12 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

12 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

d Sabife 6 Ankarada bir tecrübe Yerli ineklerimiz günde ne kadar süt verebilir? Tecrübe hayvanlarımızın Avrupakiler- den çok bol sütlü olduğunu gösterdi Ankara yüksek ziraat mentebi süt sanatları laboratuver Ankara 7 ( Hususi) — Şüphe yok ki ziraatimiz bugün çok geri bir vaziyettedir. Bunun bir çok sebepleri vardır. Fakat bu sebep- lerin en büyüğü ( ziraat usulleri- mizin çok fena olmasıdır. Bütün bunlardan başka çifçimiz, üzerinde işlediği toprağın terki- bini, tarlasını sulıyan suyun ter- kibini bilmiyor. Bir ziraat müte- bassısı diyor ki: — Çiftci ne toprağı, ne de suyu tanıyor. Bu iki mühim madde tanınmayınca ziraat gelişi güzel yapılıyor ve neticeler tesadüfe bırakılıyor. Ziraat vekâletinin gerek Ankara ve gerek sair şehirlerimizde kur- duğu enstitüler, bilhassa bu nok- “ sanı ikmale çalışıyor. Enstitülerin şimdiye kadar al- dıkları neticeler çok iyidir. Ensti- tüler yalnız toprak işlerinde değil, hayvanata dair işlerde de pek ziyade çalışmaktadırlar. Bilhassa son zamanlarda Ankara ziraat enstitüsünde hayvan işleri üze- rinde bir çok iyi neticeler alın- mıştır. Bunu size anlatayım Bizde ötedenberi sütlü inek sahibi olmak isteyenler, hariçten yabancı hayvan getirtirler.. Hattâ hükümet de aynı yolu tutmuş ve bir çok ecnebi damızlık hayvanlar getirtmiştir. Yalnız; bu getirtilen hayvanlar ne olmuştur? Yapılacak tetkikat neticesinde bu hayvanlardan lüzu- mu kadar istifade edilemediği anlaşılmıştır. Bizde hayvan nesli- nin islâhı için bu derece çalışıl- dığı hâlde henüz kendi hayvan- larımızın ne kadar süt verdiğine dair biç bir fikrimiz yoktur. Bir yerli inek ne kadar süt verir? Bu son zamanlara kadar heman hepimizin mechulü idi. Kendi hayvanlarımız hakkında hiç bir esaslı ilmi bilgimiz olma- dığını gören Ankara süt labora- tuvar şefi Ekrem Rüştü bey, şu sualleri kendi kendine sormuştur: Kara sığır dediğimiz yerli inek- lerimiz ne kadar süt veriyor?... Bunlardan, yem 've bakımlarını düzeltmek suretile, ne kadar ve ne kıymette süt alınabilir? Bunun üzsrine laboratuvar na- mına pazardan hiç bir seçme ameliyesi yapılmadan bir kaç yerli hayvan alınmıştır. Bunların kıymetleri 40 ile 50 lira arasındadır. İneklerin hiç birinin yüksekliği bir metroyu geçmemek- tedir. Renkler düz siyahtır. Bu hayvanların tamamen köylü- lerin fakir hayat şartları içinde rdiklerini şu tecrübe göster- inlerine kuru ot konmuş, altlarına da saman yayılmıştır. Hay- vanlar, otu bırakmış, ve samanı yemeye başlamışlardır. Ondan sonra, hayvanlar artık tamamen köylerde tabi oldukları bayat arkadaşları içinde yaşatıl- mışlardır. Tımarlarına, temizlikle- rine itina edilmemiştir. Kendile- rine hiç yem verilmemiştir. Bütün gün Ankaranın çıplak sırtlarında ( bırakılmışlardır. e Aç kaldıkları da olmuştur.. Fakat hergün muntazaman sağılarak sütleri ölçülmüş ve tahlil olun- muştur. Şimdi söyleyeceğim rak- kamlar, hergün, yapılan yüzlerce tablilden sonra alınan vasati rakkamlardır. 7 yaşında ve 1,09 metre yük- seklikte olan bir inek, bir senede | 1033,2 kilo süt vermiştir. 