" 21 Haziran 1932 Mısırda vaziyet İngiliz komiserine karşı suikast Bombayı koyanların hüvi- yeti şimdilik mechuldür Londra 20 (A.A.) — Dün Mısır sabık âli komiseri lord Loyd ile rahiplerden birisinin birlikte gö- rüşmüş oldukları methalde zabıta tarafından bir bomba keşfedildiği bildirilmektedir. Bombanın mua- :yenesi için mutahassıslar çağırıl- mıştır. Bunun bir suikast veya bir lâtife olup olmadığı şimdilik meçhul bulunmaktadır. Almanyanın harici ticareti Berlin , 20 (A. A. ) — Mayıs ayına ait harici ticaret bilânçosu ithalâta nazaran ihracatta 95 mil- iyon 800.000 mark bir fazlalık i göstermektedir. MMamafi, ibracat 45.000.000, ithalât ise 76.000.000 i eksilmiştir. Almanyada - âli-iktisat -meclisi |. Berlin, 19 (A.A) — 3 azadan mürekkep bir âli iktisat-meclisi vücude getirilmiştir. 'iktisat nazırı ile Alman kabinesi arasında bir ihtilâf zuhuru tak- dirinde hakemlik yapmaktır. üm İktisat meclisi Kooperatif murahassları intihap ediliyor Izmir 19 — Iktisat meclisine kooperatifler namına âza intihabı için 20 haziranda ticaret odasında toplanacak kooperatif murahhas- ları seçilmeğe başlarmış ve inti- hap edilen murahhasların isimleri ticaret müdüriyetine bildirilmeğe başlanmıştır. Mersin liman şirketi işçiler ortaklığı kooperatifi Izmir valisi Kâzım paşayı, Denizli tasarruf kooperatifi mıntaka ticaret mü- dürü Ziya beyi, Karapınar itibar bankası kooperatifi Topçu oğlu Nazmi beyi, Salihli kooperatifi meclisi idare reisi Asaf beyi murahhas olaran intihap etmiş- lerdir. Romen komünistler Vasi şebeke keşfedildi ve bazı tevkifat yapıldı Bükreş, 20 (A.A.) — Emniyeti umumiye müdüriyeti birçok günler devam eden tahkikattan sonra geniş bir komünist propaganda şebekesi üzerine vazıyet etmiştir. Bu şebeke bir almanın idaresi altında çalışmakta ve merkezi Bükreşte bulunmaktadır. Şubeleri bütün memleket dahi- linde bulunan bu şebekenin dört bürosu, hükümet merkezinde faa- liyet göstermekte idi. Tevkif edilen 25 şahsın beya- nına göre bu teşkilât tarafından sarfedilmiş olan mebaliğ son zamanlarda 3 milyona baliğ ol muştur. Zabıta büyük mikyasta vesika elde etmiş ve Bükreşin büroların- dan birinde fesatcuyane beyanna- melerin tabına mahsus malzeme müsadere etmiştir. Dün bütün gün tevkifata devam edilmiştir. Bu sabah da mütebaki eşhasın tevkifine intizar olunmak- tadır. Vazifesi, “ Manisa tenezzühü Pek neşeli ve eğlenceli geçti Manisa, 19 (Hususi) — Kasaba şimendüferinin cuma günü Mani- saya yaptığı tenezzühe İzmirden Kasaba, Salihli ve Alaşehirden bir halk iştirak “etmiş ve Mani- sada çok iyi ve neşeli bir gün geçirmişlerdir. Şimendüfer kumpanyasının is- tasyona koyduğu “ Hoş geldiniz aziz misafirler , lâvhası altından geçen yolcular doğruca belediye parkına ve İsmet paşa çamlığına gitmişler ve sporcu gencler de esnaf gücüne misafir olmuşlardır. izmirden gelen K,S,K futbol takımı ile Manisa gücü, Alaşehir takımile Sakarya takımları bu misafiret ( vesilesile ( aralarında dostane birer maç yapmışlardır. Alaşehir - Sakarya maçı Sakar- yanın 0- 4 galibiyetile neticelendi. Alaşehir takımı henüz yenidir. Hakem Abdullah beyin idare- *| sinde ve çok kalabalık bir halk huzurunda cereyan eden K.S. K. Manisa güç maçı 6-0 ile