İ Niyazi © Beyoğlunda oturduğu evde taban- © ca ile yaralanarak ölmüş, hadise- “düğü cihetle — olması ihtimaline binaen tahkikat - tamik edilmişti. 22 Nisan 1932 ARADA SIRADA m —— Akçe meselesi Dün, dükkân camekânlarinın nünde durupyteşhir edilen eşya- ara baktım. Aman efendim, ne cuzluk, ne ucuzluk 1.. Bir zaman- iğ Jar üç yüz kuruşa aldığımız kra- #vatlar 125 kuruş. Beş liraya İ giyilen gömlekler 250 kuruş. 90 # kuruşluk (o çoraplar (o 28 kuruş. Daha bir sene evvel 8 papelden İ aşağı iskarpin yoktu. Bugün üç buçuk liraya kadın iskarpini, İ dört liraya erkek kundurası satı- i byor. Geçen sene, en basit lokantacı- larda, bir liradan aşağıya yemek yemek imkânsızdı. Bugün azami İİ elli kuruşa karın doyurmak kabil. Hele işportalardaki mallar, harp- İ ten evvelki zamanı hatırlatıyor: “ Her ne alırsan al, bir yanı ku- ruş, bir yanı yetmişer parayal, diye bağıran Mahmutpaşa seyyar- # ları gibi, köşebaşlarından sesler duyuluyor: “ Benim adım Elmas, bilmemek olmaz, beş kuruşa bir çorapl.. Seç seç all..,, Fakat bütün bu ucuzluğa rağ- men, dükkânlar boş, lokantalar boş, işporta önlerinde kimseler yok. Meşhur fıkradır: Oğlu babasına haber vermiş: “Bir deve bin ak- çeye satılıyor, Babası: “Getir alayım,, demiş. Bir zaman sonra çocuk gene haber getirmiş: “Baba bir deve bir akçeye satılıyor,, Babası boy- nunu bükmüş: “Alamam oğlum!, İşte bunun gibi, şimdiki uzuz- luk da akçe meselesi... İsterse mal bir paraya olsun: Para nerede? Amma, beş sene evvel 300 ku- ruşa satılan mal, şimdiki gibi 100 kuruşa satılmış olsaydı, belki şim- | di 100 kuruşluk malı beş kuruşa almak için düşünmezdik? Selâmi İzzet Cinayet değil Hadisenin kaza eseri olduğu anlaşıldı Sabık o polis Okomiserlerinden bey geçende bir gece de bazı şüpheli: noktalar görül işin bir cinayet Bu vaka etrafında adliye tara- “ fından yapılmakta olan tahkikat © ikmal edilmiştir. Tahkikat neticesinde, vaka ge- cesi Niyazi beyin odada oturur- ken kapının önünde bir ses işit- tiği ve birdenbire pantalonunu çekip dışarıya çıkarken eli taban- caya dokunarak kazaen patlıyan kurşun Okasığına isabet ettiği tesbif edilmiştir. Karısına attığı yumruk kadının karnındaki çocuğu öldürdü Eyipte oturan Hatice hanım polise müracaatla evde kocası Hüseyin ile kavga ettiklerini ve Hüseyinin kendisine vurmak iste- diği bir yumruk sekiz aylık çocu- ga isabet ederek çocuğun bun- dan öldüğünü iddia etmiştir. Tahkikat yapılıyor. 2 ay 10 gün daha! Istanbulun tanınmış kadın yan- kesicilerinden pandoflacı Muzaffer ismindeki kadın yeni bir cürüm- den dolayı üçüncü ceza mahke- mesinde muhakeme edilmiştir. Esasen müteaddit cürümlerinden dolâyi mahküm ve mevkuf bulu- nan Muzaffer bu muhakeme neti- cesinde 2 ay 10 gün müddetle hapse mahküm olmuştur. Sahife 3 Verem hastanesi Arsalar alındı, fakat inşaat için tahsisat yok Verem (o hastanesi (yapılmak üzere, Cerrahpaşa hastanesi yanın- daki arsaların belediye tarafından istimlâk edileceği yazılmıştı. Be- lediye arazi sahiplerile yaptığı müzakerelerden! sonra buradaki araziden bir bostanı on beş bin