24 Hazizan 1934 Bu sene Avrupada pek erkenden sıcaklar başladı. #enelerden berl görülmüş değildi. Sıcaklar yüzü da görülen bir kı rında, ağustos ayl Haziran ayında n halk pi dır, Resmimiz bu balık ra hücum etmiştir kalabalık plâjlardan birini Sahife 7 hararet 35 dereceye çıktı ki bu, bassa | Garip bir merak Istanbulda yılan beslemek merakı artmış! Hasta yılanlarını tedavi ettirmek için baytara gidenler çoğalıyor Bir müddettenberi İstanbulda bazı kimseler arasında yılan bes- İemek merakı fazlalaşmıştır. Bu da tedavi edilmek üzere hayvan > hayvan muayencha- nelerine getirilen yılanlardan an- Bunlar içeriye iki ki girmişler, Santur bey, — Tedavi edilecek hayvanlari- mız var, demişlerdir. Baytarın: — Nerede?... sualine karşı genç hanım valizleri göstermiştir. Her tarafı çivi deliklerile dolu olan bu valizler açıldığı zaman Santur bey hayretle duralamıştır. Vali- in birinden üç, birinden iki bü- yük yılan başlarını kaldırarak, ini çıkararak ötmeğe başla muşlardır. Santur bey: — Bunlrın hepsi mi hasta?, Ye sorunca genç kadın büyük hüzünle: — Ya.. Doktor bey.. Zavallıcık- ların hepsi hasta. diyerek yı lardan siyah renkli ve kurşun renginde olanını eline almıştır. Yılan uzanarak büyük bir alışkan- hıkla genç kadının omuzuna çık- mış, başını hanımının başına yak- laştırmıştır. Genç kadın bir taraf- tası yılanını severken bir taraftan da izahat vermişti — Iştihası yok doktor. Hiç şey yemiyor, içmiyor. En iyi sü alıyorum. Ağzına bile sokmuyor. Böcek veriyoruz, fare veriyoruz, dokunmuyor bile. Bir kere sarmısak kokusundan tiksindi. Artık o gündenberi işi hası sanki bıçakla kesildi, Malüm ya yılan sarmısak kokusundan öğrenir. Bunun üzerine Sunstur bey genç hanımın yardımile yılanı muayene etmek istemiştir. Hanım tutmuş, sarılmıştır. Baytar iştihasız yılanın muayene sine başlamıştır. Santur bey bu işle meşgul olur- ken yanı başında ılığa benzer ir ses işitmiş, hemen sağa dön- müş, iki yılanın hemen yanı ba. ında, kendisine fena fena baktık: larını görünce p — Aman hanımefendi. öteki- erbest bırakmışsmız. Ka- demiştir. yılanın bir elile ağzını öteki elile vücuduna leri garsa fi Genç hanım gülerek? — Korkmayınız. doktor bey. Onlar iyi yılanlardır, bir şey yap- maz!. demiş, fakat tam bu esna. da serbest yılanların ikisi muaye- ne olunan yılana doğru atılmağa başlamışlardır. O zaman genç kadın da telâşa düşerek serbe, yılanı: — Haydi bakalım. Kutuya.. İçeri1, İçeri!, Şahmeran... İçeri bakayım... — Staviskinin dört şerikl Yunanistanda imiş? Atina 21 (A.A.) — Gazeteler, Staviskinin | şeriki | cürümlerin- den dört kişinin Yunanistanda bu- lunmakta olduklarını, bunlardan ikisinin Selânikte, birisinin Mo- ve ihtimal Patrasta, dördün- .cüsünün de Atinada bulunduğunu yazmaktadırlar. Bulgaristanda. yağmurlar Sofya 21 — Son günler zari da Bulgaristanın hemen her rafına şiddetli yağmurlar yağmiş- tır. Bunun tesirile hava soğumuş” rak Paolina dünya şampiyonunu maça davet etti Madrit 23 (A.A.) — Ağır sik let boksör Paolina, dünya siklet iyonu Maks Baeri maça davet tuya sokmuştur. Genç kadın. yılanları kapattıktan sonra şunlanı miştir? kutuya anlat lanla onlar ötedenberi hiç geçi nemezler.. demişti Santur bey istihasız yılana bir ilâç vermiş, vücutlarında ve baş- larında bir takım bereler, yaralar bulunan öteki yılanları da büyük müşkülütla muayene etmiştir. Baytar yılanların genç kadına ik olduklarını gör- ür. Genç hanım Beşiktaşta, i ile beraber oturmaktadır. leri İstanbullu ve Türktür. ler. Atinada ve Balkanlarda yılan- larla dolaşarak tiyatrolarda mu maralar yapmışlardır. Buradan Anadoluya gidecekler ve marifet lerini orada da göstereceklerdir. Genç kadın: — Sekiz yılanım vardı. Fakat öldü. Birisinin ölümü hâlâ içimde acıdır. Onu bahçede Yılan dava edecektim, zannile Olmadı ştir. Son aylar içinde diğer hususi hayvan hastanelerine de tedavisi için iki yılan getirilmiştir. Bu da gösteriyor ki İstanbulda yılan bes- lemek meraki artmaktadır. Anadoluda Akşam Edremidin güzel