7 gün- lük kolostron denen ağız sütü hariç, 246 gün sagılmıştır. Demek ki günde vasati 4,2 kilo süt ver- miştir. O Vasati yağ nisbeti yüzde 3,74 olduğundan, bu kadar süt 45 kilo yağ verebilir. 5 yaşında, 1,08 boyunda olan 2 numaralı inek ise, ceman 882,5 kilo süt, ve yani 36 kilo. yeğ vermiştir. Diğer inekler sırasile 4,5 - 5-6 yaşlarında olup, 802,1-395,9-660,3 kilo süt, yani 28,6 - 16,7 - 29,6 kilo yağ vermişlerdir. Görülüyor ki, bir 'kısmının sütü 395 kiloya kadar düşmekle bers- ber, bu inekler içinde, hiç bakıl- madar, ve beslenmeden 1033 kilo süt verenler de olmuştur.. Şimdi « tık yüzlerce, ve hatta bazıları bin- lerce lira vererek yabancı hayvan- ları getirenler, ve onlara, “ gak ,. dedikçe kepek, “guk!, dedikçe ot vermek mecburiyetinde kalan- lar, hangisinin Odaha iktisadi olduğunu hesap etsinler.. Ayni hayvanlara, bu sene İâzüm gelen itina gösterilmekte, ve iyi yemler verilmektedir. Gerek süt ve gerek yağ nisbeti pek çoğul- mıştır. Bu tecrübelik hayvanlar- dan geçen sene günde azami 3,75 l kilo süt vermiş olan 9 numaralı inek, bu sene azami günde 9 kilo süt vermiştir. İşte bütün bun- larda gösteriyor ki kendi hayvan- larımız Avrupadakilere (o nazarsn çok daha rand,manlı ve bol süt- lüdür. Fakat her şeyi olduğu gibi, köylümüz elindeki kıymetli hayvan- ları da tanımamaktadır. bir sene içinde | | Eser ingilterede büyük endişe | uyandırmıştır. Bu kızın iddiasına ! Çar ikinci Nikola İngiliz sefirine i edilmesini iltimas etmiştir. Akşam Çara ait bir sır Ingiltere çar ailesini | | | | | | | kabul etmemiş Çarlığın sukutu esnasında Pet- resburgda ingiliz sefiri bulunan Sir Buchananın kızı tarafından Londrada bir eser neşredilmiştir. göre Çarlık sukut edeceği sırada! müracaat ederek kendisinin ve; ailesinin kurtarılmasını ve İngik tereye iltica eylemesine müsaade Ingiliz sefiri bu müracaatı terviç | etmiş ve . telgrafla Londraya müracaat. ederek Çar ailesinin İngiltereye (gelmesine müsaade edilmesini rica etmiştir. | Fakat Ingiltere hariciye nezareti | bu müracaatı .isaf etmemiş ve inğiliz sefirine gönderdiği: cevabi telgrafnamede keyfiyeti bildirmiş- tir. İngiltereye gidemiyen Çar ailesi nihayet bolşeviklerin eline düşerek öldürülmüştür. Çarın bu müracaatını kendisile Ingiliz sefirinden başka kimse bilmiyordu. o Sir Buchanan bu hakikati bir kaç defa ilân etmek teşebbüsünde obulunmuş ise de tekaüdiyesinden mahrum edilece- ğinden korktuğundan ifşaya cesa- ret edememiştir. Sir Buchanan fakir olduğundan | yalnız tekaüt maaşile yaşıyordu. Fakat mumaileyhin vefatından sonra kızı babasının ve kendisinin içinde bir azap ve hicran olan hakikati ifşa etmeğe karar ver- miştir. Eser bu maksatla yazıl- mıştır . Mühim bir teşebbüs Şehrimiz Ford Motör Kompani müdiriyeti; Paris ve Londra fab- rikalarını ziyaret ve tetkik etmek üzere salâhiyettar bir müfettiş refakatinde bir talebe grubunun seyahati ve avdetinde Italya ve Iskenderiyenin Ford tesisatı ve teşkilâtını ziyareti hakkında Ingil- teredeki Ford Motör Kompani umumi müdiriyeti ile hali muhabe- rede bulunduğu baber alınmıştır. Bu bapta bilâhara fazla tafsilât verilecektir. Teşekkür Geçen akşam şahsıma vaki olan çirkin tecavüzün mütecasir- lerini