25 Haziran 1934 Yeni şampiyon eskilerini şimdiden arattırıyor Dayak yiyen Dünya boks şampiyonluğu iki haftadanberi Amerikan musevisi Max Bearin sırtında geziyor... Bundan evvelki şampiyon Karne- ra insandan ziyade bir deve ben- ziyordu, Benzerleri daha ziyade hayvanat arasında rastlanan bir mahlükun insan oğluna mahsus olması ağ- rma gidiyordu, Bu itibarla boks şubesinin manevi itibarını dev adamı döverek kurtaran Max Be- are karçı bildihtiyar bir muhab. bet duymuştum, Musevi Ameril lıya bir milyon frankla beraber koca bir dünya şampiyonluğunu kazandıran o meşhur maçtan son- ya çıkan Avrupa gazeteleri; yunca yeni şampiyona karşı duy- duğum ilk his tersine döndü. İçim- de mefrete yakın bir şeylerin kay- maştığımı farkettim... okun mpiyonluğu yalnız ine mahsus kemeri beline takmakla taşınmaz. O ke- meri mütekâmil bir şampiyon gibi gezdirmek lâzımdır. Cihan ağır siklet boks şampiyo- Du Max Bear işin bu tarafında çok fakir ve çok cılız kalmış bir ada- ia benziyor. Karnetayı yere se- rerek ringlen aşağı attığı ilk dakikada bir gazeteciye söylediği sözler şunlardır: — iyi ki, adamakıllı idmanlı de- ğildim, Tam imanlı olsa imişim, herifi öldürecek ve neticede katil © gibi mahkemeye verilecekmişim... Zu ifadedeki öğünme küstahlık derecesine çıkan bir eda almıştır. Bir de eyni adamın. dövüşte jlei gün sonra ayna karşısında çı- resimleri adam Karnera Ile yeni şampiyon Maks Boar karşı karşı karşıya narak aynada kendini. seyreden yeni şampiyonun. deki ifade erkekten ziyade dişidir. Biz bir insan azmanının dünya boks şampiyonluğundan / kurtul. duğumuza seviniyorduk. Bu yeni- si doksan kiloluk vücudu ve bir metre seksen beş santimetrelik. hayran ir dişi azmanına benziyor. Bunun için; Karnera zamanında insanlara mahsus bir işin hayvan- lara benziyen bir mahlük tara- fından becerilmesinden duyduğu- muz rahatsrzlığı Max Bearde baş- | ka şekilde hissediyoruz. Şampiyonluk kemerini daha be- line kuşanmadan o kemeri mü- zeklcer bir vekarla tasıyamıyaca- ğını belli eden bu şımarık «Brod- vey» züppesinin cihan şampiyon- luğuna çıkması bana emekle, er- kek tevazüile ayni mevkii kazam- mış olan eski şampiyonların isim- lerini hatırlattı. Bu münasebetle dünya ağır siklet şampiyonlarının. tarihçesini yapmak hatı- | etvelde, bokata | eldiven kullanılmağa başlandığı | Zamanı nazarı itibara aldım, ilk dünya şampiyonu Con Sili. vandı. Otuz yaşında iken 1888 de Çarli Miçelle yaptığı 30 devrelik bir maçtan sonra dünya şampiz yonluğu unvanını taşımıştır. Dört sene sonra 1892 de Korbetle dö- Vüştü, Ve 21 inci devrede nakavt olarak şampiyonluğunu kaybetti, Korbeti 1897'de Ficzimone Müncü devrede bayıltarak cihan şampiyonu. oldu, Ficzimons 1899 da Cefrise 11 in- ci devrede nakavt olarak şampi. yonluğunu kaybetii Cefris 1905 te kendi. arzusile AKŞAM. siki karşılaşmalar yapan merkezi Avrupa futbolcuları o müsabaka” larin yorgunluğunu almağa vakit bulamadan daha siki bir turnuv: ya başladılar. Avrupa kupasi na mile yapılan bu turnuvaya; İtak ya, Avusturya, Macaristan ve Çe koslovakyanin şampiyonada dör. düncülüğe kadar almış dörder klübü iştirak etmektedir. Avrupa kupasi müsabakalari- in ilk karşılaşmaları nihayetlen- ir, Şimdi dört millete mensup bu on altı klüp arasında revanş maçları başlıyacaktır. Fransız boksörü şampiyon olamadı En hafif siklet dünya şampi yonluğu için