pa Sahife 6 Bursa mektupları Bu sene koza mahsulü bir milyon kiloya yakındır Bursada koza yetiştirmek yeniden mühim bir inkişaf devresine girdi Bursa, 14 (Hususi) — Yeni koza bavaların çok müsait gitmesi | üzerine, istenilen temizlikte idrak | edildi. Gerek paket başına, gerek | ipek verimi cihetinden yeni mah- sul gayet iyidir. Mahsülün temiz- liği hakkında bir fikir vermek için şunu zikredeyim ki, enstitü bu yıl üzerinde tetkikat yapmak için bir tane bile hasta böcek bula- mamıştır. Tohumların mükemmel oluşu, havaların iyiliğile birleştiği için arızasız ve lekesiz bir mahsul alınmıştır. Yeni mahsul, miktar itibarile de eski yıllardan farklıdır. Bursada koza 1926 da borsaya ithal edil- miştir. O seneki mahsul 450 bin küsur kilo idi. Her sene iki üç bin kilo artarak 1929 da 900,000 kiloya varan koza 30 ve 31 sene- lerinde, münhasıran dut yap- raklarının oyanması yüzünden, birdenbire geriledi ve bozuldu; yarım milyona indi. Yeni koza bir milyon kiloya yakın tahmin ediliyor. Bu teza- yüdün belli başlı sebepleri ara- sında şu noktalar sayılabilir: 1 — Mübadillerin koza yetiş- tirmeği öğrenmiş olmaları; 2 — Koza borsasının milyon- lara varan ve ber yıl bedava olarak dağılmış olan dut fidanla- rının yaprak vermeğe başlaması. Fiatler vasati olarak yetmişle seksen üzerindedir. Yani Avrupa piyasasından otuz kuruş kadar farklı. Bu fark, güwrüğün köylüye temin ettiği faydalardır. Italya ve Fransada koza istihsal edenlere kilo başına bir prim verilir. Bizdeki bu fiat farkını da köylümüz için bilvasıta bir prim telâkki etmek mümkündür. Yeni koza fiati, diğer mahsul- lere nisbetle iyi görülmek lâzım» dır. Buğday 19-20 kuruşken koza 140-150 kuruştur. Bugün buğda- yın fiati omalümdur. Buğdayı vahidi kıyasi tutarak koza fiatini pek fena bulmamak lâzımdır. Alâkadarların (o düşündüklerine göre, alıcıların da koza yetiştiren- ler kadar zarardan ve hırpalan- maktan korunması lâzımdır. Fiat meselesinden ağzı yanan- lar, bu sene biraz temkinli davranıyorlar. Geçen sene, koza satın alanlarda bir zihniyet vardı. Herkes sahip olduğu tezgâh ade- dine göre iş yapacağını zannede- rek hesabını ona göre yapmış ve bu hesaba uygun miktarda koza satın almıştı. Istek fazla olunça mal kıymet- lendi. Avrupada 40 - 45 kuruşu geçmiyen koza, Bursa piyasa- Ipekçilik ensti- Koza borsası tüsü müdürü komiseri Müm- Tahir bey taz Şükrü bey sında çıktı. Bittabi bu kozadan yapılan ipeğin ve dokunan kumaşın maliyet fiati de yüksek oldu. Pa- halılığa inzimam eden buhran yüzünden mal müşterisiz kaldı. Fabrikatörler, bu zararı önle- mek ive kumaşı ucuza mal etmek için, elde dünyanın kozası varken hariçten gümrüğünü de vererek koza getirdiler. Bunları işleyip piyasaya çıkardılar. İşte geçen senedenberi |Bursa fabrikalarının durup kapanmasına en ziyade tesir yapan anlattığım fiat hesapsızlık meselesi budur. Bu sene vaziyet tabii mecra- sına girmişe benziyor, Şimdi, alıcı tüccarın düşündüğü şey, Avrupa piyasası ile gümrük far- kını göz önünde tutarak azar azar koza toplamaktır. Fiatte çok fark olmazsa Bursa kozası mutlaka tercih ediliyor. Zira umumi vasıfları itibariyle Bursa kozası hariçten gelecek kozalara çok faiktir. Fabrikatörlerin vaziyetlerinden çıkan manaya göre bu yılın koza piyasasında alıcıların nazlı dav- ranacaklarına hükmetmek hiç de yanlış olmaz. yüz otuza kadar Rıza Ruşen Stafford tren kazası Londra, 18 (A. A.) — Stta- ford tren kazasının neticesinde 4 kişi ölmüş ve bir çoğu ağır Gr üzre 20 yolcu yaralanmış- ar, 12 kadar yolcu baygın bir halde vagon enkazları arasından çıkarılmıştır. Lokomotif telgraf direklerine çarpmış ve bir çok vagonları sürüklenerek sathı mailden aşağı yuvarlarmıştır. Bu felâketli kazanın sebebi henüz malüm bulunmamaktadır. Transatlantik Leviathan vapuru Londra, 18 (A. A.) — Lloyd deniz seyrisefer kumpanyası Le- viathan transatlantik vapurunun Spithad açıklarında bir kum tabakası üzerine oturmuş