TEŞHİS Kapıdan gir- diler biri sa- ıma, öteki s0- Juma geçti. El 10 Teşrinievvel 1932. TESİR lerini yorganın altına soktular. 'Nabzımı. tat talar. Biri: —Tifol dedi. Öteki; — Hay, sar. hoşluk! Ben ellerimi havaya kaldır. dım. Doktorlar biri birlerinin nabzını, tuta yorları Borcu vardı. Ayıplamayın. kabadayı parmakla gösteriliyor. Borcu“ olmıyan Evet borcu vardı. geldi: — Çok mütecssifim dedi, fakat bu hafta para veremiyeceğim. Adam kızdı. 4 .— Geçen haftada aym şeyi söylediniz. Güldü: — işte gördünüz ya, sözümde durdum... Sözüme itimat edebilir- Alacaklısı HELE HELE Hele hele naile, Yeter çektiğim çü Nasıl oldu aldandım? Ben sana bile bile.. Hele hele Nadire, Şaşırdım birden bire; Ne güzel gözlerin var, Dalıyorum bak seyre. Hele hele Naciye, Darılmışsın ne diye? Barışalım alırım. Sana hoş bir hediye. Hele hele Nafia, Düşürdüün beni ağı Dayanamam hem artı Bukadar aldanmağa.. Sigarasının külünü keçeye sil- kerek konuşuyordu: ... > Ben öldükten sonra yakık Ev sabibi atıldı: — Şimdilik tablaya Lokanta — Garson, bu alakok yumurta kokmuş... Çağır bana patronu, Lokanta sahibi gelir, yumurt: ları koklar, sonra garsona çıkışır: — Serseml. Ne diye kokmuş yumurtaları alakok veriyorsun? Kokmuş yumartadan sade omlet yapılır! şımarık adam hal Masum Hanımefendiye o güne kadar biç bir kapıda ça- lışmamış, on dört yaşlar rında bir kızcağız getir- diler. Kız gelir gelmez hanıma sordu: — Ben ne iş yapaca- Zum? Hanımef “adi kıza göre- ceği işleri tarif et — Ortalığı süpürür, tozları alır, sofrayı kurar, bolaşıkları yıkar, kundu raları siler, yemekleri ısıtın. — Peki amma efendim, siz ne iş görürsünüz? Hesap Memur — Siz kazayı görmüşsünüz, otomobilin | numarası kaçtı? Riyaziye hacası — T: mamile hatırımda deği Fakat yansı tarhedilip, yüze darbedilecek olursa kalan harici kısmetin dörtte otomobilin numarası bi E.. E.. yapsında atta atta ettirmek için dolaşıyordu. Bir. sene evvel gitti Kabile reisine: — Geçen İletin mi? üzâk akrabalarımı yiyorum! Bir misyoner, Afrika vah şilerini İsanın dinine sülük || nasihatta |, bulunduğu bir kabileye tekrar | sene kardeşini İ) yediğiniz için sana telkinatti bulunmuş bu işin fena oldu- | Sunü anlatmıştım. İslâki nefis — Oldukça ettim... Artık Fabrikaya yeni amele al- maştı. Fabrika sahibi atelye- yi gezerekn buna sorduz Ustabaşı verdi m. — Verdi — pazım düz dururken büküp ölçtüm 72 geliyor. — Bu birşey değil, Ben düz metre Şarkı Öyle şadettin beni ey penbe lep ibyama oldun sen sebep; inde kurdun tahtını Fahreder gönlüm, gözüm nurunla hep! Can ven Kalbimin üs Âlimler Mikroplara | karşı ne tedbir alıyorsunuz? — Evvelâ suları kayna- yorum. — Sonra, — Sonra filtreden ge- giriyorum. — Daha sonra, — Bira içiyorum. İlân “Dört gün evvel evden çıkan kaynanam, henüz avdet etmemiştir. Kaybol- duğunu zannediyoru Bulanın iade © etmediği taktirde, bol bol bahşişle memnun edileceği ilân olunur. aldıktansonra başının göğe erdiği Ahmet bey kendine hususi bi ölçtüm 38. dururken kaç olduğunu bilmiyorum amma kolumu büktüm mü ölçmek ii Arkadaşına gelip köşkte birkaç gün “kalsın diye çok ısrar etmişti, Arkadaşı, bunun