14 Kasım 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

14 Kasım 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Teşrinisani 1932 Hükümete bir müracaat Sekiz taksitle mal alanlar Taksit müddetinin 20 söneye iblâğını istiyorlar izmir, 12 — 8 taksitle mal alan- lar taksit müddetinin 20 seneye iblâğım li Bunl ile ve zam paşayı makamında ziyaret etmişler ve vaziyetlerini arzetmiş- lerdir, Vali Kâzim pa bu hu vilâyetin azâmi dimda bulunacağını vadetmiş Başvekâlete, Iktisat ve Dahiliye vekliletleri ile Ankarada bulunan İzmir mebuslarına telgraflar çekil miştir. Bu telgraflarda emlâk ve arazi dahil olmak üzere taksitlerin 20 ye iblâğı istenmektedi Muallim Mithat beyle Ibrahim beyden mürekkep bir heyet bu hafta içerisinde ali makamat nezdinde teşebbüsatta bulunmak Üzere Ankaraya gidecektir. kendilerine Pancar ziraatı Alpullu fabrikasının yeni teşebbüsleri Alpullu şeker fabrikası, pancar ziraakının inkişafına çalışmaktadır. Fabrikanın ziraat fen memurları pancar zürraile temas ederek top- rağın veri için, köylü Beler yapılabileceğini ögrenmek- tedir. Fabrika ziraat müfett , pancar tarlalarına 50 ton suni gübre verecektir. evel, fabrikanın toprak laboratu- arında, topraklar tahlil edilmek- te, ve buna göre, suni gübre verilmektedi Trakya pancar mıntakalarinda, haşeratla mücadele edilmektedir. Pancarlara arız olan bir kurt, bu li sene pancar zürram bayi mete sokmuştur. Alpullu fabril zürraa bir kolaylık olmak üzere, bu kurtlarla mücadele için zürran 30 ton zehirli bir mayi dağıtar caktır. Bir sahtekârlık Avrupa eşyasmı yerli malı gibi sürmek istiyenler inç ithal eden bazı tacirlerin pirinçlerimizin satılma: mani olmak için müşkülât çıl dıkları geçende yazılmıştı Bu mesele iktisat vekâletinin hazar dikkatini eelbetmiş ve tetkikat yapılmağa başlanmıştır. Diğer taraftan bazı tacirlerin Avrupadan gelen çürük bir takım eşyayı yerli malı gibi sürmek istedikleri haber alınmıştır. Buna karşı da tedbir alınacaktı M. Herriat rmalizmadan hasta Paris 12 (A.A.) — M. Herriot, hafif bir romatizma buhranı geçir. miştir. Maamafih mhhati salâb yolundadır. Hastalığına rağmen, bu akşam resmen matbuata verilecek olan plânı, son bir defa gözden geçirmek üzere tahdidi teslihat konferansı Fransız heyeti murah- basalarını toplamıştır. Mumaileyh, yarından itibaren mutat meşguliyetlerine başlıyabi- İeceğini ümit etmektedir. Akşam Sahife 5 GÜNÜN HABERLE Iki idam kararı Tavuk keser gibi insan boğazlıyanlar 12 (Hususi) — Ban- dırmaya civar ve Belkıs harabe- leri yanındaki Yapıcı köyünde tüyler ürpertici bir cinayet ok muştur: Iki arkadaş çok para ümit ettik: leri hemşerilerinden birisini evvela boğmuşlar ve sonra da kafasını koparmışlardı. Üstünü başını ara- dıkları zaman zavall maktulün cebinde ancak altı lira çıkmıştı. Bu aralık oradan geçen üçüncü köylüyü de kendilerine şeriki- cürüm yapmışlar bu suretle altı lirayı üç kişi taksim etmişlerdi. Caniler cesedi saklarlarken görül müşler ve tevkif edilmişlerdi Bandırma ağırceza mahkemesin- de muhkemeleri görülen ki lerden ilk ikisi ölüm cezasın de bildiği haldı den on seneye mahküm . Karar temize gönde Bandırı İngilterede geceleyin otomobil kazalarına mani olmak için tenha ve karanlık sokaklarda giden delerin sol bacaklarının ayak e, arka tarafa, birer küçük kırmızı fener takmaları kararlaş- tirılmıştır.. Resmimizde bir kadın ayağında fener olduğu halde giderken görülüyor. Amerikan üzümü Kaliforniya mahsulü 76000 ton tahmin ediliyor yaş üzümler hak- kında Londra ticaret mümessili ğimizden ticaret odasına şu malü- mat verilmiştir. Kaliforniyanın bu seneki şarap- lik üzüm miktarı 76,000 ton tah- min edilmiştir. 93İ senesindeki şaraplık üzüm miktarı 316,000, 230 da 86.000, 92 da A10Dİ ton idi. Kurutulmağa tahsis olunan yaş üzüm miktarı bu sene 1.177.000 tondur. 931 de 775 bin 930 da 1,307,000 929da 1,098,000 ton olarak tespit olunmuştu. Taze sofralık üzüm miktarı da bu sene 308 bin tondur. 931 de 229 bin, 930 da 3B8 bin, 929'da da 312 bin ton olarak gösteril Dişli Reischtag, yeniden fesih mi edilecek? Berlin, 13 (A.A.) — Reichstag'- ın feshi projelerinden müteheyyiç olan konfederasyona dahil devlet- ler mümessilleri, dün öğleden sonra, imparatorluk meclisi komisyonunun o bir. içtimamda müttefikan hükümete “kanunu | esasiye Oo mugayir ber türlü hareketten tevakki etmesini, na- tak ciddi bir ihtarda bulunmuşlar Ri) Iktisat sahasında Fransız - Alman teşriki mesaisi Iki konsorsium teşkili tekarrür etti İT — Volf ajan Fransız iktisadi komisyonu leki içtima devresini bitir. miştir. Bu devre esnasında ko- mütyon, daha girdiler vücmde getirilmiş olan iki konsorsium hakkındaki raporları dinlemiştir. ve İngiliz sanayi erbabı dahil lunmaktadır. Şirket, ecnebi memleketlerde bir takım nafin işleri yapacaktır. Bundan başka, tali ko yi erbabının elektrik inş nda daha sıkı bir surette mesaide bulunmaları ve a bazı Avrupa memleket şimendiferlerinin — kısmen eekerikleşrilmesi © sahasında teşriki mesai eylemelerine müte- allik bulunan muvakkat raporu dinlemiştir. Balya madeni Yakında tekrar faaliyete başlıyacak Balya 10 — Maden faaliyetini tatil edelidenberi Balya sönmüş Adeta suyu kesilmiş bir değir- mene dönmüştür. Eskiden insan kalabalığından geçilmi Maden direktörü M. Mezzen, meclisi idare âzaları iktisat vekâ- leti ile temas etmek üzere bir kaç gün evvel Ankaraya gitmiştir. Bu Sefer bir anlaşma temin edilerek madenin — faaliyete | geçirilmesi muhtemeldi Yunanistanla ticari münase- batı artırmak için Türkiye ile Yunanistan arasın- daki ticari münasebetleri artırmale için yeni bir şirket teşkil edile yazılmıştı. Bu şirketin mü deri nda maraf milli bankalarımız de kulamaktadır. Şirketin Atinada bir şubesi ola” caktır. Yunan kabinesi Hariciye nazırı istifasını geri aldı Atina 13 ( Hususi ) — geceki celse esnasında hariciye nazırı M. Ralli, M. Çaldaris ile arasında çıkan bir hadise üzerine istifa etmiştir. Bu istifa, mazırının meclisçe kabineye verilen müsamaha ve tahammül / reyini hükümet tahkiramiz addetmiştri. at başvekil M. Çaldaris, hariciye mazırma gönderdiği bir hariciye mektupta, başvekil sfatile bu mesele şabsma taallük ettiğini bildirdiğinden / hariciye © mazırt istifasını geri almıştır. Antakya Türklerinin vaziyeti Adana gazetelerinin verdikleri malümata göre son Türk - Fran- sız itilâfi üzerine İskenderun ve Antalye havalisindeki Türklerin vaziyeti bir parça iyileşmiştir. Mekteplerde Yeni Türk barfleri okutulduğu gibi Türkçe lisanına dır. ehemmiyet verilmeğe başlanmıştır. Tefrik aNo, 88 milli roman Damadından yana çıkmak isterken «yolu iyor, ona da başlayordu: — Cebi para görme ile insan adam olur mu? Doğrusunu ister- sen oda Allahın öküzü; vurdum. duymaz, kör ayvazm dikk Alâsı, Harifin takkeci kalıbı gibi ensesi, ayı gibi gövdesi, katır gil Yere fışkırıyor da farkında de Büyük hanım, kahve falına bak- mak için tersine çevirdiği fincanı, kenara çekerek ve kahkaha atarak sözünü değiştirir — Şimdi dipsiz kile boş anbar lâkirdılarla vakit mi geçireceğiz Memduh beyciğim? Haydi iki gözüm, tatlı tarafından aç... Hani n gün anlatıyorken kaldıydı. Mor feraceli hanımı peşinden Kalpakçılarbaşına sap- mışsnız; Kuyumcu çarşısındaki Çukur mahallebiciye gir! Kadın dükkândan çıkmış; siz arkasına düşüp Aksaraya kadar yürümüşsünüz... Sonra şekerim?.. Memduh bey, bir iki öhö öbö ile gırtlağını temizledikten sonra, püreşe, anlatmağa başladı: — Aksarayı geçtik; Ispanakçı viranesine geldik. Mor feraceli hanım şöyle bir duraladı; bir iki (cake) yaptı. Cakme nedir, bili- yormusunuz? — Şamlar, gerdan kırmağa Cakma derler. — Hay, boyun devrilsin kötü karl Eh sonra, Allah aşkına kes- me şehzadem. — Uzatmıyalım, evini tarif etti, parulayı da verdi. Gece, saat üç suların da, pencerenin önünden geçerken, güya çakır keyif imi- şimde meyhaneden evime dönü- yormuşum gibi, pes perdeden, (arabaya bindin mi leççol) Türkü. sünü tutturacağım. — Tevekkeli dememişler: meclisimizden dısarı dokuz donu olur; bi iyer, sekizini âleme geydirir Ey sonra efendiceği adının dediğini y evin önünden geçtik; türküyüde murıldandık. Üç adım ilerlemeden usulcacık kapı aralandı; haydi biz içeri... Meğerse merkume, kay- maktabağının mabudelerinden pa- saklı Zişan değilmi imiş İ — Elmaslı kehriba ağızlığın ucunda, bak bele şunun kız gibi duruşuna, Sızaranın üstünde mar- İ kamı gördün değil mi? Kendime mahsus olarak Rejiye yaptırıyorum, Bunun yanında Sipahi ocağı,Boğaziçi klübü kaç para eder?.. Allâh aş- kına iç. Tiralığı tatuşturup ond cağım. Gene inat edip yüz Tiralık.. Cebinden cüzdanım çıkardı, masanın üstüne döktü. Yüzlükler, beş yüzlükler, binlikler birbiri üstüne yığılmıştı. Iki parmağı arasına bir yüz lira- lik aldı; tekrar ediyordu: — Işte yakıyorum, uğruna fe da olsun! İ Tütün Daha ötesi var mı, elli yaktırar içmediğini, © deminden — 14 Teyrinisani 1938 Harp zengininin Gelini alı manalı bakışlar, derinden Iç çekişi olar, ahla beri kaşlarile işaret eden Suat, cıgara ağzında, şaşalamıştı. Göz bebeklerini, Suadın çehre- sile kâğıdın yüz rakkamı' arasında ın oynatan Kandilzade: — Yüz liralık gidiyor elmasıml diyerek kâğıdı muma tutmasın mı? Suat, ikinci yüz liralığı âşıkı elinden kaptı; masanın üstüne koydu; önlerindeki mumdan siza- sasını yakdıktan sonra EVE verdi: — Artık bu dederecesi çalgnlk işle arzunuzu yerine getirdim, Yıldız. civarında, eski paşalardan birine sit olan bir konakta idiler, Suat, Ecmel Vamığın apart manından fira eder etmez gene doğru madam Viyolete koşmuştu. dam Viyolet, evinde yalnızdı yatağında yatıyordu. Suadı se vinçle | karşılamış, anlattıklarını dinlemişti. Suat, e dert yanmağa baş inanış, Ezmel Vamılta çeçen biz tün maceraları nakletmiş, müşkül vaziyetini söylemişti, Madam Viyolet, elini o meşhur çenesine dayanış, kurtuluş çaresi, düşünmüşlerdi. Derhal bap varılacak kimee malüm : Kandilzade. Kandilzade, Ecmelin evine gek diği akşam, Suade bir yapmadı ğını bırakmamıştı ya, Boyuna fırsat düşürüp, Sadra amda, e nazırlarla, sikafıkı dostluğu. Het gece, bir ziyafet çekmek ve ya bir davete gitmek mecburiyetinde kaldığı. Bankalardaki on binlerce liralarından dem vurmalar. Bahane bulup ceplerini açmalar, içindeki binlikleri göstermeler, Tabiat ve zevk meselesinden tutturup zümrüt boyunbağı iğne“ sini, gök yakut kol düğmelerini, minyatürlü saatını, plâtin kordo- nunu, mineli esans şişesini, pır- lantalı altın tabakasını teşbir. inme, kuşanmadan bahsa- garak artık Istanbulda, eski ma kastarların kalmadığı, kostümle- rini Viyanadaki bilmem hangi meşhur terziye diktirdiği, dışarı daki paltosunu uşağa getirtip yakasındaki nadide kürkün, yalnız. kendisiyle Avusturyalı bir arşi- dükte bulunduğu. Gene, basto- nunu isteyip sapındaki altının 24 ayar ve masif olduğu, içindeki in en birinci nevi Zolingen idüği.. Ti göz arasında da, Suade çıtlatmıştız — Balıkpazarı deppoylarına iren kese kâğıdı kadar, cebime Bankanot ire Hesabını, kite bim bende şaşırdım. Bazan dars geldim mi, soba yakmak için bile kâğıt para alevlendiriyoram. Bana yar ol gülüm, hepsini uğruna feda edeyimi “Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: