19 Haziran 1293 Sahife 3 AKŞAMDAN AKŞAMA ——— Doktor Kemal Cenap beyin konferansı Istanbul derecesindeki büyük şehirler de hergün bir kaç konfe- rans verilir; bu konferanslar, duhuliye alınmasına rağmen hin- cahınç dolar. Meselâ, aklımdadır: Rus şairi Mayakofski, 1923 sene- sinde bir Avrupa seyahatinden dönüşünde, binden fazla hazurunlu bir salonda sırayla on iki konfe- rans vermişti, Bizim parayla aşağı yukarı bir liraya olan biletlerin mecmu satışından on bin küsur lira hasılatı gayri safiye elde edildiği için, şair, Avrupa seya- hatinin masarifini bu konferansla- rından çıkardıktan maada bir de Amerika seyahatine hazırlanmak imkânını bulmuştu | Anlattığı da neydi biliyor mu- sunuz? Hani aile arasından biri- si, bir yere gider de, dönüşte ev . halkını etrafına toplar, gördüklerini anlatır. İşte, Mayakofski de, da- ha büyük bir hazırun kütlesine, daha sanatkârca ve münevverce bir tarzda, hususi müşahedelerini, başından geçen garip vakaları «s meddah gibi - halkı güldüre, gaşırta, heyecanlandıra anlatmıştı. Mamafih, bu gibi konferanslar, yukârda da söylediğim gibi, ender şeyler değildir. e Milyon civarında nufusu olan şehirlerde, Tanrının günü, ilme, sanayii ne- fiseye, her hangi bir ihtisasa, bir noktai nazara, bir iddiâya, bir müşahedeye, bir münakaşaya ilb, ilh, ilb... dair konferanslar verilir. Hatipler, bunun için, şehirdeki müteaddit konferans binalarını kiralıyabilmek için sıra beklerler. Mesleği münhasıran konferans- çılık olan ve bununla geçinen hatipler vardır ki, bunların ileri gelenleri, memleketin birinci sınıf rk arasına tasnif edilir- er. Medeni bir şehir için yevmi gazeteler nasıl mübrem bir ihti- yaçsa, siz nasıl İstanbul şehrini yevmi gazetesiz tasavvur edemez- seniz, büyük şehirde yetişen bir garplı münevver de, oturacağı şehri konferanssız tasavvur edemez. Amma siz, İstanbuldaki fikir durgunluğunun derecesini anlat- mak için, bütün fikir ve sanat adamlarımızı birden etrafına top- lamağa elverişli tam manasile bir tek fikir ve sanat mecmuamız bile mevcut bulunmadığını söyliyecek- siniz, o da başka... Bizde “Büyük yanında lâf edil- mez!, terbiyesinin fena neticesi olarak'söz söyleme fendi, meselâ yazı yazmak fendimize kıyasla, pek geriydi. Sıfıra yakın olan milli hitabetimizi, eh şöyle böyle olan edebiyat ve fikriyatımıza yaklaş- tıracak yerde, işin aksini yaptıkl... Tıp fakültesi müderrislerinden doktor Kemal Cenap bey, geçen perşembe günü, darülfünun coğ- rafya dershanesinde, otuz küsur münevver (o bazırun (o müvacehe- sinde , dilimizdeki oismihaslar ve ecnebi kelimeler hakkında alâkayı calip bir konferans ver- miştir, Kiymetli âlimimiz, eskiden kısmen gazetemizde de yazdığı ve bizim de birçok makalelerimizle iştirak ettiğimiz fikirlerini one beliğ bir surette anlattı. Fikrinin hülâsası: Beynelmilel kelimeleri, tabirleri ve ismihasları belllanlı— Aşk âteşi içimi cayır cayır yakıyor Amca bey... . Galata bağları! Rumların mevki | ve hudutları anlaşılacak Belediye ile Ermeni patrikhanesi arasındaki Surp Agop mezarlığı davasının son celsesinde patrik- hane vekilleri 20 suali muh- tevi bir listeyi (o mahkemeye ve suallerin ikinci bir nushasını da belediye vekiline vermişlerdi. Mezarlığın hukuki vaziyetine taalluk eden bu suallerin cevapları belediye tarafından birçok tarihi vesikalara istinat edilerek hazır- lanmıştır. Bu suallere verilen cevaplarla eski “Galata, şehrinin hududu .ve şehirden sonra o zamanki bağların ve sayfiyelerin mevki ve hudutları da anlaşılmış olacaktır. Buğday stoku Iktisat meclisi stok miktarını tesbit ediyor Iktisat vekâletince memleketi- mizdeki buğday stok mevcudu hakkında malümat toplanmaktadır. Mıntaka ticaret omüdüriyetleri vekâletin istediği malümatı top- lamağa başlamıştır. Denizli vilâyetinden gelen ma- lümata göre, mezkür vilâyette 1,700,000 kilo bügüaY ve 150,000 kil tok: çezirlerini bozmadan dilimize almak; yani, “tasavvuta ouyduruyoruz, zannile fransızca telâffuzuna yak- laştırarak “Kontenjan, , “komilfo,, “enstitü, nevinden ucubeler mey dana getirmemek. Kemal Cenap diyor ki: “ Simsar , manasına gelen “courtier,, kelimesini, sözde telaf- fuzuna göre dilimize geçiriyoruz. “Kurtiye,, diye... Fransızca bilmi- yenler, zaten bunun manasını anlamıyorlar. Bilenler ise, ancak dimağlarını şu surette çalıştırarak “kurtiye,, nin “courtier, yani “sim- sar,, demek olduğunu anlıyor. Crürlri Bu gibi konferanların şehrimizde çoğalmasını ve âdet, hatta ihtiyaç hâline girmesini temenni ederim. (Vâ-Nü) sw Gece önünde gözyaşı döküyorum... gündüz hayalinin ŞEHİR HABERLERİ Odun kömür Mektepler için şimdiden mahrukat tedarik edilecek Geçen sene kış ortasında mek- teplerden bir kısmında odun ve kömür buhranı baş göstermiş, daimi encümen yeniden kış orta- sında odun ve kömür almağa mecbur olmuştu. Bu sene belediye ve idarei hususiye ( tedarikli davranmağa karar vermiş ve mübayaa şart- namesini şimdiden tanzim etmeğe başlamıştır. Esasen Istanbulda ötedenberi hal ve vakti yerinde olanlar, kış- lık kömür ve odunlarını Kiraz mevsiminde satın almaktadırlar. Bir kaç seneden beri tatbik edilen bir üsule göre mekteplerin senelik ihtiyaçlarından bir kısım Istanbul ve Beyoğlu semtlerinde bir depoda muhafaza edilir ve kışın sıkışan mekteplere buradan “odun, kömür verilir. Bu sene bu depoların da ihtiyatları çoğaltıla- caktır. Ambalaj işi Mutehassıs 27 haziranda geliyor - Taze mahsullerin bozulmadan uzak omahallere naklini temin edecek şekilde ambalaj yapılmasına dair yeni bir üsul ihtira etmiş olan alman mütehassıs M. Muhi Hamburgtan hareket etmiştir. M. Muhl 27 Haziranda Istanbulda bulunacak. Hasköy civarındaki hırsızlıklar Son zamanlarda Hasköy civa- rında vuku bulan hırsızlık vakalar etrafında tahkikat devam ediyor. Şimdiye kadar muhtelif maznun- lar yakalanmıştır. Iki gün evvel Hasköy (merkezi iki maznun “daha yakalamıştır. Tahkikat de- vam ediyor. AKŞAM ABONE ücretleri ii Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 k GAYLIK 750 » 1450 »* 3AYLIK 400 » 800 » 1 AYLIK 150 »> — i may” Abono ücretleri o doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kır ruşluk pul göndermek lâzımdır. Sefer 11 — Ruzuhızir; 45 S. İmsk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 6,25 845 4,51 8,32 12 24 Va. 2,7. 4,8 1215 16,16 1944 2147 el amman Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Amca Beye göre... . Dayanamıyacağım, attık gidip: ( Gözlerim bağlı, başım hummalı; Ey ilâhem sana kurban geldimi) diye derdimi dökeceğim... Hazırlık bitti Lokanta ve kooperatif yakında açılıyor Belediyenin küçük mikyasta bir istihlâk kooperatifi ve bu meyan- da bir de lokanta açmağa karar verdiği yazılmıştı. Buna ait hazırlıklar tamamlan- landığı için bütçe vekâletçe tasdik edilerek belediyeye gönderildikten sonra belediye hemen lokantayı açacaktır. Evvelce de düşünüldüğü gibi lokantadan yalnız belediye memur ları değil hariçten de arzu eden- ler istifade edeceklerdir. Bu seneki kuş yemi mahsulü Ihracat ofisinin yaptığı tahki- kata göre, bu seneki kuş yemi mahsulünün 80 bin çuval olacağı tahmin edilmektedir. Eşyayı yüklendi. Fakat çıkarken yakayı ele verdi Zabıta Ferhat isminde bir hır- sızı cürmü meşhut halinde yaka- lamıştır. Ferhat Boğazkesende Mehmet efendinin dükkânının kepengini kırarak içeriden eline