olduğunu bildir- Akşam Toptan 40 kuruşa sade yağ! Karsta bu sene yağ çok bol ve ucuzdur Kars 8 (Hususi) — Bundan bir iki ay evvel Karsa dair yazdığım mektupta, Karsı tarif ederken, buranın yağcılık mıntakası oldu- ğunu (yazmıştım. O zamandan beri Kars yağcılık sanayiinde daha ileriye gitmiştir. Karsa yağ imal etmek istiyen, bir kaç sermayedar gelmiş, burada bir iki imalâthane kurmuştur. Bu imalâthanelerde yağ yapmak için en yeni ve mükemmel tesi- sat vardır. Memleketimizin diğer yerlerin- de iptidai el vasıtalarıyle yağ yapılmaktadır. Bu tarzda yapılan yağların içinde bir miktar su kalmamasına imkân yoktur, bu su, yağların acımasına, ve çok dayanmamasına sebebiyet ver- mektedir. Kars imalâthanelerinde yapılan yağların içindeki sular, tazyik makinelerile çıkarılıyor. Bu sene Karsta yağ geçen se- neye nazaran ucuzdur. Bu büyük yağ imalathaneleri, makineler sa- yesinde yağın maliyet fiatını ucuzlatmışlardır. Yapılan bir he- saba göre, imalathanelerde, yağın okkası 25-30 kuruşa mal ol- maktadır. o - Hayvan besleme şeraitini islâh edersek fabrikaların yağ fiatini daha aşağıya indirmek mümkün olacaktır. Bunu temin etmek için sayım vergisini ve tuz fiatlerini daha aşağıya indirmek lâzımdır. Bunlar temin ediliyor, yağ imalât- hanelerinin bir okka yağı 15 kuruşa imal edebilecekleri tahmin edilmektedir. Bu sene, burada Kars yağları üzerine büyük siparişler vardır. Trabzonla Kars arasında fazla kamyon işlemesi ve yolların geçen seneye nazaran daha iyi olması, yağ ticaretinin inkişafını temin etmiştir. Şimdi yağ fiatleri toptan 40 kuruşa kadar satılmaktadır. İzmir muhteliti Bugün Ankaraya hareket ediyor Izmir 19 — Kongre kupası maçlarına iştirak etmek üzere Izmir mubteliti pazar günü Anka- raya hareket ediyor. Muhtelit ha- zırlık Oo maçlarının (o sonuncusunu Altay takımı ile yapmıştır. Muhtelitin şu suretle tertibi mukarrerdir: Fehmi Lütfi Rıza Nazmi İhsan Reşat Sezai Fuat Burhan Sait Ismail Takımın ihtiyatları, kalede Sami, müdafaada Osman, haf hattında İbrahim, for hattında İsmail Hak- kı ve Hüseyin beylerdir. Ankarada (toplanacak (olan umumi spor kongresine iştirak edecek mıntaka ve kulüp murah- hasları cumartesi (dün) hareket etmi i İlân tarifemiz 7 Teşrinievel 1931 tarihin- den itibaren gazetemizin ilân tarifesi şu suretle tesbit edilmiştir: Santimi Sahife kuruş 1 400 2 250 3 200 4 100 İç sahifelerde 60 Son iki sahifede 30 mektedir. e — Yeni fransız başvekili M. Her- riot'nun daveti üzerine ingiliz baş- vekilile hariciye nazırı Cenevreye ve Lozana giderken Parise uğra- dılar ve burada bir müddet kala- rak M. Herriot ve diğer fransız ricali ile görüştüler. Bu mülâkatlarda muhtelif mese- leler ve bahusns tamirat, harp borçları, merkezi Avrupanın ikti- sadi ahvali ve terki teslihat gibi cihan meseleleri ohakkında iki devletin noktai nazarları izale edilmiştir. Filvaki ku mülâkatlarda kati kararlar - verilmemiştir. £ Çünkü böyle kararlar verilmesi Cenevre ve Lozan konferanslarında cephe birliğini tesis etmek şimdiden olurdu. Böyle bir kareket ise Italya, Almanyaya ve Amerika tarafından fena bir surette karşılanır ve neticede siyasi vaziyet ve cihan meseleleri büsbütün karışırdı. Paris mülâkatında kat'i kararlar ittihaz edilmemekle beraber iki büyük devlet ricalinin yekdiğerinin noktai nazarların, evvelden öğrenmiş olmaları şüphesiz ciban meselele- rinin hallini ve bahusus tamirat konferansının işini okolaylaştıra- caktır. Cihan meselelerinin üzerinde en büyük ibtilâf Fransa ile Ak manya ve bundan sonra Fransa ile Italya arasındadır. Fransa ile diğer devletler arasında tavas- sut ve telif teşebbüsünde bulu- nabilecek yegâne devlet ise İn- gilteredir. Halbuki sabık Fransa başvekilleri M. Laval ile M. Tar- diecunun ve bunların istinat ettik- leri sağıfırkaları ekseriyetinin itidal ve telif kabul etmez bir siyaset takip etmiş olmalarından dolayı Fransa ile İngilterenin arası so0- Şumuştu. Fransadaki