Akşam Sahife 5 Gazi abidesi Afyonda büyük bir abide yapılıyor Abide heykeltraş Kripele sipariş edildi Afyon 18 — Afyon bulvarının en güzel bir yerinde rekzolunacak 3azi abidesi 50 küsur bin liraya eykeltraş OM. Kripele sipariş edilmiştir. Abidenin kaideden itibaren irtifa 5,5 metredir. Abide bir Türk timsalidir. Türkün vaziyeti ayaklarının altında bulunan düş- manı istediği anda ezmeğe ve mahvetmeğe kadirdir. Kaidenin dört cephesinin önün- de başkumandanlık üniformasile Gazi hazretlerinin Ismet ve Fevzi paşalar hazretlerile görünmeleri, üçünçü cephesinde halkın orduya yardımları, dördüncü cephesinde de Afyonun kurtuluş tarihi mah- kük olacaktır. Alişar yangını Hasar ve zarar 60,000 lira raddelerinde Konya 18 — Alişar köyü yan- gınna dair son resmi malümat şudur. Yangın hoca Abdülkadir efen- dinin evindeki şırahaneye konulan ateşten çıkmıştır. 148 ev, bir merkep, yüzden fazla koyun ve keçi yanmıştır. Eşyalar kurtarılamamıştır. Bir adam ağırca yaralanmış iki kişinin de elleri ve ayakları yan- mıştır. Harikzedelere ( Hilâliahmerce 700 okka un, 60 okka tuz veril- miş, sekiz çadır, 318 metre alaca tevzi edilmiştir. Vilâyet 300 lira, Doğanbey hilâliahmer şubesi yirmi lira yar- dımda bulunmuştur. Madritte tevkifat Madrit, (A.A.) — Mabrukat mağazalarına hücum etmek hazır- lıklarında bulunmak üzere komü- nistlerin gizli olarak yapmış ol- dukları bir içtima esnasında 100 kadar komünist tevkif edilmiştir. Şeni tecavüz Kızı berbat ettikten sonra paraları gasbetmişler Sökeye bir saat kadar mesa- fede Yıkıkdeğirmende kâin kulü- bede giritli Hasan ağanın en büyüğü yirmi iki yaşında olan dört çocuğundan mürekkep bir âile oturmaktadır. Kulübe gece'iki şahsın taaruzuna uğrnyor. Mütecavizler; en büyük delikanlıyı bağladıktan sonra 13 yaşındaki kız kardeşleri Zehrayı sürükleyip odağa götürüyorlar. Kızı berbat ettikten sonra baygın halde dağda bırakıyorlar. Müteakiben tekrar kulübeye ge- lerek bir koyun, iki battaniye, çamaşır, bir altın ve bir küpeyi çalıp kaçıyorlar. Jandarmamız derhal faaliyete geçiyor. İlk hamlede yirmi iki yaşında Mehmet Aliyi maznun olarak yakalıyor. Maznun cürmünü itiraf ediyor. Arkadaşı Şevkettir. Zabıta Şev- ketin izi üzerindedir. Mütecaviz- lerin Hüseyin tarafından teşvik edildiği zannı hasıl olduğundan mumaileyh de zan altına alınmıştır. Kütahyada şişe fabrikası Hükümet Kütahyada bir şişe fabrikası açmak için mahallinde tetkikat icrasına başlamıştır. Kü- tahya böyle bir fabrika için icap eden iptidai maddeleri muhtevidir. “evr Halkevleri Kastamonuda Halkevi faaliyete başladı Rels intihap edilen doktor Tevfik Arslan bey Kastamonu, 16 ( Hususi) — Şehrimiz Halkevi şubeleri idare heyeti intihapları dün gece Hal- kevi binasinda icra edilmiştir. Şehrimizde şimdilik, spor, temsil, içtimai yardım ve köycüler şubesi teşkil edilmiştir. Diğerlerine yazılı âza adedi henüz nizami şekle baliğ olmadığı için intihap tehir edilmiştir. Halkevi riyasetine C. halk fırkası vilâyet heyeti tarafından âzadan ve sabık türk ocağı reisi doktor Tevfik Arslan B. intihap edilmiştir. Tevfik Arslan beyin bu intihabı bütün Kastamonu ve Kastamonu gençliği tarafindan büyük bir memnunieyetle karşılan- mıştır. Şubelerin idare heyetlerine seçilen gençlerin isimleri şunlardır: Spor şubesi: Baş muallim Hüsnü, belediye elektrik tahsildarı Nazif, ve Ekrem beyler. Güzel sanatlar şubesi: Lise mu- siki muallimi Mehmet eski musiki muallimlerinden Ahmet ve merkez ziraat memuru Faik beyler. Temsil şubesi: Posta telgraf makinisti Muhiddin, posta telgraf muhabere memuru Faruk, Açık söz matbaası mürettibi Hüseyin beyler.. İçtimai yardım şübesi: Belediye hekimi Salim, posta müdürü Ahmet, muhasebei hususiye mü- dürü İzzet, zabıt kâtibi Nuri, ma- liye memurlarından Şükrü beyler. Köycüler şubesi: Uğurlu zade Şükrü, müfus