Sahife 4 Sahife 6 ISTANBUL HAYATI “Ben de torun büyüttüm amma..,, Çocuğunun elinden tutan, çıkı- mını koltuğunun altına sıkıştıran kşam üzeri biraz hava almak ile sokağa fırlıyor. Fakat ne mümkün!.. Daha kapıdan çıkar çıkmaz suratlara çarpan kesif bir toz bulutu ortalığı zindana çevi- riyor, göz gözü göremez hale ge- Tiyor, Nerede ise insanlar da bi birlerine çarpmamak birer otomobil kornesi alıp öttü- recekler. Hava almak ümidile çıkanlar yol boyunca bir hayli toz, toprakla çenelerini tıkadıktan ksüre kendileri den parklara dar En rahat yer Sultanahmet Gülhane parkları, Ağaç gölgele- Tine yerleştirilmiş kanapeler tık- hm takım doluyor. Grup, grup har raretli münakaşalar koyulaşıyor. Harpten bahsediliyor. Pahalılık- tan dem vuruluyor, Gelinler, da matlar çekiştiriliyor. Komşunun radyosundan, tahta kurularının, irelerin münasebetsizliklerinden şikâyet ediliyor, Yedi mahalle aşi- rı yabancılar burada derhal ahbap | oluveriyorlar. Hemen sıkı fıkı dostluk kuruluyor. Bir aile efradı arasında görüşülüyormuş gibi bi. ribirlerine içyüzlerini açıyorlar, dertlerini döküyorlar. Köşedeki kanapenin ucuna il miş yaşlıca bir hanım öteki kana. pede oturan yeni tanıştığı hanıma doğru uzanıyor, elile ağzının bir yanını kapıyarak yanındaki genç kıza işittirmek istemiyormuş gibi hafif sesle anlatıyor. «— Ah hanımcığınm.. Meğer elâlemde neler varmış. Bizim ma- hallede Ziyneti hanım isminde bir komşu vardır. Tam bizim evin karşısında oturur. Kapılarımız bi- ribirine bakar. Ondan sonra efen- dicağzım, Ne diyecektim. Ha, © Ziyneti hanımın kızı komşunun delikanlı oğlu ile yüz göz oluver- memişler mi7. Kızın elinde oğla- nın mektuplarını yakalamışlar, Aman dün gece babası kıza dayak attı, bir dayak attı yadı arşiâlâya çıktı. - Yanındaki genç kızı işaret ederek - ben de torun büyüttüm amma, çok şükür Allahıma şimdiye kadar kaşını kal dırp ta kimsenin erkeğine bak- mamıştır.» ük hanım harıl harıl anla ürken genç kız da önünden geçen bir delikanlının kaş, göz işaretle- yine tatlı tebessümlerile cevap ve- riyor, delikanlının beraber gez mek için yaptığı davet işaretine karşı yavaşça büyük annesini gös tererek yaka silkiyor. — C, R. Izmir Türk ofisi İzmirde Türk ofis şubesi mü- dürlüğüne Emrullah bey tayin edilmişti Falk Sabri HAYVANLAR ALEMI Bu meraklı, eğlenceli kitab: okudunuz mu? Fiyetiz Di Beryerde 180 ri ği kuruştur. ve Toys ve satış merkezi yalnız AKŞAM KITAPHANESİ 181, Ankara enli, İstanbul Para yerine posta pulu da gönderebilirsiniz, İ edilen Bursadaki tarihi abideler Halkevinde mimar Sedat beyin eser- mürekkep bir sergi açıldı lerinden Bursa 10 (Hur susi) — Maarif vekâletinim çok abetli bir ka- rarı üzerine, şeh- imizdeki tarihi |, abidelerin plân ve resimlerini yapmağa, memur © mimar | (Se, Sedat bey, Halk. 101508 evinin delâleti hire başladı. Halkevinin bir salonunu süsli- Mimar Sedat yıldanberi süren çalışma de, yürüdüğü ilmi çığır. tarihimiz için çok kıya metli vesikalar toplamış, bir çok karanlık noktaları aydınlatacak neticeler elde etmiştir. Osmanlı Türklerinin mimarlık bakımından doğum yeri ve baş- langiç mimarisinin öz yatağı olan Bursa, denilebilir ki şimdiye ka- dar lâyık olduğu gibi ilmi bir ara- maya mazhar olmamıştı Maarif vekâleti, Türk tarihi tetkik cemiyetinde de öza olan yol. | mimar Sedat beyi Bursaya lamakla, mimarlık tarihi hatlarını. esaslı bir tet tutmuş oldu. Bursalılar ve tarihi eserlerimize sevgi besliyenler bu kararı şükranla karşıladılar. Sedat beyin tetkiklerinden çı- karılan manaya — göre, Türkler Bursada başladıkları mimariyi, en basitten, en olgun şekillere ka- İ| dar kendi başlarına yürütmürler ve milli seviyelerini, yaptıkları bütün eserlerde göstermişlerdir. Sinanım şaheserleri, o kemali buluncıya kadar tabii seyrini Bur- sa beşiğinden itibaren daima mu- Mimar Sedat beyin sergideki resimlerinder bu resimleri bir sergi halinde teş , Mimar Sedat bey hafaza etmi Bu aramalarla da sabit oldu ki, Türk mimarisi Bursada ilk taşı koyduğu zaman bile medeniyetçi silinmez bir damga seciyesini, gibi her esere vurmuş; sadece ca- mi değil; köprü gibi, ticaret han- ları gibi müesseselere imar saha- sında büyük bir yer ayırmıştır. Yakına kadar bir süvari kışlası zannedilen meşhur Beyhanı (Emir hanı), mükemmel bir ticaret mer- kezidir. Osmanlı Türklerinin ilk yaptırdığı bu büyük bina, Tür- kün medeni seciyesini gösteren rs ? canlı bir misal halinde duruyor. Bursa eserle- rinde, mimarimi- zin doğuş ve yükseliş — seyri gok bariz olarak göze çarpar. Meselâ ilk eser- ler arasında kü çük bir örmek | olan Hisardal Bey hani (Alâeddin) ca- miinde, bizde istalâkitlerin nasıl başladı kolaylıkla | görmek ümkündür. Süleymaniyede en olgun ve ince halini bulan istal kitler; bu küçük camide çok ba- sit, fakat bütün ana hatları, do- Huş çizgilerile görünüyor. İmarcılıkta kadınlarımıza da büyük bir hisse ayırmak lâzımdır. | ilk ehemmi- Türk kadınının himmetine borçluyuz. Nilüfer ha- Bursa mimarisini yetli eserleri; tun, Beyhanı ile Nilüfer köprüsü nü yaptırdığı gibi, Selçuk hatun. da pek çok eserler bırakmıştır. Sergi münasebetile mimar Se- dat bey, akşam bir konferans vermiş ve Türk mimarisinin nasıl ni, nasıl ilerilediği- delerimizin teknik hüviyet ii anlatmıştır. İl İnkılâp mimarisine intizar dev- | resinde olduğumuzu işaret eden Sedat bey, abidelerimizi koruma inden bahsetmiş ve konferansını şöyle bitirmiştir: — Abidelerimiz dir. Koruma heyetini doğuran kuvvetli bir ışıktır. Medeni ya. | ratlışı çok yüksek" olan milleti. | mizin her ferdi, abidelerimize milli şerefi hürmet edecek ve onları - kendi şerefini korur gibi - daima koru- yacaklır. — R. R. Gizli nüfus Afyon vilâyetinde şimdiye kadar 21,000 nüfus yazıldı Af kanununun tatbikindenberi Afyon merkez kazasında 17,000 küsur ve Sandıklı, Dinar, Bolva- Emirdağ kazalarında da 4000 küsur nüfus kayıtlarını yaptırmış- lardır. Bununla beraber henüz nüfus kütüklerine kayıtlarını yap- tırmamış daha bir çok vatandaş- lar mevcuttur. vaziyetine göre hemen hemen 300,000 i bulmuştur. Muğlada zeriyat merkezinin bu seneki zeriyatı şöyledir Buğday 7500, arpa 5000, çav- dar 2280, yulaf 101, bakla 200, böğrülce 210, nohut 40 hektar arazi ekilmiştir. Gönende yağmur Gönen 13 ( Hususi ) — Dün bardaktan boşanırcasına yağmur yağmış, ufak fındık tanesi kadar da dolu düşmüştür. Yaz mahsul. leri bu yağmurdan çok büyük istifade etmiştir... - Karamürsel - Yalova yolu bozuk Bu şose üzerinde iki tehlikeli köprü de mevcuttur Karamürsel (Hususi) — Kara: mürsel - Yalova şosesinde yapıl: mıyan kısımlar sırf Yalova kazası hududu dahilinde bulunmaktadır. Hergün üç dört sefer yapan Ka- ramürsel otobüsleri Yalova hudu- dunda, tesviyesi bile yapılmıyan ve| rüvvet hanım amında bir dul izl tahminen 9 kilometrelik kısımda çok müşkülât çekiyorlar. Seneler- denberi ikmali mühim yolun bitmesi hayli bir za- mana mütevakkıftır. Yalovaya 9 kilometre mesafe- de iki tehlikeli köprü mevcuttur. Bu mühim yol yapılmasa bile köp- rülerin muvakkat bir müddet için istinatlarının . kuvvetlendirilmesi izmdır. Çünkü bu köprüler üzerinden geçen büyük otobüsler ileride bir kazaya sebebiyet ve- kip ettiğinin farkına varı n . | Aile faciası | | Evini satmadığı için zevcesini öldürdü İzmirde, Eşrefpaşada, bayram yerinde bir aile faciası olmuştur. | İzmirde çıkan Anadolu refikimiz- de okuduğumuza göre Ömer efen- di, zevcesi Mürüvvet hanımı öl dürdükten sonra kendisi de öl müştür, Vakanın tafsilâtı şudur: Ömer efendi vaktile | bakkal, | son zamanlarda işsiz idi. Bundan| evvel yirmi dört yaşlarında Mü- çocuğu ve evvelce ölen kocasından | kalma bir evi vardır. ix kalınca, ken- disine sermaye tedarik etmek için i satmasını