üzerine kabul e Ev sahibi dı — Bak azizim sana mühim bir şey tenbih edeceğim, Müsafir hayretle sordu: — Ne tenbih edeceksin bakayım? — Sakın bizmetçime kor yapayim deme. Müsafir kızdı: — Canım sen beni, — Ben sana haber ve reyim. Bir komşumuz bey var buna tahammül ede- mez, Oturmam Beyefendi apartmandan memnundu, fakat hanım pek şikâyet ediyordu. Birgün dedi ki — Eğer ikimizden biri ölürse... Ben herhalde bu apartmanda oturmam. Kolumu Aylar gibi doğdun da bu gönlümde muallâ Pek başka taravetle bezendi gene dünya; Aguşuma nurlar saçarak neşelerinle Ettin bu yıkık gönlümü baştan başa ihya! Hüseyin Rifat Gaddede Dostlarımdan biri ile Ankara caddesinden geçi- yorduk. Dostumun tatlı Sohbetine,. güler yüzüne hayli vakittir hasret oldur Zumdan koluna girmiş, onu tatlı tatlı dinliyordum, Köşe başında bir dilenci avuç, açtır — Bir sadaka... Ana- dan doğma körüml Dostum güldür — Çekirdekten yetişme buna derler işte, Şaştım ve hayretle — Neden? kundakta efendim. Ne ya pacaksınız? —Sizin gel. diğinizi gö — Usta Yeşil salatayı taze ta iyorlar.. rünce ustaba- — Içine bir iki tane sümüklü böcek at hemen © şıyr uyande — toplanmış zannetsinler... racağım. Asri i Mahcup Fevkalâde mahcup bir adamdı. | Bankalardan birinde memurdu. Annesile babisı, çocuklarını evlen dirmek istediler, Komşularının kızını muvafik buldular. Işi hazır- ladılar. Düğünden bir gün evvel damat bey işinden izin almıştı. Nihayet müdürün karşısına çıkt — Müsaade ederseniz yarın gek meyeyim dedi — Sebebi? — Şey... Yarın döğünüm olacak, in nasıl olacağını gidip yör- mek istiyorum. SENİ GİDİ Seni gidi sarışın, Ararım yazın, kışın. Beni baştan çıkarır, Yüzüme bir bakışın. Seni gidi tombalak, ücudüun da çok kıvrak! Gel deyince kaçarsın, Nedense bucak bucak. Seni gidi civelek; Doiaştın fellek, fellek; Dudakların kırmızı Sanki turfanda çilek.. Seni gidi kıvırcık, Sokul bana azıcık; Buluruz arayalım, Kimsesiz bir kıyıcık. İMSET © Kumarbaz. Kahvede oturmuşlar poker 0y- muyorlardı. Bir aralık, içlerinden biri ger sona saatı sord — Gece yarısını geçti efendim. Bir salonda Tristan Bernardın yanında, Manzoni, Napoleon, Verdi gibi büyük adamların zekâsından | bahsediliyormuş. Tristan Bernard: — Abi. demiş, — Zekâlarma itimat etmiyor musunuz? — Hayır... Çünkü üçü de ikişer defa evlendiler. HALÂS Dokuz on ya- şında idi. Kan ter içinde koşuyordu. — Neden ko- şüyorsun 2. diye sordum. — Bir kavgayı ayırmıya gidi- yorum, dedi, dayak yiyeni kurtaracağım. — Kim kavga ediyor? — Ahmetler... Be. Ee — Insan mevlitten bu kadar. sarhoş mu gelir ? ikör şeker dağıttılar da... Yeşilköy tayyare istasyo- nunda. Bir eimek üzere olan bir tayyre- nin pilotuna yaklaşır : — Sizden bir ricam var | efendim. Eğer Sultan Ahmet- ten geçerseniz kocama söyle. || İ yin ön akşam erken gelsin. — Sen delimisin? — Neden deli olayım efendim, kocam minarenin İY alemini tamir, ediyor. kadın. hareket || BİRİNCİ Uşağa © iskar- pinleri verdi: — Şunları bo- ya, dedi. Yarım saat ses- lendi. — Olmadi pu? — İkincisini boyuyorum efen- dim şimdi Biter. — Birincisini getir. — Birincisini boyamadım gfendim, . sonra boyayacağımı