İngiliz Jacki Brown ile İskoçyada yaptığı bir maçı fa- ik bir şekilde bitirdiği halde Fran- sız boksörü Angelman galibiyeti kazanamamıştır. Hakem maçın sonunda «berabere» karar verdiği için İngiliz dünya şampiyonluğu- nu muhafaza etmiştir. Gülle atma dünya rekoru Los Angeles 23 (A.A.) — Trac field milli kolejinde yapılan bir spor toplantısı esnasında Cenubi Kaliforniya Üniversitesi talebele- rinden John Iyman 35 bin seyirci önünde gülle atma dünya reko- runu kırmıştır. John İymanın tesis ettiği yeni rekor 53 ayak 7 3/4 çar. unvanını bıraktı. Marvin Hart is mindeki boksör olundu. Marvin Hart 1906 senesinde Tomi Börnüse mağlüp oldu. Zenci Cak Conson 1908 sene sinde Börnüsü 14 devre fena hal de döverek dünya şampiyonluğu- Bu maçla beyaz bok- sörün yediği dayağı. seyretmeğe tahammül edemiyen polisler ma- gı durdurmuşlardı. Arap Conson 1910 te Ces Villar ismindeki boksör önünde hı ten yapılan #ehditlerle mağlâbi- yete razı olarak 26 ıncı devrede yere baygın gibi yatarak şampi. yonluğunu kaybetti ve beyazların Kininden kurtulmuş oldu. 1919 senesinde meşhur Demsey irirakibini 3 üncü devrede pes et- tirerek şampiyon oldu. şampiyon ilân nu kazanı Altı seneden fazla dünya şam- | Piyonluğunu mertçe ve erkekçe | taşıyan Demsey, Tuneye mağlüp | olarak unvanını kaybetti. Tuney boksu arzusile terket tiklen sonra namzetler arasında açılan turnuvayı Şarkey kazandı: ği için şampiyon ilân edildi. Şarkey Alman Şimelinge hatalı bir. yumruk vürduğu için müsa bakadan ihraç edilerek şanipiyon- luğu Alman kazanmıştır. Yapılan intikam maçında Şarkey Almanı meğlüp ederek tekrar şampiyon- luğunu aldı, İnsan azmanı Karnera ilk maçe ta'dayak yediği Şarkeyi ikinci maçta nakavt ederek dünya şam. piyonluğuna konmuştu. Nihayet c şi saye sinde şampiyon olmuş Karnerayi evvelki hafta Max Boar. dövdü. Böylece boks tarihinin hiç kay. detmediği acayip mizaçlı şımarık bir gencin 1934 te dünya ağır sık- let birinciliğini. aldığı görülmüş | yap taşan bu hayal Eşref Şetik mi kaptanı soyu ln Ve onun cevap vermesini bek- Jemeden ilâve et — Karada kaplan, denizde as lan olacaksın! demek. Suat Rahmi bunu eski (santr. for) luk hatır sediz — Ne yapalım, artık futbol ta- | kımında yerimiz yok. Talihimizi denizde tecrübe ediyoruz, Kaptan dudağını büktü lerile gülerek: — Ya... dedi. Halbuki biz eski sanirforun şimdi de başka saka- larda kalecilere duman attırdığını na verdi. Gülüm- Göz. | haber alıyoruz. Suat Rahmi Macidi hatırladı. Muhakkak bu arkadaşı da onun çekinmeden söylediği ceralardan bahsetmek Pek kurcalamak istemedi. Fakat o sokulmuştu, Adeta ona gipla eder, kıskanır gibi teklifsiz. ce omuzuna vurarak: — Yamansın vallahi, de Bü- in Kadıköy senin kurnazlığına pes dedi. Suat Rahmi artık kızmıştı: — Anladım, dedi, apartıman tuttuğumdan, alt katta madenci bilmem ne beyin metresi bilmem pe hanım olduğunu, benim bu ka- dınla fasa fisom olduğunu söyli- yeceksin değil mi? O bu kadar pişkinliğe hayret eder gibi: — E vallahi yamansın, Suat, dedi, demek artık çekinecek bir şey kalmadı ha! Sonra geniş kahkahalar sinda: — öyle ya, dedi, bana na denci çekinmedikten sonra! Suat Rahmi etrafında kaynar maceradan Ma- kurtulmak için ne yapacağını dü. şünüyordu. Her teklifsiz arkadaşına oturup izahat mı vermeliydi, yoksa başını alıp bu diyardan gitmeli miydi? Zengin âşık madenci beyle gür zel metresi