liraya istimlâk etmiştir. Hastane için daha bir miktar arazi lâzım geldiğinden bostana bitişik olan arazi sahiplerile de temas başlanmıştır. Bu kısım için de aşağı yukarı on beş bin lira daha verilecek ve bu suretle verem hastanesi arsası temin edilecektir. Ancak hastanenin bu sene inşası için bütçeden tahsisat konulama- mıştır. Gelecek sene bütçesinde tahsisat ayrılması düşünülmekte- dir. Belediye, verem hastanesini şimdilik 200 yataklık yapmak ve ileride imkân bulunursa 500 yatağa iblâğ etmek fikrindedir. Muallimler Idari vazifesi olanlar mualiimlik yapamıyacak Evvelce resmi lise ve orta mek- tep müdür ve muavinlerinden bir kısmı bu vazifelerine ilâveten ha- riçte diğer mekteplerde de mu- allimlik yapmakta idiler. Maarif vekâleti bu gibi müdür ve muavinlerin kendi mekteple- rindeki idari vazifelerini fazlalı- ğını ve ehemmiyetini nazarı iti- bare alarak hariçte muallimlik yapmalarını menetmiştir. Son defa maarif vekâleti bil- umum mekteplere bir tamim gön- dermiştir. Bu tamimde, o mekteplerdeki muallimler arasında bu gibi mü- dür ve muavinler mevcutsa bun- ların bu ders senesi nihayetine kadar derslerine devam ettirile- rek gelecek ders senesi başından itibaren vazifelerine nihayet ve- rilmek üzere isimlerinin maarif müdiriyetine yazılması bildiriliyor. Bunlar gelecek sene muallimlik yapamıyacaklardır. El öpmemiş! Bu yüzden çıkan kavga dayakla neticelendi! Bayram günü Kasım paşada garip bir kavga olmuştur. Kasimpaşada oturan Halil efendi isminde birinin karısı Fahriye hanım bayramda ziyaret için ahpabı Sıddıka hanımin evine gitmiştir. Fahriye hanım bayram- laşırken Sıddıka hanımın elini öp- mediği için kadın söylenmeğe başlamış, Obu yüzden karşılıklı homurdanmalar büyüyerek ara- larında kavga çıkmıştır. Iki kadın biribirlerine girmiş- ler ve kavgada Fahriye hanım Sıdıka hanımı dövdükten sonra savuşup gitmiştir. Fahriye Ohanım eve gidince vakayı kocası (OHalil efendiye anlatmıştır. Halil efedi büsbütün kızmış , köpürmüş ve derhal evden fırlayıp Sıddıka O hanımın evine gitmiştir. Evde ikinci bir kavga da Halil efendi ile başlamıştır. Bu sırada alt katta oturan kiracı Zarife hanım da kavgaya karışmıştır. Halil efendi Sıddıka hanımla Zarife hanımı dövüp savuşmuştur. Hem Fahriye hanımdan, hem kocasından üst üste dayak yiyen Sıddıka hanım polise müracaat etmiştir. Polis, kavgacıları yakalı- yarak tahkikata başlanmıştır. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş SAYLIK 750 » (1450 » 3AYLIK 400 » IAYLIK 150 » — may” Abono ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. 800 » Zilhiççe 16 — Kasım :167 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E, 8,25 1047 5,17 9,5 2 140 Va. 3,22. 5,12 1213 16, 18,55 20,34 — m. Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Fakir çocuklara yardım Himayei etfal Karacasu şubesi kâtibi Ferit Ragıp beyler, mektebi mual tarafından laşe edilen fakir çocuklar. ( X ) işaretli himayei ettal reisi Ali Vehbi, 1 âzadan muallim Saim, 2 âzadan baş muallim Süleyman Feyzi, 3 heyet , diğer zevat merkez limleridir.) Karacasu 18 (Hususi) — Maarif vekâletinin tamamile ilk mektep- lerde teşekkülü icap eden kimsesiz ve fakir çocukları himaye heyeti kazamızda da beş aydanberi çalışmakta ve muntazaman 33 yetim yavruya sıcak öğle yemeği temin etmektedir. Heyet, çocuklara ayrı ayrı elbise, ayakkabi, kasket, iç çamaşırı, mendil, defter, kalem de temin etmiştir. Halk nakti muavenetlerde bulunmak suretile yar- dımda bulunmuştur. Maddi ihtiyaçlar içinde kıvrandığı halde kadir- şinaslık ve ulüvvü cenabı elden bırakmıyan Karacasu halkı bu hayırlı işi benimsiyerek bu yolda canla başla çalışmaktadırlar. Grip, nezle Fena havalar yüzünden tekrar başgösterdi Son günler zarfında havaların sık sık değişmesi yüzünden mev- sim hastalıkları tekrar başlamıştır. Grip ve nezle epice çoktur. Fakat en ziyade anjin denilen boğaz hastalığı vardır. Hastalık hararetle bir kaç gün devam etmektedir. Rutubetli ve soğuk havalar devam ederse nezle ve gribin daha ziyade artmasına ihtimal veriliyor. Kaçak rakı Beyoğlunda Kalyoncu kulluğun- da Ağammenun isminde birinin evinde kaçak rakı bulunduğu haber alınarak araştırma yapıl- mıştır. Evin alt katında ki bod- rumdrumda rakı kazanı, tenekeler, cibre ve saire bulunmuştur. Eşya müsadere edilmiş, ev sabibi yaka- lanarak hakkında zabıt tutulmuştur. Kimsesizler yurdu Yurda bu sene 200 çocuk alınacak Kimsesizler yurdu ittihaz edilmek üzere belediye tarafından satın alınan Galatadaki binanın yakında tanzimine! başlanacaktır. Yapılan hesaplara göre bina üç yüz kişiyi alabilecek büyüklüktedir. Buraya ne gibi evsafı haiz çocukların alınacağı, bunların yaşla, tabi ola- cakları terbiye sistemleri tayin edildikten sonra Yurt açılacaktır. Şimdilik Yurda iki yüz çocuk alınacaktır. Yurdun açılması için yeni tahsisata ihiyaç yoktur. 331 Ancak buhususta tahsisat mevcuttur. bütçesinde Yurdun tevsiine ihtiyaç görülürse o zaman yeniden tahsi- sat aranacaktır. Sadaka isterken.. Çantayı kapıp kaçmağa kalkıştı Matmazel Silva isminde bir kız evvelki akşam Beyoğlu caddesinde giderken yanına bir adam yakla- şarak sadaka istemiştir. Kız para vermeğe hazırlanırken adam bir- denbire elindeki çantayı yakala- mıştır. Matmazel Silva çantayı verme- mek için bir müddet uğraşmışsa da muvaffak olamamış, mutaarrız çantayı zorla kapıp kaçmıştır. Kızın feryadı üzerine polisler yetişerek adamı yakalamışlardır. Bunun Hayreddin isminde birisi olduğu anlaşılmıştır. Hayreddin adliyeye verilecektir. Konservatuvar talebesinin konseri Konservatuvar talebesi, cuma günü Tepebaşı tiyatrosunda bir konser verecektir. Yol parasından dörder lira iade edilecek Vaktile on lira üzerinden alınan yol parası şoseler ve köprüler kanunu üzerine altı liraya indi- rilmişti. Bu tenzili müteakip on lira üzerinden tahsil edilen yol vergilerinin dört lirasının mükel- leflere iadesi lâzım geliyor. Bunun için idarei hususiyenin yeni sene büçesine tahsisat O konulmuştur. Aradaki bu fark bu sene içinde iade edilecektir. — li aremiz ŞEHİR HABERLERİ — Çocuk haftası münasebetile.. Hemen hemen hepimizin çocuk- luğumuza