pek kısa bir müddet zar- fında meydana çıkararak zabita tarihimize şerefle dolu bir yaprak ilâve eden Istanbul jandarma ku- mandanı Hüsnü beyefendi ile Sarıyer jandarma kumandanı Sırrı beyefendiye minnet ve şükranla- rımı ârzetmeğe muhterem gazete- nizin tavassutunu” rica ederim efendim. Istanbul hukuk fakülte doktora sınıfı talebesinden; Ahmet Hazım ! liğile en ziyade /ık siyasi icmal 12 Haziran 1932 Yeni Fransız kabinesi - Almanyada yeni başvekil fırkaların şiddetli muhalefetine maruz kaldı Fransız kabinesinin teşekkülü büyük bir alâks ile bekleniyordu. Çünkü cihan siyasetinin anahta- rını elinde tutan Fiansa devleti- nin tamirat, terki teslihat ve harp borçları gibi ehemmiyeti cihanşümul olan meselelerde ne gibi bir siyaset takip edeceği yeni kabinenin tarzı teşekkülüne tabi bulunuyordu. Başvekâleti Kl. Herriot'nun deruhte edeceği malümdu. Fakat kendisinin mensup bulunduğu radikal sosya- listlerin sağındaki tırkalarla mı, | yoksa solundakilerle mi teşriki me- sai edeceği imalüm değildi. Filvaki mumaileyh harici siyasette cezri sir sol siyaset takip etmek için sosyalistlerle teşriki mesaide bu- lunmak istiyordu. Lâkin sosya- listler demiryoliar ve sigorta işlerini devlet idaresine ve inhi- sarına almak gibi omüfritane sosyalizm taleplerinde bulunduk- larından ve bilâ kaydü şart mü- dafaai milliye masarıfının çok mik- tarda tenzilini talep ettiklerinden bunlarla kabine teşkilinde teşriki mesaide bulunmağa imkân kal- mamıştır. Bunun için MW. Herriot Fransız sosyalistleri, Cumhuriyetçi sosya- listler gibi daha mutedil sosyalist- ler ve âyandakil radıkal sosya- listlere muadi olan sol demok- ratlarla birleşerek kabinesini teş- kil etmiştir. Yeni fransız kâbivesi sabık dört başvekil ile bir cok maruf sa- bik nazırlardan mürekkep oldu- ğundan şahıs itibârile çok okuv- vetlidir. Harbiye nezaretine' mütes veffa Briand'dan sonra sulhperver- meşbur olan ve Cemiyeti akvamda ve sulhü mü- salemet konferanslarında daima fransayı temsil eden M. Paul Boncourun intihsp edilmesi yeni Fransız kabinesinic teslihat ve sulh meselelerine we kadar ehem- miyet verdiğine şayani dikkat bir delil teşkil ediyor. M. Herriot kabinesini teşkilde sosyalistlerin iştirakini temin ede- memiş ise de mebusan meclisinde bunların muzaharetini temin etmeğe muvaffak olmuş ve bu suretle 152 muhalif oreye karşı 390 reyle itimat kararı almıştır. Bu netice M. Herriot (o hükümetinin harici ve dahili siyasete ait prog- ramının sağlarden ziyade sosyalist- leri memnun ettiğine bir delil teşkil etmektedir. Rayıhıştag dağılıyor Yeni Alman kabinesi fırkaların o şiddetli maruz kalmıştır. Reisicumhurun itimadını kaybettiğinden istifa etmeğe lüzum gören M. Brüninge daima zahir olan fırkalar Rayıhş- tagın ilk içtimanda ve hatta yeni hükümetin beyannamesini dinlemeden kabineyi düşürmeğe karar verdiklerinden yeni başvekil M. Von Papen Rayılştagın önüne çıkamamıştır. Bunun için Ruyıhştag toplan- siyasi muhalefetine mazdan evvel reisicumıhurdan Mec- lisin feshi için bir swirname alarak neşretmiştir. Yeni intihabat iki ay sonra icra edilecektir. Yeni kabine parlamentonun itimadını haiz ol- mıyan ve yalnız reisicumhurun