K. S. K. lehinde neticelenmiştir. izmirden gelen kafileye riyaset eden Zeynel Besim bey bana şunları söyledi : (Manisa gücü o kadar temiz ve okadar misafirperverane ha- reket etmiştir K.S.K. lılar bu seyahatın tatlı hatırasını unutmi- yacaklardır. Bu yüksek alâkadan :İ dolayı müteşekkiriz.) Misafirler orta mektepteki ser- giyi de gezerek çok memnun kalmşılardır. Saçları kolay kesmek çaresi Amerikada saçları kolay kesmek için gayet kolay bir usul bulmuş- lardır. Saçları bol olan müşteri- lerinin saçları arasından elektrik cereyanı geçirerek onları yukarıya kaldırıyorlar" bu suretle ikide bir, saçları tarakla yokarıya kaldırmağa hacet kalmadan kesiyorlar. Acaba Amerikalı berberler, başları dazlak müşterilerinin (saçlarını kolayca kesebilmek usulünü (bulmuşlar mıdır? ” Keçi ve koyunlar Sokak aralarında dolaştırılması menedildi Belediye, tavuk, kaz, hindi gibi kümes hayvanlarının şebir içindeki sokak ve meydanlarda dolaşma- larını menetmişti. Şehir meclisi daimi encümenince verilen bir karar üzerine keçi ve koyun gibi ahır hayvanati da mayacak ve şehir içindeki arsa- larda otlattırılmasi menedileçektir. meydan ve sokaklarda dolaştırıl- i GÜNÜN HABERLERİ Ticari müvazene Mayıs ithalâtımız ihracattan fazla Beş aylık ticari müvazene lehimizde kapandı Ihracat ofisince hazırlanan ista- tistiğe (Onazaren (932 senesi mayıs oayında (memleketimize 1,649,550 lira, 931 senesi mayı- sında ise 11,897,008 lira kıyme- tinde eşya ithal edilmiştir. Bina- enaleyh 931 senesi nisan ayı zarfındaki ithalâtımız 932 senesi nisanındaki (ithalâta (nisbetle 247,458 lira noksandır. 1932 senesi mayis zarfında memleketimizden 6,817,209 lira ve geçen senenin mayısında ise 9,817,032 lira kıymetinde eşya ihraç edilmişti. Binaenaley mayıs 932 zarfındaki ihracatımızın kıymeti 931 senesi mayısında (oyapılan ihracattan 3,009,823 lira noksandır. 1932 senesi mayıs zarfındaki ithalâtı- mızın kiymeti ihracatımızın kıy- metile mukayese edilince ithalât kıymetinin (o ihracat (o kıymetini 4,842,381 lira tecavüz ettiği görülür. Bu vaziyete nazaran Türkiyenin 932 senesi ilk beş ayı zarfında ticari muvazenesi 4,876,103 lira: fazlalıkla kapanmış oluyor. Hal- buki Türkiyenin 931 sesinin ilk - beş ayı zarfındaki ticari muvaze- nesi 6,915,391 lira noksanla ka- panmıştı. Şeker ve kahve Tacirler ticaret ofisinden malümat istiyorlar Şeker ve kahve ithalâtı mu- kabilinde, memleket mahsulâtı ve bilhassa tütün ihraç edileceği yazılmıştı. Buna âit kararname, alâkadar dairelere bildirilmiştir. Şeker tacirleri, satın aldıkları şeker mukabilinde, ne suretle mal ihraç edeceklerini, ihracat ofisin- den ve ticaret odasından sormak- tadırlar. Kararnameye ait talimat- name henüz bu dairelere gel mediği için, tacirlere müsbet bir cevap vermeğe imkân görüle- memiştir, Şeker ve kahve tacirleri tali- matnamenin bir an evvel gönde- rilmesi için, alâkadar dairelere müracaat etmiştir. Fındık tacirleri ihracat ofisine müracaat ederek, şeker ve kahve- nin fındık mukabilinde ithalini istemişlerdir. Kararnamede, şeker ve kahve mukabilinde memleket mahsulâtı ve bilhassa tütünden bahsedilmek- tedir. Fındık taçirleri memleket mahsulâtının, bir liste ile tasrih edilmesini istiyorlar. Ihracat