MM MAM NMMMMMMNJNMMMMMMNMMNMJJD MN ki 10 Teşrinieywel 1293 AAKŞAMDAN AKŞAMA Vakur olalımi Eski yunanice iki kelimed yapılma iki beynelmilel ti yardır. Megaloman ve mikrom. Birincisi, “kendini dev ayna- sada. gö: hastalığı , dır. Öbürü de, “kendini hakikatte kinden küçük görme illeti, dir. Bir gün, elime bir milli marşlar kolleksiyonu geçmişti. Dikkatle okudum : Cihana hâkim milletler, marşlarında, istiklâllerinden, bür- riyetlerinden, memleketlerinin gü- den bahsediyorlar.Bunların yanında, mini mini Karadağ, şöyle öğünüyor : Ordusile bütün dünyaya dehşet salarmış; tekmil insanları titretirmiş; yedi düvel birleşse, Karadağ'a vız gelirmiş... ie size bir mepalomanlık istihfaf etmiş millet yok- tur. Araba, Arnavuda “ Kavmi necip ,, lakabı lütuf buyurmuşsa da, Kendimizden bahsederken: “ Kaba Türk, demişiz; “Türk ne bilir bayramı, lak lak içer ayranıl nevinden tefovvühatta bulunmuşuz. iddi. eserlerimizde “ Etraki k,, tabiri vardır. Hürriyet ve itilâf fırkasına mensup yahut mütemayil pek çok tanıdıkları" nızdan kendi kulağınızla nice defalar — işitmemiş | misinizdir “Efendim, bu millet adam olmaaaaaz...,, Fakat, ne yazık ki, Karadağ” U'ların megalomanlığı derecesinde gölünç ve acınacak bir hal olan mız, bütün son inki- Iaplara rağmen, halâiçi ediyor. Son günlerde, dil kurultayı münasebetile, kendi ö mahafilde isti işitmiyor musunuz? Henüz ünsiyet etmediğimiz, fakat gerek Anado- luda, gerek vatan haricinde, gerek tarihte bazı ırkdaşlarımız tarafından kullanılan çok kelimelerimiz. tabirlerimiz, balk arasında istihza mevzuu olarak, kullanılıyor! Fakat sorarım gamı maalğunnesinden, gırtlağı şerha şerha lime lime paralıyan “hu, hi ken “gallığışı, kelimesini müthiş. malümat gibi ğrenen ve çocuklarına lügat diye öğretenler, , Anadollunun “doruk, kelimesine” karşı niçin istihfafla ihzayle dudak büküyorlar?.. Bu ne acaip bir mikromanidir! Her millet kendi dilinin şabsi- ” Bilhassa, mi olmalı, haysiyetir Iesanlıkk pek özlü, canlı bir. milleti olduğumuzu bilelim. fert olarak diğer insanlara karşı pasıl mütevazi fakat vakur day. nmak © mecburiyelinde isek, millet olarak da aynı tevazu ve vakarla mükellefiz. Kendimizi Karadağlı'lar gibi, ne dev ayna- sında görmeğe lüzum var; ne de lâfcılar gi gözetmeliyiz. Yeni yollar Keşif plânı yapılmamasından geri kalacak Tastikten gelen belediye büt- çesinin şehir meclisi daimi encü- 'meninde tetkikine devam edil mektedir. Ancak inşaata taallük eden bir kısım işler var ki bu işlerin henüz hazırlıkları yapılma: mıştır. Meselâ Beykoz - Üsküdar yolu- neki tahsi bilmiş ve bu iki tarafı ile ancak taş alına- taş caddenin her acaktı, Fakat henüz keşif plânı yapılmadığı için inşa- ata ne zaman başlanacağı malüm Diğer taraftan Beykozdaki fab- rikaların amelesinin çoğunu Ak: baba köylileri teşkil ediyor. Ak bi yolu çok buzuk olduğu için köylüler bin müşkü- latla bu yoldan gidip geliyorlar. Yolun yapılması bütçeden on beş bin lira ayrılmıştır. Belediye, bütçe gelinceye ka dar bu. seneki inşaata ait keşif plânlarını o hazırlayarak (yapmış olaydı bütçe gelirken derhal tat- bikine imkân bulunacaktı, Halbu- ki takibedilen bu usul yüzünden inşaat, hep kış mevsimine kalı Şerefiye resmi Taksim meydanındaki binalardan isteniyor Belediye, yol açılması ve geniş- letilmesi dolayısiyle binaların kıy- meti yükseldiği takdirde bunlar- dan şerefiye namile bir para al maktadır. Belediye Taksim abide ve mey- danının inşasından sonra buradaki bina kıymetlerinin arttığını düşü- merek emlâk sahiplerinden şerefiye resmi istemiş ve mal sahiplerine ihbarname göndermiştir. Ancak, mal sahiple bu şerefiye olduğunu idi etmeğe başlamış- lardır. Yelmiş, seksen bin lira kıymetinde olan bir binanın abi- denin inşasından ve meydanın açı- masından sonra kiymetin sekiz bin lira arttığı iddi mektedi bir nisbetinde yani yedi bin lira şerefiye resmi verilmesi isteniyor. Mal sahipler, emlâk fiztleri umu- iddia, edi- bu. itirazı dar arlamıyacağını yorlar. Belediye de tetkik etmektedir. Dun tamamlanması için geçen 8e- | ŞEHİR HABERLERİ Şehir plânı Dahiliye vekâletinden yeniden emir geldi geçenlerde yaptığı bir tamim ile ahşap bina inşaatının önüne geçmek üzere belediyelerin — nazari dikkatini celbetmişti. Hakikaten son za" manlarda bir çok kimseler tamir vesilesile evlerini yeniden ahşap olarak yaptırıyorlardı. Bu tamim- den sonra ahşap inşaatın önü alımımıştır. Bundan başka dahiliye vekâlet, Istanbulun uzun müddet pilânsız kalmasını doğru bulmadığından şehir pilânnın zaman gaip etmek edilmesini tekrar Belediye fen heyeti terkos meselesi hakkındaki bütün hazır- lıklarını bitirdikten sonra şehir pilânı için müsabaka şartlarını hazırlayacaktır. Şehir mütehassısı- nin bu sene getirilmesi kati surette kararlaştırılmışt Brezilya kahveleri Bizden yedi aydır yalnız 183 bin liralık mal almış Brezilya, Türkiyeye milyonlarca hik kahve sattığı halde, karşılık olarak bizden hiç bir mal alma mıştır. Ihracat ofisi tarafından istatistiklere göre, 932 ayında, bizden liralık mal satın çıkarı senesinin yedi 183 yalnız almıştır. Şehri cirler le bulunan kabve ta- Brezilyadan kahve satın ed ki, kahve türüstü müzakereye girişmiştir. Kahve #icarethanesi, Berezilyada ki kahve türüstünden kahve alarak yerine zeytin yağı, halı verecekti türk ticarethanelerinin gösterdiği ko- laylıklara ve hüsnüniyetlere göre, kahve türüstü karşılık gösterme" miştir bu yüzden Brezilya ile ara- Dızda anlaşma olamamıştır. AKŞAM ABONE ücretleri ürkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kurup SAYLIK 760 x “1450 ZAYLIK 400 > 800 HAYLIK 150 3 , eri ir a doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Ares tebdili için yirmi beş ke ruşluk pul göndermek Azımdır. Comazilalır 9 8. İmei Güneş Öğln İkindi Akşam Yatır EL 1050 iza 65 san ER la Va. 426 68 JA SN ZAM 10 I civar Acımusluk sokağı 13 No. | Terkos işi Belediye bir kanun lâyihası hazırladı Terkos su tesisatını başında. olan bele: daimi encümen âzasından mürek- kep komisyon dün de toplanmış, idaresi projesi etrafında ihtiyaç, vardır. kanun proje Komisyon, hazırlamışlar. Bu kanunun Istanbulun şekilde idare edilecek ve şebrin su noktai nazarından sıhhat ve esaslarına göre su işleri, bir emniyeti temin edilecektir. Yani Istanbul hem bol, hem de temiz, sıhhate muzir olmayan su bula bilecektir. Belediye, böyle bir kanun olma- dığı takdirde su işlerin'n zaruri olarak resmi dairelerin tabi olduğu formaliteler şeklinde idare edile- ceği | hakkını — düşünmekte ve bunda mahzur görmektedir. Kanun lâyihası yakında dal vekâletine gönderilecektir. Bele- inunusani başında terkos are etmeğe başlaya- büyük millet meclisinin sani içtimaında kanunun tacelen müzakeresini rica ede- cektir, Kontenjan Memlekellere göre tanzim edilmesi doğru değil mi? Iktisat vekâleti, kontenjan hak- kında ticaret odalarının fikrini sormuştu. Bazı tacirler, konten- janın memleketlere göre yapılma- Sını ileri sürmüşlerdir. Memeleketlere göre, kontenjan usulünü tatbik eden Fransadır. “Alâkadar resmi bir daire, Fran m bu üsulleri hakkında tetki- yapmıştır. Yapılan tetkikata göre, Fran- ia kontenjan usüllerinden ir netice çıkmamıştır. Bu vaziyet İ karşısında, o mevcut | kontenjan usulünü bozmamak daha bayrılı görülmektedir Kontenjan usulleri tatbik e lirken, gümrüklerde b; düf olunmakt tüccarın bu şikâyetlerinin önüne geçmek için, gümrük ve inbisarlar vekâleti nezdinde teşeb- Murat zade Mehmet bey mah- tumu Niyazi bey merhumun ruhuna bağışlanmak üzere Teşrinievvelin onuncu Pazartesi günü öğle na- mazından sonra Beşiktaş'ta Sinan Paşa camisinde mevlidişerif okut- turulacaktır. ERİ çarpa Aşirette aşk Dil kurultayı açılırken Türkmen aşiretlerinden beş ibtiyar köylü Istanbula getirilmişlerdi.. Hasan ağa, yiğit ağa ve arkadaşlar Köylü dayıların anlattıklarına na- Zaran aşiretteki hayat bam başka bir alemdir. Türkmen aşiretleri içinde uzun müddet tetkikat ya pan Ali Rıza bey isminde bir. balkiyatçıdır. Buraya gelen Hasan ağa, t ağa ve rl b eden de Ali Rıza beydir. Rıza bey bu aşiretlerin yaş larına dair gayet bir eser neşretmi; oymakları, | ismini kitap Köprü kurultaya tavsiye Ali taşıyan bu de Fuat beyin bir mukaddimesile başlamaktadı, Eserde türkmen oymakları, men obaları, kabilede ev teş lâtı, abdallar, aşiret adetleri, türkmen tal oyunları, türkmen türküleri hikâyeleri en küçük teferruatına kadar tatlı tatlı anlatılmaktadır. Biz eski zaman âşıkların. birta- kım garip mahlüklar addederek birbirlerini görünce dili tutulan, lâf söyleyemeyen yapılamayan sevği- liler.. Hepimizin başımızın içinde- ki eski zaman aşıklarının tipi budur. Fakat türkmen aşiretleri arasında karacaoğlana dair bir aşk sahnesi var. Bakın bugün yazılan şiirlerdeki en asri aşklar dan farkı varmı? Karacaoğlan: Suya giden allı gelin Niçin böyle salnırsın. Gelin kimin gelinisin Kızın cevat Su değildir senin derdin Görmek ise yeter gördün Oğlan burada çokça durdun Edem gelir döğülürsün Karacaoğlan: Döğülürsem döğüleyim Söğülürsem söğüleyim Gk la Ölürüm kanlım olursun Kizin cevabi: Yaylâlara göçmedin mi Soğuk sular içmedin mi Güzel görüp geçmedin mi Beni görüp deli Karacaoğlan: Dürlü yaylayı Soğuk suları içince Kocayıp vaktın geçince Taşlar alır di ül Kızın cevabi Edemi görürse Telli perçemlisin oğlan Ne dedim ki darılırsın Karacaoğlan: Karaca oğlan sana vurgun Döşlerin almadan dolgun Sevindirdin beni bugün Işallah cennet görürsün Şiirde ki | “Edem, “kocam, “adamım, manasına gelmektedir. “türkmen oymakları, eserinde bunun gibi yerli ve şayan dikkat bir çok kısımlar vardır. Remzi kütüphanesi tarafından basılan bu eser herhalde okumağa değe Hikmet Feridun A. B. — Canı sıkıldı. da şöyle biraz eğlenelim diye çıktıkl., ül» yener anla — Bir sinemaya gidin Amca beya ayın uncu. ses Âlâ koltuklara kurulur... Çin - Japon muharebesini »yrederzi A.B. — Kabil deği mirim, bizim banim sesli Sinemayı sevmiyort — alah allah, neden? AB. — Zülir susmak mecbariye. nde kaldığı için! |