bir nahiyes Havranda dere boyunda belediye dalresi zeytinyağı fabrli Havran (Umumi muhabirimiz. den), Havran © Edremite bağlı, mühim bir nahiye merkezi- dir. Burası çok verimli bir nahiye- 'dir ve Türkiyede emsali pek az olan bir yerdir. Suyile, havasile, mevkiinin güzelliğile ve bir de ta- bit zenginliklerile meşhurdur. Ka- sabada 6000 nüfus ve 1300 ev, 9 fabrika, bir hamam, 2 mektep ve 2 sabunhaneden başka incir ve üzüm işleme evleri de vardır. Belediyenin varidatı vasati ola- rak 25000 liradır. Belediye 1a-) sının güzelliğini kalem ile tarif edemem! Belediyenin bir arazö- zü, bir doktoru lüzumu kadar me- murları mevcuttur. Mahsulâtı Havranın en baş mahsulü zey tindir. Üzüm, incir ve sair mey- yalar da pek çoktur. Burada tur- fanda sebze yetişir. Balı da çok meşhurdur, Buranın ahalisi arı larını Edremitin çamlıklarına gö türüp orada yavru alırlar ve ora- 'da bal yaptırırlar, çam balı her tarafta makbuldür. İhracatı ise zeytin ve zeytin yağı, sabun, üzüm, ir ve taze meyva ile sebzedir. Burada halk çok temizdir. Tah- sil cihetinden seviyeleri orta de- recelerdedir. Bununla - beraber nurlu adamları çoktur. Yalnız (23) ihtiyat zabitleri vardır. za merkezinde topu topu dört beş ihtiyat zabiti varmış, Şekviren köyünde bir yağ fab- rikası ve üç köyde birer mektep vardır. Nahiyede (13,000) ve (14) köy mevcuttur. Hükü dairesi evvelce belediye kısmını işgal ederken şir hane yanımdaki karakol kuman- 'danlığı binasma ( nakledilmi; Nahiye müdürile görüşemedim. Müdür Ali Fehmi bey hukuk me-| zunu olduğundan Trabzonun Vak-| ikebir kaymakamlığına terfi et tirilmiştir. Hayır sahibi bir zat Havranın zenginlerinden eski- cinin Mehmet ağa burada mina- reli bir cami ve bir de asri bir umumi helâ yaptırmıştır. Bu ha: miyetli adam eskicilikten para k: zanmış, doğruluğu ve güzel kak bi sayesinde servet sahibi olmuş bir zattır. Her ne zaman hayırlı bir iş için kendisine müracaat edilse onu memnuniyetle kabul eder ve kesesinin ağzını derhal açar! ne kendilerine ve ne de başkasına bir faydaları olmaz! Eskici Meh- met ağa ile oğlu Osman efendi iyilik yapmağı seven ve herkese faydaları dokunan iki şahsiyettir. Bazı zenginler vardır ki Havran ırka dalresi ve Burada namı hayır ile yadalu- nan kıymetli şahsiyetlerden birisi 'de eski belediye reisi Feyzi bey- dir, Ben bu zatı göremedim. Fa- | kat söylediklerine göre Havranır şimdiki vaziyetinin âmifi o zattn yaptıran kendisidir. Nakil vasıtaları Havran Edremitin bir mahalles' gibidir. Günde bir kaç defa trenler işler ve bir çok otomobil. er gidip gelirler. Buranın tica- reli çok yüksek olduğundan et raftan bir çok insan bureya top- lanmışlardır. Bu yüzden şehir bül ümüş ve güzelleşmiştir. Buradar. Edremile gayet güzel ve düzgün bir şose de vardır. Kasabanın ke- arından bir dere geçmektedir. Bunun üzerinde şık bir köprü ya- pilmi ü Arıcı Fuat bey mamile iştihal eden doktorumuz buranıfi bele diye hekimidir. Fuat bey kalen- dermeşrep, lim, her fende yedi- tula sahibi bir zattır. Hastalardan para kabul etmez Ve herkesi hoş- nut &der. Fuat bey aricılikti' ol duğu gibi sanayii zitaiyede de ih- Dünyanın her tax rafındaki: müeeseselerden, Amer: kayi cenubiden, şarktan ve garp“ tan kendisine mektuplar, risaleler gelir. Tavukçuluk ve ehli hayvan Ziraat işleri, ağag aşısı ve saire gibi hayatta insan lara elzem olan bütün sanatlara ü Rayıp Kemal Türk Maarif Cemiyetinin Rozet Tevzi Günüdür. Almanyada 107 spor tayyaresinin uçuşu Berlin 21 (A.A.) — 107 spor tayyaresi bu sabah Almanya etrar fında devir uçuşuna başlamıslar- dır. Merhaleleri olan bu müsabak kanın mükâfatı hava ii retinin kupasıdır, ö vam edecel Küçlük itilâf koferansı ve Macaristan Berlin 21 (AA) — f konferansından bahseden Voelkiseher Beobaehter, mezkür konferans. tarafından neşrolunar, tebliğin açıktan açığa Macaristan aleyhinde olduğunu yazmaktadır. Bu gazete, Yugoslavyanın Sov etleri hukukan tanıması mesele sinde Fransaya tâbi olmak iste- memesini de manidar bulmakta- dar,