itimadına istinat eden bir kabine- dir. Kabinede #skeri unsur galip olduğundan ve bilhassa Rayıhşver ordusunun üzerinde büyük nüfuzu bulunan ceneral Şlayher müdafaai milliye nazırı bulunduğundan yeni kabine siyasi fırke Kabinesinden ziyade askeri bir hükümet bulu- nuyor. Yeni hükümetin gelmesin- den M. Hitlerin fırkası memnun- dur. Çünkü bunların hasmı olan M. Brünning ceneralların zoru ve nüfuzu üzerine siyaset meydanın- dan çekilmiştir. Fakat faşistler yeni hükümete muzaharet etmek istemiyorlar. Bunlar Rayıhştag için yeni ya- pılacak intihabatta mühim bir ekseriyet temin ederek Alman- yanın mukadderatını münhasıran kendi ellerine almak istiyorlar. Lâkin şimdiki kabine daimi olarak askeri bir diktatörlük kabinesi şeklini alacak olursa faşistlerin de hesab: bozulacaktır. Şimdi bütün Almanya intihabat için gayet şiddetli bir mübarezeye hazırlanıyor. Balkanlarda karışık vaziyet Balkan memleketlerinde iktisadi buhran ve siyasi karışıklık dola- yısile vaziyet gittikçe fenalaşıyor. Yunanistanda şimdiki (o mebusan meclisinde yüzde on nisbetinde reyi olan bir fırkaya istinat eden M. Papa Anastasiyu kabinesi çok yaşıyamadı. Çünkü hüküme- tin zafından istifade eden mufrit anasır meydanı boş bularak taraf taraf karışıklıklar çıkarmışlardır. Memleket anarşiye doğru git- mekte olduğundan M. Venizelos yeni intihabatın neticesine kadar memleketi kendisinin elinde bu- lundurmağa lüzum görmüştür. Zaten tamirat ve harici borçlar gibi Yunanistanın alâkadar bulun- duğu mühim meselelerin devletler arasında görüşüleceği bir sırada Yunanistanda binnisbe kuvvetli bir hükümetin bulunması zaruri idi. Romanyada profesör Yorganın istifası üzerine : kral ötedenberi itimadını haiz Londra sefiri M. Titulesconun riyaseti altında kuv- vetli bir milli kabinenin“teşekkül etmesini arzu eylemiş isede siyasi fırkaların şiddetli muhalefetinden dolayı bu teşebbüs akim kalmış- tır. Bunun için yeni intihabatta memleketi muvakkat olarak idare etmek üzere M. Vaydanın riya- seti altında bir devrü intikal kabinesi teşkil edilmiştir. Bu sırada (o yugoslavyada da siyasi vaziyet çok fenalaşmıştır. Her ne kadar buradaki sıkıntıda da başlıca amil iktisadi buhran isede memleketin idare tarzının gayrı tabii olması ve diktatörlüğün devamı vaziyeti büsbütün karış- tırmaktadır. Gizli faaliyette bulu- nan siyasi fırkalar ve sırplaştırmak politikasına şiddetle muhalif olan hırvatlar, slovenler ve boşnaklar ve talebe Belgrad hükümetine karşı şiddetle mücadele ediyor. Bu yüzden Belgrad'da kanlı kanlı karışıklıklar olmuş ve Bosna- Her sekte isyanlar ve memleketin diğer yerlerinde vahim hadiseler çıkmıştır. Son zamanlarda orduda tefrika çıkarak diktatörlüğün taraftarı ve aleyhtarı olarak muhtelif gizli cemiyetler peyda olmuştu. Atinin ne olacağı malüm değildir. Balkanlar fena halde karışiyor: Bu karışıklığın başlıca amili mali ve iktisadi müşkülât ve bilhassa harici borçlara ait tediyattır. Fakat Avrupa devletleri hâlâ merkezi Avrupa ve Balkan mem- leketlerini kurtaracak mali ve iktisadi tedbirleri, kendi araların- daki siyasi rakabetlerden dolayı kararlaştıramıyorlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: