28 Eylul 1932 ÜNÜN HABERLERİ Iktisadi meseleler Ottava içtimaı ve tütünlerimiz İngilterenin daha az tütün alacağı anlaşılıyor Son zamanlarda Ingiltere impe- ratorluğile müstemlekeleri arasın- da aktedilen Ottava konferansı” nın harici ticaretimizi alâkadar eden kararları vardır. Ottava kom feransında İngiliz müstemlekele- rinde tütün istibsalâtının artırıl- ması da mevzuubahs olmuştur. İngiltere | imperatorluğu | İngiliz müstemlekelerinde yetişen tütün- leri, muhtelif şekillerde himaye edecektir. Türkiyeden ingiltereye külliyetli miktarda tütün sevkedilmektedir. İngiliz müstemlekelerindeki tütün istihsalâtının artırılması tahakkuk edecek olursa, ingiltereye olan tütün ihracatımız azalacaktır. Iran halıları Bunların memlekete girmesinin men'i isteniyor İzmirde toplanan Ee mıntakası Wicaret odaları kurultayı, Iran balılarının girmesinin men'i için teşebbüste bulunmağa karar ver Dişti. >. © Mumtaka ticaret müdürlüğünce bu husustaki karar iktisat vekâ- etine telgrafla bildirilmiştir. Acem halıları memleketimizde gok ucuza satılmakta ve maliyet fiati yüksek olan halılarımız bu balılara rekabet edememektedir. -— Iskân dairesinde Edirne iskân memurlarından Yahya ve Tekirdağ iskân memuru Aziz beyler stanbul iskân idaresi ilmişlerdi Kuru meyva Kalya gümrük resmini yeniden arttırdı Italya hükümeti gümrik tarife” lerinde yeniden tadilât yapmış, bazı maddelerin gümrük resmini artırmıştı. Bu arada, Italyaya gönderilen kuru meyvaların da gümrük resmi artırılmıştır. Türkiyeden Italyaya gok miktarda, fındık, kuru üzüm, incir. sevkedilmektedir. . Ihracat ofisi, bu maddelerin hangi resme tabi totulduğu hakkında, alâka darlar nezdinde tahhikat yapmak- tadır. Tekirdağından kuş yemi ihracı Tekirdağı 26 — Geçen seneden ihracat tacirlerinin elinde (12) bin çuval kuş yemi vardı. Bu seneki istihsalâtın da (48) bin çuval ola- cağı tesbit edilmiştir. Stok mallar da dahil olduğu halde vilâyetimizin bu seneki kuş yemi mahsulünün kati rekoltesi (60) çuvaldır. Arasıra gelen ecnebi vapuları binlerce çuval kuş yemi alarak avdet Trabzon borsasında Trabzon, 26 (A. A. ) — Dün borsada 40 kuruş 20 paradan 7625 okka sivri iç ve 16 buçuk kuruştan 20 kuruşa kadar 107.082 — okka kabuklu, Zayi — 751 sit £ ebliyetnamemi zayi e, © yenisini alacağımdan ilân eyi - Nakliye tarifesi | Tarifelerin yüksekliğinden şikâyet ediliyor Bundan bir kaç hafta evvel, iktisat vekâleti nakliye tarifeleri hakkında Ticaret odalarına bazı sualler sormuştu. Bunun üzerine Istanbul ticaret odası, vapur, gi mendiler, iman tarifeleri hakkında ithalat ihracat ticarethanele- rinin fikrini istimzaç etmiştir. Şim- diye kadar odaya yüzden fazla cevap gelmemiştir. Bu cevaplar, odanın tetkikat şubesi tarafından tasnif edilmektedi Netice itibarile, vapur navlun Jarımın beynelmilel navlunlardan fazla olduğu anlaşılmaktadır. Nakliye tarifelerinden en ziyade madenciler de şikâyet etmektedir. Bilhassa Anadolu içlerinde