22 Nisan 1932 İş kanunu Sekiz saate itiraz edenler var Bunların başında kömür şirketleri geliyor Ticaret odasındaki iş komisyonu, mutelif müesseselerin iş kanunu hakkındaki fikirlerini öğrenmeğe devam ediyor. Şehirimizdeki nak- liye müesseseleri kanundaki iş saatine itiraz (etmişlerdir. Bu nevi şirketler işçilerini sekiz saat çalıştırmaktadırlar. İş saatine en ziyade itiraz eden müesseselerin (o başında (Ereğli kömür şirketi vardır. Ereğli şir- keti, ameleyi, ötedenberi saatle çalıstırmadığını, ocaklarda yapr- lacak işleri çavuşlara ihale etti- ğini bildirmektedir. Çavuşlarda amele tedarik ederek, ücret mu- kabilinde, o işi yapdırmaktadırlar. Hesap edildiğine göre, ocak- larda bir amele tarafından 70 kuruş yevmiyeye mukabil, 6 - 10 saat çalıştırılmaktadır. Zonğuldakta: bulunan: diğer şir- ketlerin ameleyi çalıştırma tarzıda Ereğli şirketine benzer, bu vaziyet karşısında, bu gibi şirketler sekiz saat mesai müddetile alâkadar olamıyacaklarıMm, ameleyi şirket- lerden ziyade çavuşların çalıştır- dığını beyan etmektedirler. Mesai müddetine, deri fabrika- ları da itiraz etmişlerdir. Bunlara göre sekiz saat mesai azdır. Esasen Yedi kule deri fabrika- larının işleri eskisine nazaran, azalmış, amele miktarıda tenezzül etmiştir. Bu gibi sanai müesseseler iş saatinin azalması istihsalatında azalmasına sebebiyet vereceğini ileri sörmektedirler. Garip şey 20 senedenberi hâlâ türkçe öğrenememiş! Bandırma 19 (Hususi) — Ban- dırma ağır ceza mahkemesinde kiymetli hâkimlerimizden Seyfed- din: beyin: riyaseti altında cereyan eden muhakemeler burada merak ve alâka ile takip edilir, 'dalma samiin. yeri, dolar. Geçen, gün tesadüfen bir muha- kemede bulundum. Şahit sıfatile Bandırmanın Mecidiye köyünden Nogay isminde biri davet edil- mişti. Reisin suallerine bir türlü cevap overemiyen bu adam, sağır değildi. Sonradan, 70 yaşın- daki bu zavalli adamın türkçe bilmediği: anlaşıldı. Yirmi sene evvel dinlerine ve milliyetlerine tecavüz edenlerden kaçarak vatama iltica eden bu gibi- lerin hâlâ türkçe öğrenmemiş ol- maları çok teessüre şayandır. Gayri mübadiller Ankaraya giden heyetin temasları Gayri mübadiller namına bay- ramın üçüncü günü Ankaraya giden mütekait Yanyalı Esat Pş. ile Servet ve Hamdi beylerden mürekkep heyet, (önümüzdeki hafta içinde avdet edecektir. Heyetin Ismet Pş. Hz. tarafından kabul edildiği, yazılmıştı. Gayrimübadiller mahafiline ge- len malümata göre, heyet, maliye vekâleti ile de temas ederek, müzayedeye çıkarılan Yunan em- lâkinin müterakim icarları karşılık tutulmak suretile Bonolara faiz verilebileceği noktai nazarını izah ve müdafaa etmiştir. Gayri mübadiller cemiyetinde, heyetin teşebbüsatı muvafık netice verirse yüzde 74 nisbetinde ehem- miyetli bir sukuta uğrayan bona- ların kıymetlenebilecegi kanaati çimi Sahife 5. Arap musikisi Kahireden gelen Rauf Yekta beyin beyanatı Kahirede arap musikisi kongre- sinde bulunan Rauf Yekta bey şehrimize avdet" etmiştir. Rauf Yekta bey, kongre hakkında bir muharririmize şu malumatı ver- miştir. — Kahire (omusiki kongresi, Şark musiki kongresi zannedil- miştir. Halbuki kongrenin mahi- yeti böyle değildir. Kahire musiki kongresinde arap musikisinin 1s- lâhı ve mekteplerde tedris mese- leleri görüşülmüştür. Kongre bizim musiki mesele- lesimizi alâkadar etmemiştir. , Mısır hükümeti, Kahireyi arap musikisinin bir merkezi haline getirmek niyetindedir. Her sene, Fas, Cezair, Suriye, İrak gibi arap. memleketlerindeki musiki sanatkârları Kahireye davet edile- cek, bunlara konserler verdirile- cektir. Hesap makinesi Necmi bey ve makinesi Denizli, 18 (Hususi) — Foto- grafını gönderdiğim Çivril mual- limlerinden Necmi bey bizzat imal ettiği yani başındaki sandik şeklindeki otomatik bir makine ile on kuruş bronz para mukabi- linde on kuruş ve ondan aşağı kıymetteki tütün paketlerini sat- makta ve geriye para da vermek- tedir. Bu makine on beş liraya mal olabilmiş ve bilumum malzemesi kendi elile, hiç bir Avrupa malı karıştırmayarak yapılmıştır. Tecrübe ve ruhsat itası için vilâyete müracaat eden bu genç muallim icadınm takdir edilirse projelerini hazırladığı daha başka makineler yapabileceğini söyle- miştir. Şükran borcu! Berlinde hırsızları bir gazete idaresine telefonla malümat verdiler lerine ait yüz altın para müzeden çalınmıştır. Hırsızlar paraları çal- dıktan sonra bunu bir gazete idaresine telefonla haber vermiş- lerdir. Hırsızlar, vaktile bu gazete kendileri hakkında iyi bir lisan kullandığından şükran borcunu ödemek için bunu yaptıklarını söylemişlerdir. Gümrük tarifeleri Ankara 20 — Iktisat vekâle- tinde gümrük tarifesini tetkik eden komisyon işine devam edi- yor. Bazı tarifelerin yüzde 15-20 derecesinde (arttırılacağı, (bazı muafiyetlerin kaldırılacağı söyle- niyor. Tahdidi teslihat Tardieu- Makdo- nald mülâkatı Fransız gazeteleri endişe içinde Paris, 21 (A.A.) —Le Journal; M. Tardieu ile M. Makdonald arasındaki mükâlemelerin başlıca mevzuunu Sir John Simon tara- fından müdafaa edilen teslihatın keyfiyet itibarile tahdidi noktai nazarını — teşkil etmiş olduğunu yazmaktadır. Bu mükâlemeler. M. Tardieunun intizer etmekte pek haklı olduğu itminanı bahşetmemiş olduğundan mumaileyh mükâlemelere Cenev- rede devama karar vermiştir. Matin gazetesi Simon takririni Fransa tekliflerine set çekecek mahiyette telâkki etmekte ve fransız heyetinin bu takriri kabul edemiyeceğini yazmaktadır. Diğer taraftan oCenevredeki müzakerelerin (tahdidi teslihat meselesinin (o Fransanın (Oemnü selâmetine (müteallik en ufak teminatı ihtiva etmiyecek surette halline doğru bir istikamet alması gazeteleri endişeye düşürmekten hali kalmamaktadır. Gazeteler, Fransanın 12 seneden beri takip etmekte olduğu siya- seti ve müdafaa etmekte bulun- duğu vaziyeti muhafaza etmek hususunun M. Tardieu'ye ait olduğunu yazmaktadır. Ingiliz lirası yeniden düştü Londra 20 ( Hususi ) — Ingiliz | lirası bugün: borsada: yeniden bir miktar düşmüştür. Sadakat yemini Irlanda parlamentosu kati kararını verdi Londra 12 (Hususi) — Yeni Irlanda parlamentosu bugün ilk içtimamı akdetmiştir. £ Sadakat yemininin ilgası için M. De Valera tarafından vuku bulan teklif, kısa bir müzakereden sonra kabul edilmiştir. Izmirde asarı atika bulundu İzmir, 20 — Parka tahvil edil- mekte olan namazgâh mezarlığın- da çok eski devre ait heykel ka- idesi ve daha bazı asarı atika meydana çıkarılmıştır. Yunanistanda umumi intihabat Atina, 20 (A. A.) — Siyasi ma- hafilde beyan edildiğine göre gelecek umumi intihabatVeylülde, nisbi temsil usulüne tevfikan icra edilecektir. Ingiltere - Rusya Lortlar kamarasında muhafazakârlara bir hücum Londra 21 — İngiltere-Sovyet Rusya münasebatı hakkında lort- lar kamarasında mühim bir müza- zakere olmuştur. Liberallardan lort Lloyd bir zamanlar, borçların inkârı ve dumping dolayısile Rusya aleyhinde: şiddetli bir lisan kulla- nan muhafazakârları şimdi vazi- yetlerini değiştirmiş oimakla itti- ham etmiştir. Bir çok lortlar Rusyanın kereste ve hububat itbalâtı hakkında nazarı dikkati celbetmişler ve yeni bir vergi oOkonmasını istemişlerdir. Hükümet namına cevap veren M. Snovden meseleyi ticari noktadan tetkik etmek lâzım geldiğini, Rusyadan gelen mal ile giden mal arasında fark olduğunu, bu sebeple hükümetin Rusya nezdinde icap eden teşebbüslerde bulunduğunu söylemiştir. Bunun üzerine müza- kere kâfi görülmüştür. AKŞAM'ın tetrikası: No: 88 <<. 22 Nisan 1932 ZINDAN HATIRALARI Abdülhamitdevrine ait hakiki maceralar Muharriri : * Fırkalar, cemiyetler Avrupada, Mısırda o muhtelif sebeplerle birbirlerinden ayrılmış olan O( Genç Türkler ) yene hep ayni maksat, ayni emel pe- şinde olmakla beraber muhtelif isimler altında cemiyetler kur- muşlar öyle çarpışıyorlardı. Bun- ların arasında hususi emeller güden, hattâ tamamile aykırı gayelerde çalışanlar da yok değil idi. Bunlara (Jön Türk) denemezdi. O vakit mevcut cemiyetler sa- yısızdı, meselâ, ittihadı terakkiden başlıyarak: intikamcılar cemiyeti, istirdatcılar cemiyeti, yeni osmanlı cemiyeti , şürayı ümmet cemiyeti, şafak fırkası, yeni osmanlı bitaraf ittihat cemiyeti... Ve ilâh, sonra arnavut cemiyeti, ermeni komi- tesi... Ve gene ilâh... Bunların gazeteleri de vardı. Irili ufaklı çıkan gazeteler de çoktu, bakınız: kanunu esasi, hak, intikam, istirdat, Şurayı Ümmet, Osmanlı, Arnavutluk, vatan, tah- rip, tokmak, liberal otoman.... Sonra bir çok küçük risaleler... Bunlar nerelerde basılırdı, bu kadar matbaa nereden çıkmıştı. Öteden beriden bulunan para ile, bazan hali vakti yerinde bir arkadaş yardımı ile, bazan muh- telif (o teşekküllerin (gönderdiği mebaliğ ile Istanbuldan veya Mısırdan hurufat getirtilir, hemen masalar ve kasalar hazırlanır ve bir mürettip bulunca iş tamam olurdu. İsviçrede Cenevrede (Intikam ) çıkıyordu. Bu gazete o zaman Ispanyada sefaret kâtibi olan Tunalı hilminin parasile çıkıyordu. Tunalı, sarayı kafese koymuş, sözde arzı hizmet ediyordu. Mak- sadı oradan para koparıp böyle gene onların aleyhine çalışmaktı. Ispanyadan aylığı alır almaz Cenevreye para yetiştirir, yazı yetiştirir, omuntazam mektuplar gönderir, hatta risaleler bastırırdı. İntikamı (Cenevre) de Ali Fahri bey çıkarırdı. Bu gazete evvelâ şapiroğrafla (çıkıyordu. o Sonra hurufat tedarik edildi ve küçük kıtada müntazam bir gazete hâlini aldı. Mürettip bulunamamıştı. Parise yazıldı, orada bir ermeni varmış fakat bulunamadı. Bulgaristanda türkçe. mürettip (bulunabileceği haber alındı ise de orası da uzaktı, harcerah meselesi vardı. Nihayet iş başa düşmüştü. Ken- dileri oturup gazeteyi dizerlerdi. Artık tasavvur ediniz bu acemi mürettipler nasıl göz nuru döker- ler, nasıl iğne ile kuyu kazar gibi çalışırlardı. Fakat bu küçü- cük gazeteler Abdülhamidin uy- kusunu kaçırırdı. Adedi tabı üç- yüçü ogeçmiyen bu minimini gazetecik saray nazarında bir mevcudiyet idi. Saray bunlarla geceli gündüzlü uğraşırdı. Pariste sefir, adeta bütün sefaret işlerini unutmuş, ihmal etmiş, hep jön Türklerle uğraşmağa başlamıştı. Isviçreye gönderdikleri konso- los Haydar beyinde vazifesi bu idi. Bu Haydar bey jön Türklerle dost olarak, onları bu dostlukla yola getirmeği düşünüyordu. Bu sebeple genç türkleri bil- hassa intikamcıları sık sık ziya- fetlere davet eder, onlarla dost- luğunu arttırmağa çalışırdı. Bir gün onları gene (Viktorya) oteline davet etmiş, dost gibi, arkadaş gibi ikramlarda bulun- muştu, bir sırada: — Beri sairleri gibi kıyas etmeyiniz. Kendinize bir birader farzedin. Elimden gelen her iyiliği sizin için yapmağa hazırım. Bakı- nız bu sefer gene İstanbuldan haber geldi (lIntikamı çıkaran efendilerin iskâtı ve dairei sada- kate ircaı ne ile mümkün olduğu süratle tahkik ve işarı) diye. Filhakika konsolos Haydar bey de, diğer bu gibi memurlarda hep saraydan aldıkları emirle iş görürlerdi. Beş dakika evvel (beni sairlerine kıyas etmeyiniz, ben biraderinizim) diye, iki dakika sonra da (saraydan aldığı emirle) hareket ettiğini ifşa ederdi. Genç Türkler, ona şu cevabı vermişlerdi: — Inşallah haftaya gazetemizi hurufat ile çıkaracağız. Hazırlan” mış bir kaçda risalemiz var Zati âlilerine de takdim ederiz. O hiç bozmazdı, teşekkürler, muvaffakiyetler diler,. sureti hak- tan görünerek, onlara hattâ yol gösterirdi. Jön türkler, intikam- cılar, konsolosun ziyafetine mu- kabele etmek için onu (Kronovil) kahvesine davet etmişlerdi. Ha- nımı ile birlikte geldi. Bir müddet sonra hanımın rahatsızlığını ileri sürerek gittikten sonra: — Bizim hanım geçen gün bana sormuştu, “bu beyler ne istiyorlar?,, Bende izah ettim, onun üzerine hanım dediki, demek şahsi mesele Padişahatan intikam almak iste- yorlar. Intikamcılar hemen cavap veriyorlar ve şahsi bir intiakam mevzuu bahsolmadığını maksadm memleketi kortarmak, memlekette muntazam ve hür bir idare kur- mak olduğunu anlatıyorlar. Konso- los, busözleri bir kere daha genç Türklerin ağzını aramış oluyordu. Nihayet dayanıyordu, gene saray- dam aldığı şüphesiz olan ilhan ile: Böyle neşriyat ile bir iş görmek imkânsızdır bence diyor. Istanbul çok kuvvetli. Ben sizin yerinizde olsam şu herifin (yani Abdülha- midin) hem parasını alırım, hem de gazetemi neşrederim. Cevap: bekleyen gözlerle karşı- sındakileri süzüyor onlar cevap veriyorlar. — Bunu kim yapmaz hani öyle bir kelepir. Konsolos memnundu. Çünkü saraya, ben bunları para ile . yola getireceğim diyecek, sonrada, “ne yapalım, parayı al- dılar, gene sözlerinde durmıyorlar,, diyecekti. Fakakt bu arada geçen zaman zarfında ihsanlar, terfiler, rütbeler, atiyeler de yağacaktı. Intikamcılar, ziyafetten dönüşte masa başına geçip hesap görmüşlerdi. O günkü ziyafet masrafı tam (53) frank tutmuştu. Elli üç frank. Müthiş bir rakkaml Ve bu parayı. bulabilmek için kaç gündür nasıl uğraştıklarını hatırlıyarak bir an düşünceye daldılar, sonra yine kollarını sıva- yarak gazetelerini hazırlamağa koyuldular. İşte hürriyet için çalışan o in- in o VE, i böyle fedakâr, bö ayyur idiler. a (Arkası var) 23 Nisan: Çocuk Haftasının başlangıcıdır. ğ