ait en feci hatıramız çalı süpürgesile yakılmaktır. Biz de hangi çocuğun kaidesi çalı süpür- gesi ile yakılmış (değildirki?, Aşağı yukarı bu hususta hepimiz gazi sayılırız. Büyüdükten sonra insan çok yanar, karagözlülere yanar, yeşil gözlülere yanar, elâ güzlülere yanar, menekşe rengi gözlülere yanar, mavi gözlülere yanar amma küçüklükteki kaide yanışı hiç bir yanıklığa benzemez.. Bu acıyı erbabı ( bilir. (Hani “ kuyruk (o acısıl , (derler ya, “ kuyruk sokumu acısı ,, yanında bu hiçtir.. Sanki mühim bir deva imiş gibi geceleri yataklarıni kirleten ço- cukları çalı süpürkesile yakmak nereden hatırımıza gelir? Seneler bir çok âdetlerimizi değiştirdi. Bu ihrak keyfiyeti hâli baki... Bir komşum var, hem de zengince hâli vakti yerinde, görmüş geçir- miş bir aile.. Ve lâkin çocukla- rının beli biraz gevşekcene galiba... Çocuğu her sabah gözlerini açar açmaz kahvaltı makamında çalı söpürkesile kai- deyi ihrak.. Biçare çocuk benim içinde çalar saat vazifesini gö- rüyor.. Çünkü saat tam altı bu- çukta karşıki evde feryat yükse- liyor, bende gözlerimi) açıyorum.. 23 nisan çocuk bayramı dolayisile yapılacak levhalardan O birinede “çalı süpürkesile yakılmak iste- miyoruz!,, diye yazmalı.. Bereket ki bizim çocukluğu- muzdaki o etli canlı çalı süpür- ğeleri kalmadı. Şimdi kile mısir buğdayı gibi cansız mansız şey- lerde pek o kadar tesiri olmayor.. Yoksa aksi "takdirde yandı idi. Yeni yetişecek olan nesil... Hele kavun karpuz, zamanı geldi mi felâketti... Artık o za- man facialar baş gösterdi. Ma- lümya kavun, karpuz biraz faz- laca müdrirdir. Faraza akşamdan dört beş büyük dilim karpuzu kıvırmışsınız ... Artık rüyanızda mükellef 100 numaralar görü- yorsunuz. Hani biraz ferahlayayım diyorsunuz. Birde gözlerinizi açı- yorsunuzki göl, göl... Mükemmel kulaç atabilirsiniz.. Hemen o zaman kalkmanız ve kurutma çarelerine baş vurmanız lâzımdır.. Böyle vaziyetlerde ya- tağı kurutmak için bizim zama- nımızda muhtelif usuller, vardı. Faraza sabah olduğu halde yata- ğın içine ve yaşlığın üstüne saat- lerce yatmak, vücudun bhârareti ile şilteyi kurutmak, hiç değilse nemli bir hale getirmek vesaire... Benim pek, amma pek yakından tanıdığım birisinin - yani kendimin demeyorum - bir macerasını bili- rim, ömürdür. Çocuk yataktan kalkar, bir de bakar ki facial... Yatmak kabil değil. Etrafına bakınır ve büyük valdenin namaz seccadesini görür. Alır yayar, ve yatar. Sabah.. Büyük valde sabah namazına kalkar.. Seccade yok.. Arar, tarar yok, yok.. Bütün ev uyanır... Bir de bakarlarki sec- cadenin ucu mahtum beyin yata- ğından sarkıyor.. Hey kör olasıca yumurcak |, Büyük hanım namaz seccadesini oyumurcağın (altına yaytıkları için ev halkına çıkışır.. Ev halkı şaşırır.. Ve nihayet hep birden çocuğun üstüne hüçum.. Gelsin süpürge... Fakat en ziyade çocukların yataklarını kirletmelerine sebep yine çalı süpürkesidir. O korku ile yatan küçük, rüyasında ne fa- cıalar görür ve bittabi göl içinde uyanır... Dediğim gibi 23 Nisanda süpürğeye ve yakmağa dair bir lavha herhalde ister.. Hikmet Feridun