karısına teklif et. fakat Mürüvvet hanım, teklifi kabul etmediği cihetle ara- ları açılmış ve iki aydanberi ka, koca dargın yaşamağa başlmış9 lardır. Üç gün evvel Mürüvvet hanım, evinden çıkarak bayram yerinden! geçerken kocasının kendisini ta- elinden kaçmak için metrük Ka- ems e |, enizade mezarlığına girerek, koş-| muştur. İ4 oi yy e KARI MEKTUPLARI Radyo neşriyatı Divanı muhasebat © mürakıplarındanı Şükrü Süleyman bay yazıyor: Geçenlerde İstanbul rad kit yollu mepolunan ya karilerini çak memnun etmiştir. Bu pek yolunda ve imbetli olan yazılarınıza de- vam edilirse muhakkak radyo işleri yola ektir, Bizim isyasyonlarımız vasıtasile, bil. hama şu aralarda ilmen ve mevkien en yüksek adamlarımızın. inkılâp dereleri ve muhtelif kanferanalarının. neşrolun ması ne kadar derin memnuniyetle karşılıyoraak, istasyonlarımızın bu. meyi yatı muntazam ve pürüzmüz bir süretie Verebilecek kuvvet ve kudrette olmadı Bim görmek te © nisbette yeklerimizi Ankara neptiyatını yalnız Ankara ndekiler ve İstanbul nepriyatın da İstanbul halkı dinliyebliyor. Bu yalı mesel Bükreş kadar pars siz ve mazbut olarak dinlemek kabil olmadığı ibi Ankara ve İstanbul mes Tiyatı varken Avrupa istasyonlarını arar mak vaziyetinden Sök kudreti gönteremi Bu sahada merclinin dikkatini celbete menizi sien ederim. Tiyatro caddesinin tozları Gedikpaşada Saraçiskak mahallesin de Çeşme sokağında oturan Ali bey, 'Çarşıkapıdan Kumkapıya inen bir yokuş vardır: İmi Tiyatto caddesidir. Kumkapı belediyesi bu caddenin bor zak yerlefini tamir ettirdi. Yalnız yer lerdeki kumlar fena halde t02 yapıyor. otomabil geçtiği zaman kalkan toz bu hatları ortalığı duman içinde bırakıyor Gözleri berbat ediyor. evlerin içi tozla doluyor. Acaba bu kumların ortadan kaldırılması mümkün değil midir? Halkı uyutmıyan cazbanl Ayaspaşada « Palas aparımanınıa da oturan Mehmet Reşat bey Taksimde Ayaspaşada bir bahçede çalan cazbant akşam esat on sekizden sabahın ikisine kadar devam © ediyor. Orurduğum aparımanın karşmnda bu: lunan bu cazbandın kulakları ve dimağı bırpalıyan seri, kuvvetli gedesindan uyumak değil, oturmak bile kabil ola siyer İkametghlar ortasında olan bu yer- deki cazbandın türahati bozmiyacak mütete ve mahdut seslerde merek iz bayer on bire kadar çaldırılısamnız Ve oralarda bekliyen © otomobillerin de müşteri almak. yekabeile gürültüyü art ürmamaları orbalının belediyece temi Ahşap evler Gedikpaşada Saraçiek mahallesine de Çeşme sokağında 12 numaralı evde oturun okuyuculanmızdan Ayşe hanım yazıyor: Belediyenin bazı muntakalarda, baz şerait alda ahşap, ev insta müm edeceğini gazetelerde okuduğum 22 masin, geyen hafta bir buçuk esat çinde kocaman on evi kil eden yangın man süren gözümün önüne geld. Çünkü ota duzumuz ev ahşaptır, mahallemiz sk ve alşaptır. Sokak dardır, terkos yek” tür. Kukcepme suyu varan da her za man akmaz, Allah saklasın yangın vuka- unda itisiyeye bildirecek #elelon da “Ahşap evler yüzünden İstanbulun bir çak mahalleler harabezare dönmüş iken belediyenin bazı şarlar alında olsa bile ahsap ey inmatına nasl müsmede ede: ceğine aklım ermiyor Iki hursız mahküm oldu Şevket ve Arap Tevfik isimler rinde iki hırsız geçenlerde yaka- lanıp adliyeye verilmişlerdi. Bun- lar ikinci ceza mahkemesinde mevkufen muhakeme edilmişler. dir, Muhakeme neticesinde ikisinin de müteaddit hırsızlıkları sabit olduğundan ceza kanununun 483 , üncü maddesine teyfikan ikişer sene müddetle hapislerine karar verilmiştir. Hırsızlar bu kadar müddet te emniyeti umumiye neza- yeti mağa başlamıştır. Mürüvvet ha- nım, koşarken ayağı mezar taşlar rma çarparak yere kapaklanmış, arkasından yetişen Ömer efen- di, tabancasını çekerek karısının kafasına üç, sırtına da bir kuryanı sıkmıştır. Mürüvvet hanım, der hal ölmüştür. Ömer efendi bu ci- hayeti işledikten sonra ölü bulum