Paşam Sahife, İSUMER KIZI DE Tefrika No. 31 Yazan: ISKENDER FAHRETTİN Tktibas ve tercüme hakkı malfuzdır Sumerler sarı rengi sevdikleri için, Alamlar bu renge yan etmişler ve sarı renkli neleri varsa, hepsini yere atıp çiğnemişlerdi. Tanzar, Efsarın mevcudiyetinden ret alarak yalvarmağa başladı: — Beni kurtarmağa mı geldin, ır? ben ne vakte kadar burada kalacağım? — Merak öldürmiyecek.! Tanzarın kalbi birdenbire çarp- mağa başladı — Yoksa o da beni seviyormu? — O kimseyi sevmez, Tanzarl ümidini kes! Bilge taş yü- rekli bir kadındır. Tanzar başını önüne eğ: etme... Bilge seni — Onu ne kadar çok seviyo- rum, bilse — Babanın nereye kaçtığını söylersen, belki o da seni sever! — Eminmisin ? — Nihayet, kadın değil mi? Kendisini, gayesine eriştiren a ma gönül verel — Haniya, biraz evvel, bana onun taş yürekli bir kadın oldu- ğunu söylemiştin.. 21 — Öyle amma. Eğer babanı ele geçirirse, bu muvaffakiyet, onun kalbini harekete getirebilir. O esnada sen karşısına çıl şana, aşkımı isbat etmek için, babamı teslim ettim!,, dersen, bu fedakârlığı, umarımki mükâfatsız bırakmaz. Tanzaz bir müddet düşündü. Beklan gibi mubitini dehşetli bücumlarile titreten bir hükümdarı ele vermek kolay bir iş değildi. Babısus bu ihanet evlât elile yapılırsa... Efsar, Bilgenin gözüne in bundan daha güzel bir fi elde edemezdi. — Haydi, yavrum! dedi ver.. Bana babanın nerde gizlen- digini söyle. Emin ol ki, onu kolay, kolay ele vermeyiz. Evvelâ ben senin hesabına Bilgeye gider ve babanın canına kıymaması şartile nerede olduğunu haber vereceğimi söylerim, Kendisinden söz alırım. Bilge rakibini öldürecek kadar merhametsiz ve gaddar bir kadın değildir. — Peki amma, babamı aramak- taki maksadı nedir? — Belki bir müddet hapseder, Sonra sen kendisine yalvarır ve tekrar serbest bıraktırırsın! Elsar bu sırada delikanlının safiyet ve hassasiyetinden istifade ederek omuzunu okşadı: — Budalalığı bırak, yavrum Babanı Sumerlere teslim etmekle yarın, Alam tacını sen giyecek sinl Hem bu suretle iki millet arasında asırlardan beri devam eden husumet ve münaferetin de önüne geçmiş olacaksın! Alamlar, artık, harp etmekten usandılar, Sumerliler gibi medeni ve yük sek bir milletle dost olmak şerefini kazanırsan, © Alamların minnettarlığını da temin etmiş olursun! Babana kalırsa, senin başına taç değil, bi takke bile geçirmez Sözümü dinle. Fırsatı kaçırmıyalım. e Derisinin yözülme tehlikesini gözile gören bir insan, ayağına düşen bir tacı derhal alıp başına geçirmezse, ona budala derler, anladın mı? San renge Isyan... Eisar, Beklanın oğlundan ayn- gitmiş derhal Bilgenin yanına O gün nasılsa şehrin çarşısına çıkan ve aç kaldıkları için alış Veriş etmeğe mecbur olan yerli- lerle Sumerler arasında mühim bir hâdise cereyan Bir gün evvel, bir Alam taciri, ayağına sarı renkli deriden bi kundura geydiği için bir Summer askeri tarafından yolundan çev- rilmiş ve dövülmüştü. Summerliler güneş'i mukaddes ve (Büyük Tanrı) olarak tanıdıkları içim garı renğe de hürmet ederler. li. Sirtella'da sarı papuç giyilmez, yere sarı renkte birşey atılmazdı Bunu yapanlar teeziye edilirdi. Alam tacirinin ayağındaki deriyi gören Sumer askeri, pe: bir çok insan takmış, dava bu yüzden büyümüştü, Çarşıda toplanan Alamlar Su- merllere hücum ederek, etrafta sarı renkli ne varsa hepsini yere atıp çiğnemişlerdi. İzzeti nefsini her şeyin fevkinde tutan Sumerliler o bu hakarete tahammül edemezlerdi.. Derhal yerdeki sarı eşyaları topladılar ve bu hakareti yapanları birer yakalayıp saraya getirdiler, Halk, pencerelerden: — Siz bizim mabudumuzu karıp parçaladınız.. Biz de sizin tanrınızın reğini çiğnedik! Diye haykırıyorlardı. evlerinde sarı renkli , hepsini başka renğe boyuyorlar ve değersiz olanlarını da kırıp atıyorlardı. Asker galeyana gelmişti. Fakat, (Suz) halkı da müteheyyişti. Eğer, tarlalara ekilen tobumları Sumer nöbetcileri beklemese, Alamlar hepsini altüst edecekle, Arz ilâhi (Enbil) (1) den kork- dukları için, şebri terk edemiyor. ardı. Alamlar, , Sümerler gibi, arz ilâhına ısyan etmemişler ve gittikçe kalabalıklaşan yurtlarını. bırakıp, garb'a doğru uzanmamışlardı. (Arkası var) (1) Sumer kitabelerinden: « Arz ilâhi (Bah) isyan eden gönahkörlar sordular: (Biz, yer yüzünün hangi nokt: sında ENHIL in şiddet ve gazabından masun kalabiliriz ) Ihtiyarlar bir araya, toplandılar ve dediler ki: ( Bir gön, Akdenizden çıkan büyük bir canavar, Bnbilin canını sıkmış, Arz ib, Ak, denizi gözüm görmesin, dedi ve oradaki mahlükatı telin etti. gor siz de oraya, gider ve Akdeniz kıyılarında yerleşirse. miz, Enbilin iddet ve gazabından masun kalırsınız) Gönahktrlar, ibtiyarların Sözlerini dinlediler ve senelerce devam eden büyük kafilelerie AKDENL larına güç eller, Oralarda. yerleşir, büyüdüler, dalın uzaklara yayı kendilerine başka mabutlar buldular.» AKŞAM Matbaacılık şubesi Rekabet kabul etmez derce: bastırmak isteyenlerin bu Bundan ba mektu ka en Telefon: Kitap, Mecmua etmelerini tavsiye ederiz. müsait şeraitle karto ve zarf başlıkları, makbuz. ve sair tap işleri yapilir. YENİ NEŞRİYAT Çanakkale muharebeleri Şanlı ordumuzun en büyük mefahirinden bulunan harbi umu- | emideki — Çanakkele © boğazının kah müdafaasına dair İngilizlerin neşrettiği resmi tarih Maharrecı Payzl bay teritndin tercüme edilerek neşredilmiştir. Türk ordusunun kahramanlık» larını takdirlerle ingiliz noktai pazarından tasvir eden bu kitabın bir nüshası geçenlerde ingiliz kralının hükümeti tarafından sureti mahsusada Gazi Hz. ne ihdaedil- mişti, Bu hadise kitabın ehemmi- yekini | göstermeğe | bariz delil tepkil etmektedir. Türkçe tercümesi resimleri ve haritaları pek bol olarak Kanaat kütüphanesi tarafından pek nefi bir surette tabedilmiştir. Türk aske- rinin daha dün ibraz ettiği fevka- lâde kudret ve kahramanlıkla | rının parlak bir nümunesinin ciban | matbuat âleminde muhteşem bir | abidesi olan bu eserin okunmasını | karilerimize ehemmiyetle tavsiye ederiz. Bu kıymettar esere herkesi istifade edebilmesi için 100 kuruş gibi ancak tap masarfına tekabül edebilecek ehven bir fiat konuk muştur, Otomobil kazaları Muhiddin bey sual takririne bugün cevap verecek Şehir meclisinin bugünkü içti manda ruhsatiye ve vasika alma- dan şoförlük yapanlar hakkında verilen üçer liralık para cezasının yirmi beş liraya iblâğı hakkındaki teklif müzakere edilec Âzadan esbak polis mü: Sadi bey otomobil kazalarının otomo- | billerin haddinden! fazla süratle çittiğinden ileri geldiğini ileri Terek, Ankarada oldu şehrimizde de bir otomobilin otuz kilometrodan fazla süratle gitmemesi icap ettiği halde bu kararın neden tatbik edilmediğini sormuştu. Mec- bu günkü celsesinde Mubid- din bey bu suale cevap verecektir. Bulunan eşya Eminönü polis merkezi bir ka- dın çantası, iki sepet dolusu erzak vapur içinde dört lira ile ir nüfus tezkeresi bulmuştur. Galatada bir bavul dolusu eşya, Küçükpazarda sahipsiz bir manda müracaatla para ve eşyalarını alacaklardır. Çarşının tamiri Kapalı çarşının tamiri için be- lediye fen heyetinin raporu dai- mi encümene verilmişti Daimi encümen yapacağı tetki- kat neticesinde | çarşının. acele tamirine karar verirse tamir mas- rafı için bir menba bulacak şehir meclisinin kararını isteyecektir. Meclis karar verirse derhal tami- rata başlanacak ve tamir masrafı İ 933 bütçesile emlâk sahiplerinden İ tahsil olunacaktır. ede ucuz fiatlerle iş yapar, ucuz fiatlerden istifade 21434 Her, akşam bir hikâye Beni korkutan bir çift mavi göz ——— — Beyefendi, ben dei mak istiyordum. Sarı saçlarını parmakları ile intizam vermeğe çalışan mavi göz- lü, zaif yüzlü bir genç kapı ö de, belirmişti, İyi amma yavrum, izin defter kapandı, dahaki haftaya artı Çini mavi gözle bir ifade ile bakıyo — Bu hafta olsa, diyordu, acaba imkânı yok mu? Belki mümkün olabilirdi, fakat nedense fazla nizam sever tabi- atım buna razı olmayordu: — Hayır, oğlum, gelecek haftaya çıkarsın. O aynı yalvaran gözlerle bir kere daha bakıyor, sonra elinde tuttuğu kasketine bir yarım di gevirerek boynu bükük, üm kınık bir halde odadan çıkıyordu. Manzara beni yarım dakika kadar ya meşgul etti, ya etmedi. Başımdan aşgın bir çok işl yapılacak hesaplarım, yazılacak yazılarım vardı. İşime daldım. Bir saat, iki çık — 23 Nunara göçtü, efendim. Çavuşla beraber başka tek kelime © söylemeden — fırladık. Dışarda bir çok | koşuşmalar, karışık emirler, sesler var. 23 numaraya yol veren bütün baca- ları tıkalı bulduk. Mühendisler civar ocaklarda keşif yaparken madenin yarı amelesi de 40 çöken ocağa yol açmağa uğraşıyordu. İçimde ağır bir baskı vardı iç bir şey düşünemiyor, yalnız seyrediyordum. Vargellerin derin akislerle kulakları uğuld tan tekerlekleri kırk metro deri likten bu bambaşka âlemde hiç işitilmemiş iniltiler | çıkanyor, birbirine karışan kazma, kürek sesleri, yer altı ocaklarının upuzun koridorlarında sanki birbirini ko- valıyordu. Ziya huzmelerini uzata, kısalta geçen fenerler elleri, yüz- leri kömür tozu ile kuzgunileşmiş insan kalabalığına yol gösteriyor, o daire içindeki üç bacanm asan- sörleri 23 numaradaki çöküntü molozunu atmakla tüketemiyordu. İlerideki bir bağırılıya posta çavuşu seğirtti. Bir lâhza kazma kürek sesleri susar gibi olmuş, | vargeller durmuştu. Yanımdaki fenerli bir amelenin önüne düşen kalabalığa doğru yaklaştım. 23 numaraya yandan bir tünel açıl: mıştı, Mühendisler bu yeni dehlize istinat dirsekleri vuruyorlar, bir kaç amele de kömür toprakları altından ocağın bahtsız kurbanla- nn çıkarmağa © uğraşıyorlardı. Yanıma yaklaşan posta çavuşu: — Bereket versin, diyordu, bu ocaktakilerin çoğu izinliydi. Yal: nız bir kürekçi ile bir vargeleci vardı. Ezilenleri çıkardılar. Daha iki çatırdıda arabasının altına sığın mağa vakit | bulabilen vargelci henüz sağdı. Diğer arkadaşı kar- pına yüklenen yüzlerce kilolik ağırlığın altında yam yassı olmaş, çoktan ölmüştü. Baygın yaralıyı hemen hasta- meye gönderdik. Bizde mühendis- lerle beraber en yakın bacadan | dışarı fırladı. Facianın üzerinden dört gün kadar geçmişti. Bana bir mektup getirdiler, Madendeki kaza kur- banı namına gelen bu mektup bizim epiyce işimize yarayacaktı Çünkü zavallı amelenin akraba ve taallukatı olup © olmadığı meçbuldü. Halbuki bu vazife kurbanının ailesine bir metro derinlikte, nat verilmesi nizam iktiza sındandı. Ve belki bu mektup amelenin ailesi Hakkında bir mas lümat verebilecekti, Bu düşünce ile mektubu açtı Okur başladım “Biricik: oğlum Irza Onbeş gün evvelki inde bu hafta için muhakkak geleceğ söz vermiştin. 'Niçin gelmedin oğul? Yavublun Esmaya yazık değil mi? Iki gözü iki çeşme, Görende ciğerler parçalanır. Yohsa Madenden izin mi vimediler ?... ,, Mektup değam ediyordu. Yalnız. bu izin kelimesi, benim zihnimi gıcıklamiş, hayalimde yalv: merhamet dilenen bir çift mı gör belirmişti. Yüreğim çarpa çarpa, “Acabh?) dedim ve hemen sılgın bir istical ile vukuat defte- e koştum. “3 Tegrinevvel 1925, 28 Numarada çöküntü. Vargel- ci Hasan Ali bin Murat ayakla rından ezik. Hastaneye sev. Kürekçi 319. tevellütlü Mehmet Rıza bin Süleyman fevtı.,, Bu bir buçuk satırlık kayıt beni kandıramamıştı, Kalem oda- sındaki memurların merak ve taaccüplerine aldırmıyarak | aynı ical ile büyük amele kaptır Hurufuheca sırasile 319 tevellütlü Mehmet Rıza bin Süleymanı buldum. Ki gücük alaminüt çekilmiş resi den hep o yalvaran, merhamet dilenen çini mavi gözlerin sahi- bini tanıdın, O günden sohra maden bana zından kesilmişti, Duramıyordu! Ve nihayet iyi bir mevkii ve bir istikbali tekmeliyerek vazifem- den ayrıldım. Şimdi o memleket. ten kaçalı kim bilir kaç sene var? Ve bu kadar sene içinde serseri şan ruhumun gene ki aç inkilâbı var? Fakat, neyleyim ki ben hâlâ o mavi gözleri, o yalvaran, merhamet dilenen bakışları unutamıyorum. Senelerden beri rüyalarım o, kâ- buslarım o, korkularım hep o. Yalvaran, merhamet dilenen za- lim insafsız bir çift göz... Rıfat Gelip Barceloneda arbedeler Barcelone, 12 (A.A.) — Anarşist oldukları zannolunan bir takım kimseler muhalif komünistlerin bir içtimamı ihlâl etmek istemiş lerdir. Bunun üzerine bir arbede zubur etmiş, 4 kişi yaralanmıştır. Bazı kimseler tevkif edilmiştir Irlandada kargaşalık Dublin 12 (A.A) Dün akşamki kargaşalıklar esnasında bir kiş telef olmuştur. Resmen bildirile gine yöre serbes Irlanda hükümeti Noel yortularna mahsus kümes hayvanatı içi ihracat primi tediye etmeğe karar vermiştir. Miktarı henüz malüm değildir. Apartımanınızda Kiralık boş daire varsa ilân de enleri haberdar Gazetemize bir küçük koydurunuz ve ikametg Hiştirmek