Sahife 4 AKŞAM 18 Haziran 1934 | Yakup Gomil niçin Muharrir Hüsrev Sami bey, muarızlarının husumetine maruz kaldığına emindi Şimdi artık niçin divani harbe çağırıldığının sebebini bir dere- ce kavramıştı, Fakat hükümetin Hakkı ve Yakup bn esi de olsa - ki o böyle bir hadise et- afında hâlâ malümat almamış- tı - kendisinin hiç bir hadise ile alâkasını görmediği için bu ani davete diğer taraftan tev- kif edil e göre ola olsa maldmatına müracaat edilmek üzere İzmirden İstanbula çağırıl- dığını tahmin ediyordu. Hüsrev Sami bey, kendi hak- kında divanı harpten verilen bu kararın sebebini araştırırken Ta- lât, doktor Nâzım ve Ka: beylerin husumetine maruz kaldi- ğma hükmediyordu. Çünkü Trab- zon İttihat ve Terakki müfet ğinden istifa © ederken Talât beye gönderdiği ağır mealdeki is- tifaname ile Kara Kemal beyin iftarında Talât ve doktor Nâzm beyler aleyhinde sarfettiği sözle- rin henüz unutulmadığını, bunla- rın, hakkında yapılan bu muame: lede başlıca âmil olduğunu mu hakkak addediyordu. Hüsrev Sami beyin İzmirden geldiğinin ertesi günü Hakkı be- yin evine sabahleyin erkenden bir komiser geldi, Hüsrev beyi ini söyledi. Fakat Hüsrev Sami bey henüz uyuyor. du. Komiser biraz bekledikten sonra Hüsrev Sami beye kendi- sinin o gün hemen divanı harp mesi lâzım geldiğini tebliğ etti. Bu tebliğat ile de tahakkuk et- mişti ki kendisi serbes olarak vanı harbe müracaat edecekti, iyanı harp, lüzum gördüğü kimseleri tevkif veya davet ettiği halde henüz Mümtaz beye doku- nulamıyordu. Mümtaz bey, Sirke- ci istasyonunda Hakkı beyin tren- den indirilmesi hadisesinden ca- nı sıkılarak Enver paşaya şikâyet ettikten sonra nil olarak İz- mite dönmüştü. Mümtaz bey, ken- disinin de arkadaşları gibi bir muameleye maruz kalacağını tah- min etmemiş olduğundan | uzun kas Enver paşa Mümtaz beyin tevkifine razı olmuyor Fakat bir taraftan divanı harp, 'diğer taraftan Talât beyle arka. daşları Mümtaz beyin de tevki- fini ileri sürdükleri, ve bu husus- ta çok uğraştıkları halde Enver paşa Mümtaz beyin tevkifine bir lü razı olamıyordu, Enver pa- şa, Mümtaz beyin her şeş yet açık ve olduğı hakikatın meydana çıkmasını te- çmin etmek üzere ancak divanı harpçe malümatına © müracaat edilebileceği fikrinde bulunuyor. du. Netekim Mümtaz bey, mu- hakeme esnasndu bile bir iki defa tevkif edilmek istenmiş, f0- 'kat Enver paşanın kuvvetli mu halefeti karşısında alelide suret, Öİü'nezeret altına bile alınmamıştı.” > Mtihat ve Terakki tarihinde esrar perdesi | 8 Haziran 1934 ve nasıl öldürüldü | E MR Mümtaz beyi tevkif ettirmek isteyenler, Enver paşaya eski yı inin de (taklibi hükümet) ha- mim alâkac yorlar, fakat Enver pa- şa burisnada katiyen inanmıyor- du. Halbuki Mümtaz beyin tevkif edilmek istenmesindeki asıl sebep bu değildi. Envar paşaya da izah | edilmiyen bu sebepler, Kara Ke- mal beyle arkadaşlarının eski hu- sumetlerinden doğuyordu. Müm- ir. bulunduğunu taz bey, elttihat ve Terakki» da- yetti. Bir çok ittibatçılar, Balkan har- binin — felâketindeki sebeple, araştırlarken, harpten evvel Sai paşa kabinesinin birden bire ikti- dar mevkiini «ittihat ve Terakki düşmanlarına terk etmesini şid- ve bu Şevket paşa ile geçinemeyip kabinenin devrilmesine sebebiyet verdikleri detle muahaze ediyorlar mesuliyeti sirf Mahmut için Talât beyle arkadaşlarına yükletiyorlardı. Mümtaz bey, bu fikrin öteden beri en hararetli mürevviçlerindendi. Bundan başka - yukarıda tafsi- | lâtile arzettiğim gibi - Talât be- yin Sait Halim paşa kabinesine girmesini istemek, merkezi umu- minin iskalına teşebbüs eylemek, Enver ve Cemal paşaların - Talât beyle arkadaşlarının mümanaa- ana rağmen - kabineye girmel: rini temin etmek, ordunun E: | neyi istirdat etmek üzere ileriye | yürümesi gibi «lttihat ve Terak- kip dahilinde pek O kuvvetli cidal ve fırtınalara sebep olan | mühim hadiseler nazarı dikkate | miyor, Yakup Cemil bey mese- lesi vesile ittihaz edilerek Mü tez bey aleyhinde de ileri gidi mek isteniyordu. Fırkamız için ne söyleniyor bilir misin ?.. ,, Bütün bu eski meseleler, başli başına bir husumet meydana ge- ti ifayet ederken, Yakup Cemil bey hadisesinden evvel, Kara Kemal beyin Nuruosmani- ye klübündeki iftarında Müm- taz bey de, Hüsrev Sami bey gibi, | çok şiddetli sözler söylemiş, mu- | arızlarını yeniden kendi aleyhi- e tahrik etmişti. O gece söyle nen bu sözleri Kara Kemal bey bir türlü affedemiyordu. (Devami var) AKŞAMDAN AKŞAMA Sabanca tenezzühleri (Baş tarafı 3 üncü zakifede) satmağa kalkmaları da ken- menfaat mugayirdir. Sabanca belediyesi bu hakikatı Sabancalı hemşerilerine anlat. | mak hususunda yorgunluk tanı- mamalıdır. Bir kaç kahve, etra- fında tenezzüh imkânını temin eden arabalar, ucuz tarife, kâra kalkmayı tıcılar. Başka bir şey İstemez. Öte tarafını tabiat temin etmiştir. Bu güzellik Sabancalılar | için bir maden. düşünmemiş sa- İ vam etmektedir. | Tarama dergisi Mütalâa gönderen zatlerin isimleri Ankara 1I7(A.A.) —T.D.T. C. umumi kâtipliğinden: Cemiyetin neşrine başladığı «Tarama dergisi nin şimdiye kadar çıkan fasikülleri hakkında bundan evvelki ra yeniden rin on birinci listesi: 1 — Gaziantep ilk tedrisat mü- fettişi Avni bey, 2 - Bergama ilk | dediisat müfettişi A Yılmaz beğ, 3 - Çorluda Basri Yaman bey, 4 - Samsun maarif müdürü C. Gülte- kin bay, 5 > Denli halkevi, 6 - Mersinde harp malülü Emin K. Göl hay, 7 - Çorum Milli kütüp- hane memuru Eşref bey, 8 - Mer- zifonda baş muallim Hâki bey, | on ilândan son- lâs gönderenle- | | 9 - Merzifon maarif memuru Ha- | Til bey, 10 - Cumhuriyet halk fır. | kası umumi idare meclisinde H. Rahmi bey, 11 - Nevşehirde Dr. | Hayri bey, 12 - Zonguldakta zır oğlu Bedri bey, 13 - Kozan müftüsü İzzet bey, 14 - Kiliste avukat Kadri bey, 15 - Zonguldak gazetesi sahibi Karaoğuz bey, 16 - Merzifon ilk tedrisat müfet- tişi bey, 17 - Amasya evkaf mü- dürü Namık Necip bey, 18 - Ma- nisa Horoz köy mualli; bey, 19 - Beyoğlu Musevi mektebi Türkçe muallimi Orhan İhsan bey, 20 - Sınai milkiyet mü Refik bey, 21 - Denizlide baytar Rifat bey, 22 - Merzifon kayma- kamı Rüştü bey, 23 - Silifke be- lediye reisi Siat bey, 24 - Edimme maarif müdi Şahap bey, 25 - Mersinde muharrir Şeref Arif bey, 26 - Muğla ilk tedrisat müfettişi Şevket bey, . 27 » İstanbul erkek lisesi Türkçe muallimi Tahir Ne- jat bey. Bu zatlerin gönderdikleri fiş sayısı 6137 dir. Evvelki on liste ile beraber gönderilen fiş yekünu 240,693 ü bulmuştur. | Her birine ayrı ayri teşekkür mektubu yazmağa imkân bulu- namadığından gösterdikleri hiz- melten dolayı kendilerine alenen teşekkür olunur. Halkevi lisan dersleri Halkevinden: i 1 — Evimiz Beyoğlu kısmın- daki lisan dersleri kursları de- Nazmi 2 — Beyoğlu kısmının pansiyo-| munda boş odalar vardır. Birer ve ikişer yataklı olan bu odalar mobilyası ile birlikte ve haftada iki gün sıcak olmak üzere banyo- su da dahil olduğu halde 10 ilâ 20 lira arasındadır. Bu kısmın bi fesi de icara verilecektir. Ders, pansiyon ve büfe şeraitini| öğrenmek istiyen talipler her gün öğleden sonra Tepebaşında Meş- rutiyet caddesindeki Beyoğlu kıs- mımiz idare memurluğuna müra- irler. cant edebi Ihtiyat zabitleri yoklaması Fatih askerlik şubesinden: ihtiyat zabitan (o yoklamaları 1076 numaralı kanuna tevfikan | her sene 1 hazirandan 30 hazı. | randa nihayet bulur. Bu tarihten sonraki müracaatlarda nakti ceza alınır, bunun için bizzat veya tah- riri olarak vakit geçirmeksizin şehrimizde mukayyet bulunan ve kayit harici kalanlar da müracaat etmeleri son defa olarak ilân olunar, Ti | müsait fırsatlarda kale Dünkü maç Musevi takımı Galatasaraya 3 - 1 mağlüp oldu Kovalamaca ve koşmaca oyu” Bunu futbol şeklinde tatbik etmek istiyen Hapoel. oyuncuları dün ci maçların Galatasarayla Yaptılar, Filistinden getirtilen b Musevi takımının cuma | günl oyununu gördükten sonra kana: larımı şöyle yazmıştım. «Futbol oynamak için atletik | meziyetlere malik olan Hapoel | oyuncuları henüz topu kullanacak kadar mümareseli | değillerdi Eğer Galatasaray, atletik kabil yetlerin en az rol oynıyacağı bi zım olan tarzda oynarsa Beşiktaştan daha iyi netice alabilir» demiştim. ü devresinde, iyebile- cekleri: gayretleri tesirinde kalan Galatasaraylılar kendilerini daha iyi koşan hasımlarile top kovalı macasına giriştikleri için hâkimi etlerini tam bariz bir şekle geti- remediler. Fakat ikinci devrede yoruldukları için fazla koşmadan oynamak usulünü tecrübeye mec- bur kalarak Musevilere karşı kul- lanılması icap eden sistemi tatbik emiş oldular. O dakikadan itiba- ren de, rüzgâr aleyhlerine oldu- ğu halde, hâkimiyetlerini Bötürmiyecek bir açıklıkta oldular. şüphe tesis Musevi takımına gelince; en önlerine kadar indikleri vakitlerde bile, sanki kaleden korkuyorlarmış gi- bi, şüt çekmiyerek sağa sola pas vermek suretile sayı çıkarmak im- kânlarını kendi ayaklarile mah- Vettiler. İlk devrede rüzgür Galatasara- yin