Seviye hanımın heni yüzlerini görmemişti. Yalnız ma- dıköyün böyle bir maceraya inan- dağı anlaşılıyordu. Bu garip bir tesadüfün metice- siydi. “Apartımana yerleşmişti. Yerin- den memnundu, Komşularile alâ- kası yoktu. Zaten bulunduğu yer- de çapkmlık etmeği sevmezdi Böyle olduğu halde hiç alâka yokken başına belâlı bir aşk ma- salı dolamışlardı. ı kenara çekti: içine bakarak: — Bana inanırsın değil mi? — Tabi! — öyle ise inan ki ben o bah- #etmek istediğin kadını tanımıyo- rum bilet O müşkül vaziyette kalmişti. Eu iddiaya inanmasa arkada- gina hakaret etmiş olacaktı. İnan- sa bütün Kadıköyde çalkanan de- dikodulara o da inanacaktı, ayet: — Olabilir, dedi. Böyle dediko- dular uydurulur. Kim bili TO Aksam. en edebi tefrikası 72 NN PATRON a çi Bürhan Cahit a — i Klüpie elbiseleri hazirdi. — Hayir, hayir, aşinalık falan vi pası , değil, Tanımıyorum, yani İcaşını, Keşke kazanmasaydı. | müs hapa mam çk | ünl ie — Komşu olduğun halde... Tabii... Erken çıkıyor, geç gidiyorum. İşten çıkınca klübe ge- lirim. Macera yaşıyan adamın bu- rada İşi ne? O artık Suadin samimi olduğu” Na inanmıştır — Her halde bu komşuluğun bir meticesi olacak, dedi, Zaten senin gündüzleri apartımanda gö- Yünmeyişini de kurnazlık telâkki ediyorlar, — Işte bütün bu tesadüfler böy- le bir macera doğufmuş. Fakat benim bunların hiç birinden habe- im yek, Onlar konuşurlarken denizcilik kaptanı doktor Naci idare oda- sından fırladı. Onları görünce: — Haydi Suat, diye haykırdı. Altınordu futaları çıkmışlar, Bir tutuşalım, Doktor Naci hızır gibi imdada yetişmişti. Futbol kaptanı da on- lara katıldı, Dere kıyısına doğru yürürlerken Macit te yetişti. Klübün denizcilik | kısmındaki bir kaç genç kız daha evvelden futaları alıp çıkmışlardı. Dört arkadaş denize açıldılar. Suat Rahmi artık ferahlamıştı. En büyük zevki işinin başında ve bir de klüpte, arkadaşları ara- sında buluyordu. Hele akşamlari böyle iddialı kürek müsabakaları onun bütün günlü dimağ yorgun- luğunu alıp götürüyordu, Geç vakte kadar yarış ettiler, eğlendiler ve Suat Rahmi manki gibi ancak yemek vakti apartımanına dönebildi. O yıkanırken kalfa. sofrasıni tamamlamıştı. Artık biribirlerine o kadar alı mışlardı ki Suat Rahmi bir şey is temek ihtiyacını duymuyordu. Kalfa onun tabiatine göre her şe yi zamanında hazırlıyordu. Kışlada sere serpe yatıp kur şun gibi uyuyan meferler. kadar tatlı bir yorgunlukla uyudu. Kurulmuş bir saat gibi tam za- manında uyandığı zaman kahvalı tası hazırdı. “Her sabah yüzünden geçirmeğe alıştığı ustura beş dakikada işini bitirdi. Sekiz vapuruna yetişmek içini apartımanın merdivenlerini ikişer üçer atlıyarak indi Kapının önünde bir duruyordu. Güzel otomobillere bakmadan geçemiyen Suat Rahmi dikkat edince bunun bahsettikleri denci Hulüsi beyin otomobi duğunu anladı. Bu şık, kapalı ve meşhur bir markası olan kuvvetli bir otomo- bildi. Bu otomobil ona, otomobili hiplerini ve onlar etrafındaki de- dikoduları hatırlatacak yerde onun kurs bir otomobil hakkındaki ar- zularını körükledi, Kendi kendin: abilsem! otomobil ok — Şunun spor tip Diye içini çekti. Asker olduğu zamanlar. biraz para biriktirebilmişti, Fakat bu- nu ber ihtimale karşı bankada saklyordu. Şirketteki vaziyeti biraz daha kuvvetlendiği, daha doğrusu bu işleri akıllı öğ- Tendikten sonra bu ihtiyat parası” na el sürecekti. lu Fikirler kaynar-