9 Nisan 1932 Sevimli sinema yıldızı Jeanette Makdonald geçem sene Nev york bankerlerinden Robert Ritchi ile nişanlanmış, iki nişanlılar birlikte Avrupaya gelerek iki ay kadar muhtelif memleketleri gezmişlerdi. Jeanette Makdonaldın Ameri- kaya döner dönmez bankerle evleneceği tahmin ediliyordu. Hal- buki bu izdivaç vuku bulmadı. Aradan bir sene geçtiği halde elân evlenmek için bir hazırlık yoktur. Gerçi nişan bakidir, iki genç sık sık biribirlerine mektup yazıyorlar, fakat evlenmek bahsine gelince şimdilik bunu düşünmü- yorlar.. Daha doğrusu Jeannette Makdonald düşünmüyor... Bir Amerikalı gazeteci buna merak etmiş ve artistin niçin bir türlü evlenmeğe karar vermediği- ni anlamak istemiştir. Jeanette gazeteciye uzun ve çok şayanı dikkat şeyler söylemiştir. Bu beyanat artistin aşk hak- kındaki düşüncelerini hulâsa et- mek itibarile ayrıca bir kiymeti haizdir. | Jeanette (o Makdonald diyor ki: — (Robert Ritchie) ile alân evlenmediğimize neden merak et- tiğinizi anlıyamıyorum. İzdivaçtan maksat bir erkekle bir kadının meşru bir surette bir arada yaşa- masıdır. Halbuki Rob'ın işi Nev- York da- benimki Hollivut ta... Bizim bir arada yaşamamız nasıl kabil olur?... Şu halde beklemek- ten başka çare yok... “Aşk bekler mi?,, diyeceksi- niz... Ben size bir itirafta bulu- racağım: Aşka okadar inanmam... Aşk dediğiniz şey çok naziktir. Haşin bir tavur, manasız bir söz, çirkin bir lâtife aşkı kırar, öldürür. Aşkın, hayatın bütün müddetince devası edeceğini kim- se temin edemez. Ben aşkı pek genç ve teçrübe- siz insanlarda bir derece mazur görürüm... Böyle birşey benim de başımdan geçti. Henüz pek gençtim, sahneye ilk defa olarak çıkmıştım. Nev york da bir sah- nede şarkı söylerken genç bir artiste âşık oldum. Bu aşk beni gemirip duruyordu. Halbuki (o sevdiğim ( delikanlı başka kadınlar arkasında koşu- yordu. Kalbim kırıldı, artık ha- yatın benim için bir işkence olacağını düşündüm, bir aralık Ne ieiie Makdonald v. denilen şeye inanmıyor “Ben flörtten çok hoşlanırım, fakat bu, nişanlımı sevmekliğime mani değildir,, Jeannette Makdonald ve nişalısı intihar bile (o aklımdan geçirdim. Bereket çok samimi bir arka- daşım bana yardım etti, bu fena düşünceleri silip atmaklığım için epice uğraştı, beni pek beğenen ve birşey söylemeğe cesaret ede- meyen başka bir genç aktörü prezanta etti. Her kadın gibi, ben de beğenilmiş olmaktan çok memnun oldum, delikanlıya iltifat ettim. Aramızda bir flört başladı. Birlikte geziyor, eğleniyorduk. Birkaç ay sonra ilk delikanlıyı büsbütün unuttum ve intihar gibi delice şeyleri, nasıl aklımdan ge- çirdiğime şaştım. O zamandanberi aşka inanmıyorum. Bir parça etmeği hüsnüniyet ve hayalattan sıyrılmak, insanı kurtarmak kâfidir.. Evlenmek meselesinde nazarı dikkate alınacak mühim bir nokta daha var: Kadınla erkeğin biribir- lerini iyi tanımaları... Bu, bilhassa aşktan için kadınlar için çok lâzımdır. Çünkü erkekler bir kerre evlendiler mi derhal değişiyorlar, büsbütün başka bir adam oluyorlar. Işte bunun için evleneceğiniz erkeğin kusurlarını evvelden bulmanız ve evlendikten sonra buna ne dereceye kadar tahammül edebileceğinizi anlama- nız lâzımdır. Bu, kolay biriş değildir. Çünki sizin için meziyet olan şey bana göre bir kusurdur. Benim müna- sebetsiz gördüğüm şayi bilâkis siz çok beğenebilirsiniz. Size tuhaf bir şey süyleyeyim. Nişanlı- mın bende bulduğu en büyük kusur kıskanç olmamaklığımdır... Buna ne dersiniz?... Halbuki ben kıskançlığı çok manasız birşey addederim. Insan niçin kıskanç olmalı?.. Bir insanın haysiyeti ve şerefi kıskanç olmağa manidir. Size bir itirafta daha buluna- cağım: Ben flörtten çok hoşlanırım. Kendim bundan hoşlanırken nişan- lımı genç kizlarla flört etmekten nasıl mahrum edebilirim, bundan dolayı nasıl kıskanabilirim? Flörtten (o zevk doymaklığıma rağmen bu hal, nışanlımı sevmek- liğime manı değildir. Fakat bu sevda alelâde sevda- dır, aşk filân değil!,. Bu gibi şeylere inanmadığımı daha evvel size söylemiştim. Ben Robu yanımda gördükçe kendimi daha müsterih, hayat mücadelesinde daha emniyetli hissediyorum. Onun verdiği hü- kümleri dinlemek, onun fikrini almak ibtiyacıdı £ hissediyorum. Hattâ onun himayesini istiyorum. Benim düşüncelerimi galiba garip buluyorsunuz... Fakat sizinle flört etseydim eminim ki böyle düşünmezdiniz!.. Lâtife bertaraf, Rob benden emindir. Kendisine aadakatsızlıkta ( bulunmiyacağımı pekâlâ bilir. Zamanı gelince haya- tımızı birleştireceğiz. İşsizler Alman sinema sanatkâr- larının yardımı Berlin, 4 (Hususi) — İşsizlik yüzünden Almanyada bircok aile- ler aç ve çıplak kalmıştır. Bunlara yardım etmek için ianeler top- lanmaktadır. Ufa filim şirketinin sanatkârları da, muhtaç halka yardım etmeğe karar vermişlerdir. Bu meyanda nisanın 3 üncü pazar günü Breslavda büyük konser salonunda, Ufa yıldızları büyük bir kabaret gecesi yapmışlardır. Akşam Lilian Harvey, Willy Fritsch, oBenatte Müller, Else Elster, Lien Deyers, Betty Bird, Otto Wallburg, Fritz Grünbaum, Eugeu Rex, Peter Kreuder, Anton Poitner ve Taudar, Kurt Hirsch'in sanat idaresi altında sahneye çıkarak muhtelif numaralar yap- mışlardır. Bilet . satışında tekmil para muhtaçlara tahsis olunmuştur. Sanatkârlar yol ve otel masraflarını bile lardır. temin edilen almamış- Cemiyeti Akvam ve sinema Cemiyeti Akvam meclisi son içtimalarında O beynellmilel | bir sinema enstitüsü tesisi meselesini tetkik etmiştir. Bu enstitü bilhassa çocuklar için terbiyevi filimler vücuda getirecektir. Sarı vesika «Sarı vesika» filminde Elissa Leandı Bu hafta artistik sinemasında “Sarı vesika,, filmi gösterilmek- tedir. Filmin mevzuu şudur: Çar Rusyası zamanı.. (o Petresburgta Meri isminde bir genç kızın ba- basını Siberyaya sürüyorlar. O esnada Rusya dahilinde ancak kokot (Okadınlar ( dolaşabiliyor. Meri de Siberyaya gitmek ve babasını görebilmek için bir sarı Filimden bir sahne Bu hafta Melek sinemasında “ Saadet gölgesi ,, filmi gösterik/ mektedir. Filmin mevzuu şududur: Madam Lipetin yetimhanesinde Jüdi isminde bir genç kız... Jüdinin zengin bir hamisi var: Cervis... Bu zat genç kızı Kolleje yerleş- tiriyor ve kendi hesabına tahsil ettiriyor.. Cervis uzun müddet genç kıza kendisini tanıtmıyor. Genç kız zengin hamisinin yalnız bir defa duvarda gölgesini -gör- müştür: Uzun bacaklı bir gölge.. Cervis uzun müddet mukavemet etmek, Jüdiye gönlünü kaptırmak istemiyor. Fakat muvaffak ola- mıyor. Genç kız da kendisini esasen sevmektedir. Evleniyorlar. Cesur kaçakçı Bu hafta Glorya sinemasında “Cesur Kaçakçı, filmi gösterilmek- tedir. Lui isminde bir Kanadalı genç Montreal şehrinde bir mik yonerin kızını seviyor. Bu estada © şehirde müthiş bir soygun, . yapılıyor. Money isminde bir polis ha- fiyesi ortada hiç bir şey yokken Luiden şüpheleniyor. Biçare deli- kanlı biraz sonra hiç bir kabahati yokken tevkif ediliyor. Genç kız sevgilisinin (günahsız olduğuna kaildir. Biraz sonra asıl hırsız bulunuyor. Lui hapisten çıkıyor ve sevdiği ile evleniyor. Haşmetmeap — eğleniyor vesika alıyor, kokot kadın vaziye- | * © tinde Siberyaya gidiyor. Fakat Meri Siberyaya gelince babasının çoktan öldüğünü öğre- niyor. Genç kız pek müşkül bir vaziyette kalıyor. Fahişe zannile bir çok tecavüzle uğruyor. Hapse atılıyor. Bu sırada Rusyada tetkikat yapan bir gazeteci ile tanışıyor. Bu Rolf isminde bir İngilizdir. Genç kız hiç istemediği halde birde cinayet yapıyor. Büsbütün müşkül vaziyette kalıyor. Fakat gazeteci Rolf bütün bu müşkülâtı bertaraf ediyor ve genç kızı kur- tarıp memleketine götürüyor. Bu hafta Majik sinemasında gösterilmekte olan bu filimde bir sahne.