başkâtibi Esat, maarif kalemi kâtiplerinden Emin, maliye memurlarından (o Enver, hacı Memiş zade Asım beylerdir. Alman intihabı Almanyada intihap münasebe- tile milliyetperverler büyük nü- mayişler yapıyorlar. Yukarı resim bu nümayişlerden birinde eski muharipleri gösteriyor. Mareşal Makenzen bu muhariplerden biri- nin elini sıkmaktadır. Italyan kabinesi italyada 4 nazır istifa etti Hariciye nazırı da istifa edenler arasındadır Roma, 20 (A. A.) — Havas ajansından: Kral, M. Grandi ile maliye nazırı M. Mosconiaia, milli terbiye nazırı M. Gualino ile korporasyonlar nazırı M. Bottainin istifalarını kabul etmiştir. Müşarünileyh, hasusi kararna- melerle M. Mussoliniyi hariciye ve korporasyonlar nazırlıklarına, Roma darülfünunu emini M. Francisciyi (o adliye o nazırlığına, mebus Guy Gun'u maliye nazır- lığına ve Palermo darülfünunu emini M. François Ercoleu milli terbiye nazırlığına tayin eylemiştir. Bir ingiliz filosu Venedikte Venedik 19 ( A.A.) — Akde- nizdeki ingiliz filosu Venediğe gelmiştir. İzdivaç panayırı Romanyada genç kız ve erkekler bu pazar karşılaşacaklar Bükreş, 20 (A.A.) — Her sene 17 temmuzda Transilvanya'da Arad yakınında kâin Gaina na- mındaki ufak kasabada icra edilmekte olan izdivaç panayırı intihap (dolayısile (önümüzdeki pazara tehir edilmiştir. Binaenaleyh oevlenecek olan genç kızlar, yanlarında ebeveyn- leri bulunduğu ve altın gerdan- lıklarla süslenmiş oldukları halde önümüzdeki pazar günü Gainada toplanacaklar ve oradan grup halinde kasaba yakınındaki dağa gideceklerdir. Kızların boyunla- rındaki gerdanlıklar ekser ahval- de onların drahomalarını teşkil eder. Hakikaten evlenmek arzusunda bulunan delikanlılar, bütün gün namzet kızların önünden geçecek- ler ve intihap edeceklerdir. Akşama muazzam bir nişan ziyafeti yeni çiftleri bir araya toplayacaktır. Cemiyeti akvam Bizi takip edecek devletler Cenevre, 19 .— Türkiyenin Ce- miyeti akvama girmesi bura maha- filinde çok memnun olunacak bir hâdise addedilir, Çünkü cemiyet son zamanlarda zayıflamak istidadı gösteriyordu. Hattâ bazı kimseler bir inhilâlden bile bahsediyordu. o Türkiyenin cemiyete girmesi cemiveti kuvet- lendirmiştir. Türkiyeyi Brezilya ve Arjantinin takip edeceği tah- min olunuyor. Bütün gazeteler Türkiye lehinde makaleler yazarak Türkiyede son seneler zarfında vuku bulan te- rakkilerden bahsediyorlar. Ankara 19 — Cemiyeti Akvama duhulümüz münasebetile hakki- mızda pek dostane ve samimi hisler izhar eden zevata hariciye vekilimiz Tevfik Rüştü bey teşek- kür telgrafları çekmişti. Bu tel- graflara samimi cevaplar gelmiştir. Izmir hapishanesinden bir kadın mahpus kaçtı Izmir, 19 — Hizmetçi gibi evlere girerek mühim sirkatler yapan Uşaklı Raziye gece umumi hapishaneden helâ duvarını aşarak kaçmıştır. AKŞAM'ın tefrikası: No: 177 21 Temmuz 1932 ZINDAN HATIRALARI BEZEL EEE LR EL Ş Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Mubharriri : AL, 6 UN ĞU ee j yi p : / 4s ÜN 5 * Ane 3 #5 a EZ $ Zİ Or, ei Sy AN İP OUA de? >i . < mr Gm EZ 2 a? 5 > © A e ». e wi 2. w— “ bi i Ek ay e Ap “zg GE ii : . Va pe v Şi e np imiz”, Aİ » bars İ e Meğer maksadı ne imiş? “Geçen gün Ali Haydar Mithat bey yemekte iken, Ismail Kemal beyin oğlu, herhalde saflıkla ola- cak, babasindan aldığı bir mek- tubu getirip göstermiş, bu mek- tuptan anlaşılan şudur: Ilk büyük komplo, Tarabulusugarp komplo- sunun kahramanı Ismail Kemal bey bu komplo ile şunu kastedi- yormuş; Tarabulusugarp kuman- danı Recep paşanın Arnavutluk damarını, hissiyatını tahrik ede- rek Istanbul üzerine yürüyeceğiz diye Arnavutluğu ( kurtarmak), Arnavutluğu istiklâle kayuşturmak.. Bu adam o kadar ileri gitmiştir ki Recep paşayı bu hususta ikna ettiğini bile söylemiştir. Bu, affedilmez bir günahtır. Asla, Recep paşa bu tiynette bir adam değildir, bilâkis