ofisi fındık tacirlerinin bu müracaatı hakkında, iktisat vekâletinin na- zarı dikketini celbetmiştir. Dolu yağdı Adapazarında hayvanlara telefat verdirdi Adapazarı 19 (Hususi) — Şid- detli bir fırtına ile başlayan yağ- mur esnasında düşen dolu, kasaba dahilinde zikre şayan değilse de, bazı köylerde çok büyük zararlara sebebiyet vermiştir. Dolunun düştüğü mıntakalar dahilinde bulunan köylerde güz- lük ve yazlık mahsuller harap olmuştur. Hayvanlardan bazıları ölmüş ve yaralanmıştır. Düşen dolu umumiyet itibarile ceviz cesametinde idi. Tarlalar siyah bir toprak manzarası arzet- mektedir. | AKŞAM'ın tefrikası: No; 148 — 21 Haziran 1932 ZINDAN HATIRALARI ADA İŞE RİDE İLA EA EE Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Mubharriri : Maksat ne suretle olursa olsun o (gökler) kahramanına hasudane zelilâne bir tecavüzden ibaret kaldı. Işte bu halatı kerihedir ki bizi varlığımızdan meyus eyleyor. Bu mubareklere karşı en güzel mukabele türkler için o av'aveye kulak tıkamaktan ibarettir... ,, Ali Kemal bu büyük hizmetin mükâfatını görmekte çok gecik- medi. Fakat biraz evvel kaydetti- ğimiz veçhile bugünkü paramızla altı, yedi yüz bin liralık bir ser- vetin onun eline gelişi ile gidişi adeta bir oldu. Kahirede Özbekiye (o meydanı kahvelerinden, zengin olunca gene aynı meydandaki (Kontinantal) ve (Şeperds) salonlarına geçen Ali Kemal, Istanbuldaki edebiyatı cedidecilerin de |biaman bir düş- manı idi. Fikreti, Halit Ziyayi, Raufu, Cahidi... Okuyan ve seven insam lara tahammül edemez ve bu hissini her yerde herkese izhar etmekten de çekinmezdi. Gazeteci, diplomat, edip olarak elhasıl her şey olarak isterdi ki, yalnız bir (Ali Kemal) tanınsın. Bu yüzden bilhassa Mısırdaki Türklerle arasında kaç defa el şakasına yaklaşan münakaşalar olmuş, kaç defa hırpalanmış fakat bir türlü bu huyundan vaz geçe- memiştir. Meşrutiyeti müteakip (Sabah) ın baş muharrirliğini yapan ve zan- nederim mektebi harbiyede de hocalık eden Diran Kelekyan efendi o vakıt Mısırdan Parise İttihat ve terekki merkezine yaz- dığı bir mektupta : (... Burada kedi derdimiz ye- tişmiyormuş gibi bir de başımıza Ali Kemal çıktı. Paşa - Ahmet Gelâleddin paşa - nedense şey- siniz, (siz bir dahisiz) deme- dikçe Ali Kemal beyin elinden ve dilinden kurtulmanın imkân ve ihtimali yok... Ali Kemalin bu duşmanlığı hemen hemen edebiyatı cedide- nin doğuşile başlar. Kendi yazı- ları dururken Rubabı şikeste oku- yan insan Tevfik Fikret kadar onun duşmanıdır. Bu gayz ve kinini uzun müddet saklıyamıyarak ta 1314 te ortaya atmıştı. O va- kıt paristen İstanbuldaki Ikdama mektupler yazar ve muttasıl kâh açıktan açığa, kâh kapalı bir surette edebiyatı cedide taraftar- larına taarruz edip dururdu. Bu taarruzlara edebiyatı cedideciler bir müddet sustular, tahammül ettiler, fakat bir gün Hüseyin Cahit bey Servetifünuna yazdığı bir makalenin altına şu satırları ilâve etti: Hüseyin Cahit beyle karşı karşıya “ Edebiyatı cedidei bhazıranın terakki ve tevessüüne karşı gös- terilen mümanaatlerden bahsolun- duğu sırada garip bir simayı edebiyi, Ikdamın Paris muhabiri Ali Kemal beyi unutmak kabil olmıyor. .. Ikdam karilerini yormadan gazete münderecatının tamimi