın almamıştır. Çorumda iki köylü sel içinde boğuldu Çorum 24 (A.A.) — Dün ikinci defa yağan dolu Oymaağaç, Ka- raburçak, Gürcü, Yeniköy, Bayat in pançarlık, bağ ve bah- ini kâmilen tah: rip etmiştir. Karaca köyden bir ihtiyarla hü- “viyeti tanınmıyan bir köylü ken- sele kaptırarak boğulmuş» ABERLER Almanyada gayri memnunlar Propaganda nazırı M. Göbbelsin yeni bir nutku Essen 25 (AA) Havas ajansı bildiriyor: «Gayri mem- munlarla bozguncular aleyhine» | mücadelesine devam eden M. Göbbels, muhafazakârlar aley ne şiddetli bir nutuk söyler ezcümle demiştir «— Milli sosyalizm düşmanları işçiler arasında değil, fakat, ken- dini bilir insanlar, meselâ, ihti- yat zabitleri, münevverler; gaze- teciler arasındadır. Yalnız bun- lara fazla kıymet vermemek lâ zımdır. Çünkü, halkın üzerinde müessir olmak vasıtalarına malik değillerdir. Onları tanımak için iyi bir göze sahip olmak lâzımdır. Bu zümre ile münakaşa etmek, Iş sosyalizm için bir hatâ olur. Milli sosyalizm bu zümrenin üze | rinden asarak, halk ile anlaşma- İ hdır. Harpten evvel, ve harp içeri” sinde gördü zümre, bu zümreidi. Bu zümre, bir şey öğ- renmiş değildir Hatip, Almaynanın iktisadi va» ziyeti hakkında nikbin değildir ve şunları söylemektedir: «— Acemice yapılacak bir tek hareket, bütün iktisadi. hayati | yok etmeğe kâfidir. Matbuat ci- | hetinden de işler iyi gitmiyor. Matbuat kanunları «ihtira» edebi. lirim, fakat gazele «ihtira» edemem. Memlekette, irticaa he- müz. müsamaha ediyoruz, fakat istersek, mürtecileri, 24 saatiçinde ortadan kaldırabiliriz. Mademki, salâhiyet elimizdedir, haklı gör- düğümüz her şeyi yapmak taraf- tarıyını ve kuvvetimizin hudutsuz ve olduğuna kaniim.» Balkan misakı Yunan hariciye nazırının mühim beyanatı “Atina 22 — Yunan hariciye na- ziri M. Maksimos Balkan misa- kı hakkında şu beyanatta bulun muştur: — Türk - Yunan dostluğu çok kuvvetli esaslara istinat eder, Bu dostluk bir kardeşliktir. Dostum Tevfik Rüştü beyle elele yürüyoruz. Balkan misali dostluğunun bir neticesidir. Bu misaka dahil devletler arasında Balkan meselelerinde tam bir an- laşma vardır. Misak hiç bir dev. let aleyhinde değildir ve bunu hazırlıyanların bekledikleri neti ceyi verm Bir kaç ay sonra dört Balkan devleti hariciye nazırlarının An- karada yapacakları toplantıda ik- tisadi ve harsi sahalarda da mü- masebatı kuvvetlendirmek mese- Türk - Yunan | lesi görüşülecektir. GÜNÜN MESELELERİ İngiltere ve sulh Son zamanlarda Ayrupa vaziyeti çok Karıştı, Milletler cemiyetinin nüfuzunun zalması, silâhlari birakma konteransınin resmen, değilse bile. filen imes, devletler arasında. zümreler teşekkülü heskesi endişeye düşürdü. Bu hale ba karak bir harp tehlikesinin yakın oldu. | ğunu iddin edenler vardır. Bilhassa İngilizler bu ihtimalden çok korkuyorlar, İngiltere bundan sonra bir harbe karışmak niyetinde değildir. Fa- | kat İngiltere iştirak etmese bile, yeni ve büyük bir muharebenin sebep ola- cağı sarsıntılar ve iktisadi buhranlar İn- gölterede dahili vaziyeti altüst edebilir. Sonra hiç ümiş edilmiyen bir Kivılemin | İİngiltereyi de muharebeye girmeğe mec- | Bur etmesi ihtimali vardır. Bu sebeple İngiltere bugünkü vaziyeti endişeli gö” Başvekil M, Makdonalı ge- Gen hafia müntebiplerine hitaben irat ektiği bir mutuktn bu endişeleri izale eimeğe çalışmıştır. Bapvekil demiştir ki: «Gök yüzünde bulutlar var, Fakat fır. tina öhtmali yoktur. Dolaşan sayılara inanmayınız, ahvali soğukkanlılıkla mu- hakeme ediniz. İnilere, slâklar iy yakmanın temini ve sulhün devamı işin bükün gayretle çalışacak ve daima ön safa bulunacaktı. İngiliz. gazeteleri yazdiklari maka lelerde herkesin sulhü kuvvetlendirmek için çalımmammı, Bütün devletlerin bu umit hümü niyet göstermesini ve si- Hühların bakılmasını tavsiye ediyozlar. | Fakat bülün bu mutukların ve mac Kalelerin sonu şu cümlelere bitiyor: «Biz silâhların azaltılmasını itiyoruz. Fakat. her tarafin bugünkü oilâhlenma, devam ederse biz de emiyetimizi temin! işin tedbir almağa mecbur olecağız» | Bu nutuklara ve makalelere rağmen | selanlıyor ki İngiketenin vaziyeti de di- | devletlerden. farklı değildir. Yani 9 da sülük muhafaza için kuvvetli ol aktan başka çare göremiyo; Kadının göğsünden zıya çıktığı yalanmış Roma 24 (A.A.) — Bundan bir müddet evvel bir çok kimseler ve tanınmış doktorlar tarafından, bir kadının göğsünden ziya çık- tığı iddia edilmişti, 75 günden beri hastanede müşahede altında tutulan bu kadının gösünden bir defa bile ziya suaatı çıkt gö rülmemiştir. Kadın evine iade | Avusturyada Nazilerin faaliyeti | Viyana, 25 (A.A) — Avustur- yada Nazi tetbişçi harekâtmin durduğu hakkında yapılan beya- nat, vakalarla tekzip edilmektedir. Filhakika, bu hafta tatili esna sında, memleketin muhtelif nok- Aalarında her zamandan fazla bom» balar patlamıştı Avusturyada krallık | lehinde nümayiş İ na 25 (AA) — Dün, Avusturyade, Arsettende | allık lehinde bir nümayiş yar pılmıştır. Arşidük Fransua - Ferdir nandın oğlu Hohenberg dükesi bir nutuk söylemiş, bu nutkunda Avusturyada krallığın tekrar avdetine emniyeti olduğunu bik dirmiştir. Alman - Fransız golf turnuvası Frankfort 25 (A.A.) — Alman - Fransız golf turnuvası neticesinde Fransızlar 71/2 povan ile galip gelmişlerdir. Almanlar 1 1-2 povan almışlardır. Hergün bir ata sözü; Kalpten kalbe yol vardır * | vislaveki, | Sanat Tiyatrosunu kurdular. 1895 TİYATRO MÜSAHABELERİ Tiyatro yalnız münevverin zevki, eğlencesi, mi Eğer, haricin tesirlerile olma wri tiyatro ihtilâli, hakiki işti. Zevkler, mo- dalar değişti. Bütün bu değişike likler karşısında, yaratıci, gür bir) membaın fışkırması Li Senelerdenberi, reji müellif, tiyatro sevenler ve dinli yenler, eski usullerin mengene- inde, sahne sanatinin ezildiğini ye can çekiştiğini gördüler. Sahneyi bu mengeneden kurtar. make lâzımdı. Edebiyatla sahne mukayese edildi. Natüralizm ve sembolizm devrinde, roman ve fehsefe, realit- ye ve şiire doğru, geniş ufuklar açarken, sahnenin, eski tarz» m çemberi arasında sıkışıp kalması mümkün müydü? «Plöstik sanat- lar» musiki bile mütemadiyen, «yeni» ye doğru inkişaf ederken, sahnenin en hassas kudretleri: Renk, biçim, se3.. Zevk vermiyen, hararetsiz ve ihtişamsız bir aka- demizmaya takılıp hareketsiz ka- labilir miydi? 1887 de, Fransada © Antoine, Thöâtre Libre'de ilk temsilini verdi, 1898 de, Meyerhold, Sta- Dantchenko Moskova te, E.G. Graig dram, mizansen, dekor hakkında tetkiklerine baş- ladı, İbsenin piyesleri, Avrupayı kapladı ve mizansen üslübunün değiştirilmesine yardım etti, Se- hakespearenin feerileri Graig gil alı olmuştur sivrilir, meşhur olurlardi. Yeniler bu kabotinizmaya isyan ettiler: Sahne sanati, kimseye şöhret ba- samağı olamaz, Z Eskiden tiyatro, bir belâğat kür- süsüydü, Yeniler bu retorihmaya isyan ettiler: Sahne, belâğat meş- heri değildir. Bugün, sahnede âdi uçarılıkla” rin, çiğnenmekten çürümüş sakıza benziyen mevzuların yeri yoktur. Bilhassa, Fransız ekolünden yadi- gâr kalan meşhur