26 Ağustos 1932 Paris mektupları Fransız plâjlarında yeni bir eğlence: Hamam böcekleri yarışı... Kibar kadınlar, şık beyler bu yarışa at yarışları kadar ehemmiyet veriy Nice şehrinde Promenade des Anglais ve 'plâj Paris, 20 (Hususi) — Bu sene Fransada şiddetli bir sıcak dal- gası hüküm sürüyor... Hararet Pariste (o vasati olarak 32-33 derecedir. 35,36 dereceye çıktığı günlerde çek oluyor... Bu sıcak- lar, bir kaç seneden beri yaz aylarını 20 - 22 derece hararet içinde serin serin geçiren Parislileri şaşırttı. “Belki geçerl, diye bir müddet sabrettiler. Fakat sıcaklar devam edince Paris boşalmağa, halk köylere, dağlara ve bilhassa deniz kenarlarına koşmağa baş- ladı... Fransada yaz tatili 15 ağustos- tan 15 eylüle kadardır. Daha evvel işinden ayrılamıyan bir çok kimseler bu bir ayı istirahat içinde geçirirler ve ekseriyetle bir say- fiye yerine giderler. Bü sene umumi: tatil günü ge- lince hemen bütün Parisliler istas- yonlara koştular. (Bir kaç gün içinde Paristen 300 bin kişi ayrıldı. Gelen ecnebiler olmasa sokaklarda bayağı bir tenhalık hissedilecek. Bereket gidenlerin yerine başkaları geliyor. Bu se- beple bulvarlar eski kalabalık manzarasını muhafaza ediyor. Paristen ayrılan halkın cüm- lesi kendi kesesine göre bir say- fiye yeri bulmuştur. Bunların çoğu ucuz plâjlara gitmişlerdir. Bir çok plâjlarda, yemek içmek, otel parası dahil olmak üzere günde iki buçuk liraya temiz ve büyük oteller vardır. Günde on sekiz franga, yani bir buçuk liraya pansiyonlar çok- tur. Bu kadar fedakârlık edemi- yenler de köy evlerinde, yemek içmek dahil olduğu halde günde 10-12 franga, yani 80-100 kuruşa yer buluyorlar. Bu köy evlerini pis, berbat şey- ler zannetmeyin. Bunlar da temiz- dir, yalaız verdikleri yemek basit şeydir. Yani bir çorba, sebzeli bir et ve meyva... Bu sene bu evlerde kâmilen doludur. Kibar plâjlar Fakir tabaka ve orta halliler bu plâjlara giderken zenginler tabii kibar plajlara koşmaktadır- lar. Pins ve Deawvil gelir. Bu sene bu iki plâj da müthiş kalabatıktır. Bu münasebetle bin bir türlü eğ- lenceler tertip edilmiştir. Bir kaç gün evvel Juan les Pins'e gittim. Oteller ağzına ka- £ dar dolu olduğu için burada yer bulmak kabil olamadı. Bunun Üzerine Nice'de oturmağa karar verdim. Nice ile Juan les pins'in arası 20 dakikadır. Nice de kal makla beraber ekseri vaktimi Juan les Pins'de geçirdim. Bunların başında Juan les ! Juan les Pins eskiden : küçük bir köymüş. .Mütarekeden sonra bazı ingilizler burasını beğenip yerleşmişler. Nice ve havalisinde sahil çakıl taşlarile dolu olduğu halde burada güzel bir plâj olması yazın bir çok kimseleri Juan les Pinse çekmeğe başlamış. Bilhassa bir kaç sene yazın havalar oDeauvilde o âdeta kışı andıracak kadar soğuk geçince buraya rağbet artmış ve Juan les Pins en kibar plâj halini almıştır. Bu sene Juan les Pins en parlak zamanını geçiriyor. Plâj dopdoludur. (Sabahtan akşama kadar her tarafta binlerce insan kaynaşıyor. Bu ziyaretçileri eğlen- dirmek için bir çok eğlenceler tertip edilmiştir. Gündüz plâjdan ayrılmıyan halk gece olunca bu eğlence yerlerine koşuyorlar. Hamam böcekleri yarışı | Bu sene Juan les Pins'de en garip (oeğlence onedir bilir misiniz ?.. Ne kadar düşünseniz aklınıza gelmiyecek olan bir şey: Hamam böcekleri yarışı !.. Bunun için sahilde genişçe bir yer kiralanmış, bu yerin ortasında mükemmel bir yarış sahası tertip edilmiştir. Bu saha müstatil şek- linde uzun bir masadan ibarettir. Sahanın etrafında oturacak yerler, bahsı müşterek için bilet mahalli yapılmıştır. Saha elektrikle mükemmel su- rette tenvir edilmiştir. Akşam saat ondan sonra burada yarış başlı- yor. Dekolte elbiseli, ağır tuvaletli kadınlar, smokinli erkekler masa- nın etrafını dolduruyorlar. Tabii bunların arasında pijamalı, hattâ mayolu kadınlar da eksik değildir. Numaralar satılıyor Masanın etrafı dolunca yarış mürettibi derhal numara tevziine başlıyor... Her yarışa on hamam orlar böceği iştirak etmektedir. Bunla- rın sırtlarına küçük bir kâğıtla numaraları ( yazılmıştır. Herkes istedigi numarayı satın alıyor. Verilen ücret ehemmiyetsiz bir şey: Bir frank, yani sekiz kuruş... Numaraların satışı bitince yarış başlıyor. Iptida bütün lâmbalar sondürülerek yalnız masanın üze- rine ışık veren lâmbalar yakılıyor, bu suretle yarış sahası mükem- mel surette aydınlatılıyor. Bundan sonra hamam böcekleri, yarış atları gibi itina ile muhafaza edil- dikleri (o dairelerinden, © kutular içinden çıkarılarak sıraya dizili yor.. Önlerindeki mania kaldı- rılınca yarış başlıyor. Haydi yedi, haydi on! Hamam böceği yarışını ehem- miyetsiz zanetmeyin, bayağı büyük at yarışları kadar keyif veriyor. Bu böcekler koşmağa başlayınca smokinlin erkekleri, ağır tuva- letli kadınları bir heyecan kap- lıyor, bunlar ihtiyarsız bağırmağa barlıyorlar: — Haydi yedil... — Haydi on!... — Ha gayret beşl... Yarış buheyecan içinde bitiyor ve birinci, ikinci gelenler üzerine para koyanlar, at yarışlarında olduğu 'gibi, kazanıyorlar!... Açık gözler Bu yarışları tertip eden iki açıkgöz rustur... Iktisadi buhran bir çok işleri azaltmıştır. Fakat fikri teşebbüs sahipleri gene ka- zanmanın yolunu (buluyorlar... Bunun nümunesi hamam böcekleri yarışlarını tertip edenlerdir. Bun- ların ikisi de hallerinden mem- nundurlar. Gecede vasati olarak 40-50 lira kazanıyorlar... Ruslar bu rağbeti görünce der- hal Nice'de bir (Hamam böceği yarışı) sahası vücuda getirmiş- lerdir. Bir kaç güne kadar burada da yarışlar başlıyacaktır. Acaba bu işe himayei hayvanat cemiyeti karışmaz mı?.. diye düşünmeğe mahal yok. Iki Rus işi kitaba uydurmuşlar. Diyorlar ki: — Biz hamam böceklerine kat- iyen eza ve cefa etmiyoruz. Bun- lar her akşam bir iki saat çalış- mağa mukabil bütün gün ya gelip istirahat ediyorlar. Beygirler, tazılar yarış yapmıyor lar mı?,. Bizimki de ondan farklı değildir. Hem biz hamam böcek- lerine mükemmel surette bakı- yoruz. Her gün kendilerine kır- mızı domates ve elekten geçmiş un yediriyoruz... E. Veli © Hamam böcekleri yarişından bir manzara Tefrika numarası: 84 Yazan: Ceneral A. F. Oglander Fırka kumandanı ceneral God- ley liva kumandanı çeneral Johns- tonun tezkeresini alır almaz cevap vermiş ve saat on buçukta gemi- lerden ve sahil bataryalarından yapılacak on beş dakikalık bom- bardımanı müteakip Conk bayırına hücum edilmesinde ısrar etmiştir. Fakat liva kumandanı ile erkânı harbiyesi reisi muvaffakıyetin varit olmadığı kanaatinde devam etmiş- lerdir. Liva emini bu kanaatinde e kadar sabit idi ki liva kuman- danına fırka kumandanının verdiği emre itaat etmemesini bile ehem- miyetle tavsiye etmiştir. Fakat liva kumandanı bu tavsiyeyi red- deylemiştir. Tam bu sırada onuncu Gurkha alayının ikinci taburuna mensup iki Hint bölüğü kendi kolu ile teması kaybederek Rhododendro- nun şimal yamaçlarına gelmişler ve Yeni Zelantlılar ile her ne suretle ihtiyaç görülecek olursa teşriki mesaide bulunulmasını tek- lif etmişlerdir. Bunun üzerine ceneral Johnston kaymakam Yo- angın Auckland taburunun üç bölüğü ile hücum etmek için Rhododendron »- Zakkum - un zirvesi boyunda ilerlemesine ve iki Hint bölüğünün sol cenahında teşriki mesaide bulunmasına ka- rar vermiştir. Bu suretle sağ muhacim kolu muayyen vakitten yedi saat geç olarak esas hücuma 4,5 taburluk kuvvei mevcudesinin ancak beş bölüğü ile başlamış oluyor. Fil- vaki saat on buçukta muvaffakı- yetli gündüz hücumu yepi!ması imkânı, ihtimali artık kayb tal Şimdi türk menabiinden öğrendi- ğimize göre sabahleyin saat yediye kadar ingiliz hedefinin civarında türk tüfeklisi bulu- ancak yirmi nuyordu. Saat yediye doğru Mustafa Kemal paşanin fırkasindan iki bölük piyade esas sırtta karakol- lar tesisi için gelmiştir. Ihtimal ceneral Johnstonun liva emini tarafından Apex'den görülen Türk” efradı bunlardı. Saat onu çeyrek geçe İngiliz deniz ve sahra topları oldukça sıhhat üzere Conk bayırını döğ- meğe başlamışlardır. Bir çeyrek saat sonra Auckland bölükleri hücum için ilerlemiştir. Derhal bu bölükler şiddetli tüfek ve mitralyöz ateşi ile karşılanmışlardır. İleri- deki mangalar hemen hemen imba edilmiştir. Gerideki bölükler şeciane harekete devam etmiş- lerdir. ÇANAKKALE muharebeleri Sahife 7 26 Ağustos 1932 Tercüme eden: Muharrem Feyzi İngilizlerin taarruzları kırılıyor, hücum muvaffakiyetsiz kalıyor 7 Gi Arıburnu, Seddülbahir, Anafartalarda bir çok hizmetleri görülen 11 inci fırka 33 Uucü alayın birinci taburu zabitanı Lâkin bunlar ağır surette zayiat vermişlerdir. Ancak 100 yarda ilerdeki Pinnacle gelebilenler de daha ziyade ileri gidebilecek vaziyette değildiler. Bu kısa iler- lemede üç bölük 250 kişi zayiat vermiştir. z Gurkhalarda ilerlemeğe başlar başlamaz ağır zayiata uğramış- lardır. Bunlardan bir çoğu sola dönerek Ağıl derede tahaffuz etmek istemişlerdir. Ceneral Johnston fırka karar- gâhına daha ziyade hareket et- meğe, gecenin hulülüne kadar imkân olmadığını bildirmiş ve ceneral Godley dahi buna razı olmuştur. Ceneral Cox'un kolu 7 ağus- tosta muharebe meydanının şimal nısfında arazinin müşkülâtı, türk pusucularının. faaliyeti ve askerin fevkalâde yorgunluğu sol hücum kolunun terakki etmesine mani birer âmil teşkil ediyordu. Sabahleyin saat altı buçuktan bir az sonra ceneral Cox on dör- düncü Sih otaburunu ceneral Monash'ın livasına raptetmiş ve mumaileyh 971 rakımlı tepenin üzerine ileri harekete başlaması için emir vermiştir. Lâkin Avus- turalya tabur kumandanları asker- lerinin o gün tekrar hareket ede- meyecek derecede yorgun bulun- duklarını bildirmiş olduklarından mumaileyhin bu emri iptal edik miştir. Binaenaleyh saat sekizde, 971 rakımlı tepeye 7 ağuştusta yetiş- mek ümidi artık gaip olmuştu. (1) Biraz sonra ceneral Cox kendisi- sinin Gurkha taburlarının çok uzaklara giderek koldan ayrılmış oldukları cihetle Hill O tepesine yetişmelerine pek az ihtimal bulunduğunu ve ceneral Johnsto- nun Yeni Zellanda kıtaatının Conk bayırını işgal edemediğini öğret- mişti, Mumaileyh karekât o plânının heyeti umumiyesinin iflâs etmek tehlikesinde bulunduğunu anladı- ğından ( ceneral Codley )in ku- mandasındaki 39 uncu livayı ce- neral Codley'in ihtiyatından ala- rak Türk takviye 'kıtaaatının vu- sulünden evel (Hill) tepesi ile Conk bayırının zaptında istihdam etmeğe müsaade istemiş ve bunu almıştır. (Devamı var) (l) Birdwood keyifiyeti dokuzu 37da- m umumiye bildirmiş pesi ile Conk bayırın