man- genez, krom istihsal © ettiren maden şirketleri, şimendifer tari- felerinin yüksek olduğunu iddia ediyorlar. Musoliniyi temsil eden heykel Füturist bir Italyan heykeltraşı Musoliniyi temsil eden bir heykel yapmıştır. Heykelin resmini yuka- nda dercediyoruz. Fındık Satışı Piyasa gevşek, satıcılar memnun değil Gireson — Bu sene memleke- tin yegâne mahsulü olan fındık lar yok bahasna elden çıkıyor. Ne toplyan köylünün yüzünü güldürüyor, ne de çalışan kırıçı esnafını memnun ediyor. Havaların muhalefeti yüzünden köylü istenildiği derecede find ğını kurutamadı. Yüzde on beş firalı malları pazara getirdi. On dört kuruştan itibaren derecesine göre, 19 kuruşa kadar mahsulünü 'satmağa başladı. Gerçe bu hafta içinde piyasada ufak bir sıcaklık görüldü, fındık 22 buçuk kuruşa kadı isede, bu fiyatler deve gene en temiz fındıklar 18 kuruşa Satılmağa başladı. Iç fındığın okkası bu ay içinde 44, buçuk kuruşa kadar yi Fakat bu fiatlerin ariz bit bir halde kalan iç fintleri 41-42 kuruştan alımp satılmaktadır. Iç fiatlerile fındık fintleri ara- sında daimi bir nisbetsizlik görül. düğünden, köylü ile ihracat evleri arasında — mutavassıtlık vazifesi gören ve memleketin kesif iş güç erbabinı teşkil eden kırıcıların müşkül vaziyette kaldıkları, kâr “de iğ le malta. göre aya gülüm 30 Himaye meselesi İngilterede kabine buhranı Liberal nazırlar kabineden ayrılıyorlar Londra, 27 — Ottava konfe- ransında verilen kararların tatbiki meselesinden dolayı İngiliz kabi- nesi arkânı arasında ihtilâf çıl- mıştır. Kabineye dahil olan milli Liberal fırkası bazı kararla” nn tatbikine taraftar değildir. Banlar mübadelede serbesti esası- Dın muhafazasını istiyorlar, Bu fırkaya mensup olan hariciye Mazır! sir John Simon Cenevreden Londraya © gelmiştir. Gene bu fırkaya mensup nazırlardan Run- cimaun da yarın gelecektir. Bun- ların istifa etmeleri muhtemeldir. Bu suretle kabine buhranı baş gösterecektir. Muhafazakârlar verilen kararın tatbikinde israr ediyorlar. Baş- vekil iki taraf arasında anlaşma teminine çalışıyor. Fransa - Almanya Fransız başvekilinin nutkuna Almanların cevabı Berlin, 27 — Fransız başvekili M. Herriotun silâhlanma meselesi hakkındaki nutku Almanyada sü- künetle karşılanmıştır. Maamafih gazetele bu nutkun istinat ettiği esasların çürük olduğunu söylü yorlar. Bütün gazeteler Fransanın tepeden tırnağa kadar silâhlandığını bundan fazla silâhlanmağa imkân kalmadığını yazıyorlar ve Fransız başvekilinin : “Fransa askeri kuv- .vetini azaltmıştır, sözünün doğru olmadığını söylüyorlar. Herriotun nutkuna başvekil tarafından cevap verilmesi muh- temeldir. Başvekil şimdi şarki Prusyadadır. gelince cevap nut- 'kunu irat edecekti Cemiyeti Akvam Komisyon reisleri intihap edildi Cenevre, 27 — Milletler çemi- ti toplantısı başlamıştı, Reisi murahhas OM. Politi seçilmiştir. M. Politis bu münase- betle bir nutuk söylemiş Altı büyük komisyonun re de intihap edilmiştir. e Türkiye hariciye vekili Tevfik ruzname komisyonu reisl gilmiştir. Komisyonlar yarın top- lanmağa başlıyacaktır. Eyalet umumi meclisleri M. Heriota itimat beyan etti Paris, 27 (A.A) — Bugün top- lanan eyalet umum! meclisleri hükümetin siyasetinin heyeti mec- muasını tasvip etmiş ve bütçe muvazenesinin temini ve alicena- bane ve emnüselâmetle kabili telif olan harici siyasete devam etmesi için M. Heriota itimat beyan etmiştir. Gandi açlık grevini bıraktı Bombay, 27 — Gandi lagiltere ile anlaşması üzerine, evvelki gün- den beri açlık grevinden vazgeç- miştir. Halk Gandinin serbest bırakılması nümayişler yap- mağa hazırlanıyor. Italyanın nüfusu Roma, 26 (A.A. ) — statistik merkez idaresi tarafından verilen 44211,000 kişi idi, Tetrika No. 48 — O Kandilzade ise sende Mevlüizade... İşte biribirinize uy- dunuz. Bundan &lâ isim bulursan Vallahi bileklerimi keserim. Soran olursa mı diyeceksin? o Atver kıtır... Merhum peder, Mevlüt ayında doğduğu için bir ismi de Mevlütmuş diyip çıkaver işin için- den. Farkındasın ya, açık yer bıraktım, Mablesin Ahmet mi, Mehmet mi her ne ise onuda ilâve et, firmanı da yaz; lâzım: altına İransızcasmı da yahudi kütibine yazdırt. İşte bu kadardır; oldu gitti, dava bitti. Cevdet efendi, Mevlützadeliğe erdikten sonra büsbütün başka adam olmuştu. Oturuşu kalkışı, gidişi gelişi, dinleyişi söyleyişi, eskisinden o kadar farklı Şaka maka, azamet getirmişti Nerede, önüne gelene, o eski babacanlığı? Yanaşmalarma, uşak- larına, o evvelki lânbaliliği. Biraz daha dişini sıksa lâf bile ağzından dirhemle çıkacak! Evdeki hali de değişik. Evvelce, kapıdan içeriye adi. mını atarken, kanısını karşısında görmeyince, neşesi yerinde olma- diği gün bile: — Nerede henim hanımım, ha- diye seslenir, şayet keyfi —Haniya benim kaşık düşma- mum, nimtenim? diyerek, ortalığı kahkahalara boğarken, Bedriyeye Gülfidan bacıya ayrı ayrı şakalar yaparken, şimdi sunki o adam gitmiş, yerine başka biri gelmiş. Yalnız, gelin hanıma karşı mu- amelesinde fark yok. Yeni kartvizitlerini görür gör- mez daha ziyade aşka gelmişti, Bu sefer, kâtibini koşturarak mayazaya ait kâğıtların, zarfarın başlıklarına da Mevlützade lâka- bini yapıştırtmıştı. Dükkân te- belâsına, kâstik mühürlerin üzeri ne, hattâ telefon defterine, zade- Jik ilâvesini unutmamıştı. Ahbaplarile buluşmadığı akşaı lar, eve dönerken, Aksaraydan Cerrahpaşa yokuşuna sapar sap- maz, içini öyle bir gam ve kasa- vet basıyordu ki. Ne sönük semt, ne karanlık mahalleler, ne berbat sokaklar, Sanki herkes, ervahilere karışmış... Bir buraya bak, birde karşı tarafa. Burası zifiri zulmet içinde; her- kes ölü. Orası, geçe yarısı bile apaydınlık; âlem sokal Evinin eşiğinden içeri »rken ayakları birbirine dolaşıyordu. diyordu ki, tekmeyi vur, geri dön ? Bir daha bura- ine uğrama, Taşlıkta, mutfağa bitişik halâ- kokusu. Uyku abretlik kız, ölü gözü sersemi gibi lâmbayı tutuyor. Merdiveni çıkıp sofa, bir slirü ağzı eğri, gözü şaşı s Bir tarafta, çehreyi bir karış gelince, asmış Büyük: hanım. Karşı min- derde, suratından düşen bin parça olacağın ortanca hanım. Bedriye desen, ağzı açık ayran delisi, Zaten gelin hanımla mahdum bey hiç meydanlara çıkmaz, Zavallı Cevdet efendi, sıkıntıdan bunalacak hale geliyor, oda kaş- ları çatıp somurtuyordu, Hatunlar, adam akıllı telişta idiler, Çene, — Kâr ve kisbi yolunda idi, Ilarp zengininin Gelini Büyük milli roman Muharrirlt Sermet Muhtar Allah bereketini verıp gül gibi geçiniyorduk, mamerde muhtaç elmiyorduk. Hiç bir eksiğimiz, gediğimiz yoktu. Durup dururken bir ortaklık çıkardı. Elin, zırtullabt kirmanisi ile işe girişti; musibet herifin huyunu; husunu kaptı. Gün- den güne acayip acayip ablâklar peyda ediyor. Baş başa kalınca, hep böyle dertleşiyorlardı. Önden lâkırdı yakası peşinden, çorap söklğli gibi çe- kip uzatan, büyük hanımdı. Her sabah, kızile karşılaştı mı, damattaki © avurt zavurdu görüyor musun? Ne oluyor, bir türlü akıl erdiremiyo- rum. Her gün mü ters tarafından kalkar? Diye çıbanın başını deşer, akşama kadar, sıra düşürüp, aymı mevzuu ısıtır ısıtır, ortaya kordu. Bu fiskos, efendinin sarhoş geldiği geceden sonra büsbütün alıp vermişti. © Allahtan olacak. Cevdet efen- dile madam Viyoletin o geceki halleri patlak vermeden geçiştir gilmistir. O netameli gece, sofradaki şarabın tesiri madamda kalmamış Gözleri etrafta , kulakları tetikte olarak aşağiya koşup Cer det efendiye kapiyı açmıştı. Hazır fırsat bu fırsat, Tombul. ve kar gibi vücudunu, Cevdet efen- dinin susamış gözlerine arzetmiş, kendisine karşı olan meelübiyetini bir kat daha ateşlemişt. Ömründe ilk defa ağzına içki koyan Cevdet efendi tabil mazur- dur, Puslayı o şaşırmasın da kim şaşırsin?... Madam Viyoleti, çırılçıplak kar şısında görünce kendisini kaybet- de ne yapsın? Bu da pek v Bereket ki madamın aklı başında, Koluna girmiş — Aman yavaş söylel.. Kim- seyi uyandırmıyalım | diya çeke çeke, yukarı çıkarmıştı. Başı dumanlı adam lâkırdı dinler mi? Meram anlar mı? Cenabı hakkın mucizesi eksik olmaz. Cevdet efendi, madamın beline sarılı, tam sofaya ayak atmışlar, Hafazanallabl., Karanlığın orta- sında bir gölge. Acayip bir bayalet, Ya, Yecucü mecüç kabilesinden bir mahlük, (oyahot iyi | saatte olanların bi Bunları görür görmez, hayalet kafasını oynatmağa başlamaz mı? O ande, Cevdet efendi kendine gelerek, tekbir alır, salâvat getirirken, madam Viyolet de, yotl get diye diye bağıra bağıra, haydi yattığı odaya, Herkes, yataklarından fırlaya- rak hurya dışarı, Hacı dayı, sofanın ortasında, ellerini dizlerine dayamış, kan burunu çıkarmış ; kafasını oynata' oynata, sakalını sallaya sallaya, fıldır fıldır etrafa bakmıyor mu? O gece, Cevdet efendi de, madam Viyolet te, yataklarında sabahı sabahlamışlardı. Ikisinde de etekler | tutuşuk. Yürekler gümbür gümbür, el ayak sapır sapı Hacı dayı pinpon amma deliğinden Hindistanı | seyreden adam, (Arkasi var) i