fe- vaidine çalışmaktan ibaret olduğu cihetle Ali Kemal bey bir meslek ihtiyarı külfetinden vareste kal- mıştır. Bugün edebiyatı hakikiye ders- lerini tercüme etmiş, yarın bu himmetini ret ve inkâr ederek * bize ciddiyetle, tarih ile, ulümu fünun ile, yalnız bunlarla teveg- gulün lüzumundan bahsederken ertesi gün (Hayat kırıntıları) dökmüş, (Refrefi hayaller) e (Gün- de bir) lere dakikada saniyede birlere düşmüştür. Arada bir - adetçe kesir olan bir sınıf kariinin hüsnü teveccü- bünü celp için - garp hayatından, edebiyatı cedidemizin fenalığın- dan şikâyet etıneyi de unutma- mıştır. Fakat hüsnü teveccüh celbetmek, bir şöhreti sehile istihsalile yazılarına mahreç teda- rik eylemek ihtiyacı düşünülecek olursa bu mazur görülür. Hususa ki Ali Kemal beyin yazılarında fransızca bilmiyenler için şayanı istifade şeyler de çoktur. Fransız gazeteleri Istan- bula Ikdam muhaberatından evvel gelmeseydi, fransızca bilenler de Paris muhaberatını okuyabilirlerdi. Ali Kemal bey yazdıklarını okutmak sırrına da şiddetle vakıf- tır. Bunun içindir ki bir vak'al mühimmei edebiyeden veya saire- den bahsederken bu tefsilâtı gazetelerden tercüme ettiğini söyliyecek yerde o Dilâra, Râna, Mutena, buram buram, ziba ifade- lerile - gidip kendisi görmüş ki - kangal kangal yazar ki bu, mev- zuubahs olan mesaile karileri Dazarında merakı calip bir renk verir. Icabı halinde - artık gazete mesleğii öre - meselâ Emil Zleği meliider; Bunun Jurnal gazetesinde (Burje) tarafından yazılmış bir makale olduğu söylense (Burje) namını bilmeyen kariince ehemmiyetten âri tutulacağına vakıf olduğu için iki seneden beri karileri indinde kesbettiği nüfuz ve itimada gü- venerek bir kaç arapça beyit ile karıştırıp türkçeye pahirane nakleder. Ali Kemal beyden sadır olacak mütalaat şu izahattan sonra artık kimseye garip gelmez zannederim.,, Bu suretle münakaşa kapısı açılmış oldu. Bu yazıya derhal, (Ikdam) cevap verdi ve ezcümle: (Hele Hüseyin Cahil bey Ali Kemalin elinin emeğile iki üç senedir kazandığı hüsnü tevec- cühü bir türlü hazmedemiyor. Eger makale sahibi de böyle bir teveccüh kazanmak isterse Ali Kemel gibi tahsili kemale çalışmalı da sonra (makale yazmalıdır.. Bize gelince vakıa vazaifi hayatı bir kaç gazel söy- lemekten ibaret o zannolunacak kadar sehil obilmediğimiz için çocuk okutmağa vaktimiz yoksada iktiza ederse ders vermekten hiç bir vakit geri durmayız..,, diyordu, Hüseyin Cahit bey, ise, Ikdamın bu yazılarına hiç cevap vermedim, diyor. Bir milletin tarihi idaresi ile tarihi edebiyatı arasında münasebet bulunmadığını iddia eden bir gazeteye ( başımızdaki sansöre bak, münasebeti anlarsın ) demek kâfi idi, fakat bunu söylemek kabilmi idi, yalnız Serveti Fünun şu salırları yazdı: ( Hikmeti Bedayie dair Hüseyin Cahit bey biraderimiz tarafından sıra ile yazılan makalâttan geçen haftaki (o nüshamızda (o münderiç bendi Ikdam cumartesi günkü nüshasına aynen nakil ile zeyrine reyi mahsusunu ve garip olarak Hüseyin Cahit beyin bu makaleye de cevap vereceğini biliyoruz, demiştir. İşte (Ikdam) ın her bil- diği budur. Servetifünun mubar- rirleri meslekleri iktizasınca yalnız edep ve terbiye dairesinde söy- lenen sözlere cevap verirler. ,, (Arkası var)