28 Temmuz 1932 Meyva memleketi 2 kuruşa bir okka armut Inebolu meyvalarına mahreç bulmak lâzım Ineboluda bol meyva yetişir. Bu sene kirazın okkası 40 paraya kadar düşmüştür. Son günlerde köylüler bu kadar ucuza giden malı toplamağa lüzum görmüyorlardı. Yalnız köylü ka- dınlar sepetlerle, şehre meyva taşıyorlardı. Bir müddettenberi sabahliyin pazar yerinde bir okka armut 2 şeftali 5 kuruşa satılmak tadır. Bu sene elmada pek boldur. Iebolu her sene 100 bin sandık elma ihracatı yapar, bu ihracatın en fazlası Mısıra olurdu. Mısırda gümrük tarifelerinin artması, elma ihracatına çok tesir icra etmiştir. inebolu o meyvacılığına gerek dahilde ve gerekse hariçte mah- reçler bulmak lâzımdır. Ineboluda meyva konservesi yapan ufak bir imalâthane bile yoktur. Çürüyen meyvalar denize dö- külüyor. İnhisar idaresi, şurada burada ispirto fabrikası açaca- ğına, burada denize dökülen meyvaları bedava toplıyarak is- pirto yapabilir. Ihracat tacirlerimiz taze meyvayı ambalaj üsullerini bilmiyorlar. Elmalar sandıklara pek iptidai bir şekilde istif edilmektedir. Iktisat vekâleti buraya bir mu- tahassıs yollayarak, elmacılara iyi ambalaj üsullerini öğretmelidir. Izmir Sovyet baş konsolosluğu Sovyetler Ittihadı Ankara sefa- rethanesinde baş kâtip ve konso- losluk subesi müdürü (olarak çalışmakta olan M. Terentieff Aleksey, İzmir Sovyet ceneral konsolosluguna tayin edilmiştir. Ahmet Haşim bey Şairin şehir namına hatırı soruldu Şair Ahmet Haşim bey, bir müddetten beri Alman bastane- sinde tedavi ediliyor. Alman hastanesi, Türk şairinin edebiyatımızdaki mümtaz mevkiini nazarı dikkate alarak şaiirin tedavi ve istirahati için büyük bir ibti- mam göstermiş, hastanenin en ferah ve güzel bir odasını tahsis etmiştir. Diğer taraftan belediye reis muavini Hâmit ve şehir meclisi âzasından Avni beyler hasta şairi ziyaret etmişler, şehir namına hatırını sormuşlar ve “ Peyale , müellifinin pek ziyade sevdiği karanfil ve lâlelerden mürekkep zarif bir buket hediye etmişlerdir. Ahmet Haşim bey, şehir mü- messillerinin gösterdiği bu nazik cemileden son derece mutahassıs olmuştur. Ahmet Haşim beyin ahvali sıh- hiyesi salaha yuz tutmuştur. Biran evvel iadei afiyet etmesini temenni ederiz. Şimendifer kazasında mahvolan buğdaylar Geçenlerde oBeylikköprü ile Polatlı arasındaki tren kazasında mahvolan altı vagon buğdayın bedeli şimendifer idaresi tarafın- dan sahiplerine tazmin edilecektir. Dün ticaret ve zahire borsasın- dan bir heyet mahvolan buğday- lara kiymet taktir etmek üzere mahalline gitmiştir. GÜNÜN HABERLERİ Balık ağları Kontenjan listesindeki miktar ihtiyaca kâfi değil mi? Balıkçılar cemiyeti, yeni kon- tenjan listesinden şikâyet ediyor. Bu şikâyetin sebebi şudur. Hükü- met yeni listeye 300 kilo pamuk ipliği koymuştur. Balıkçıların ifa- desine göre, bu miktar ihtiyaca kâfi degildir. Bu pamuk iiplikle- rile balık ağları dokunmaktadır. Piyasaya az miktarda pamuk ipliği verilecek olursa, balıkçılar Avrupadan gelen ağları satın alacaklardır. Bunun da iki türlü mahzuru vardır. Biri avrupa ağları yüzünden paramız harice gidecek, ikincisi de balık ağı dokumakla geçiren bir çok kimseler işsiz kalacak- lardır. Şehrimizde balık ağı dokumak- la geçinen bir çok aileler vardır. Kavak, Sarıyer, Yeni mahallede kadınlar evlerde, itiyar ve malül balıkçılar kahvelerde balık ağı dokurlar. Bunlardan başka, şehri- mizde balık ağı dokuyan iki fabrika da bulunmaktadır. Senede, balık ağlari için 30 bin kilodan fazla pamuk ipliği sarfolunuyor. o Bunların 15 bin kilosunu fabrikalar, geriye kalan kısmını da kadınlar, ihtiyar balık- çılar dokumaktadır. Balıkçılar cemiyeti, hükümete müracaat ederek, kontenjan is- tesine ihtiyaç nisbetinde pamuk ipliği konulmasını, aksi taktirde, balık ağı dokumacılığının ortadan kalkacağını bildirmiştir. Balıkçılar cemiyetinden verilen malümata göre, balık ağı doku- yanlar bu mevsimde 30 bin liradan fazla para almaktadır. Bir yangın başlangıcı Evvelki gün Taksimde elektrik şirketine ait bir mağazadan yan- gın çıkmış, fakat itfaiye çabuk yetişerek (ateşi (o söndürmüştür. Resmimizde yangında alevlerden patlayıp kırılan camlar görülüyor. İngiltere - Irlanda Münasebat hâlâ gergin bulunuyor Londra, 27 (A.A.) — Ingiltere- Irlanda ibtilâfının halli için son saatte yeni bir teşebbüs yapıla- cağı hakkında beslenilen ümitler tahakkuk etmemiştir. Çünkü, dün akşam Dublende neşredilen Obir haber hilâfına olarak oparlamento nezdindeki maliye müsteşarı Londraya gitme- miştir. Ingiltere ile Irlanda arasındaki deniz ticaretinin betaet iktisap etmesi hasebile alâkadar kum- panyalar bazı servislerin ilgası için pek yakında müzakerat icra edeceklerdir. M. Doumerin katili Gorguloffun muhakemesi Doktorlar “Katil mesul- dür,, diyorlar Paris, 27 (A. A.) — Gorguloff davasının ikinci günü olan dünkü gün şahitlerin ve akıl hastalıkları mutahassıslarının dinlenmesine tahsis edilmiştir. Şehadet mevkiine, evvelâ kazak Lazaroff gelmiş ve Rusyada mah- pus kaldığı 7 ay zarfında Gor- guloffun kendisine yapmış olduğu işkencelerden bahsetmiştir. Müttehim, şiddetle protesto etmiş, bunun yalan ve caniyane bir tahrik olduğunu söylemiş ve sonra hıçkırmağa başlamıştır. Şahit Kozlevski, (o Gorguloffu Pragueda tanımış olduğunu ve merkumun sık sık Rusyaya git- mekte ve oradan mühim miktarda parayı hamil olduğu halde avdet etmekte olduğunu ifade ifade etmiştir. Nihayet, sabık çarlık donan- ması zabitanından M. Gyparis, “Yeşil fırka,, nın ve “Yeşil ordu- nun,, mahiyetini izah etmiş ve mumaileyhin bu beyanatını mü- tehim, şiddetli pretestolarla kar- şılamıştır. Ikinci celsede aklıye mutahas- sısları dinlenmiştir.. Bunlar Gor- guloffun iyiyi ve fenayı ayırabile- cek bir vaziyette olduğunu söy- lemişlerdir. Muhakemeye çarşamba günü devam edilecektir. Paris 27 — Sovyet sefiri, mu- hakemeyi takip için bir kâtip bulundurulmasına müsaade edil mesini mahkeme reisinden iste- miştir. Bu müracaat kabul edil- miştir. Hicaz isyanı Ibni Refadenin kıyamı devam ediyor Şam, 22 — Kudüsten buraya gelen haberler Hicazdaki isyan hareketi hakkında birbirini nak- zetmektedir. Son alınan malümat Ibni Refadenin “Soyleh,, mevkiinde tahassun ettiğini bildirmektedir. Ruslara ait bir vapurun Bahri Ahmerde İngilizler (tarafından müsadere edildiği ve bu vapurda asilere ait silâh ve mühimmat tutulduğu da kuvvetle şayidir. Ibni Refadenin kuvvetlerinin 1500 ile 2000 kişi arasında olduğu ve Hicaz kıtasını İbnissuuttan kurtarmak emelinde bulunduğu da söylenmektedir. Rus menbalarından gelen haber- lere göre, son isyanın İngilizler tarafından tertip ediliği ve bu vesi- leden bilistifade İngilizlerin Şarki- Erden hükümetini lâğvederek buraya bir Ingiliz vali tayin ede- cekleri anlaşılmaktadır. Bu haber üzerine Şarki Erden hükümeti bir beyanname neşre- derek bu haberin katiyen asıl ve esası olmadığını ilân etmiştir. Mamafih Akabe körfezine gelen bir Ingiliz harp gemisinden çıka- rılan bir müfreze Akebeye hâkim olan yerleri filen işgal etmiş gi- bidir. Ez Romanya prenslerinden Michele'ye bir hediye Bükreş 27 (A.A.) — Hükümet, tahsilde bulunan prens Michele'ye, göstermiş olduğu muvaffakıyetler- den dolayı gayet güzel bir oto- mobil hediye etmiştir. Prens, bugün başvekile teşek- kür etmek üzere başvekâlet daire- sine gidecektir. AKŞAM'ın tefrikası: No: 184 Sahife 5 28 Temmuz 1932 ZINDAN HATIRALARI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : * Benim de bir hediye overmem lâzım, fakat beş altı franğı nere- den bulmalı. Eşyamı şöyle fikrim- den geçirdim, bana Berutta arka- daşım Celâlın hediye ettiği güzel büyük bir ipekli mendil var.. Şu satırları yazarken yüreğim sızlayor, bu mendil, bu nefis şey, Bana Celâlin yadigârı idi. Ey Celâl, aziz kardeşim, benim bu hareke- time ( yadigâra hürmetsizlik) ma- nası verme. Çünkü, hakikatta öyle değil, belki, bir gayre karşı Türklüğün yüz kızarıklığını men için ihtiyar edilmiş bir fedakâr- lıktır...) Bir Jön Türkün evlât hasretini de şu satırlarda göreceksiniz: (Noel gecesi: - Çocuklar için alınan hediyeler hazırlandı. Ma- dam Marieden rica ettim. Beni sabahleyin erkenden uyandırsınlar çocukların şetaretini (o göreyim. Ne garip halim var... Yattım, bir aralık gözlerim açılınca pencerede aydınlık gördüm, hemen yataktan fırladım, aşağı koştum, meğer pencerenin aydınlığı mehtap imiş, her taraf henüz uykuda... Tek başıma gecenin bu saatinde oturdum, yavrumu düşündüm.. Oh yavrum benim... (Nihayet neden sonra sabah oldu... Öyle bir mahşeri meserret ki, öyle bir yuva saadeti ki... Daha ziyade hazin, çok hazin... Içim yanıyor, ben de o yavrucuğumu şöyle bir dakikacık kucaklayabilsem, onu bir lahzacık kucağımda sevin- direbilsem... Ne vakıt yarabbi ne zaman?) Niçin, nasıl dağıldılar? Bir zaman oldu ki Tunalı Hilmi beyin (o muaveneti intikamcıların yegâne istinatgâhı oldu. Bu par- tinin şubeleri, teşkilâtı olmadığı için bir taraftan varidatı yoktu. Tunalı Hilmi bey memuriyetten aldığı parayı cemiyetin yaşaması- na, gazetesinin devamına hasret- ediyordu, bir taraftan da küçük küçük müfit, canlı risaleler neşre- derek Anadoluya, Rumeliye gön- deriyordu. Birgün aralarında bir ibtilâf çıktı, Ali Fabri bey osırada Cenevrede bulunmuyordu, her vakıt Obu gibi ufak tefek ihtilâfları babaca, dostça hal ve fasleden o, yazdığımız gibi cen- dereye girmekten omenedilmiş, (Anesi) de bulunuyordu. Ibtilafın sebebi şu idi: Tunalı Hilmi beyle aralarında bir itilâfname aktetmek istemişler, Hilmi bey de bu me- vadı kabul etmemiş, kızmış, im- zadan istinkâf ederek ayrılmış, işte sualler ve Hilmi beyin cevapları : 1 — Intikam gazetesi nihayete kadar devam edecek mi? Hilmi beyin cevabı: Gazete servet müstesna olmak üzere, fikir ve mesleğim müsait bulun- ğu müddetçe devam edecektir. 2 — Gazete müdüriyetinin, hiç birimizin tanımadığı, tahakküm icra edemiyeceği birine, meselâ mösyö (Şarl Martene) teslimi ? — Bu suale cevabım sükuttur. 3 — şimdiki halde fazla hü- cumdan ziyade gazetenin deva- mından istifade beklendiğinden, fazla bastırılıp ziyade tevziatta bulnnulması? — ltilâf husulü takdirinde en birinci arzum olan bu meseleyi kemahiye hakkıha halle gayret ederim, 4 — Bunun için maddi teminat? — Birinci suale olan cavabımın buna da şumulü vardır. Yani te- minatı naktiyede bulunamadım. 5 — Gazete sırf fırkanın malı olduğundan her nevi umurunun da fırkaya muhavvel olması? — Evet; şu kadarki oumuru tahririye itibarile istediğim zamanda gazetenin ser mubarrirliği uh- temde kalmalıdır. Ve bir ser- muharririn vazaifi, hukuku, 'salâ- hiyeti malüm olsa gerektir. 6 — Fırkaya ait hususatın ta- mamiyeti âza tarafından müzakere ve icra edilmesi? — Evet! 7 — İleride riyaset birine veri- linceye kadar âzadan her bi.inin birer rey sahibi olması? — Reisi tayin olunsa bile gene bir reye malik olacağından şayanı bahıs bir nokta değildir. 8 — Vazii imzadan hiç birine zarar iras eylemiyecek surette kaleme alınacak bir mukavelename ile herkesin yekdiğerine karşı olan taahhüdatının bittasrih temin olunması. — Ne vakit bana beş para, beş milyon lira verebilirseniz, ben de size o vakit ona muka- beleten senet veririm. 9 — Mevadı anifenin hilâfında hareket eden herhangi bir fert, hareketi vakıası badelistizah ek- seriyeti âra ile fırkadan ibraç olunacak, ve bunun hidematı sabıkasını davaya salâhiyeti olma- yacaktır. — Evet, şu kadar ki, ekseriyeti âra, ittifakı âra olmalıdır. Bundan başka ,bir mukave- lename süreti hazırlanmış, bu bü- tün âza tarafından imza edilmek üzere ortaya konmuştu. Tunalı Hilmi bey bu mukaveleyi de ka- bul etmemiş, böylece araya mu- vakkat bir soğukluk girmişti. Gurbet, hasret, müşkilât, sinir... Can ciğer arkadaşlar arasına bile bazan böyle şeyler sokuyor... Âsabın çok gergin olduğu bir zamanda ortaya çıkan bu ihtilâf, bir müddet sonra bu arkadaşları tekrar birbirinin kucağına atılmak- tan menedememiştir. übeydullah efendi Girit kadısı Bahaeddin Şakir bey, İttihat ve terakki partisinin - Rumeliden hayli ümit ve azimle Parise gelmiş olması ohasebile - uzun zaman canlı, faal ve gayyur bir rüknü kalmıştır. Mütemadiyen koşuyor, yazıyor, işliyor, şubeler, teşkili, mevcut şubeleri harekete, faaliyete getirmekle uğraşıyor, neşriyat ve müzakerat ile didiniyor. Bir kelime ile durup dinlenmeden gayretle çalışıyordu. (Arkası var) İLÂN ; İstanbul Tramvay şirketi, Kü- çükçekmeceden saat 18, 25, 19, 10 ve 19, 42de hareket eden trenler ile gelecek yolcuların naks lini kolaylaştırmak (O maksadile, cuma ve pazar günleri Sirkeci istasyonunda kâfi miktarda tram- vay arabası hazır bulundurulaca- ğını muhterem ahaliye ilân eyler. Gece saat 19,15 ile 22,05 ara- sında vapurlardan köprü üzerine çıkacak yolcular dahi emirlerine âmade tramvay arabaları bula- çaklardır. İstanbul, 21 temmuz 1932 Müdiriyet