geçen eşvavı aşırıp çıkmıştır. Bu sırada polis devriyeleri görerek kendisini yakalamışlardır. Çaldığı eşya istirdat edilmiştir. Ferhat mahkemeye verilecektir. Karadeniz liman dairelerini teftiş Deniz ticareti müdür muavini Müfit Necdet bey, bir kaç güne kadar Karadenizdeki liman daire- lerini teftiş seyahatine çıkacaktır. Polis memurları arasında nakiller Polis memurları arasında bazı nakiller yapılacağından bahsedil- mektedir. Söylendiğine nazaran yeni tayinler hakkında emniyeti umumiye tarafından liste tanzim edilmiştir. Listenin yakında gele- ceği söylenmektedir. Yerli mal için pfopaganda Milli iktisat ve tasarruf cemiyeti yakında bir eğlence tertip ede- cektir. Bu eğlencede en iyi yerli mal giyen hanımlar arasında mü- sabakalar yapılacaktır. k Ruhsatsız silâh taşıyanlar Polis merkezleri evvelki akşam şehrin muhtelif semtlerinde silâh araştırması yapmışlardır. Fener merkezi tarafından yapı- lan araştırmada 6 kişide bıçak bir kişide de tabanca bulunmuş- tur. Samatyada iki kişide kama, Karagümrükte bir bıçak, Galata- da bir kaç kişide bıçak ve ta- banca bulunmuştur. Silâblar mü- sadare edilmiştir. Sahipleri mah- kemeye verilecektir. .. Belki böylelikle kalbine girebilirim!.. A.B. — O halde evvela yüzme öğrenl a | | Evde hazine Zaman zaman gazetelerde oku- yorum.. Filân yerde kanalizasyon yapılırke asarı atikadan, kıymetli bir sütun bulunmuş... İzmirde falanca binanın temelleri atılırken topraklar altında bir küp altın çıkmış. Bilmem nerede hava gazı tamiratı yapılırken bilmem ne kadar değerli bir vazo bulunmuş... Dikkat ettim yalnız şehirlerde değil evde aynen böyle vaziyetler oluyor... Meselâ yemek odasında- ki Nuhu nebiden kalma tabak- lardan biri nazarı dikkatinizi celp- ediyor. Aklınıza esiyor tutuyor- sunuz bu tabağı evinizin dizar- larından birine asıyorsunuz... Ara- dan günler geçiyor.. Bir misafir.. Salona girince hayretle tabağa yaklaşıyor: — Aman, diyor, nereden buldunuz... Izah ediyorsunuz.. Büyük baba- nızın babasından kalmış.. Hemen cevabı alıyorsunuz: — Aman efendim.. Bulunmaz şey bu..Bunun bir eşide Versay- dadır.. Fakat bunun tam değerini almak isterseniz tabağı hemen Avrupaya gönderiniz.. Muhakkak birkaç bin lira eder.. Yahut ta odanızda iki küçük seccade var.. Rengi, şekli pek hoşunuza gitmemiş.. Tavan ara- sına atmak orada saklamak niye- 'tindesiniz.. Tam bugünlerde Avru- padan dönen bir ahbap evinize gelir.. Seccadeleri görür görmez hemen cebinden bir santim çıka- rır.. Seccadenin evvelâ arzını sonra tulunu ölçer.. Rakamları birbirine darbedip seccadelerin mesahai satniyelerini çıkarır. — Enfes.. Der, halis Şiraz... Aman bunu yerden kaldırın tüy- leri fazla hırpalanmasın... Çifti 1500 lira eder.. Su içinde... Artık siz bu haberi alınca etek- lerinizde calınan illerin sesini dinliyerek evin içinde bir aşağı bir yukarı dolaşıyorsunuz. Şimdi- lik darısı başınıza.. Eve gidince bir define bulmanızı canü gö- nülden temenni ederim. Hikmet Feridun bu tabağı numan Bir maznun tıbbi müşahede altına alındı Karabigada Ali Osman isminde birıs bir cinayet işlemiş, vakayı müteakıp yakalanıp adliyeye tes- lim edildiği zaman bir takım gayri tabii hareketler yapmıştı. Mahalli o müddeiumumil gösterdiği lüzüm üzerine Ali Os- man mahfuzen İstanbula getiril- miştir. Maznun tıbbi adlice müşa- bede altına alınmıştır Boyalı şerbetler Şehrimizin muhtelif yerlerinde, seyyar satıcılar 50 paraya şerbet satmaktadırlar. Bunların ekserisi boyalı şerbetlerdir. Belediye dai- resinin nazarı dikkatını celbederiz, — Ne münasebet Amca bey? A.B. — Kadın kalbi deniz gibidir delikanlı, oyüzme bilmeden girersen boğulup gidersin! .