arkasında esiyordu. Futbolcu- luk faikiyetine tabi ği rüzgâr avantajına rağmen iki golden fazla çıkaramıyan Galata- saraylıların ikinci devrede maj lüp vaziyete düşeceklerini zanne- denler oldu. Ikinci devrede rüzgâr önden geldiği halde Galatasaray daha hâkim oynuyordu. Bunun sebebi pek basitti, Rüzgâr arkadan eser- ken Galatasaraylıların pasları uzun düşüyordu. Karşılarındı ki rakipler kendilerinden daha se- Ti olduğu için uzun düşen toplara daha evvel yetişebilmek fırsatını buluyordu. Halbuki rüzgâr önden gelmeğe başlayınca, verilen pas- lar derinleşemeyip bizimkilere da- ha yakın düşütüğünden Musevi ler kapamaz oldular, Maçın tafsilâtı Takımlar sahaya çıktıklari kit Galatasaray kadrosunun şu $e- kilde terti gördük: Avni - Faruk, Lütfi - ibrahi Nihat, Kadri - Necdet, Rasih, ü ih, Danyal. Bu şekle nazaran, ekseriya mer- kez muhacim oynıyan Rasih içe- ri alınmıştı, Birinci devrenin onuncu daki- kasına kadar «topun nısıf lara geçmesi itibarile» mütevazin saha giden oyunun çehresi Rasihin at tığı ilk golle değişti. si Galatasarayın bu golüne muka bele etmek istiyen Hapoelliler futbolü bilmemek yüzünden şu-' ursuz sahada koşuştular. Devre! nin bitmesine yirmi dakika kadar vardı ki, Musevi misafirler aley- hine bir firikik oldu. Gene Rasili isabetli bir vuruşla bu vuruşu go Je tahvil etti, Birinci devre aman Ga: atasaraylılar 2-0 galiptiler. ikinci devre Galatasarayın tam bir hâkimiyeti ile açıldı ve öylece devam etti. Vakıâ bü devrede Galatasaraylılar birinci devreden çok gol çıkaramadılar. Fakat fut- bolculuk itibarile daha güzel oy: nadılar. İkinci devrenin başlarında Ga- Istasaraylılar derin bir pasla sağ- Sağ açık ortaladı. Ge- merkezde yetişerek hiç ir şütle takımının. de çıkardı. Bu devrede, Galatasaray çok ağır basarak, müteaddit akınlar yaparak devam ederken sonlara doğru yan muavinden sıyrılan Mu- sevi sol açığının gayretile bir gol yedi. N Bir kaç dakika sonra müsaba. ka da 3-1 Galatasarayın lehine bitti, — Eşref Şefik Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden Yüksek Ziraat Enstitüsü talebesi için aşağıda yazılı 2 kalem ayakkabı münaka: nameyi görmek üzere her gün Enstitü Muhasebesine ve */, teminatlariyle beraber 9 Temmuz günü saat 11,3 ta Enstitü ihale ve Adet Eşyanın cinsi 350-360 Erkek 40-45 Kadın i aleniye ile ihale olunacaktır. Taliplerin şart- 75 934 tarihine müsadif Pazartesi idare komisyonuna müracaatları, (8298) Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü lerin şartnam: Rektörlüğünden: Yüksek ziraat enstitüsünün ibtiyacı ole tabak, çatal, kaşık ve saire aleni münak görmek üzere her gün enstitü muhaseb. aşağıda yazılı 10 kalem şa konulmuştur. Talip- “i, 7,5 teminatlarile birlikte /temmuz/934 tarihine müsadif pazartesi günü saat 10,30 da Enstitü ihale ve idare komisyonuna müracast- ları, (3297) Adet 200 250 225 (takım) 75 250 100 40 s0 50 40 Eşyanın Yemek Çatal, ik, Çay kaşığı Çorba tabağı biçak Çay fincanı man tabak