sacayağı, sahne- ... Akademizmanın yıkılmasi, eski tarzın kökünden sökülüp atılması, tiyatroyu kültür müessesesi ol maktan âzade kılmamıştır. Bir | seyrek. asır evvel söyledikleri bugün muvaffakiyete tatbik edi- len Graig'in iddiasına rağmen, halk. tiyatroya seyretmek için git- miyor. Ayni zamanda, dinlemek içim de gidiyor. Rejisör, tiyatroyu «seyredilerek dinlenen» bir sanat yaptı ve tiyatro sanati, sahne sa- nayii inkişafa başladıktan sonra- dır, ki gördüğü Tağbete rağmen, kâr getirir bir ticaret olmaktan ilet, Markamtilizma, kabotinizma, retorikma ve hafif, uçarı mevzur lar tamamile aperete maledil. ir. Operetin yeniden canlar- ması, biraz da tiyatronun son şek- linden ileri gelmiştir diyebilir Operet salgını ve rağbeti yalnız. «Halk, tiyatro dinlemeğe değil, piyes seyretmeğe gelir» iddiasın- da olanların iddialarını teyit etti! recek şekle sokuldu. 1887 denberi, bütün dünya: #iyatro ihtilâlcileri, çalışmaktan geri kalmadılar, Bütün itirazlara, hücumlara üs gerdiler ve mu- vaffak oldula Bizde Ertuğrul Muhsin, Fran- | sada Antoine ve Lugn&Poe, Sov yetlerde Meyorhold, Almanyad. Max Reinhard itiyatro sanatinin bu yeniliklerin karşısında «fabin ye yakalanıp fer- yat edenler, nihayet, yeni tarzın celbettiği alâka ve kazandığı m vaffakiyeile kendilerini tedavi ettiler, Bir an, gayri tabii görünen| sahnedeki hu yenilikler, nihayet tabii oldu. Bugünkü dekorun temelini atan, mizansen üslübunun çeşnisini de- öiştiren, müellifi, piyesi, aktörü | ikinci, hat incü plânda bıra- kıp «rejisör» ü meydana getiren E. G. Graig olmuştur. En fazla hücuma uğrıyan, tenkit edilen rejisörler M. Baty, Reim- hardt, Ertuğrul Muhsin, onun teo-' tilerini muvaffakiyete © tatbik eden rejisörlerdir. Eski tiyatro tarzına karşi cep- be, harpten sonra alındı. Türki- yede, Fransada, Almanyada, Ame rikada, İtalyada, Polonyada, Sov. yetlerde, İskandinavyada, devirlerde, ayni cereyanı görürüz. Faki tiyatro tarzına ayni isyan, âdeta bir elden gibi başlamıştır. Ve bu isyan, yalnız biçime kar şi değil, zihniyete de karşıdır. Büyük harbe kadar, tiyatro kâr getiren bir ticaretti. Yeniler bu merkantilizmaya isyan ettiler: Ti- yalro, ticaret değildir, kâr getir- Eskiden tiyatro sahnede ayni | bize mahsus sanılmasın. Bu sene Pariste, on sekiz tiyatroda operet oynandı. Taşra hariç, Londrada revü ve operet modası öyle iler- ledi, ki Fransanın tanınmış sahne artistleri gidip orada şarkı söyle diler. Viyana malüm, Berlin de kendini bu salgına kaptırdı ve | Nev Yorkun her mahallesinde, revü ve operet trupları kuruldu. | Tiyatro, yalnız münevverin zev- ki, eğlencesi ve mali olmuştur. Selâmi İzzet Lehistandaki tedbirler Varşova 25 (A.A.) — Vilna, Bialistek ve Kolomyja mıntaka- larında milliyetperver Ukraynalılar arasında yeniden bir çok tevkifat yapıldığı bildirilmektedir. fih bugün vaziyet daha mütalea olunmaktadır. Hükümet mahafilinde toplama o kampları ihdasından vaz geçilmesi yolunda irler ileri sürülm başlan muştur. Bunlar meskür kampların fena hatıralar uyandırdığını ve tatbik edilen memleketlerde de iyi metis celer vermediğini söylemekte- dirler, | Amerikada fırtınalar Şikago 25 (A.A) — Wincis ve Viskonsin umntakalarında şiddetli Zarar 500,000 ediliyor » İlk mektepler talebesine müjde <a Tarih derslerinizi ko'ayen ve herkesten. “daha Ayi öğrenmek Için alanınız kitap; Yardımcı Hulâsası 124 sahife - yalnız 10 kuruş Posta ücreti 8 kuruş Satış merkezi AKŞAN KITAPHANESİ 121, Ankara cadiesi ret yetiştirirdi. Bir iki sanatkâr