yeni ekseriyet sollar ile bunların hükümeti olan M. Herriot kabinesi, mevcut muahe- delerin ve hudutların bir tarafın zoru ile ihlâl edilmemesi esası devam etmek şartile elâstiki bir politika takip edeceğinden Ingil- tere ile Fransanın arası tekrar iyileşmiş ve bundan dolayı Paris mülâkatı samimi bir hava içinde cereyan etmiştir. Cenevre ihtilâfı Bugün İngiltere tavassut etmek mevkiindedir. Fakat diğer cihetten vaziyet bozulmuştur. Eğer Alman- yada M. Brünnig kabinesi devam etseydi İngilterenin vazifesi çok kolaylaşmış olacaktı. Lâkin Almanyadaki yeni hükümet daha ziyade sağ fırkaların ve bil- hassa askeri anasırın ve faşistlerin siyasetine mütemayil olduğundan cezri bir siyaseti hariciye takip etmek istiyor. Bunun için terki teslihat konferansı münasebetiyle Cenevrede büyük devletlerin baş- vekillerini ve hariciye nazırları arasında vuku bulan müzakere- lerde Almanya ile Fransa arasında gayrı kabili telif şiddetli ihtilâf çıkmıştır. Almanya, Versay mua- hedesinin kendisini silâhtan tec- rit için tahmil etmiş olduğu ka- yıtların umum devletlerin terki teslihatı için esas ve mikyas olma- sını istemiştir. Bu talebi Sovyet Rusyası da teyit etmiştir. Amerika devleti 19 Haziran 1932 Haftalık siyasi icmal | Ingiliz ve Fransız başvekilleri arasında mülâkat - Cenevrede büyük ihtilâf çıktı - Sovyetlere karşı Leh ve Romen hazırlığı Versay muahedesinin zabıta kuv- vetlerinin tahdidi için Almanyaya ve diger mağlüp devletlere tahmil ettiği kayıtların diger devletler hakkında da cari olmasını iste- miştir. Amerika bu talebi ile yeni Alman hükümetinin noktai naza- rına muzaharet etmiş oluyor. M. Herriot terki teslihat mes'- elesinde o Versay omuahadesinin askeri mevadının umum devletler hakkında cari bir kaidei külliye olamıyacağını iddia ederek Al manya ile Amerikanın taleplerini reddetmiştir. Esasa taallük eden bu ihtilâf karşısında Cenevre müzakeratı çok müşkül bir safhaya girmiştir. Leh - Romen ittifakı Terki teslihat meselesi esasa ait ciddi ihtilâfların çıkmasından büyük müşkülâta tesadüf ederken Avrupa ve Asya sulbünü tehdit eden tehlikeler artmaktadır. Bahusus Sovyetlerin Avrupa- daki komşuları arasında şayanı dikkat faaliyet eseri görülmekte- dir. Lehistan erkânı harbiyei umu- miyesinir reisi şimdi sureti mah- susada Bükreşe geldi. Romanya kralı Leh ceneralına mükellef ziyafetler vererek bu ziyaretin ehemmiyetini tebarüz ettirdi. Kral Karol Lehistanın en mümtaz bir alayının fahri kuman- danlığına tayin edildi. Romanya kralı yakında Lehistan payıtahtını resmen ziyaret edeceğinden şim- diden hazırlık başlamıştır. Geçen- lerde aralarındaki askeri ittifakı tevsi ederek tecdit eden bu iki askeri devlet arasındaki yeni faaliyetler şüphesiz ( sovyetlerin aleyhindedir. n Son zamanlarda Japonya da sov- yetlerin Aksayı şarktaki menafiine karşı tecavüzünü arttırmıştır. An- laşılan bu devletler Rusyanın bu- günkü vaziyetinden istifade ederek kendilerinin istilâ emellerini tat- min etmek istiyorlar. Beş senelik plân Rusyanın zirai teşkilâtını alt üst ettiğinden gerek çiftçi, gerek amele büyük sıkıntı içindedir. Rusyada bugünkü hayvanat mevcudu 1926 senesindekinin */; 25 ilâ 28 raddesindedir. Devlet çiftliklerinde Oo muayyen plânın yüzde otuz beşi ve kollektif çift- liklerde yüzde otuz ve serbes halka ait yerlerde “/, 12,8 nisbe- tinde zeriyat yapabilmiştir. Kol lektif çiftliklerin ilgası komünist fırkasında şimdiden mevzuubah- solmaktadır. 1930 senesi mahsulü 21 milyon ton ve 1931 senesi mahsulü 22 milyon ton olmuş idi. Bu seneki mahsulün 10 milyon tonu bile bulması şüphelidir. Binaenaleyh Sovyetlerin ameleyi iaşe için bu sene hariçten buğday ithaline mecbur olacakları tahmin olunuyor. Işte Sovyetlerin bu seneki müş- kül vaziyeti şarktaki ve garptaki komşularının tecavüz ve istilâ emellerini tahakkuk © ettirmeğe teşvik etmekte ve bundan dolayı cihan sulhü büyük bir tehlike altında bulunmaktadır.