20 Teşrinievvel 1932. — Anlamıyorum neden evlen eğe razı olmuyorsun? — Apartımanlanmak istiyorum! Meşbedi'ye atfedilen fıkralar- dan: Vaka Morsilyada cereyan eder. Bir müşteri berbere girer: — Usta, der, geçen hafta sen- den aldığım saç uzatma ilâcını kuk- landım, biç bir faidesini görme- dim. Berber hayret eder: — Nasıl olur efendim. — İşte basbayağı oluyor. — Amma bakın size bir vaka anlatayım, — Anlat — Geçen gün karım çarşıdan bir yılan balığı almıştı... Dalgın lıkla balığı su yerine saç uzatma Hlâcı ile yıkamış. — Peki, ne oldu? — Ne olacak, şimdi balığı boy- Bunda kürk gibi taşıyor! Arkadan gelen Karsı, iki genç kımile gezi yorlardı. Arkakikına bir adam ta- karısı dedi ki ju adama dönde bak, Keri- menin peşine takıldı. — Yok canım, — Öyleyse Leylânın peşinden geliyor. — Zönnetmem, — Ya benimi takip ediyor? Kocası güldü. — Hayır, beni takip ediyor, beş yiz İira borcum vari, Günah mı? Kırk. beşlik bir hanımefendi gene kendini methediyordu: Her sabah günah . selâ bu sabah da günaha girdim. Aynaya baktım, kendimi güzel buldum. Biri fısla Evvelce o bana hizmet ederdi. ŞARKI Gül sevliciğim göller açısın yarağın Svdamizn olham çı nda; Aç Koynunu gül handen ile gönlümü güldür Ben çağlıyarak. can vereyim. gül kucağında! HİZMETÇİ Beyefendi * oğlunun eni gelen genç hizmelçi ile fazla alâkadar oldu- ünü sezdi. Oğlunu” göz aldı. Nihayet bir gece oğ- lanu kizin “odâsından çıkarken gördü. Fena halde kızdı. Oğlu dedi ki: — Baba, onunla ev leneceğim. Babası kazdı. — Hay utanmaz, ser. sem hayl,. Bin müşkilâtla hizmetçi buluyorum, sen evlenmeğe kalkıyorsun! NIŞAN Hanımefendi genç hiz- metçisine çıkıştı: — Kocan böyle her gece odana gelecek mi? — Hayır hanımefendi, nişanlı olduğumuz müd. detçe gelecek! hapsine Bütün . bütün — Istikbalimi iyi göremiyorum. — Yüzüme dikkatli bakın öyleyse... Anlatamam. icerden da ele Sen bu bicranzedö gairciğini sev Döktüğüm göz yaşı boynunda ol e Hüseyin Rıfat — Onu ne kadar sev. Mütemadiyen Söylüyar, içini cekiyordu. Halbuki dediği adam onunla ev- — Canım, dedi, cüz danından yüz lira alıyo- | Tum, yarın aynı miktarı yerine koyarım. — AL bakalım. Jatura aldı, cüzdanına koydu inel bici. KADIN! tasavvur - ede- bunu yorum de, o istemişti reddetmişti. Şimdi: — Ah, diy ne kadar sevdiğimi ta- Savvur. edemezsin» Sordum: onu seviyorsun? den beril — Ne zamandan beri — Reddettiğim gün- AYNEN Terzisine yüz lirayı yüz liralık bir kocasının ere — Bir ev almış, iki banyosu, bir çok musluğu var. — Adam sütçü sudan korkar mı? > — Her gün kavga edip to katlaşıyorlar. — Tabii, tokatlıyanda barıştılar... MAHÇUP Fevkalâde sıkılgan bir gençti, Tik defa olarak baloya gidiyordu. Babası tenbih ettir — Oğlum, dans ede ceğin hanımlarla dans esnasında konuş. Bir genç kızla dansa kalktı. Sordu misiniz hanı- mefendi. & Hayır efendim. — Çocuğunuz var mi? HESAP Rakısını içti, yemeğini yedi: — Eyvah, dedi, cüz 'danımı evde bırakmışım. Patron. — Ziyanı yok, dedi, duvara ne kadar borcu. nuz kaldığını yazıp im- zanızı âtin, gidin. — Her gelen görsün değil mi? — Kimse görmez, üstüne paltonuzu asarsınız! — Horozlarla beraber kalkıyorsunuz. — Evet, piliçlerle beraber uyumayı da severiml ŞARKI Söndü Eml bu gönlün geno cananı gil, Düşü hir gölge ili arkasına, can giti; Git, hâli gidiyor, gelmesine İmekt Düştü bir gölge gibi arkasını cau giti Aylarca bu saydâzedenin böymu: bistldü, Günler, geceler gözlerimin nuru doi Güller gibi göğsümde açılın da kadın sen Gön'ürile beraber feleğin çehresi güldül Hüseyin Rıfat ANLAMIŞ Plajda. Kumların üstünde haz beşiler dolu. Hepsi çıplak, kısa mayo- du, kesik saçlı. Hepsinde: Eller kal. yanındakine — Şurada duran kadın. — O kadın değil. erkek.. Kadin onun ya- nında duran erkek... Ka- dın, o erkeğin kocası — Anladım o ZEVK Ahmet bey bir pijama İçinde köğit buldu: “ Bana gönderir misiniz! Adres yazılı tografı gönderdi. Sur cevabı aldı: “Teşe seüksiz sersemin kim olda- ğunu merak ediyordum. şöyle bir Jotografınızı idi, Fo- kür ederim. O alacak kadar er — Arkasından köpek gibi koştum. — Müteessif olma işte elmas ir tasma gönder: | Doktorlar Geçen gün Büyük tibbi Laro- wsse'ye baktım da içimden: “Yahu, dedim, şu doktorlar mız Etibba odasında dedikodu yapıp vergilerden, apartımanlardan bahsedeceklerine, şöyle bir lügat yapsalar iyi olnaz mı Ben bunu düşünürk: tor konuşuyorlar — Siz operatörler şikâyet et meyin, bir ameliyattan 100 lira alıyorsunuz, biz en fazla beş lira vizita alıyoruz. — Evet amma biz ameliyatı yaptık mı, hasta elimizden iyileşip gidiyor, halbuki sizin size kalıyor. Izzeti nefis Kocası, fevkalâde çirki kadar çirkindi, ki kansı bile | yüzüne bakmazdı, o da sabahları erkenden gider, gece yarısı gelirdi. Bir gün, yeni tuttukları genç, iki dok- hastanız. güzel bizmetçi, hanımefendiye: — Ben gidiyorum, dedi, Hammefendi. şaştı. — Neden gidiyorsun kızım? — Beyfendi çok çirkin de, Hanımefendi daha fazla şaştır — Bundan sana ne?. Bunu ben düşüneyim. — Amma hanımefendi, beyfen- dinin yüzünü siz de görmek iste- eve gece yansı Halbuki şimdi herkes öylü- yorlar.. Benim de izzeti nefsim var, böyle şey istememi Su Çok söylenmiştir. amma, bu bana hiç söylenmemiş gibi geldi. Komşumuz, dün sabah sütçüye dedi ki: İ —A bemşehrim, ben sütü icmek için alıyorum, yıkanmak Şimdi ben. onashizmet ediyorum.