mert,necip, asil bir osmanlıdır. Bu iftira, çirkin bir iftiradır. Ancak aramıza karışmış bizimle teşriki mesai etmiş görünen bazı kahra- manların iç yüzünü gösterdiği için ibrete lâyıktır. Ne kadar müşkülât ile muhat olduğumuzu bundan daha beliğ ifade edecek hangi vaka vardır. Binaenaleyh her kareketimizde teenni, sabır ve ihtiyat lâzımdır. (Mileran) hareket diyor, ben de diyorum, fakat ne suretle, nasıl? Işte doktor Nazım Anadoluda... Izmirde halk ve asker arasında dolaşıyor... — Peki bu hareket değil midir? Hareket başka nasıl olur? Evet, bir büyük komplo diyeceksiniz, bence komplolar bundan sonra ancak böyle hazırlanabilecek.. Emin olduğumuz arkadaşların himmetlerile.. Ve yavaş yavaş.. Bize kucağını bütün samimiyetile, alabildiğine açmış hiç bir taraf yok.. Hürriyet ve adalet nihayet hudutları dar birer mefhum.. Arkadaşları susuyorlar, Baha- eddin Şakir bey bir zabıt kâtibi gibi bir şefin söylediklerini mun- tazman kaydediyordu. Hey.. Jön türk, beğendin mi adaleti? Ahmet Rıza bey hakikaten ilk defa arkadaşlarına bir hesap ve- rir gibi, bunca senelik menfa, gurbet ve mücadele hayatının, faaliyetinin hesabını verir gibi devam ediyordu: — Dreyfus (meselesinin oen alevli günlerinde, bir mahkeme dönüşü Rauf Ahmet beyle (*| Klemansoyu matbaasında ziyarete gitmiştik. O kadar kalabalık var- dı ki, büyük hatip ve diplomatı (1 Rauf Ahmet bey elyevm Istanbulda mukimdir. ” Sabahaddin bayin bir mektubunun son kısmı .. AY” , üz “tk, .. — e gi Lili re Ve m tebrike gelenlerle her taraf o ka- dar dolmuştu ki yanına yaklaşa- bilmek mümkün değildi. şöyle | bir az kalabalığı yararak kapının eşiğine kadar sokulabildim. Kle- manso, etrafındakilere hitap eder. ken birden beni gördü ve yük- sek sesle bana seslendi, fakat bu seste çok hazin ve onis- bette isyankâr bir titreyiş vardı: — Hey.. jön türk.. Beğendin mi Fransamızın adaletini? 4 Klemanso bütün gayretine, bütün çırpınışına rağmen davayı kaybe- diyordu. Ve buna (adalet) namına yanıyordu. Onu tebrike gelenler onun bu ateşini, bu yanışını, bu aşkını tebrike geliyorlardı. Yoksa dava göz göre göre gürleyip gidiyordu. En âdil bir hükümetin evlâdı, bakınız nasıl bu adaletten müş- teki idi. Bu ses kulaklarımızdan uzaklaşmamalıdır, (o yabancı bir memleketteyiz ve dediğim gibi a adalet nihayet... di Ahmet Riza bey birdenbire sesini yükselterek: Kk — Fransa yarın bize siz ikinci Apdülhamit aleyhinde fazla ileri gidiyorsunuz, çıkınız buradan derse nereye gideriz. Evet gideriz, başka iklimlere gider, fakat oralarda da aynı muameleye maruz kalmaz mıyız. Bu, tecrübe edilmiş değil midir ? a Binaenaleyh hareket, hareket diye çırpınanlara (biraz teenni, bir parça ihtiyat!) cevabını ver- meliyiz ve Klemansonun feryadını unutmamalıyız. (*) Garip bir tesadüfle hizmetçinin o esnada getirdiği mektuplar arasında İzmirden Nazım beyden de (Mehmet) imzasile bir mektup çıktı. Mehmet efendi (alış verişten memnun, dükkânını tevsi etmekle meşgul olduğundan bahsediyor, ve (biraz daha sabredin, iyi haber- ler alacaksınız, bu sene mahsul bol olacağa benziyor.) diyordu. Mektubun şifreli kısmında ise Nazım bey hoca kıyafetine girerek köylerde o dolaştığığını, bilhassa yeniden askere davet edilen genç köylüler arasında hayli telkinatta bulunduğunu, bir çok kasaba ve şehirlerde eşraf ve âyandan taraf- tarlar kazandığını, yakında Selâ- niğe gideceğini yazıyordu. (Arkası var) (*) Meşrutiyeti müteakip Ahmet Rıza bey Bulgaristan istiklâli ve Bosna Hersek meseleleri için Parise giderek Klemansoyu ziyaret ettiği vakit, Kle- manso bu sözünü hatırlıyarak Ahmet Rıza beye şöyle demiştir: «Kurtulmuş memleketinizde öyle bir adalet kurunuz ki siz de, bir gün benim gibi her hangi bir yabancı inkılâpçıya yüreğiniz yana» rak vatanınızın adaletinden şikâyet etmek mecburiyetinde kalmayınız | » pi - e