25 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

25 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Lİ Marlene Dietrichin yeni bir filmi: Şanghay ekspresi Şanghay ekspresi filminde Marlene Dietrich ve Clive Brook Maruf sinema yıldızı Marlene Ditrich in Amerikada çevirdiği üçüncü filimde Avrupa da gös- terilmeğe başlanmıştır. “Şanghay ekspres, ismindeki bu filmi yine Josef von Sterinberg idare etmiştir. Filim çok heyecanlı ve çok güzeldir. Münekitler bunu Marlenenin en güzel eserlerinden biri addediyorlar. Filmin mevzuu şudur : Pekin istasyonu, Şanghay eks- presi hareket etmek Jüzeredir. Dahili harp dolayısile ekspreste bir çok askerde var. Hattâ bun- lardan bir kısmı vagonlar üzerin- dedir. Trenin yataklı vagonunda altı yolcu var: 1 — Garip ve esrarengiz bir güzelliği olan Magdelaine isminde genç bir kadın... Hüviyeti pek iyi bilinemiyen bu çok cazip kadın Şanghay Lily ismile tanınmıştır. 2 — Genç kadına refakat eden ve San Fransiskoda bir mektepte bulunan Hue Fey isminde genç bir Çinli kız. 3 — Chang isminde göbekli, küçük sakallı bir Çinli tüccar.. Mütemadiyen kuluvarda dolaşa- rak genç kadınlara bakıyor. 4 — Ingiliz ordusunda yüzbaşı Donald Harvey... ” Yi 5 — Bir Alman tüccar. Yüzbaşı Harvey bir zamanlar güzel ve esrarengiz kadını çok sevmişti. Fakat bu kadını bir Ingiliz zabitine zevce olmağa lâyık görmediğinden sevdasını yenerek 'ortadan o kaybolmuştu. Beş sene sonra bir vagonda kar- şılaşınca Magdelaine karşı pek soğuk davranıyor. : Tren yoluna devam ediyor, bir çok istasyonları geçiyor, bir aralık yavaşlıyor, nihayet küçük bir istasyon önünde duruyor. Burada askerler, çeteler arasında müsade- me başlıyor. Miktarı az olan asker mağlüp olup kaçıyor. Çe- teler vaziyete hâkim oluyor. Bunlar yolcuları çıkarıp birer birer arıyorlar. Bu sırada yolcu Changın tüccar değil çetelerin reisi olduğu anlaşılıyor. Chang bütün yolcuları isticvap ediyor. Yüzbaşıyı (o rehinolarak alıkoyu- yor. Genç kadını da isticvap için odasına alıyor. Burada yalnız kalınca kadına saldırıyor. Bitişik odada duran yüzbaşı bunu anlayınca bölmeyi kırarak içeriye giriyor ve kadını kurtarıyor Chang buna fena halde hiddet- leniyor ve adamlarına yüzlü;ıyı bağlayıp bir odadaya atmalarını emrediyor, fakat bu hadise üze- rine kadını serbet (obırakmağa mecbur oluyor. Kadın komportimanına gelince İİ İM maa mn, mena ğen hir ruğbi oyuncusu, o” h —. Çinli kız çetelerin, yüzbaşının gözlerini oyacaklarını, bu hususta aralarında konuştuklarını söylüyor. Magdelaine derhal fırlayıp Chan- gın yanına koşuyor,rehin olarak yüzbaşı üzerine kendisinin alıko- nulmasını istiyor. Çete reisi bunu kabul ediyor. Yüzbaşı serbest bırakılıyor ve vagona geliyor. Burada Çinli kız: “Sizi bu melun (Çinliden kurtar- dım, gizlice hançerledim. Fakat Mazdelaine hâlâ ortada yok , diyor. Yüzbaşı hemen koşuyor, telâştan istifade ederek genç kadını kurtarıyor, birlikte vagona geliyorlar. Tren hareket ediyor ve Şang- haye vasıl cuyor. Magdelaine hiç bir şey söylemeden ayrılıyor ve civardaki bir mücevherat ma- ğazasına giriyor," bir erkek kol saatı beğenerek alıyor ve tekrar istasyona koşuyor. o Yüzbaşıya yaklaşarak: — Bu saati size, birlikte geçir- diğimiz felâket dakikalarının hatı- rası olarak taktim ediyorum. Size ara sıra ihtimal yol arkadaşınızı hatırlatır... Diyor. Harvey bir şey söylemeden sa- ati alıyor ve kadını kendine doğru çekerek uzun bir buse ile öpüyor, sonra, bir daha ayrılma- mak üzere, birlikte istasyondan çıkıyorlar. Tabülik merakı! Genç bir alman artistinin başına gelenler!.. Votkanın içine kırmızı biber karıştı- rılırsa insan öksürmez mi? Berlin 14 (Hususi) — Bir filim atelyesi içinde geçen hayat, ha- riçtekilerin düşündüklerinden bam- başkadır. Orada hummalı bir gay- retle çalışılır: Çünkü her dakika hakikaten büyük bir servettir. Yalınız bir sesli filim atelyesinin bomboş olduğu halde gündelik kirasının 25000 Türk lirası kadar bir para tuttuğunu düşünürseniz, zamanın, filim atelyelerinde, her yerden daha fazla kıymetli olma- sının sebebini derhal: öğrenmiş olursunuz. Bununla beraber, o en çetin iş arasında bile, pek çok lâtife- ler yapıldığı ve herkesin bir iki saniye kahkahalarla güldüğü va- kidir. Benim size şimdi anlatacağım vaka, bir muziplik eseri olmaktan ziyade, tabiiliğe çok düşgün bir rejisörün oyunudur. Bu rejisör, yani “Wilhelm Thile,, her şeyin azami tabiilikte olma- sını ister, ve ekseriya bunu temin için çareler de bulur. Son defa Ufa hesabına “Iki kalp, filmini çevirirken (oObir sahnede, hem almanca, hem de fransızca da aynı rolleri oyapan oLilian Harveye Tiborvon Halmay, karşılıklı bir Votka içecekler.. Sert içkiye alışık olmayan von Haluvay rolü icabı öksürüp, tıksırıp, püskürecek. Bir fotografını gördüğünüz bu sahne- nin provaları yapılıyor, beğenili- yor, nihayet filim çevrilmeğe baş- lanıyor. Bu aralık husule gelen hadiseyi, bizzat, filmin bestekârı Gilbertten — dinlemeli. Oyunu seyreden Gil- bert, Thıeleye diyor ki: — Azizim, aktör olmak hakika- ten başka şey... Bak, şu Halmay, provaları gerçi güzel yapmıştı. Lâkin şimdi filim hakikaten çev- rilirken, daha başka, daha canlı daha çok tabii oynıyor. Bak şu öksürüp, tıksırıp, boğuluyormuş gibi hareketlere... Filim çevrilip bittiği, sahne nihayete erdiği halde, Halmay hâlâ öksürüyor. Yoksa sahnenin tamamlandığının farkında değilmi?.. Demindenberi kıs kıs gülen rejisör Wilhelm Thiele de şu ce- vabı veriyor: — Senin içtiğin votkanın içine de, ben kırmızı biber koysam, sen de öyle öksürürdün!... Hakikaten öğrendik ki, saâhne- nin canlı olması için, Thiele vot- Tibor von Halmay, “yanarak. öksürüyor > Lilian Harveyin karşısında, kanın içine âcı biber koydurmuş!. Tibor von Halmazın yanına yaklaştı. “Gülerek, teselli etmek istiyen Lilian Harveye şöyle dert yanıyordu: — Iyi ki Thiele yaluız komedi çeviriyor, dram ve bele cinai filimler çevirmiyor. Lilian Harvey hayretle sordu: — Neden? — Öyleya, onda bu tabiilik iptilâsı varken, bir cinai filim çevirmeye “kalksa maazallah or- tada, arkadaşlardan bir kaçı ta- biilik Ouğrunda, sahiden ölüp giderlerdi!... Yeni filimler Fransız stüdyolarında tekrar faaliyet başladı “ransız stüdyolarında paskalya tatiilerinden sonra tekrar faaliyet başlamıştır, Joinvillede Paramaunt stüdyolarında “Hangisini tercih etmeli?,, isminde bir filim şevri- liyor. Seneryoyu Yves Mirande yaz- mıştır. Baş artistler Noel - Noel Marie Golory, Margueritte Morcno- Rejisör Rene Guissartdır. Gene Joinville (stüdyolarında “ ölmüşbir yıldız , isimli bir filim çevriliyor. Senayosu Marcel Achrdın birromanından alınmıştır. Baş artistler. Madeleine Rendud Ralla (ONorman, Edith Mera, Dieandır. Mey Lemonnier ile Henry Garat tirende (o bir kadın isminde bir filim çevirmeğe başlamak üzere- dirler. Pathe Natan stüdyolunda “bö- lüğün neşesi diye bir filim çevri- liyor. Burada bir suvari kışlası görülmektedir. Felemenk baş ar- tistleri Dennio Jedn Gabin, Ra- innu dur. Epinaydeki sütötyolarda Fransız ibtilâline ait üç filmden D hazırlanıyor. Courbevois sütötyo- larında “Yalpa,, filmi çevriliyor. Bundan başke “Kırmızı köşkün esrarı,,. ' filminin mabadı olarak “Lâke çekmece,, isminde bir film çevirilecektir. z Vilettede Gaumont sütötyola- rında “Ağustos böceği, filmine devam ediliyor. anama i boğazı | Miiüniünintkside cikin dsl |

Bu sayıdan diğer sayfalar: